ALEVİ AKADEMİSİ DERSLERİ DEVAM EDİYOR...
ŞAHKULU ALEVİ AKADEMİSİ DESLERİ DEVAM EDİYOR…
Ayhan Aydın
Dünyadaki en önemli Alevi Bektaşi ana merkezlerinden birisi olarak anılan ve tarihsel boyutuyla bu önemini devam ettiren Şahkulu Sultan Külliyesi’nde (Dergah-Tekke), Alevilik Bektaşilik’le ilgili önemli çalışmalar yapılmaya devam ediyor.
Bünyesinde, önemli bir arşiv ve dokümantasyon merkezinin kurulması planlanan, zengin bir kütüphaneye sahip, İstanbul’da en çok ziyaret edilen Alevi Bektaşi merkezi olan Şahkulu Sultan Külliyesi Mehmet Ali Hilmi Dedebaba Vakfı; aynı zamanda yapımı tüm hızıyla süren Kız Öğrenci Yurdu yapımıyla geleceğe dönük büyük eğitim yatırımlarıyla da dikkat çekiyor.
Şahkulu Sultan Külliyesi bünyesinde “Şahkulu Alevi Akademisi” olarak isimlendirilen ve genel Koordinatörlüğünü Gazeteci Yazar Necdet Saraç’ın yaptığı önemli bir etkinlikle, bilim insanları, araştırmacı-yazarlar ve inanç önderleri Alevilik konusunda dersler veriyorlar.
Halka açık bir şekilde yapılan derslerin bu hafta sonu, cumartesi günkü konuğu ise Araştırmacı – Yazar Süleyman Zaman’dı. Dört saat boyunca Alevilik Bektaşilik’teki Hızır İnancı ve Dört Kapı Kırk Makam konusunda bilgi ve birikimlerini dinleyenlerle paylaşan Zaman, gelen soruları da yanıtlayarak çok verimli bir ders gününün geçmesine sağladı.
Etkinliğe derslere katılanlar dışında bu hafta Kanada’dan İstanbul’a gelen Halk ozanı Ali Duman da dâhil oldu.
Süleyman Zaman’dan sonra ise Cemlerle ilgili olmak üzere Nurtepe (Kağıthane) Cemevi Başkanı ve Dede Zeynel Şahan konuşmacı olarak katılımcılara bilgilerini aktardı.
İstanbul’da Alevisiyle, Bektaşisiyle, Sünnisiyle kapısı herkese açık olarak, tüm insanlara huzur, ilim, irfan sunan Şahkulu sıcak bir ilkbahar gününde yine binlerce insanı ağırlayarak tarihi misyonunu sürdürmeye devam etti…
NURETTİN ÖLMEZ
(BEKTAŞİ HALİFE BABASI)
ALEVİ- BEKTAŞİ DÜNYASINDA ACI BİR KAYIP...
Günümüz sevilen ve sayılan Bektaşi inanç önderlerinden Nurettin Ölmez (Halifebaba)'in Hakk'ın rahmetine kavuştuğunu öğrendim. Devr-i daim olsun... Işıklar içinde yatsın... Kendisi alçak gönüllü, kalp kırmayan, birlik ve dirlikten yana olan bir inanç önderimizdi. Ailesinin, sevenlerinin ve tüm Alevi Bektaşi camiasının başı sağ olsun...
Şimdi her şeyden önce hoş geldiniz, merhaba diyelim. Hakk Muhammed Ali aşkını, sevgisini yüz yıllardır sürdüren dedeler, babalar, ozanlar, aşıklar, pirler, kamberler, zakirler türlü isimler içinde olabilirler ama kolay değil bu dergahlarda, bu ocaklarda hizmet yürüten nice, binlerce ismi bilinen bilinmeyen insanlar var.
