Rehbersin Bizlere Seyyid Ali Sultan
Rehbersin Bizlere Seyyid Ali Sultan
Hiçbir tertip ve oyun Yolumuzun aydınlığını karartamaz…
Fazilet yolunda irfan katında
Kemaletin nurlar saçtı cihanda
Aşıp kahırları zorlu yolunda
Rehbersin bizlere Seyyid Ali Sultan
Işık vurdu aktı karanlık çağlar
Yobazın boynunda tığ ile teber
Gerçek canlar bülbül gibi zar eyler
Kılavuzumuzdur Seyyid Ali Sultan
Ağuları süzüp bal eyleyensin
Gönüller bir edip şan eyleyensin
Münkirler gözünü kör eyleyensin
Yol ulumuzdur pir Seyyid Ali Sultan
Horasan yurdundan sel olup aktın
Münkir münafığın oynunu bozdun
Kaleler zapdedip zalimler kırdın
Birlik meydanıdır Seyyid Ali Sultan
Emanetler aldın Abdal Musa’yla
Aynı yolda Umur Bey, Kaygusuz’uyla
Yaktın aşk ateşi gönül bağıyla
Birlik sembolüdür Seyyid Ali Sultan
Tanrı Dağı’na ocağı kuranda
Bölük bölük Türkmenleri tutanda
Zalim beyleri zapdedip geçende
Adalet timsali Seyyid Ali Sultan
Ekin ektin, orak biçtin yaylamda
Bulup su akıttın ak pınarımda
Kutup yıldızı olursun yurdumda
Bereket simgesi Seyyid Ali Sultan
Açtın meydan, yaktın birlik çerağı
Çiğneyip kara gönülleri ak otağı
Ocağı’ndır Tekkesi âlimler yatağı
İlim deryasıdır Seyyid Ali Sultan
Kurduğun köylerde eyledin devran
Ahi gibi olup koymadın viran
Haktır senin sürdüğün yol ve erkân
Kılavuzumuzdur Seyyid Ali Sultan
Yetmiş iki millete yar gibi bakan
Dervişleri güreşlere yetiren
Yol oğlu deyip, insanlar pişiren
İleri görendir Seyyid Ali Sultan
Dostluk köprüsünü kurdun ezeli
Barış, kardeşlik ülküsü temeli
Lokmalar hak edip yiyebileni
Dergahı’na al sen Seyyid Ali Sultan
Cevheri sen bu yolun yol erisin
Nice çile çeksen yılmaz delisin
Korkmadan yürü, gerçeği bilensin
Her daim yardımcı Seyyid Ali Sultan
Ayhan Aydın
22 Kasım 2022
Anadolu’dan Balkanlar’a Alevi – Bektaşi Asimilasyon Gayretleri Hız Kesmiyor Bölücü Sesler Çoğalıyor, Karanlık Büyüyor…
Anadolu’dan Balkanlar’a Alevi – Bektaşi Asimilasyon Gayretleri Hız Kesmiyor
Bölücü Sesler Çoğalıyor, Karanlık Büyüyor…
Alevi – Bektaşi toplumunda çok ciddi bir kopuş ve ikilik yaşanıyor. Bu ikiliği de AKP iktidarı politikalarıyla körüklüyor. AKP – Recep Tayyip Erdoğan Tek Adam Rejimi; Kendisine yandaş bir kitle, yandaş bir medya yaratması gibi, şimdi de şuurunu kaybetmiş, kökünü inkâr eden, yağmadan ne kaparım anlayışında bir yandaş Alevi – Bektaşi kitlesi yaratmaya başladı.
AKP. İktidarı, kendi taraftarı olmaya başlayan bu kesimi; Alevi – Bektaşi toplumu, kurumları üzerine sürerek, “Alevi’yi Alevi’ye kırdırma” projesini yürürlüğe koyuyor…
Seyyid Ali Sultan Dergahı’nda Son Yaşananlar…
Serçeşme Vakfı ve Ocakzadeler Meclisi adına sözcü Sayın Ali Timurtaş Özmen, Yunanistan Seyyid Ali Sultan Dergahı’yla ilgili kendi sosyal medya hesabında bir yazı kaleme almış.
Ali Timurtaş Özmen yazısında; “eli sopalı”, “işgalcilerin” Seyyid Ali Sultan Dergâhı’nda Yunan Devleti’nin kontrolünde işler yaptıklarını söyleyip yöre insanına ilişkin kin ve nefret kokan satırlar döktürüyor.
