Basın Kartı Sahibi Oldum...
Basın Kartım Oldu…
Sevgili Dostlar;
1994'de İ. Ü. İletişim Fakültesi Gazetecilik bölümünden mezun oldum. İlk yazım 1992'de Cem'de çıktı. Sonrasında; Cem, Nefes, Yurtta Birlik, Pir Sultan Abdal Kültür Dergisi, Radyo Mozaik, Cem Radyo, Cem Tv., Barış Tv.'de yüzlerce yazım, haberim, söyleşim çıktı, buralarda yüzlerce program yaptım. En azından yirmi yıldan fazla bir zamandır Alevi Medyası'nın içinde oldum. Bunlar dışında da yüzlerce söyleşim farklı dergilerde ve internet sitelerinde yayınlandı. On binlerce fotoğraf çektim. Ama bizler hep amatör kaldık. Amatörlük her zaman iyidir. İyi bir gazeteci her zaman iyi bir muhabirdir aynı zamanda, derler. Büyük medya organlarında çalışmasam da yaptığım iş buydu-budur. On biri yayınlanan, yirmi kitabım da gazetecilik çalışmaları sonrasında oluşan eserlerdir (derlemelerdir). Bugüne kadar tüm uğraşılarıma rağmen bana bazı haklar sağlayacak Sarı Basın Kartı alamadım. Bunda türlü engellerin de payı da var elbette. İlgisiz yüzlerce kişi bu kartı alabildi, gazetelerin şoförleri bile bu kartı alırken biz alamadık. Durumu Türkiye Gazeteciler Sendikası'na ilettim. Halen de bu uğraşlarım devam ettiğine göre burada bir gariplik vardı. Gerçi bunu hiç önemsemeyen meslektaşlarımız da var... Neyse sözün özü, Belçika merkezli Gazeteciler Cemiyetinden, ürünlerimizi değerlendirmeleri sonucu bir "basın kartı" almayı başardık. Uluslararası geçerliliği varmış... En azından yurt dışı gezilerimde bakalım çok meraklı olduğum müzelere ücretsiz girebilecek miyim, Türkiye'deki basına açık bazı toplantıları serbestçe izleyebilecek miyim? Her şeye rağmen çok sevinçliyim. Yaş günümde bana en iyi armağan bu oldu. Tüm dostlara muhabbetlerimle...
Ayhan Aydın
Halk ozanı Derviş Kemal Anıldı
Halk Ozanı Derviş Kemal Anıldı…
Ayhan Aydın
Geçtiğimiz sene, 25 Nisan 2016’da, Hakk’a yürüyen, günümüz Alevi-Bektaşi halk ozanlığı geleneğinin en önemli temsilcilerin birisi olarak büyük bir üne kavuşmuş, Kemal Özcan (Derviş Kemal), İstanbul’da dostları tarafından anıldı.
30 Nisan 2016 Cuma günü; Şirinevler’de Fırtına Müzik Merkezi’nde, konuşmacı olarak Araştırmacı-Yazar Esat Korkmaz’ın yer aldığı bir etkinlikte; Derviş Kemal için şiirler okundu, sazlar çalındı, sevenleri bir araya geldi.
Esat Korkmaz hayattayken tanıdığı, Uzunköprü’deki evinde ziyaret edip, söyleşiler – çekimler yaptığı Derviş Kemal’i çerağlar yakarak, onu simgeleyen resmi, kemanı, boş bırakılan sandalyesi yanında anmayı da başlattı.
Esat Korkmaz, Derviş Kemal’i anarken aynı zamanda Hakk’a yürüyen insanların anılmasının yaşamı çoğalttığını, Hakk’a yürüyenlerin anılmasıyla ölümün yaşama dönüşmesinin sağlandığını, aslında yaşamı yaşayanların değil ölenlerin (onlar yaşatılarak) hayatı var kıldığını, çünkü nihayetinde tenlerin ölümlü olduğunu söyleyerek, bu etkinliğin nedenini açıkladığı konuşmasını yaparak açılışı yaptı.
