Erikli Baba Dergahı'nda Kadınlar Günü Etkinliği
Dünya Kadınlar Günü’nde Erikli Baba’da Etkinlik…
Ayhan Aydın
6 Mart 2016, Pazar günü; 8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle köklü Alevi Bektaşi inanç merkezlerinden, Zeytinburnu'ndaki Erikli Baba Derhgahı -Cemevi Derneği'nin düzenlediği bir etkinlik yapıldı. Yazar Gülfer Akkaya'nın konuşmacı olarak katıldığı etkinlikte özellike Dergahın umut kaynakları olan çocuklarımızın söyledikleri deyişler büyük beğeni topladı. Geniş bir katılmal yapılan etkinlikte hayır dualar edildi, kadın haklarının önemi vurgulandı, lokmalar dağıtıldı, katılımcılarla çok güzel bir etkinlik yapılmış oldu. Etkinlikte sanatçı Sevim Erkılıç da yer aldı.
Etkinliğe Alevi Bektaşi Dernekler Federasyonu Başkanı Rıza Eroğlu'nun yanında Araştırmacı Yazar Süleyman Zaman, Araştırmacı Yazar Ayhan Aydın, Divriği Gazetesi Yayın Yönetmeni Yahya Bayar, Ozan Hüseyin Kuzucan gibi değerli isimler katıldılar. Dernek Başkanı Erdoğan Metin'in insanları kucaklayan tavırları ve herkesle ilgilenmesi takdir topladı. Bir sıcak mart günü, kadınlarımız çileleriyle, kederleriyle, özlemleriyle, umutlarıyla ve her zaman ihlal edilen hak ve hukuklarıyla Garip Dede Türbesi'nde anıldılar. Bu arada Dergahı'ın dedesi Binali Doğan Dedemize de geçirdiği rahatsızlığından dolayı geçmiş olsun diyoruz... (Diğer fotoğraflar: Ayhan Aydın'ın Facebook hesabındadır.)
Hasan (Hayri) Şanlı Dede'yle ilk söyleşi
HAYRİ (HASAN) ŞANLI
(SEYİT CEMAL OCAĞI – TUNCELİ, OVACIK, ZİYARET KÖYÜ (1944))
Ayhan Aydın
Bu yolu bu günlere getirenler Anadolu’nun bilgeleri, öncüleri, sevgi, saygı, dostluk kardeşlik deyince ilk akla gelenler; dedeler, babalar, ozanlar, aşıklar, bilgeler ve bu kutlu yolu sürenler. Bu geleneğin bugün yaşayan değerlerinden birisiyle birlikteyiz.
Hayri Şanlı dede hoş geldiniz.
Hayri dedemiz nerede, ne zaman doğdu?
1944 yılı Dersim doğumluyum, yoksul bir ailenin çocuğuyum.
Dede olduğunuza göre hangi ocağa mensupsunuz?
Seyit Cemal ocağına.
Yokluk içerisinde geçen yaşamınızı bize anlatır mısınız?
Çok geniş bir çevremiz vardı Dersim’de. Dede için geçim sıkıntısı pek zor değil, bir gün bir parça ekmeğimiz olduysa bunu herkesle paylaştık, akşamleyin sabahı düşünmüyorduk. Babam dede idi.
İsmi ne idi?
Seyit Mustafa. Taliplerimiz Seyit Rıza’nın mensubu olduğu aşiret Abbashan aşireti, bir de Ferhathanlar aşireti var; Doğan Taşdelenler, ayrıca Karabali Aşireti vardır. Bu üç aşiretler bizim taliplerimizdir, onların dedeliğini babam yapıyordu.