Son 6- 7 yıldır, civardaki tüm Alevi – Bektaşi inançlı kesimin, tüm köylülerin, 3 düşkün dede dışındaki tüm dedelerin destek verdiği Seyyid Ali Sultan Tekkesi Koruma Heyeti’nin çalışmalarını sabote etmek, 650 yıldır bu ulu ocakta yanan “Hakk - Muhammed - Ali” çerağını, siz Hıristiyan olmuşsunuz deyip kuruyasıca elleriyle söndüren Edirne Müftüsü’nün ve valisinin maşası olarak oradaki birlik ve beraberliği parçalamak, toplumu ikiye bölüp, bu yolu, bu erkânı sürüp, bu kutsal ocağımızı var eden kitleye karşı düşmanca tavırlar gösterip, karanlık güçlerin payandası olanları bir kenara bırakmış Sayın Ali Timurtaş Özmen, Yavuz hırsız ev sahibini bastırır, misali oradaki gül yüzlü canlarımıza veryansın ediyor.
Halkı bölmek; orada yüzyıllardır yapıla gelen “Seçek Yayla Etkinlikleri”, “Mürsel Bali / Kasım Kurbanı Anmaları”nı sabote etmek için hangi karanlık güçlerden destek alınarak yapıldığı bilinmeyen alternatif etkinliklerle burada asıl ikiliği yaratanların sanki yeni bir sözcüsü olarak mazlum canlarımıza saldırıyor.
Orada yolu yaşatan gül yüzlü canlarımıza türlü iftiralar atarak, nasıl birisi olduğunu da göstermiş oluyor.
Sayın Ali Timurtaş Özmen, lütfen olayları çarpıtmayın, inancını yaşayıp yıllar yılı bin bir zorluklar yaşayarak burada yaşama tutunan, yolunu süren soydaşlarımız olan mazlum canlarımıza iftiralar atmayın…
Sevgili Canlar, Olay Göründüğünden Derin
Yıllardır Yunanistan’da zaten türlü tertiplerle Alevi – Bektaşi toplumunu ikiye bölüp kendi uhtesinde yeni bir yapı oluşturmak isteyen Türkiye kökenli bir oluşum Yunanistan’da sözde bir sempozyum yaptı.
Etkinlik kimlerle yapıldı?
Seyyid Ali Sultan Koruma Heyeti’ni, bu inancı yaşayan toplumu yok sayarak, orada ikiliği ve bölücülüğü yaratan; yöredeki diğer etkinlikler için; “burada etkinlikler Cuma namazıyla başlamalı, nefes, deyiş, semahla bizim işimiz yok” diyen bir de üstelik iyi niyetlerle kendilerini derneğe alan Alevi – Bektaşi kesimine düşman kesilip kendi başına işler çeviren SEÇEK Derneği’yla yapıldı.
Adam kaçakçılığından mahkûm olmuş ve halkın düşkün ilan ettiği sözde dede taslaklarıyla yapıldı.
Neye hizmet ettiği tam bilinmeyen Türkiye’de kurulu TİKA vb. kurumların oyunlarıyla Yunanistan dâhil Balkan ülkelerindeki Alevi – Bektaşi toplumunu Sünni İslam inancı içinde eritmeyi planlayanların payandası olarak gayretler gösteren ve yıllar yılı bu toplumun duygularını ustalıkla sömüren akademisyen kimliği altında türlü oyunlar oynayan Prof. Dr. Ahmet Taşgın ve ekibi anlaşılan AKP - Recep Tayyip Erdoğan rejiminden çok ciddi kaynaklar alarak bölücü çalışmalarına hız vermiş durumda.
Edirne’de Alevi – Bektaşi toplumunun değerlerini kullanıp çıkar elde etmek için çırpınan ve Yunanistan’daki toplumun düşkün ilan ettiklerine kol kanat geren, Cem Vakfı Şube Başkanlığı’ndan uzaklaştırılan, bir CHP lideri Kılıçdaroğlu’yla poz verip, bir Edirne Valisiyle yemek yiyen, yeni aldıkları traktörlerin, yazlıklarının reklamını yapmaktan başka bir marifetleri kalmayan Mustafa Çetin – Akın Çetin baba – oğul ikilisine yeni yeni isimler eklenerek son 20 yıldır Balkanlar’daki Alevi – Bektaşi asimilasyonuna Trakya’yı da eklenerek bu topluma karşı saldırılar devam ettiriliyor.