Çerağlarla birlikte Alevi-Bektaşi kültürünün olmazsa olmazı bağlamayla hem ozan hem de katılanlar selamlanmış oldu; Derviş Kemal’in en yakın dostlarından ve ona “pirim” diyen Sanatçı-Ozan Aziz Tatlısu, Fırtına Kültür Merkezi’nin sahibi ve sanatçı Hüseyin Fırtına ve Bağlama ve Ses Sanatçısı Emine Akkaya sazlarıyla sahne alarak birer eserle anmaya ses verdiler.
2009 yılında Derviş Kemal’le yapılan görüntülü bir sohbetten belli bölümlerin Ali Muştu sayesinde sinevizyon yardımıyla gösterilmesi, Derviş Kemal’in aslında oraya çağrılması anlamını taşıyordu.
Sorulan sorularla da birlikte özellikle Alevilik konusunda görüş ve düşüncelerini aktaran Esat Korkmaz, Aleviliğin bambaşka bir yaşam anlayışını ifade ettiğini, dışarıdan kuşatmalarla, kirlenmelerle yabancı unsurların Aleviliğin kendi dışında bir görünüme bürünmesine neden olduğunu söyledi. Esat Korkmaz; Alevilerin aslında Aleviliğin özündeki kendi ütopyasından uzak yaşadıklarını, başka yerlerde kendini aramaya koyulduklarını, devriye gibi, Hakk’a yürümek gibi, kendine özgü yapıların Aleviler tarafından da yeteri kadar bilinmediğini, unutulduğunu, unutturulduğunu söyleyerek, bir zamanlar sosyalistlerin de tasavvufu yanlış yorumladıklarını, tam anlayamadıklarını, Alevi tasavvufunun içinde çok farklı anlamlar saklı olduğunu dile getirdi.
Son bölümde; Aziz Tatlısu, Derviş Kemal için yazdığı bir şiirin okudu. Yine aynı şekilde Aziz Tatlısu (önceki gibi Derviş Kemal’dan), Hüseyin Fırtına, Emine Akkaya birer eser daha seslendirdiler.
Onu sevenlerden bir kısmı en azından bu anlamlı etkinlikle Derviş Kemal’in yaşamaya devam ettiğini göstermiş oldular.
Büyük Ozanımızı büyük bir saygı ve sevgiyle anarken; etkinliğin gerçekleşmesine sağlayanları da selamlıyoruz.
İstanbul Üni. İlahiyat Fakültesi'nde Söyleşi
İ. Ü. İlahiyat Fakültesi’nde Söyleşi…
İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi 4. sınıf öğrencileriyle söyleşi gerçekleştirdim. Yrd. Doç. Dr. Şeyma Altun Hoca'nın davetlisi olarak, 28 Nisan 2016, perşembe günü, "Alevilik, sahada kaşılaşılan/karşılaşılabilecek ön yargılara dayalı sorunlar, derslerde öğrenciler ve halkın merak ettikleri, sordukları sorular, aradaki sorunların/soğuklukların giderilebilmesine yönelik yaklaşımlar"la ilgili iki saatlik bir sohbette bulunduk.
Öğrencilerin de soru ve yorumlarıyla katkıda bulundukları ve yararlı geçtiğine inandığım bu sohbete katılan tüm öğrencilere ve beni davet eden çok samimi bulduğum Altun hocaya çok teşekkür ediyorum.
Bu tarz sohbet-söyleşi-derslerin her manada yararlı olacağına inanıyorum. Ülkemizin birliği ve beraberliği, insanlık idealleri için bu çok gerekli bir gayrettir.
Musa Ağacık'la Söyleşi Yapıldı
Gazeteci Musa Ağacık'la Söyleşi.
Hem mesleğinin çok deneyimli isimlerinden birisi olması, hem bilgi birikimiyle Musa Ağacık'la yaptığımız söyleşi çok verimliydi. Aynı zamanda Alevi Bektaşi camiasının içinden, bu yapı hakkında tarafsız gözlem, yazı ve yorumlarıyla kayda değer bir geçmişi arkasından sürükleyerek getiren, kendine has üslubu, esprileri, tarihe, coğrafyaya, İstanbul'a, genel kültüre sıra dışı ilgisi ve bilgi birikimiyle bir değer olan ama kendisinden toplumun yeterince yararlanamadığını gördüğüm çok sevgili abimiz Musa Ağacık'la 29 Nisan 2016, Cuma günü, Sultanahmet'te Divriği Gazetesi Genel Merkezi'nde, Araştırmacı Yazar Süleyman Zaman, Gazeteci Yahya Kemal Bayar ile yaklaşık dört saat sohbet ettik, iki saatlik çekim gerçekleştirdik. Kendisine şükranlarımız vardır... İdeallerini, hayallerini, hedeflerini gerçekleştirmesi dileğiyle onu saygı ve sevgiyle selamlıyorum.