Fakat biz kendi taliplerimizin içinde değildik; bir gün Kara Ovacık’taydık, buradakiler yine hepsi Seyit Cemal talipleriydi. Etrafımızdakiler yine akraba sayılırız, Dersim’i teşkil eden Ovacık, Hozat ve Çemisgezeğin tümü Seyit Cemal talipleri. Geçmişte ceme baktığımızda cem kış aylarında hemen hemen her hafta yapılırdı, bizim evde diğer günlerde köylülerin oturma yeri bizim evdi, dar bir evimiz vardı, hatta kendi evimiz değildi herkesin eviydi.
Köyünüzün ismi nedir?
Ziyaret köyü, Munzur Baba’nın olduğu köy.
Kaç hanelik bir köy?
İlk dönemlerde 85-90 hane vardı, mezra ile beraber 100’ün üzerinde idi. Nüfus bakımında 800-900 civarında idi, şimdi o kadar hane yok, şu anda sadece İstanbul’da 200 hanemiz var, köyde ise 28 hane var.
O dönemde köyde babanızdan başka dede var mıydı?
Vardı. Köyümüz iki kısımdı; yarısı Derviş Cemal talipleri idi, yarısı da Seyit Ali’ler var. Onlar
Sultan Munzurun talipleriydi, onlar dede olarak çoktu. Fakat yarısı bizim elimizde idi, cem yapılırken onlar kendi dedelerine gidiyorlardı bizim talipler bize geliyordu. Önemli günler olduğu zaman babam taliplerini toplardı hep beraber onların cemine giderdik, ikiliğimiz olmazdı.
Bir ocağa mensup dede bir başka ocağın taliplerini görebilir mi?
Görebilir. Ama şöyle; bize misafir dede gelirdi, babam onu ön plana alırdı, yoksa bizim atalarımızın bize anlattıkları Derviş Cemaller için söylüyorum bunu, Derviş Cemaller piri pirden seçen kördür, diye bir telkin verirlerdi taliplerine.
Hatta bizim elimizden dönüp de baba Mansurlara giden talipler var. Onlar için dönek, diyorlardı. Babam diyordu ki; onlar neden dönek olsun ki, Baba Mansur görevi yapıyor, yolu sürüyor, neden öyle diyorsunuz? Derdi. Yani ayrım gözetilmiyor.
Hasan (Hayri) Şanlı Dede'yle ilk söyleşi
HAYRİ (HASAN) ŞANLI
(SEYİT CEMAL OCAĞI – TUNCELİ, OVACIK, ZİYARET KÖYÜ (1944))
Ayhan Aydın
Bu yolu bu günlere getirenler Anadolu’nun bilgeleri, öncüleri, sevgi, saygı, dostluk kardeşlik deyince ilk akla gelenler; dedeler, babalar, ozanlar, aşıklar, bilgeler ve bu kutlu yolu sürenler. Bu geleneğin bugün yaşayan değerlerinden birisiyle birlikteyiz.
Hayri Şanlı dede hoş geldiniz.
Hayri dedemiz nerede, ne zaman doğdu?
1944 yılı Dersim doğumluyum, yoksul bir ailenin çocuğuyum.
Dede olduğunuza göre hangi ocağa mensupsunuz?
Seyit Cemal ocağına.
Yokluk içerisinde geçen yaşamınızı bize anlatır mısınız?
Çok geniş bir çevremiz vardı Dersim’de. Dede için geçim sıkıntısı pek zor değil, bir gün bir parça ekmeğimiz olduysa bunu herkesle paylaştık, akşamleyin sabahı düşünmüyorduk. Babam dede idi.
İsmi ne idi?
Seyit Mustafa. Taliplerimiz Seyit Rıza’nın mensubu olduğu aşiret Abbashan aşireti, bir de Ferhathanlar aşireti var; Doğan Taşdelenler, ayrıca Karabali Aşireti vardır. Bu üç aşiretler bizim taliplerimizdir, onların dedeliğini babam yapıyordu.