Alevi – Bektaşi toplumunda çok ciddi bir kopuş ve ikilik yaşanıyor. Bu ikiliği de AKP iktidarı politikalarıyla körüklüyor. Kendine yandaş medya yaratması gibi, şimdi de şuurunu kaybetmiş bir yandaş Alevi – Bektaşi kitlesi yaratmaya başladı. Onları da Alevi – Bektaşi toplumu, kurumları üzerine sürerek, “Aleviyi Aleviye kırdırma” projesini yürürlüğe koyuyor…
Felek İnce Eleklerden Eledi Savurdu Beni
Felek İnce Eleklerden Eledi Savurdu Beni
Yavrum niçin sorarsın şu garipçe halimden
Ömür teknesinde yoğruldu yıllarım benim
Nice karlar, yağmurlar yedim, tarlada düzde
Felek ince eleklerden elendi savurdu beni
Gün gün oldu gece döndü kavurdu çileler
Taştan taşa vurdu da eğitti türlü dertler
Çok kahırlar çektik kanadı bunca yürekler
Felek ince eleklerden eledi savurdu beni
Kız, gelin de olduk bilmedik tatlı yaşamı
Erken öğrendik orağı ve hem de tırpanı
Yiyip Balkan ayazını atlattık kışını
Felek ince eleklerden eledi savurdu beni
Böyle dediysem sakın çok aldanma her söze
Bizler de güldük, biz de eğlendik bazı gece
Yavan yaşık ne varsa yiyip eriştik güne
Felek ince eleklerden eledi savurdu beni
Şimdi geldim de artık bir karara eriştim
Aklım fikrim bir oldu ummanlara karıştım
Derman yok dizlerimde bastonlarla tanıştım
Felek ince eleklerden eledi savurdu beni
Bizler Rumeli’liyiz unutmayız kökleri
Sinemizde taşırız cefaları dertleri
Yollara revan olanlarız aşıp çağları
Felek ince eleklerden eledi savurdu beni
Cevheri der gel ağlatma nazlı anaları
Her biri destan yazdırır sana anıları
Çok çile yükü yüklenmiştir hep omuzları
Felek ince eleklerden eledi savurdu beni
7 Haziran 2022
Ayhan Aydın
Trakya'yı Nasıl Bilirsiniz?
Trakya'yı Nasıl Bilirsiniz?
Kurumuş eğrelti otları, kamışlar
Bozkıra dönen tepelerinde meyvesiz ağaçlar
Ak ve gri leyleklerin kanat çırptığı
Dumanı üstünde yeni sürülmüş tarlalar
Öbek öbek bulutlar altında bugün Trakya
Suyu azalmış, işsizi çoğalmış kasabalar
Yer yer saman balyaları
Derisi çıkmış sıra sıra inekler
Ne de çok benzedi zamanla Anadolu'ya
Kız aldı, oğlan everdi, ekmek bölüştü
Vardiyada fabrikasının iş arasında
Duman tüttürdü Anadolu'dan gelen garibanla
Zaman zaman uzak tepeler gibi ayrı dursada
Ayrı bir ırk gibi görmesi bazen kendini
Benzetmesi en çok
Atatürk'ü sevenler topluluğuna
Belki de gizemli Traklar'ın
Varisi saymalarındandır kendilerini
Gençlerinin Avrupalı gençler gibi giyinmesi
Bazen bir naz, bir cilveli oyun havası
Yenemedi makus talihini zamanın
Bohcasında var mı karnını doğuracağı azığı
Kızı, kızanı, gelini umutlu mu yarınlardan
Çorlu'da tren katliamında akan kanını
Balkan Harbi'ndeki gibi sarabilecek mi
Zehirli atıklarıyla dolmuş dereleri, bağları
Ha deyince Anşa Bacı, Sülüman Ağa
Narin ama yine de zıpkın gençleri
Karadeniz'in yaman uşakları gibi
Hesap sorabilcek mi, fabrika patronlarından
Istranca Dağları, Tunca Deltası
Hıdırlık Tepesi, Alpullu Düzlükleri
Benzersiz güzellikleyle küçük bir
Rumeli Balkanlar özeti olan
Türkiye Trakyası
Yarınlara bizlerin umudu olabilecek mi?
