Karaağaç Bektaşi Tekkesi’nde Alevilik’te Ocakların Önemi Anlatıldı
Karaağaç Bektaşi Tekkesi’nde Alevilik’te Ocakların Önemi Anlatıldı
Türkiye’nin en köklü Bektaşi tekkelerinden birisi olan ve aynı zamanda Alevi – Bektaşi Eğitim ve Kültür Vakfı’nın de merkezi olan Sütlüce’deki Karaağaç Bektaşi Tekkesi’nde 11 Kasım 2021, Perşembe günü, dün de önemli bir etkinlikle Aleviliğin en önemli yapı taşlarından birisi ve olmazsa olmaz bir temel değeri anlatıldı.
Uzun yıllardan beri hem kişiliği, hem çalışmalarıyla saygın bir kimliğe sahip Hüseyin Elmas Dede birikimlerini yaklaşık iki saat boyunca katılımcılara aktardı.
Aynı zamanda geleneği yaşatan yani çocukluğundan beri cemler bağlayan, köylere giden, dede / talip ilişkilerini bozmadan bugüne getirmeyi başarmış, üniversite bitirip kendi işiyle ekmeğini / aşını kazansa da bir beklentisi olmadan bu yolu yaşatma konusunda örnek bir tavır sergileyen Hüseyin Elmas Dede, gerçekten de çok önemli bir dede örneğidir.
Hiçbir yerden bir beklenti içine girmeden, insanları yozlaştırıp, yönlendirmeden, atalardan alınan bilgileri bozmadan, bu yolun bir yaşatıcı öncüsü olarak gerçek bir dede vasfıyla yazılar yazıyor, konuşmalar yapıyor, cemler yürütüyor. Hem kendi ocağının talip kitlesine seslenebiliyor, aynı zamanda büyük şehirlerde kaybolup gitmenin eşiğindeki insanların ellerinden tutma kabiliyetini gösteriyor.
Hüseyin Elmas Dede çok uzun yılların birikimi, okudukları ve atalardan aldıklarıyla da yaşayan Alevilik içinde Ocak kavramını örnekleriyle, tarihi bağlarıyla birlikte çok güzel aktardı.
Ocakların Aleviliğin olmazsa olmaz bir parçası olduğunu söyleyen Hüseyin Elmas Dede; “Pir / Rehber / Mürşit” bağlamında, Hacı Bektaş Veli Ocağı’nın / Dergâhı’nın merkezi yapısını, bazı görüşlerin aksine Şah İsmail Hatayi’den önce de dede ocaklarının varlığını ve Şah İsmail Hatayi’nin Alevilik’teki önemini de vurgulayarak gelen soruları yanıtladı.
Alevi – Bektaşi Eğitim ve Kültür Vakfı Başkanı Sayın Hüsniye Takmaz ise, Alevilik’teki kadınların yeri, bilimsel çalışmalar üzerinde dururken, akılcı gayretler olmazsa bu çağın yakalanamayacağını, hurafelerle bir yere gidilemeyeceğini, yolu süren gerçek dedelerin Alevilik için çok önemli olduğunu dile getirdi.
Bir hizmet eri olarak her çağrılan yere giden Haşim Turhan can ise seslendirdiği nefeslerle ulu ozanların duygu ve düşünce dünyalarına insanları götürdü.
Âşık Ali Kaya’nın münacat duası, Hüseyin Elmas Dede’nin lokma duası ve hazır olan lokmaların, hakça pay edilmesi sonucunda muhabbet yerini bulmuş oldu.
Hakk bizleri bu birlikten, bu beraberlikten, bu aşktan alı koymasın.
Muhabbet ehline aşk ile…
Ayhan Aydın
12 Kasım 2021
Mevleviler Atatürk’ü Andı
Mevleviler Atatürk’ü Andı
Büyük önder Mustafa Kemal Atatürk ölüm yıldönümünde anılmaya devam ediyor. Mevlana Celalettin Rumi’nin yolunu yani Mevleviliği yaşatmak konusunda uzun yıllardan beri faaliyetlerde bulunan ve bu yolda bir ömür geçirmiş Hasan Çıkar Dede’nin mirasını sürdürmeye devam eden EMAV (Evrensel Mevlana Âşıkları Vakfı) 1998’den beri bu tür faaliyetlerini sürdürüyor.
