HACI BEKTAŞ'TA OZANLAR BULUŞMASI
Hacı Bektaş Veli Kültür Derneği
6. Ozanlar Buluşması Etkinliği, Büyük Bir Başarı ve Katılımla Hacı Bektaş’ta Yapıldı…
Ayhan Aydın
20-21 Haziran 2015’de, Hacı Bektaş; büyük bir buluşmaya ev sahipliği yaparak birçok ülkeden akademisyen, sanatçı ve ozanın bir araya gelmesiyle tarihi günler yaşadı.
1964’de kurulmuş olan Hacı Bektaş Veli Kültür Derneği, son yıllarda yaptığı birbirinden önemli etkinliklerle adından daha sıklıkla bahsettiriyor.
Hacı Bektaş İlçesi eski belediye başkanı Sayın Mustafa Özcivan’ın başkanlığında faaliyetlerini sürdüren Dernek, bu sene de çok önemli bir buluşmaya ev sahipliği yaparak ismini aldığı dünya Alevi Bektaşi dünyasının ana merkezi olan Hacı Bektaş İlçesi’nde bir kültür şöleninin yaşanmasına vesile oldu.
AVRUPA'da ALEVİLER BEKTAŞİLER ARASINDA 4. YAZI
AVRUPA’DA ALEVİLER BEKTAŞİLER ARASINDA 100 GÜN (2013/2014)
Ayhan Aydın
TEKRAR ALMANYA
21 Mayıs 2013, Salı
AACHEN
Burada hemşerim Mimar Kemal Gündoğan’da kaldım. Onun girişimleriyle Almanca Alevilik’le ilgili kitaplar yazan aslen mühendis kökenli Anton Josef Diriyl’i bakım hanede ziyaret edip, söyleşi yaptım. Son çalışmaları Hacı Bektaş’la birlikte anılan ve Alevilik Bektaşilik’teki önemli figürlerden birisi olan “Kadıncık Ana” ve onun Hacı Bektaş ve Alevilik üzerindeki etkileri üzerineymiş. Yazarın bir kitabı Anadolu Aleviliği ismiyle 1990’larda Ant Yayınlarından çıkmıştı.
Sonradan internette fotoğraflarına baktığım Aachen aslında birçok tarihi binayı barındıran tarihi bir kentmiş. Ama bu şehri üç kez gitmeme rağmen gezemedim. Neyse alacağım olsun. Ama Kemal Gündoğan’ın kendi elleriyle yaptığı cam piramide benzeyen evinin salonunda çay içmek de yeter!
Anton Josef Diriyl
Kendisiyle yaptığım söyleşiyi 2014’de tekrar kendisine götürüp, olası yanlışlarını düzeltme gayretimizde bu sefer benim Kerbala’ya gittiğimi, İran’a gittiğimi öğrenince fotoğraf çektin mi? Diyor. Beni ismimle çağırıyor.
Kitaplarına bir bakıyorum da; Kendi kitabı; Anton Josef Dierl, Geschechte und Lehre des Anadolischen, Alevismun- Bektaşismus, Dağyeri Verlag, Frankfurt, (Main), 1985, Yunus Emre, The Sufi Poet in Love, Zekira Dome, Çağlayan A.Ş., İzmir, Turkey, 2010 diyor. 1917 yılında Almanya’da Velâyetname yayınlanmış.
Avrupa Avrupa duy sesimizi diyor, bizim futbol holiganları. Sesinizi duysa ne olur, duymasa ne olur.
Burası da bir ülke, burada da insanlar yaşıyorlar işte.
Bir yazar olan Anton Josef’in yaşadığı bakımhane iyi sayılır ama. Allah düşürmesin.
Ben şahsen birden bire ölmeyi her zaman tercih ederim (yüce yaratanın bileceğidir, kader yazılmıştır, bu bizim elimizde de değildir gerçekten ama yine bir dilek, temini, yakarış…), kimsenin bakımına ihtiyaç duymak istemem. Beni kibirli filan sanmayın… Ne kendime, ne başkasına yük olmadan bir güzel temiz ölümle ölmek isterim. Ağrısız sızısız… Yahu şimdi aklıma geldi, Fazıl Hüsnü Dağlarca bir şiir yazmıştı da, tertemiz ayaklarımı kimse görmesin mi filan demişti?