Ta Orta Asya’dan Balkanlara kadar uzanan bir yol bu yol, bin yıldır gelen bir yol Türk yurdunu, Türk töresini, Türk dilini, örfünü, adetini korumuş ve bugün Anadolu’da olsun, Rumeli’de olsun buraları Türkleştirmiş insanlar. Bunlar hem Allah sevgisini içinde duyuyorlar ama insanları aydınlatıyorlar bunlar bir nevi bilgeler. Yunuslar, Hacı Bektaşi Veliler, Otman Babalar, Kızıldeli Sultanlar, Haydar Babalar, Mevlanalar, Pir Sultanlar, aynı yolun yolcuları, aynı katara katılmışlar. camiamızın, cemiyetimizin, toplumumuzun değerli bir ismiyle söyleşi yapacağız.
Erikli Baba Dergahı'nda Kadınlar Günü Etkinliği
Dünya Kadınlar Günü’nde Erikli Baba’da Etkinlik…
Ayhan Aydın
6 Mart 2016, Pazar günü; 8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle köklü Alevi Bektaşi inanç merkezlerinden, Zeytinburnu'ndaki Erikli Baba Derhgahı -Cemevi Derneği'nin düzenlediği bir etkinlik yapıldı. Yazar Gülfer Akkaya'nın konuşmacı olarak katıldığı etkinlikte özellike Dergahın umut kaynakları olan çocuklarımızın söyledikleri deyişler büyük beğeni topladı. Geniş bir katılmal yapılan etkinlikte hayır dualar edildi, kadın haklarının önemi vurgulandı, lokmalar dağıtıldı, katılımcılarla çok güzel bir etkinlik yapılmış oldu. Etkinlikte sanatçı Sevim Erkılıç da yer aldı.
Etkinliğe Alevi Bektaşi Dernekler Federasyonu Başkanı Rıza Eroğlu'nun yanında Araştırmacı Yazar Süleyman Zaman, Araştırmacı Yazar Ayhan Aydın, Divriği Gazetesi Yayın Yönetmeni Yahya Bayar, Ozan Hüseyin Kuzucan gibi değerli isimler katıldılar. Dernek Başkanı Erdoğan Metin'in insanları kucaklayan tavırları ve herkesle ilgilenmesi takdir topladı. Bir sıcak mart günü, kadınlarımız çileleriyle, kederleriyle, özlemleriyle, umutlarıyla ve her zaman ihlal edilen hak ve hukuklarıyla Garip Dede Türbesi'nde anıldılar. Bu arada Dergahı'ın dedesi Binali Doğan Dedemize de geçirdiği rahatsızlığından dolayı geçmiş olsun diyoruz... (Diğer fotoğraflar: Ayhan Aydın'ın Facebook hesabındadır.)
Hasan (Hayri) Şanlı Dede'yle ilk söyleşi
HAYRİ (HASAN) ŞANLI
(SEYİT CEMAL OCAĞI – TUNCELİ, OVACIK, ZİYARET KÖYÜ (1944))
Ayhan Aydın
Bu yolu bu günlere getirenler Anadolu’nun bilgeleri, öncüleri, sevgi, saygı, dostluk kardeşlik deyince ilk akla gelenler; dedeler, babalar, ozanlar, aşıklar, bilgeler ve bu kutlu yolu sürenler. Bu geleneğin bugün yaşayan değerlerinden birisiyle birlikteyiz.
Hayri Şanlı dede hoş geldiniz.
Hayri dedemiz nerede, ne zaman doğdu?
1944 yılı Dersim doğumluyum, yoksul bir ailenin çocuğuyum.
Dede olduğunuza göre hangi ocağa mensupsunuz?
Seyit Cemal ocağına.
Yokluk içerisinde geçen yaşamınızı bize anlatır mısınız?
Çok geniş bir çevremiz vardı Dersim’de. Dede için geçim sıkıntısı pek zor değil, bir gün bir parça ekmeğimiz olduysa bunu herkesle paylaştık, akşamleyin sabahı düşünmüyorduk. Babam dede idi.