Fakat biz kendi taliplerimizin içinde değildik; bir gün Kara Ovacık’taydık, buradakiler yine hepsi Seyit Cemal talipleriydi. Etrafımızdakiler yine akraba sayılırız, Dersim’i teşkil eden Ovacık, Hozat ve Çemisgezeğin tümü Seyit Cemal talipleri. Geçmişte ceme baktığımızda cem kış aylarında hemen hemen her hafta yapılırdı, bizim evde diğer günlerde köylülerin oturma yeri bizim evdi, dar bir evimiz vardı, hatta kendi evimiz değildi herkesin eviydi.
Köyünüzün ismi nedir?
Ziyaret köyü, Munzur Baba’nın olduğu köy.
Kaç hanelik bir köy?
İlk dönemlerde 85-90 hane vardı, mezra ile beraber 100’ün üzerinde idi. Nüfus bakımında 800-900 civarında idi, şimdi o kadar hane yok, şu anda sadece İstanbul’da 200 hanemiz var, köyde ise 28 hane var.
O dönemde köyde babanızdan başka dede var mıydı?
Vardı. Köyümüz iki kısımdı; yarısı Derviş Cemal talipleri idi, yarısı da Seyit Ali’ler var. Onlar
Sultan Munzurun talipleriydi, onlar dede olarak çoktu. Fakat yarısı bizim elimizde idi, cem yapılırken onlar kendi dedelerine gidiyorlardı bizim talipler bize geliyordu. Önemli günler olduğu zaman babam taliplerini toplardı hep beraber onların cemine giderdik, ikiliğimiz olmazdı.
Bir ocağa mensup dede bir başka ocağın taliplerini görebilir mi?
Görebilir. Ama şöyle; bize misafir dede gelirdi, babam onu ön plana alırdı, yoksa bizim atalarımızın bize anlattıkları Derviş Cemaller için söylüyorum bunu, Derviş Cemaller piri pirden seçen kördür, diye bir telkin verirlerdi taliplerine.
Hatta bizim elimizden dönüp de baba Mansurlara giden talipler var. Onlar için dönek, diyorlardı. Babam diyordu ki; onlar neden dönek olsun ki, Baba Mansur görevi yapıyor, yolu sürüyor, neden öyle diyorsunuz? Derdi. Yani ayrım gözetilmiyor.
Rumelihisarüstü'nde Cem, 18 Şubat 2016
Sarıbal Evlatları Şiran’dan Rumelihisarüstü’ne Cemleri Yürütüyorlar…
Ayhan Aydın
Gümüşhane Şiran Kırıntı köyü merkezli ve Yeniköy, Çal başta olmak üzere, başka köylerden de kendilerine bağlı insanlar olan, Sarıbal Ocağı Dedeleri ve onlara bağlı talipler ve yola gönül vermiş muhipler, Rumelihisarüstü’nde yol ve erkânlarını sürmeye devam ediyorlar.
Doğup büyüdükleri topraklardan çok uzaklarda olsalar da, yaklaşık 60 yıl önce gelip yerleştikleri İstanbul Sarıyer Rumelihisarüstü’nde, kendi ocaklarının birer piri olarak, önceki dedelerinden aldıkları feyz ve donanımla Sarıbal Ocağı Dedeleri cemleri yerine getiriyorlar.
Kent koşullarında birçok zorluğa rağmen, “yol erkân yerini alıyor”.
Uzun yıllar Hüseyin Şıh (Günel) Dede, İsmail, Kamil ve en son İbrahim Günel Dedelerle Alevi inancını, kural ve kaidelerini, yani yol ve erkanlarını sürdüren; Müsahiplik, görgü, dar hizmetleri dâhil diğer bağlı köylerdeki canlarla birlikte Sarıbal Ocağı sisteminde cemler yürüten dedeler, bugün de yine aynı aşk ve sevdayla insanları bir araya getirmeyi başarıyorlar.
Aynı duygularla Hisarüstü’nde Kırıntı Köyü Derneği Lokali’nin alt katında her Perşembe insanları toparlamayı başaran dedeler, 18 Şubat 2016 Perşembe günü de yine bir birlik cemi yürüttüler.