Mehmet Ersal'ın Alevilik Sunumu
BİLGİALTO’ta Mehmet Ersal’ın Alevilik Sunumu…
Ayhan Aydın
İstanbul Bilgi Üniversitesi Alevi Toplulukları Çalışma Birimi (BİLGİALTO) tarafından 2014’den beri sürdürülen bir çalışmayla; Alevilik Bektaşilik alanında doktora tezi hazırlamış akademisyenlerin bilgi birikimlerini, deneyimlerini aktararak yaşanan tecrübelerden yararlanılmasını sağlamak amacıyla konuyla ilgilenenlere özellikle de genç araştırmacılara dönük, bir dizi etkinlik yapılıyor.
Yine aynı birim tarafından Bilgi Üniversitesi santralistanbul Kampüsü’nde, 18 Nisan 2016, pazartesi günü organize edilen tez sunumunun konuğu son dönem Alevilik araştırmacılığının en önemli simalarından Yrd. Doç. Dr. Mehmet Ersal’dı.
“Alevilik Bektaşilik İnanç Sisteminde Hiyerarşik Yapı: Çubuk Havzası Alevilik Örneği” (Ege Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Doktora Tezi) başlığıyla yaptığı sunumda Mehmet Ersal, bilgi birikimiyle birlikte özellikle sahada yaşadıklarını çok canlı ve öğretici bir dille dinleyenlere aktardı.
Alevilik’le ilgili tez sahibi olan akademi dünyasının seçkin isimlerinin davet edilmesiyle ve gönüllü bir anlayış çerçevesinde yapılan etkinlikler çerçevesinde açılışı; yine araştırmacı kimliğiyle, aynı zamanda yine doktorasını yapmış, uluslar arası üne sahip genç sanatçımız Ulaş Özdemir’in yaptığı bu çok yararlı sohbet yaklaşık üç saat sürdü.
Sadece doktora çalışmasıyla sınırlı kalmayacak şekilde Alevilik-Bektaşilik ile ili kavramlar, tarihsel gelişim ve günümüz dünyası hakkında bilgi veren, güncel olarak da yaşanan bazı asimilasyon çabalarını da dile getiren İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi, Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Mehmet Ersal, kendisine yöneltilen soruları da yanıtlayarak çok verimli söyleşinin gerçekleşmesini sağladı.
Mehmet Ersal; alanda yapılan çalışmaların zorluklarını ama aynı zamanda önemini dile getirirken, şu ana kadar bu konuda yeteri kadar bilimsel çalışmanın yapılmamış olmasının büyük bir eksiklik olduğunu söyledi. Ersal bu eksikliğin alanda çalışma yapan gençlerin ve konuyla ilgilenen herkesin işlerini zorlaştırdığını, 40-50 yıl öncesinden yapılacak çalışmaların bugünkü araştırmacılara büyük fırsat verebilecekken, bu konuda geç kalındığını söyledi. Mehmet Ersal, her şeye rağmen olayı yerinde gözlemleyen bilim insanlarının masa başında oturanlardan çok daha yararlı olduklarını dile getirdi.
Bu sohbet-sunum amacına ulaşmış bir şekilde nihayetlendi.
Bu söyleşilerin çok yararlı olacağına inanıyorum.
Düzenleyenleri tebrik ediyorum.
AŞIK DAİMİ ANILDI, 17 NİSAN 2016
Âşık Daimi Karacaahmet Sultan Dergâhı’nda Anıldı…
Ayhan Aydın
Cumhuriyet dönemi en önemli Alevi halk ozanlarından, yaşadığı devirde olduğu gibi bugün de milyonların sevgisini kazanmayı sürdüren, değeri ve önemi hiç azalmayan ve gençlerin de örnek aldıkları ender âşıklardan Âşık Daimi (İsmail Aydın) (1932-1983), Karacaahmet’te bulunan mezarı başında, büyük bir kitlenin katılımıyla anıldı.