Çeşitli bahanelerle ibadet ettikleri, kültür ve inançlarını yaşadıkları mekânları kasıtlı olarak ellerinden alınsa da, yılmadan aynı aşk ve sevgiyle insanları bir araya getirmeyi sürdüren Mevlana âşıkları yollarına yılmadan devam ediyorlar. Gönülleri Hakk / Muhammed / Ali aşkıyla dolu, Mevlana’nın öğretisini herkesi sevdirme, yaşama ve yaşatma konusunda gayretleri olan EMAV topluluğu türlü çileler sonucunda da olsa yeni bir yere kavuştular.
Bir gün konunun ayrıntılarını sizlere aktaracağım gibi, kendileri çok dillendirmeseler de, çeşitli sıkıntılar yaşama devam eden bu açıkçası çağdaşlığı benimsemiş, Atatürk’ün aydınlık yolundan giden, kadın / erkek ayrımını yok sayıp, Türkçe Kur’an okuyan bu topluluk, Mevleviliği çağdaş dünyanın anladığı şekilde de bir aşk ve sevgi yolu olarak görüp, uygulayıp, tanıtıyorlar.
Mütevazı kişilikleri, yapıcı çalışmalarıyla herhangi bir kişi, gurup ve zümreye dâhil olmadıkları içinde de türlü maddi sıkıntılara düşseler de bunu kendileri aşıp, türlü zorlukları yenerek yine aynı aşk ve sevgi halesini var ediyorlar.
Rahmetlik Hasan Çıkar kâmil bir insan olarak; her türlü kin, nefret duygusu dışında tüm inançlarla gönül köprüleri kurmayı başarmış çok önemli bir Mevlevi yol önderiydi. Şimdi de aynı yolu takip eden çok sevgili Mevlevi Âşıkları, aynı güzellikleri yaşatıyorlar.
En nihayetinde dün de, 11 Kasım 2021 Perşembe günü, gönüllerini birleyerek İstanbul Şehremini’de kendi imkânlarıyla yarattıkları yeni yerlerinde ilk etkinliklerini yaptılar.
“Başöğretmen” olarak nitelendirdikleri ve çağdaş Türkiye’nin kurucusu, ülkemizin banisi olarak kutsadıkları Mustafa Kemal Atatürk adına bir önemli etkinlik yaptılar.
Mustafa Kemal Atatürk’ün din anlayışının anlatıldığı bir konuşma, Kur’an okunuşu, birbirinden güzel nefeslerin / ilahilerin seslendirildiği bir konser ve nihayetinde evrensel döngüyü simgeleyen ve Mevleviliğinde en önemli yansımalarından olan Sema Ayini’ni sergilediler.
Çok büyük bir aşk ve sevgi harmanında insanları buluşturup, manevi âlemde Atatürk, Silah Arkadaşları ve aynı zamanda Hakk / Muhammed / Ali bağlamında Velilerin öncüsü Hz. Ali’den bugüne hiçbir veli’yi ayırmadan, başta Mevlana olmak üzere tüm Hakk dostlarını yâd ettiler, dualar eylediler.
Verilen emekleri var olsun.
Hakk bu birlikten, bu güzellikten, bu aşktan bizleri ayırmasın.
Muhabbet ehline aşk ile…
Ayhan Aydın
12 Kasım 2021
BÜYÜK ÖNDER ATATÜRK’Ü SEVGİ VE ÖZLEMLE ANIYORUZ
BÜYÜK ÖNDER ATATÜRK’Ü SEVGİ VE ÖZLEMLE ANIYORUZ
Silah ve dava arkadaşlarıyla birlikte Ulusal Kurtuluş Savaşı'na öncülük yapıp yurdumuzu düşman işgalinden kurtaran, nice savaşlar kazanıp ülkemizi bağımsızlaştıran, dinbazların, gericilerin, bölücülerin karanlık ve kanlı oyunlarını bozan, Türkiye'nin aydınlık geleceğini kuran, toprağına, yurduna, insanına ve bilim değerlerine inancını hiçbir zaman kaybetmeyen devrimci büyük önder Mustafa KEMAL ATATÜRK'ü sonsuz bir aşk, sevgi ve özlemle anıyoruz...
Yolu yolumuz, ilkeleri her zaman rehberimizdir...
Bu ülkede emperyalizme diz çöktürüp, bağımsızlık türküsünü sonsuza kadar yurdumuzun her karış toprağına yazdıran tüm şehitlerimizi de aynı saygı ve hürmetle anıyoruz...
Onların da ruhları sonsuza kadar şad olsun...