İsmi ne idi?
Seyit Mustafa. Taliplerimiz Seyit Rıza’nın mensubu olduğu aşiret Abbashan aşireti, bir de Ferhathanlar aşireti var; Doğan Taşdelenler, ayrıca Karabali Aşireti vardır. Bu üç aşiretler bizim taliplerimizdir, onların dedeliğini babam yapıyordu.
Fakat biz kendi taliplerimizin içinde değildik; bir gün Kara Ovacık’taydık, buradakiler yine hepsi Seyit Cemal talipleriydi. Etrafımızdakiler yine akraba sayılırız, Dersim’i teşkil eden Ovacık, Hozat ve Çemisgezeğin tümü Seyit Cemal talipleri. Geçmişte ceme baktığımızda cem kış aylarında hemen hemen her hafta yapılırdı, bizim evde diğer günlerde köylülerin oturma yeri bizim evdi, dar bir evimiz vardı, hatta kendi evimiz değildi herkesin eviydi.
Köyünüzün ismi nedir?
Ziyaret köyü, Munzur Baba’nın olduğu köy.
Kaç hanelik bir köy?
İlk dönemlerde 85-90 hane vardı, mezra ile beraber 100’ün üzerinde idi. Nüfus bakımında 800-900 civarında idi, şimdi o kadar hane yok, şu anda sadece İstanbul’da 200 hanemiz var, köyde ise 28 hane var.
O dönemde köyde babanızdan başka dede var mıydı?
Vardı. Köyümüz iki kısımdı; yarısı Derviş Cemal talipleri idi, yarısı da Seyit Ali’ler var. Onlar
Sultan Munzurun talipleriydi, onlar dede olarak çoktu. Fakat yarısı bizim elimizde idi, cem yapılırken onlar kendi dedelerine gidiyorlardı bizim talipler bize geliyordu. Önemli günler olduğu zaman babam taliplerini toplardı hep beraber onların cemine giderdik, ikiliğimiz olmazdı.
Bir ocağa mensup dede bir başka ocağın taliplerini görebilir mi?
Görebilir. Ama şöyle; bize misafir dede gelirdi, babam onu ön plana alırdı, yoksa bizim atalarımızın bize anlattıkları Derviş Cemaller için söylüyorum bunu, Derviş Cemaller piri pirden seçen kördür, diye bir telkin verirlerdi taliplerine.
Hatta bizim elimizden dönüp de baba Mansurlara giden talipler var. Onlar için dönek, diyorlardı. Babam diyordu ki; onlar neden dönek olsun ki, Baba Mansur görevi yapıyor, yolu sürüyor, neden öyle diyorsunuz? Derdi. Yani ayrım gözetilmiyor.
Hasan (Hayri) Şanlı Dede'yle ilk söyleşi
HAYRİ (HASAN) ŞANLI
(SEYİT CEMAL OCAĞI – TUNCELİ, OVACIK, ZİYARET KÖYÜ (1944))
Ayhan Aydın
Bu yolu bu günlere getirenler Anadolu’nun bilgeleri, öncüleri, sevgi, saygı, dostluk kardeşlik deyince ilk akla gelenler; dedeler, babalar, ozanlar, aşıklar, bilgeler ve bu kutlu yolu sürenler. Bu geleneğin bugün yaşayan değerlerinden birisiyle birlikteyiz.
Hayri Şanlı dede hoş geldiniz.
Hayri dedemiz nerede, ne zaman doğdu?
1944 yılı Dersim doğumluyum, yoksul bir ailenin çocuğuyum.
Dede olduğunuza göre hangi ocağa mensupsunuz?
Seyit Cemal ocağına.
Yokluk içerisinde geçen yaşamınızı bize anlatır mısınız?