Ayhan Aydın
7 Kasım 2022
Edirne - İstanbul Treni
Şu fani dünyaya da kondum bir zaman
Kimileri Çok Sessiz Ama AKP Oyununu Oynamaya Devam Ediyor…
Kimileri Çok Sessiz Ama AKP Oyununu Oynamaya Devam Ediyor…
Türkiye’de Olduğu Gibi Balkanlar’da Da Alevi Ocak / Tekke Merkezleri Temelli Asimilasyon Gayreti var…
Çoğu kendisine Alevi aydını, yazarı, dedesi, babası denilen kesimin görmediği, bir kısmının suskunluklarıyla destek verdikleri, bir kısmının ise bu asimilasyon çalışmaları içinde oldukları gayretlerle geleceğin Aleviliği – Bektaşiliği, AKP. zihniyeti tarafından inşaa ediliyor.
Türkiye’de üniversiteler, devlet kurumları farklı kollardan çalışmalarını sürdürüyorlar.
Altı yedi yıldır Yunanistan’da Seyyid Ali Sultan Dergâhı’ndaki birliği parçalamak için her yola başvuran bir zihniyet yine sahnede, yine rolünü oynuyor.
Bu seferse “sempozyum” adı altında, bir kısmının orada yaşananlar hakkında bilgisi olmayan, bir kısmı ise bilgisi olsa da, görmezden gelerek, Yunanistan’daki Alevi – Bektaşi toplumunun birliğini parçalamak için gayret gösterenlerin uhdesinde bir etkinlik organize ediliyor.
Üslup
Benim üslup sorunum olduğu söyleniyor. Üslubum çok sert bazen kırıcı imiş. Neden acaba? Çift karakterli bir insan mıyım; bazen yol ehli olarak tatlı tatlı konuşan birisi olurken, bazen bas bas bağıran çılgın bir insana dönüşüyorum.
Değerli dostlar, “Yol Cümleden Uludur” diye bir düsturumuz var. Bu kadim Alevi Bektaşi Yolu’nda hem bir sevdalı, hem bir Kalenderi yol eri olarak bizler ancak hizmet edebiliriz. Biz de yeryüzünde bunun bir örneği olarak her türlü yokluğa, engele karşın, aynı yolda bu hizmeti yapmaya çalışıyoruz otuz yıldır.
Bu kadar tepkiselliğimiz hem sevdamız, hem çok okumamız, hem de çok gezip çok farklı coğrafyalardaki farklı gelişmeleri izlemememizden kaynaklanıyor. Bunu en yakınlarımıza bile anlatamıyoruz. “Elimizde teber, topuzla” kimi zaman hamlelerimiz oluyor. Bu çağda elbette ki mücadele konuşmakla, yazmakla oluyor.
Can Dostlar;
Ülkemizdeki AKP.- Recep Tayyip Erdoğan tek adam rejiminin uygulamaları gerçekten de yurdumuzu yokluğa sürüklüyor. Türkiye’de her geçen gün sevgisiz, hoşgörüsüz bir ortam yaratılıyor. Yüzyıllar boyunca hakları verilmeyen, yok sayılan, ötekileştirilen Alevi – Bektaşi toplumu ise sadece siyasi sistemlerin, partilerin, iktidarların kimlik ve bir sosyal / inançsal varlık olarak değil, “madur edilmiş bir kitlenin haklarını vermek”, al alade bir meselede olduğu kadar basit bir dil, yol ve yöntemle sıradan müdahalelerle baştan savmacı, oy ve siyasi ikbal beklentileriyle yaklaşılan bir mesele oluyor. Örnekleri elbette vardır ama yurdumuzda bu konuyu enine boyuna, derinlemesine düşünen, yazan, araştıran ve kalıcı olarak çözmek isteyen bir siyasi parti, sivil toplum kuruluşu vs. hatırlayan var mı?
Birçok akademik çalışmaya konu olsa da, bu mesele hiçbir zaman yüzyılların geçmişten bugüne getirdiği gerçeklikle ele alınıp, çok ciddi, yüreklilikle halledilecek bir mesele olarak görülmemiş, dolayısıyla da Aleviler için de olayı istismar edenlerin olduğu sadece nutukçu’luk yapılan bir mesele olmanın ötesine geçememiştir.
AKP.- Recep Tayyip Erdoğan iktidarının son 20 yıllık icraatlarının temelinde ise; Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin yüz yıllık macerasında bir dönüm noktası olarak gördükleri kendi rejimleri içinde cumhuriyetin temel yapı taşlarını yerinden oynatıp, istedikleri yeni bir devlet modeli yaratmaktır.