Ayhan Aydın
10 Kasım 2021
İZZET KILINÇ DEDE, KÖSE SÜLEYMAN OCAĞI / PINAR KÖYÜ - BERGAMA
İZZET KILINÇ
(KÖSE SÜLEYMAN EVLATLARINDAN (ÇEPNİ BOYLARI DEDESİ) / PINAR KÖYÜ – BERGAMA- İZMİR)
Söyleşi: Ayhan Aydın, İstanbul
Bize kendinizi tanıtmanızı istiyorum; ne zaman, nerede doğmuşsunuz?
Ben Köse Süleyman Evlatlarından İzmir Bergama Pınar Köyü’nde, 1952 doğumluyum. Annem Sultan, Babam Mustafa. Şu anda dedelik görevini yapmaktayım. Bergama, Kınık, Balıkesir, Bursa, Çanakkale, Manisa yöresindeki Çepni Alevilerinin dedeliklerini yapmaktayım ve şu anda da devam etmekteyim.
Köyden bahsedin, Çocukluğunuzdan?
Şimdi tabii köy hayatından rençberlik, koyun keçi çobanlıkları yaptım, geçim için. Dedelik konusunda büyüklerimin devamlı yanında köy evimize dedeler gelirdi; doğudan, batıdan gelirdi. Onların muhabbetlerine katıldım. Benim içime bir aşk muhabbet düşerdi. Babamın, kardeşlerimin ve tanıdıklarımın sözleri bana ilham verirdi.
Yörelerimizi Çepni yöresinde cemler devam ettiği için cemlere katıldım. Onların ilham aldım. Ceme girdim, tarikata, yol erkana girdim, müsahip oldum. Babam öldükten sonra abim Nazim Kılınç vardı. O öldükten sonra halk beni çağırdılar. Senin içinden bu geliyor, bu yetenek sen de var, diyerekten beni halkım dedeliğe getirdiler.
Ve 1991 yılından sonra devamlı, hiç kesintisiz söylediğim yörelerde devamlı cem yapıyorum. Ama şu anda Kınık’taki Cemevi’nde hiç bir karşılık beklemeksizin sürekli oradaki cemleri yerine getiriyorum ve halkıma hizmet ediyorum.
Kınık Cemevi 20 yıl önce yapılmış ama sonradan hiçbir çalışma yapılmamış, şimdi onu onarmaya çalışıyoruz. Şu anda cemevinin 75 metre kare aş evi yaptırdım, üst katını da yaptıracağım ve çalışmalarım böyle devam ediyor. İkinci konu; ordaki halkıma semah ekibi saz kursu dini görevlerimi kırk sekiz Perşembe dediğim her hafta onları topluyorum. Alevilik üzerine onlara dini hizmetlerimi yerine getiyor. Muharrem ayında on iki gün devamlı, sonra aşurede bize düşen görevleri yerine getiyorum. Şurda bir şey belirtmek istiyorum. Ekseriyetle halkım batı kırsal bölgelerde oldukları için, Alevilik konusunda, dini konularda çok geri kalmışlar. Fakat bir seneden sonra, çok bilgi verdiğim için halkımda gelişmeler var. Halkım bizi bırakmayın, diyor. Dedelerin sosyal hakları olmadıkları için, aylıkları olmadıkları için, zebil oldukları için, madur oldukları için de dede çocukları dedeliğe heves etmiyorlar. İşte dedeler halkın içine gelmedikleri, devlet bizi Sünnileştiriyor, diyoruz. Devletin suçu olduğu kadar, halkın duyarsız davranması, ve de dedeler halkın içinde olamadıkları için, halk onlara sahip çıkamadığı için bence bu sefer Alevilerin kendileri asimile oluyorlar.
Şunu söylemek istiyorum; cemevi, caminin yan yana olması birbirine rakip değildir. Sayın İzzettin Doğan Hocamın, dedemin, dediği; kimin ilmi İslam dini üzerine kimin bilgisi daha fazlaysa o o toplumu oraya çeksin.
İkinci konu; bütün konuşmuş Sünni kesimden insanlar herkes bize hayran olup, bizi takdir ettiklerini, bizim din alimlerimizi bize doğru bilgi vermiyorlar. Siz ne güzel bilgi veriyorlar demişlerdir. Gençlerimiz cemevilerine gelmemeleri, anne babalar onlara gerçekleri anlatmadıkları için, çocuklarımız mecburen, Sünnilik eğitimi olduği için onalar özenti duyuyorlar. Ve benim bulunduğum cemevinde çocukları eğtitiğim için Sünni kesimin gençlerine, öğretmenlere de Aleviliği anlatabildikleri gördük, bunu kendileri de Sünni kesimden insanlar da söylemeye başladılar. Eğitimi doğru dürüst verdikten sonra bize kimse yanıt veremez, karşı gelemez.