Postta şu anda hizmetleri yürüten post dedesi pir Kemal Günel Dede ile birlikte yine aynı ocaktan; Durmuş Günel (Kesüğün Durmuşu- Âşık), Cemal Günel, Yakup Günel, Hüseyin Günel Dedeler posta oturdular.
Cem öncesi Durmuş Günel Dede ve Ayhan Aydın Alevilik özellikle günümüzdeki bazı konuları içeren birer konuşma yaptılar.
Gelenekte olduğu gibi Kemal Günel Dede de ceme başlamadan önce insanlara nasihatlerde bulundu. Babalık (gözcü) görevini Dursun Günel’in yürüttüğü cemde hizmetler sırasıyla yerine getirildi. Bu yöreye (başka bölgelerde de geleneksel olarak var olan) ait bir gelenek olmak üzere cemde önce Kuran okundu. Kemal Dede yine bilgilendirici çok güzel konuşmalar yaptı. Durmuş Günel Dede de Kemal Dede’yle birlikte dualar verdi, zaman zaman hizmetlerle ilgili açıklamalarda bulundu.
Yakup Günel ve Haydar Coşkun’un zakirlik görevlerini de yerine getirdikleri cemde, Allah, Allah nidalarıyla aşk dolu ibadetlere geçildi.
Yapılan cemde; okunun gülbenkler, hizmet duaları, hayır duaları, münacatlar, Kerbela mersiyeleri, darlar, bacıların nefes söylemeleri, yaşlısıyla genciyle dönülen semahlar, dualarla dağıtılan lokmalarla üç saat boyunca Alevi inancıyla ilgili güzellikler yaşandı.
Ceme mahalledeki canların yanı sıra; Şiran Kırıntı Köyü Dernek Başkanı Arslan Aydoğan, Hisarüstü’nün sorunları için mücadele veren genç yeteneklerimizden İlker Günel de katıldı.
İnsanlar “oturan-duran duası” ile bir büyük mutluluğu yaşamanın aşkıyla ve gelecek hafta tekrar gelmek niyetiyle vedalaşıp evlerine gittiler.
(Ayhan Aydın aynı zamanda çekim de yaptı. Bunları derleyip internet ortamında yayınlayacaktır.)
İKİTELLİ CEMEVİ'NDE HIZIR CEMİ yapıldı
İKİTELLİ CEMEVİ’NDE HIZIR CEMİ
Ayhan Aydın
İçinde bulunduğumuz Hızır ayı nedeniyle, geleneksel olarak yapılan “Hızır Cemi, Hızır Orucu, Hızır Lokması” etkinlikleri İstanbul başta olmak üzere Türkiye’nin dört bir tarafındaki cemevlerinde ve dedelerin evlerinde yerine getirilmeye devam ediyor.
Dar günlerin yardımcısı ve çağrıldığı yerde hazır ve nazır olarak kabul edilen, kimi zaman bir peygamber, kimi zaman ermiş bir dede, kimi zaman bir anda ortaya çıkan aksakallı bir derviş olarak betimlenen ve tüm Türk halkının ortak imge dünyalarının kahramanı Hızır aşkı yine âlemi sardı.
Dar günlerin gitmesi, sıkıntıların ilelebet bitmesi ve sağlık, bolluk, bereket günlerinin gelmesi için; her kesimden insanın hayatlarında en az bir kere bile olsa dillerine getirdikleri Hızır, bir “cankurtaran” hastalara şifa, fakirlere varlık, güç-belada kalmışlara derman olarak çağrılır.
Karlı dağlar içinde, bazen ise yangınlar arasındayken, çaresizlik içindekilerin yaşama güçlerinin artmasına manevi yönden destek veren Hızır; ruhsal-moral değerlerimizin milletçe yükselmesini sağlayan insanüstü mitolojik bir varlık olarak yaşamın anlamsızlaşabildiği bu görünür âleme çağırdığımız umut kaynağımızdır.