Başkanlık Sistemi adı altındaki yapının özünde, 80 yıllık cumhuriyet kazanımlarının kendi ideolojileri çerçevesinde yok edilmesi; laikliğin, laik ve bilimsel eğitimin ortadan kaldırılması, vatandaşlık bilinci yerine ümmetçi bir toplum yaratarak cumhuriyeti kuran iradenin yaratmak istediği; bağnazlıktan, akıl dışılıktan ülkeyi ve bu ülke vatandaşlarını kurtarma projesini yok edip, dini yönetimlerine alet ettikleri yeni bir rejim kurmaktır.
Bunu da büyük oranda başarıp, Türkiye’nin tüm milli değerlerini yok edip, çağdaş dünyayla bağlantı noktalarını kesip, en azından on milyon, özellikle Arap, Asya, Afrika kökenli insanı bilinçli olarak bu topraklara yerleştirip ülkenin sosyal – etnografik – inançsal yapısını kökten değiştirebilecek adımları atıp, ülkeyi sıradan bir Ortadoğu ülkesi yapma yolunda ilerlediler.
Önlerine çıkan her engeli bu ülkenin varlık temeli olan; ulusal tüm kültürel değerlerini, coğrafi değerlerini dağlarını, ormanlarını, sahillerini yok edip, yağmalayıp, satarak, 80 yılda bu ülkenin namusu olan alın teriyle, bu toprağın insanları tarafından üretilen her şeyi satarak, yandaşlarına peşkeş çekerek Türkiye’yi emperyalizmin, uluslar arası sermaya güçlerinin, payandası yaptılar.
Toplumsal olarak uğraşmadıkları alan kalmadı, devrimci, demokrat, laiklik yanlısı, yurtsever ne kadar aydını, sanatçısı varsa bizzat üstlerine giderek, sivil toplum kuruluşlarına kumpaslar kurup, iftiralar atarak oraları ele geçirdiler, kapattılar, mahkemelere verdiler, çökerttiler, ulusal birliği yok ettiler.
AKP. – Recep Tayyip Erdoğan tek adam sulta rejiminin ülkeyi işgal planı devam etmektedir.
Ayrımcı söylem ve uygulamalarıyla ülkedeki sosyal barışı, hoşgörü ortamını sürekli geren, önüne gelene terörist deyip, halkı birbirine kışkırtan “daha bu sizin iyi günleriniz” deyip, bölücü ifadeler kullanan bugünkü iktidardan bu toplumun barışına, kardeşliğine, birliğine, beraberliğine ilişkin yapıcı bir düşüncede olduklarını düşünmek tümüyle çıkarcılık olur.
İktidarın yanaşması olmak isteyenler, AKP. Recep Tayyip Erdoğan tek adam rejiminin her türlü baskıcı, yasaklayıcı, toplumsal barışı yok edici eylemlerini görmezden gelip, hala bunlardan medet ummaktadırlar.
En acısı da, yüzyıllar boyunca devlet sistemi için sürekli aşağılanmış, dışlanmış, yok sayılmış, ısrarla bir inanç topluluğu olarak görülmek istenmemiş, ötekileştirilmiş, kışlada, okulda, devlet dairelerinden kimliklerinden dolayı sürekli hakaretlere uğraşım Alevi – Bektaşi toplumunun mevcut durumlarında bir değişiklik olmamasıdır. Bundan da acısı; bu halin devam etmesi, bir kısım Alevi – Bektaşi kitlesinin profesyonel bir devlet yöntemiyle susturulması, pasivize edilmesi, farklı bir şekilde asimile edilmeye devam edilmesidir.
Sevgili Okurlar;
AKP.- Recep Tayyip Erdoğan tek adam rejimi, 20 yıllık iktidarları boyunca kendilerinden önceki iktidarların uygulamalarını aratacak şekilde Alevi – Bektaşi hoşgörüsüzlüğü, intikamcı bir dil ve üslupla “terör, şiddet, ayrılıcılık, öteki, marjinal, cibiliyetsiz, kökeni belli olmayan, inançsız, bizim gibi değil” gibi söylemleriyle doğrudan veya dolaylı olarak Alevileri hedef alan açıklamalarıyla gerici – ırkçı – tekçi bakış açılarını sürdürmüşlerdir.
Devlet üniversiteleri, devlet destekli sözde sivil toplum kuruluşları, devletin çeşitli birimleriyle birlikte hiç ara vermeden Alevi – Bektaşi asimilasyonu bu iktidar döneminde de tüm hızıyla devam etmiştir.