Bizim Alevi toplumuna devletin sahip çıkmamasının nedenini şöyle yorumluyorum: bizim Alevi inancımızın ibabatemizin daha eğitici daha üstün, incancıl, sevecen oluduğu için kendilerinin dahil cemevlerine akın edeceklerini gördükleri için bence devlet bizim önümüzü açmıyor, ön vermiyor.
Dış güçlerle devletin içindeki insanlar Alevliik inancından, Alevi bir bütün olduğu için; Eline, Beline Diline sadık olduğu için, Alevi üzerinde büyük oyunlar oynanıyor.
Bizim bazı insanlarımızı çıkarlar ve menfaatler doğrultusunda Alevilik İslam’ın dışındadır, diye boş bir Alevilik yaratmak istiyolar.
Halkusikem, dinimiz İslam, kitabımız Kuran’an, peygamberimiz Hz. Muhammed SAV. Efendimiz.
Peygambmerimiz bir hadisi şerifinde şöyle söylemiştir: ey insanlar size iki büyük emanet bırakıyorum, biri Ehlibeyt’im, birisi Kuran. Bunlardan ayrılmayın, bunlardan ayrılırsanız, helak olursunuz. Ve biz Aleviler işte bu yolu yani On İki İmamların Ehlibeyt Yolu’nu takip ettiğimiz için, bizi bölüp parçalayamadıkları için emperyalist zihniyet, yüce Cumhuriyet’i, Atatürk Cumhuriyet’ini yıkamadıkları için Alevileri kendi karşılarında hedef görüyorlar. Onun için de Alevilerin üzerinde büyük oyunlar oynuyorlar. Allah ibadeti için yapılan Allah içindir.
Devamını oku: İZZET KILINÇ DEDE, KÖSE SÜLEYMAN OCAĞI / PINAR KÖYÜ - BERGAMA
ALEVİLİK YARGILANIYOR: MURTAZA DEMİR YARGI KARŞISINDA
ALEVİLİK YARGILANIYOR: MURTAZA DEMİR YARGI KARŞISINDA
“Keçeci Baba Dergâhı’nın camiye çevrilmek istenmesi üzerine, konu ile ilgili bir yazı kaleme alan ve “Burası yüzyıllarıdır Alevilerin cem yaptığı bir dergâhtır. İmamınızı da alın gidin” diyerek tepki veren Pir Sultan abdal Kültür Derneği Kurucu Başkanı Murtaza Demir 3. Kez yargı karşısına çıkıyor. (16 Kasım 2021 Salı, Çağlayan Adliyesi, 9. Asliye Ceza Mahkemesi / İstanbul)
Elbette ki, doğrusu burada Alevilik yargılanıyor, çıkar için; devletten, Diyanet'ten, erk'ten, otorite'den bir korkusu olmayıp bin yıllık Alevi düşmanlığı yapan karanlık kafanın karşısında, Aleviler için hak ve hukuk arayanlar, eşit yurttaşlık / vatandaşlık, inanç, din ve vicdan özgürlüğü isteyenler yargılanıyor.
Bu davada; Aleviler üzerinde hiç bitmeyen, yüzyıllardır var olan ve hala sürüp giden sistemli asimilasyona karşı olanlar yargılanıyor.
Çağdaş Türkiye'nin düşmanı, sapkınlığın övüldüğü, bir karanlık yapı olan Diyanet İşleri Başkanlığı aynı zamanda bir Alevi asimilasyon merkezidir.
Din bezirgânlarının, Allah, kul hakkı gözetmeyenlerin, dini duyguları sömürenlerin gericilik merkezi olan Diyanet İşleri Başkanlığı kapatılmalıdır.
Tüm Türkiye'de herkes, her dinden, her inançtan insan toplulukları dilediği gibi ibadetlerini yerine getirebilmelidir.
Bu haliyle Diyanet İşleri Başkanlığı Sünni yurttaşların da boyutlarındaki prangadır.
Bir firavun gibi yaşayan, bugünkü siyasi otoritenin bir maşası olan, elinde kılıçlarla, sapıklıklara onay veren fetvalarıyla bir haramzade olan bugünkü Diyanet İşleri Başkanı'nın arkasında namaz da kılınmaz.