17 Nisan 2016 Pazar günü birçok ozan, sanatçı, yazar ve muhabbet ehli canın katılımıyla anılan Aşık Daimi, aynı zamanda bir ocakzade dede olarak da, Alevi inanç dünyasının önemli bir kurumunun da temsilcisi niteliği taşıyordu.
Tüm yaşamı boyunca doğru bildiği ilkelerle, Anadolu’nun köklerinde olan öz kültür değerlerini koruyup, yıpranmasına fırsat vermeden, hayatı boyunca bunları korumasıyla diğer birçok sanatçı ve ozandan da ayrılan Âşık Daimi yazdığı şiirlerin değeri, sazının benzersizliği yanında bu yönleriyle kalıcı bir isim oldu.
Onu anmak için bir araya gelen dostları, onunla dost olma şansına erişenler kadar, günümüz sanatçıları da bir değerli insanı anma ve onun halen eserleri ve ilkeleriyle de yaşadığının bilinciyle konuşmalar yaptılar, şiirler okudular.
Etkinliği; Düşler Dünyası Kültür Sanat Topluluğu adına organize eden Ozan –Sunucu İsmail Aydoğmuş’a teşekkür etmek gerekir.
Bu anlamlı günde gerçekleştirilen törene aile adına Âşık Daimi’nin oğlu Ali Naki Aydın ve kızı Yadigâr Aydın Orhan da katıldılar.
Karacaahmet Sultan Dergahı’ndan Dernek Başkanı Muharrem Ercan Dede’nin Âşık Daimi’nin mezarına karanfiller koyması ve konuşmasıyla tören başladı.
Ozanın mezarı başında kısa ama özlü konuşmalar yapıldı, şiirler okundu.
Sonrasında etkinlik Karacaahmet Dergâhı Cemevi’de devam etti. Âşık Daimi için lokma verildi. İkinci bölümde ise yine Âşık Daimi’yle ilgili konuşmalar yapıldı, şiirler okundu, sanatçı ve ozanların seslendirdikleri Daimi türküleri dinlendi.
Can Yayınları Sahibi, Ozan-Yazar Adil Ali Atalay, Av. – Yazar Hasan Gülşan, Tokat’tan etkinliğe katılan Ozan Çağdaş (Veysel Demir), Ali Sağlam, Ali Sultan, Ozan Çağlayan, Erdal Yolsuli törene katılan onlarca sanatçı ve ozandan bazılarıydı.
Bu etkinliği düzenleyen, buraya katılan, katkı sunan tüm canları tebrik etmek gerekir.
Böylesine çağına damgasını vurmuş ve içinden geldiği kültürü-inancı ve bunların değerlerini yozlaştırmadan yaşatan örnek bir ozanımız bir kez daha anılmış oldu.
Gençlere bırakılacak en büyük servetlerimiz ise işte bu ozanların, dedelerin, babaların, âşıkların, Alevi Bektaşi Yolu’nu var edenlerin eserleri, hayat boyu edindikleri hayat ilkeleri, değerleri, insanlıkları, ürünleridir.
Erenlerin izinden gidenler ne mutlu!
Doğruları görüp dile getirenlere ne mutlu!
Gerçeğin demine Hü!... diyenler ne mutlu!
Diğer Makaleler...
- ŞİRAN KIRINTI KÖYÜ, 23. DOSTLUK GECESİ, 15 NİSAN 2016
- Hüseyin Emiroğulları
- Ali Duman'la Söyleşi
- NURETTİN ÖLMEZ HALİFEBABA'NIN YEDİSİ YAPILDI
- ALEVİ AKADEMİSİ DERSLERİ DEVAM EDİYOR...
- NURETTİN ÖLMEZ
- Erikli Baba Dergahı'nda Kadınlar Günü Etkinliği
- Hasan (Hayri) Şanlı Dede'yle ilk söyleşi
- Hasan (Hayri) Şanlı Dede'yle ilk söyleşi
- Rumelihisarüstü'nde Cem, 18 Şubat 2016