Berkin Elvan’ın annesini yuhalatan Recep Tayyip Erdoğan’dan, “kökenini açıklasana, niye açıklamıyorsun” dediği Alevi kimlikli bir siyasetçi olan CHP. Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na yumruk indirildikten sonra arayıp geçmiş olsun demeyerek aslında o yumruğu zaten kendisinin attırdığını alenen göstermesiyle, Sivas katillerinin avukatlarını milletvekili yaptırmasıyla, Alevi köylerine camii yapımı, imam atamasına devam ederek, yüzlerce olayla bu asimilasyonlara devam eden bu iktidar yapısından Alevilere – Bektaşilere bir şey beklemek tümüyle algı yanılması olur.
Şimdi de Alevi – Bektaşi toplumuna danışmadan, Alevi kurumlarıyla doğru bağlantılar kurmadan, kurnazlıkla, sinsi bir şekilde, devletin olanakları kullanılarak İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya danışmanlık yapan Alevi kökenli Bektaşiliğe intisap etmiş Ali Arif Özzeybek ve ona teslim olmuş kimi sözde Alevi dede, baba, sözde akademisyenleri tarafından sürdürülen ve yine anti demokratik bir şekilde yürürlüğe konulan Alevi Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı çalışması olumlu bakmak mümkün değildir.
Çünkü devletin daha doğrusu AKP iktidarının bu konudaki sicili çok bozuktur.
Devlet aklı bu hiç durmadan kendi prensipleri açısından çalışır durur.
Peki, bu çalışma asimilasyona hizmet ediyorsa, kendi siyasetine hizmet ediyorsa, birilerine hizmet ediyorsa, bunun karşısında Aleviler – Bektaşiler konuşmayacaklar mı?
Devlet üniversiteleri bünyesinde kurulan Alevilik – Bektaşilik Araştırma Merkezleri gerçekten neler yapıyor?
İlk önce Dış İşleri Bakanlığına bağlıyken, şimdi Kültür Bakanlığına bağlanan ve yurt dışındaki tarihi Türk yapılarına ilişkin çalışmalar yaparken, Diyanet İşleri Başkanlığı, AKP zihniyetinden insanların yönetiminde olan Yurtdışı Türk Toplulukları, Yunus Emre vd. kurumlarla işbirliği yapan TİKA’nın marifetleri nelerdir?
Daha önce sayısız yazı yazıp, videolarda, programlarda dile getirdiğim gibi sevgili dostlar işte tüm bu kurumlar kendi ideolojileri çerçevesinde asimilasyon çalışmalarına hiç ara vermeden devam ediyorlar.
Balkanlar’da AKP. Zihniyeti yirmi yıldır hiç ara vermeden Türk devletinin tüm olanaklarını kullanarak, Alevi – Bektaşi toplumu üzerinde çalışmalar yapıyor.
Türkiye’den ve Balkanlar’da özellikle Alevi – Bektaşi kesimi içinde parayla satın aldıkları bazı insanlarla birlikte ortak çalışmalar içinde olan bu yapı; Alevi - Bektaşi ocak ve tekke merkezlerini işgal etmek, oradaki birlikleri parçalamak için alternatif etkinlikler yapmak, seminerler, söyleşiler, paneller düzenlemek, o ülkelerdeki diğer İslamiyet’le ilgili kuruluşlarla işbirliği yaparak Alevi – Bektaşi kesimini Sünni topluluklar içinde eritmek politikalarını sürdürüyorlar.
Bunları birçok kez yazdım, dile getirdim.
Devamını oku: Kimileri Çok Sessiz Ama AKP Oyununu Oynamaya Devam Ediyor…
Diğer Makaleler...
- Dadaloğlu, Dadaloğlu, Ah Dadaloğlu...
- 29 Ekimde...
- Suların Tılsımını Taşır Çeşmeler
- Anadolu Kadını’nın Bir Çileli İsmi: YETER ŞAHİN’LE SÖYLEŞİ
- Gölge Etmeyin Başka İhsan İstemeyiz Sizden...
- Şahkulu Sultan Dergahı'nda Ortaya Konan Oyun...
- Abdal Musa ve Kaygusuz Abdal Aşkıyla Yazılan Şiirleri...
- Dostlar Bunlar Alevi Sömürüsüne Hizmet Etmiyorlar mı?
- KADİM YOLDA OYNANAN OYUNLAR
- And Olsun Ki...