Böylesi bir Diyanet'ten bir maaş beklentisi olan bir Alevi dedesi de varsa o da düşkündür, bir haramzadedir. Onun yaptığı ibadet ibadet değil, yaptığı cem ise Muaviye ve Yezit'in yaptığı cemdir.
Bu bağlamda uzun yıllardan beri Aleviliğin özgün haliyle yaşaması ve her türlü asimilasyona karşı çıkan, Atatürk devriminin ve aydınlık yolunun, laikliğin savunucusu, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği ve Pir Sultan Abdal 2 Temmuz Kültür ve Eğitim Vakfı eski başkanı, Alevi Aydını ve Yazarı Murtaza Demir üstadımızın yanındayız.
Yolu açık olsun, Hakk erenler, zalime fırsat vermesin. Karanlıklar yurdumuzdan da, Aleviler üzerinden de dağılıp gitsin...
Muhabbet ehline aşk ile...
Ayhan Aydın
10 Kasım 2021
Sıdki Baba Kitabı
Ne Değerlerimiz Var
Alevi – Bektaşi Kültür Dünyası ya da Kültür Evreni’nin aydınlığı maalesef bugün uzaklarda kalmış; bugün içi bomboş tartışmalarla günler doldurmakta, çok ciddi çalışmalar yapmak bir yana, geçmişin hazinelerine bile bugün sahip çıkılmamaktadır. Son otuz / kırk yıllık Alevi kurumları adı altında; dernek, cemevi, yönetim, temsiliyet, teslimiyet, sözde asalet tartışmaları içinde tarihi zenginliklerini zaman zaman unutup çıkar, gösteriş, bayağılık boş harmanında birileri kendi çıkarları için, bu toplumu sömürmek için, elde ne dane kalmış onu alalım diye, toplumun üzerinde düven sürmeye devam etmektedirler.
Bu topraklarda yetişmiş nice nice büyük değerimiz yolumuzun öncüleri, aydınlatıcıları vardır. Ozanlar ise hem bu toplumun duygu / düşünce / inanç dünyasının taşıyıcıları, var edicileri ve de aynı zamanda bu öğretinin de hafızaları / bellekleri konumundadırlar.
Anadolu ve Rumeli elbette İran ve çok büyük bir coğrafyada bu yol ve erkânın sürdüğü topraklarda yüzlerce halk ozanı var olmuştur.
İşte çağımızın da büyük ozanları, büyük değerleri Alevi – Bektaşi kültürünün, inancının özünü ölümsüz deyişleriyle, dizeleriyle bizlere aktarmışlardır. Ama bugün bizler bir iki deyişini, türküsün söyleyip bunların gerçek değerini tam anlayamıyoruz maalesef.
Bu büyük ozanlardan birisi de hiç kuşku yok ki, Sıdki Baba’dır. 1865 ile 1928 yılları arasında yaşamış tüm hayatını Hakk / Muhammed / Ali Yolu’na, erenler yoluna adamış, birbirinden önemli deyişler yazmış, bugün birçok sanatçının seslendirdiği eserlere imza atmış olan Sıdkı Baba’yı ne kadar yâd etsek azdır.
Yaşamı, çalışmaları, edebi yönü hakkında önemli bilgiler vermesi yanında bu büyük ozanımızın tüm eserlerini bir araya getirerek tarihi bir görevi yerine getiren çok değerli Araştırmacı / Yazar Baki Yaşa Altınok hocamıza bir kez daha teşekkür ediyor, Sıdki Baba hakkındaki bu önemli eseri tüm dostlarımıza, canlarımıza tavsiye ediyoruz.
Muhabbet ehline aşk ile…
Ayhan Aydın
6 Kasım 2021
(Sıdki Baba Divanı, Baki Yaşa Altınok, Sistem Ofset Bas. Yay. San. Tic. Ltd. Şti., 592 Sayfa, 2013, Ankara)
Diğer Makaleler...
- Bir Kamil İnsan, Bir İnanç Önderi Nasıl Olunur?
- HACI BEKTAŞ AYDINLIĞI
- Yalnızlık, Geçim Derdi
- Bak Şu Kudretli Ağaca Sen
- Erenler Ocağı Hakk Meydanıdır
- Ali Büyükşahin Dede'ye şiir...
- Kimi Güler Kimi Ağlar Bir Zaman
- DUTLUK DERESİ DERİN ÖYKÜLER
- SOKAKLARDA
- Alevi - Bektaşi Toplumunun Üstüne Çöken Çıkarcı Otokrat Zihniyet...