Çok geniş bir çevremiz vardı Dersim’de. Dede için geçim sıkıntısı pek zor değil, bir gün bir parça ekmeğimiz olduysa bunu herkesle paylaştık, akşamleyin sabahı düşünmüyorduk. Babam dede idi.
İsmi ne idi?
Seyit Mustafa. Taliplerimiz Seyit Rıza’nın mensubu olduğu aşiret Abbashan aşireti, bir de Ferhathanlar aşireti var; Doğan Taşdelenler, ayrıca Karabali Aşireti vardır. Bu üç aşiretler bizim taliplerimizdir, onların dedeliğini babam yapıyordu.
Fakat biz kendi taliplerimizin içinde değildik; bir gün Kara Ovacık’taydık, buradakiler yine hepsi Seyit Cemal talipleriydi. Etrafımızdakiler yine akraba sayılırız, Dersim’i teşkil eden Ovacık, Hozat ve Çemisgezeğin tümü Seyit Cemal talipleri. Geçmişte ceme baktığımızda cem kış aylarında hemen hemen her hafta yapılırdı, bizim evde diğer günlerde köylülerin oturma yeri bizim evdi, dar bir evimiz vardı, hatta kendi evimiz değildi herkesin eviydi.
Köyünüzün ismi nedir?
Ziyaret köyü, Munzur Baba’nın olduğu köy.
Kaç hanelik bir köy?
İlk dönemlerde 85-90 hane vardı, mezra ile beraber 100’ün üzerinde idi. Nüfus bakımında 800-900 civarında idi, şimdi o kadar hane yok, şu anda sadece İstanbul’da 200 hanemiz var, köyde ise 28 hane var.
O dönemde köyde babanızdan başka dede var mıydı?
Vardı. Köyümüz iki kısımdı; yarısı Derviş Cemal talipleri idi, yarısı da Seyit Ali’ler var. Onlar
Sultan Munzurun talipleriydi, onlar dede olarak çoktu. Fakat yarısı bizim elimizde idi, cem yapılırken onlar kendi dedelerine gidiyorlardı bizim talipler bize geliyordu. Önemli günler olduğu zaman babam taliplerini toplardı hep beraber onların cemine giderdik, ikiliğimiz olmazdı.
Bir ocağa mensup dede bir başka ocağın taliplerini görebilir mi?
Görebilir. Ama şöyle; bize misafir dede gelirdi, babam onu ön plana alırdı, yoksa bizim atalarımızın bize anlattıkları Derviş Cemaller için söylüyorum bunu, Derviş Cemaller piri pirden seçen kördür, diye bir telkin verirlerdi taliplerine.
Hatta bizim elimizden dönüp de baba Mansurlara giden talipler var. Onlar için dönek, diyorlardı. Babam diyordu ki; onlar neden dönek olsun ki, Baba Mansur görevi yapıyor, yolu sürüyor, neden öyle diyorsunuz? Derdi. Yani ayrım gözetilmiyor.
Rumelihisarüstü'nde Cem, 18 Şubat 2016
Sarıbal Evlatları Şiran’dan Rumelihisarüstü’ne Cemleri Yürütüyorlar…
Ayhan Aydın
Gümüşhane Şiran Kırıntı köyü merkezli ve Yeniköy, Çal başta olmak üzere, başka köylerden de kendilerine bağlı insanlar olan, Sarıbal Ocağı Dedeleri ve onlara bağlı talipler ve yola gönül vermiş muhipler, Rumelihisarüstü’nde yol ve erkânlarını sürmeye devam ediyorlar.
Doğup büyüdükleri topraklardan çok uzaklarda olsalar da, yaklaşık 60 yıl önce gelip yerleştikleri İstanbul Sarıyer Rumelihisarüstü’nde, kendi ocaklarının birer piri olarak, önceki dedelerinden aldıkları feyz ve donanımla Sarıbal Ocağı Dedeleri cemleri yerine getiriyorlar.