İşte Aleviler Bektaşiler de Hızır’a başka anlamlar yüklemişler, onun inançsal olarak da yaşatarak, onun aşkına oruçlar tutmuşlar, kendi elleriyle yaptıkları lokmaları komşuları ve ihtiyaç sahipleriyle paylaşarak bereketin artmasını dilemişlerdir.
Ayrıca yine Hızır isminin yâd edildiği, onun adının dualarla anıldığı, onun aşkına semahların dönüldüğü cemler de yapmışlardır. Başta Tokat, Amasya, Tunceli gibi yörelerde yaygın olarak yürütülen erkânlarla Alevi Bektaşi inancı içinde de kendisi hep var edilmiş, yüreklerde yaşatılmıştır.
GAZİ CEMEVİ'NDE TOPLANTI
GAZİ CEMEVİ’NDE TOPLANTI...
Yıllar yılı, yöre halkının yaşama hakkının bile elinden alındığı, her türlü baskının, zulmün, terörün kol gezdiği ve bazen de "dost kim, düşman kim" bilinmeden, sorunları kördüğüm yapılan, Gazi Mahallesi'nde son zamanlarda yaşananlarla ilgili Alevi Sivil Toplum örgütleri, Gazi Mahallesi'nin sakinleri, HDP Milletvekili Müslüm Doğan, Fransa'dan gelen Fransa Alevi Federasyonu Temsilcisi Erdal Kılıçkaya ve duyarlı insanların katılımıyla, 17 Şubat Çarşamba günü, saat: 11.00'de Gazi Cemevi'nde bir toplantı yapıldı.
Alevi Bektaşi Federasyonu Başkanı Baki Düzgün, Gazi Cemevi Derneği Başkanı Veli Gülsoy, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Başkanı Gani Kaplan'ın divanda yer alıp yürüttükleri toplantıda; sorunlar ciddi manada her kesim tarafından dile getirildi.
Çok verimli bir toplantı yapıldı. Halkın ve özellikle gençlerin yaşananları takip ettikleri anlaşıldı.
Devlet baskısının ve zulmünün kabul edilemeyeceği dile getirilirken, yöre insanı da, "devrimci mücadelenin cemeviyle sınırlı tutulmaması, meğer ki mücadele tüm Gazi Mahallesi'ni ilgilendiriyorsa, neden camilerin kapılarının da zorlanmadığı" yönünde içeriden eleştiriler de dile getirdiler. Esnaf temsilcileri olayların hayatlarını zorlaştırdığını dile getirirken, sosyalist sol görüş temsilcisi gençler ise belli insanların kahvehane köşelerinde zamanlarını geçirerek, demokratik halk hareketine destek vermemeleri, baskılara bazen sahip çıkılmadığı nedeniyle onları eleştirdiler. Nihayetinde çok başarılı ve verimli bir toplantıyla Gazi Halkı sorunlarını dile getirip, tartışıp, kamuoyuyla paylaştılar.
(Aynı gün yürüyüş vardı ama benim ertelenmeyecek randevum ve Cem çekimim olduğu için dostlardan erken ayrıldım. Ayhan Aydın)
Diğer Makaleler...
- Veli Akkol Dede Işıklı Yolculuğuna Çıktı...
- EMİNİ DÜŞTÜ - EMİNİ -
- Uğur Mumcu ve Siyasal Cinayetler Paneli
- Geleneği Yaşatanlar Bu Yolu Bugünlere Nasıl Getirdiler
- CAHİT TANYOL'LA UZUN BİR SOHBET
- HASAN DEMİR BİLGİLİ BİR TAHTACI ALEVİ
- HASAN SEVİN DEDEYLE SÖYLEŞİ 2.
- HASAN SEVİN DEDEYLE SÖYLEŞİ 1.
- HAYDAR DEMİRAYAK DEDE
- HAMDİ ATEŞ (ALEVİ HOCASI)