Kent koşullarında birçok zorluğa rağmen, “yol erkân yerini alıyor”.
Uzun yıllar Hüseyin Şıh (Günel) Dede, İsmail, Kamil ve en son İbrahim Günel Dedelerle Alevi inancını, kural ve kaidelerini, yani yol ve erkanlarını sürdüren; Müsahiplik, görgü, dar hizmetleri dâhil diğer bağlı köylerdeki canlarla birlikte Sarıbal Ocağı sisteminde cemler yürüten dedeler, bugün de yine aynı aşk ve sevdayla insanları bir araya getirmeyi başarıyorlar.
Aynı duygularla Hisarüstü’nde Kırıntı Köyü Derneği Lokali’nin alt katında her Perşembe insanları toparlamayı başaran dedeler, 18 Şubat 2016 Perşembe günü de yine bir birlik cemi yürüttüler.
Postta şu anda hizmetleri yürüten post dedesi pir Kemal Günel Dede ile birlikte yine aynı ocaktan; Durmuş Günel (Kesüğün Durmuşu- Âşık), Cemal Günel, Yakup Günel, Hüseyin Günel Dedeler posta oturdular.
Cem öncesi Durmuş Günel Dede ve Ayhan Aydın Alevilik özellikle günümüzdeki bazı konuları içeren birer konuşma yaptılar.
Gelenekte olduğu gibi Kemal Günel Dede de ceme başlamadan önce insanlara nasihatlerde bulundu. Babalık (gözcü) görevini Dursun Günel’in yürüttüğü cemde hizmetler sırasıyla yerine getirildi. Bu yöreye (başka bölgelerde de geleneksel olarak var olan) ait bir gelenek olmak üzere cemde önce Kuran okundu. Kemal Dede yine bilgilendirici çok güzel konuşmalar yaptı. Durmuş Günel Dede de Kemal Dede’yle birlikte dualar verdi, zaman zaman hizmetlerle ilgili açıklamalarda bulundu.
Yakup Günel ve Haydar Coşkun’un zakirlik görevlerini de yerine getirdikleri cemde, Allah, Allah nidalarıyla aşk dolu ibadetlere geçildi.
Yapılan cemde; okunun gülbenkler, hizmet duaları, hayır duaları, münacatlar, Kerbela mersiyeleri, darlar, bacıların nefes söylemeleri, yaşlısıyla genciyle dönülen semahlar, dualarla dağıtılan lokmalarla üç saat boyunca Alevi inancıyla ilgili güzellikler yaşandı.
Ceme mahalledeki canların yanı sıra; Şiran Kırıntı Köyü Dernek Başkanı Arslan Aydoğan, Hisarüstü’nün sorunları için mücadele veren genç yeteneklerimizden İlker Günel de katıldı.
İnsanlar “oturan-duran duası” ile bir büyük mutluluğu yaşamanın aşkıyla ve gelecek hafta tekrar gelmek niyetiyle vedalaşıp evlerine gittiler.
(Ayhan Aydın aynı zamanda çekim de yaptı. Bunları derleyip internet ortamında yayınlayacaktır.)
Diğer Makaleler...
- İKİTELLİ CEMEVİ'NDE HIZIR CEMİ yapıldı
- GAZİ CEMEVİ'NDE TOPLANTI
- Veli Akkol Dede Işıklı Yolculuğuna Çıktı...
- EMİNİ DÜŞTÜ - EMİNİ -
- Uğur Mumcu ve Siyasal Cinayetler Paneli
- Geleneği Yaşatanlar Bu Yolu Bugünlere Nasıl Getirdiler
- CAHİT TANYOL'LA UZUN BİR SOHBET
- HASAN DEMİR BİLGİLİ BİR TAHTACI ALEVİ
- HASAN SEVİN DEDEYLE SÖYLEŞİ 2.
- HASAN SEVİN DEDEYLE SÖYLEŞİ 1.