Bölüm sonunda bu kısa söyleşiyi okuyabilirsiniz.
Ali Biçer: Beni sevgiyle karşılayan Ali Biçer’i Cem Dergisi’ne ilgisinden tanıyorum. Uzun süre sonra tekrar konuşma şansına ulaşıyorum. Bu sefer Onu evinde ziyaret ediyorum. İzzettin Doğan’ı Akil Adamlar’a girmesinden dolayı tüm Avrupa’da destekleyen üç kişiden birisi.
Ali Haydar Avcı
Belki de Avrupa’daki Alevilikle ilgili en önemli hazinelerden birisine; arşiv ve kütüphanelerinden birisine sahip Ali Haydar Avcı özellikle Alevi halk hareketleri ve Pir Sultan Abdal ile ilgili yaptığı çalışmalarla tanınıyor. Yazmış olduğu kitaplar birer kaynak eser niteliğinde. İlk başta beni oldukça soğuk karşılasa da, eşinin hazırladığı lokmalarımız yedikten ve bazı ortak yönlerimiz konusunda söyleştikten sonra, hava biraz değişiyor, belki duruşu böyledir diyorum sonra, kendisiyle bir söyleşi yapıyorum. Dışarıda yoğun bir yağmur var.
Devamını oku: AVRUPA'da ALEVİLER BEKTAŞİLER ARASINDA 4. YAZI
KAYA ÖZLÜK - KESKİNLİ AŞIK HAYDARİ -
Her şeyden önce bu 10 bin yıllık uygarlıklar beşiği Anadolu’da, Türk yurdunda, halkın, toplumun sorunlarını dile getiren, kişisel duygu ve düşüncelerini şiirlere, eserlere, türkülere, sazlara döken halk ozanlığı geleneği içerisinde kendine bir yer etmiş çok değerli Keskinli Aşık Haydarî yani Kaya Özlük’e merhaba diyorum.
KAYA ÖZLÜK (KESKİNLİ AŞIK HAYDARİ)
İçimde bir çığlık yankılandı
Acı haberini alınca
Ey sen Antalya’nın bozlak sesi
Çakır gözlerinden pınarlar akan
Dertlerini esrar içirir gibi kanına yediren
Yediverenlerin solmaz gülü
Garip gönüllerin eyrek yeri
Cumhuriyet Türküsünü yazıp
Sevgi meleği gibi dünyaya dokununca
Mütevazılık sembolü
Bayrek Dağı yıkıldı başıma
Antalya fakirleşti, uzaklaştı benden…
Sen benim sırdaşım
Sen benim yoldaşım
Sen garip gönlümün şark bülbülü…
Seni şimdi nerelerde bulam?
Hangi ceylanın yolunda?
AVRUPA'da ALEVİLER BEKTAŞİLER ARASINDA YÜZ GÜN 3. YAZI
AVRUPA’DA ALEVİLER BEKTAŞİLER ARASINDA 100 GÜN (2013/2014) (3. Yazı)
Ayhan Aydın
Avrupa’da ve Türkiye’de Bilimsel Alevi Çalışmaları!
Sevgili Dostlar;Sonuçta Alevilik bir inanç ve kültür olmakla birlikte; araştırılacaksa bunun bilimsel yol ve yöntemlerle yapılması gerekir. Bunun içinde akademik çalışmalar yapılması zorunludur. Bunu yapacak kurumlar; üniversiteler, araştırma-inceleme merkezleri, akademiler, basın-yayın kurumları gibi yapılar olabilir.
Bu konuda Türkiye’de faaliyette bulunan az sayıda kurum var. Avrupa’da ise yine Türkiye’deki gibi bu konuyla ilgilenen fazla bir kurum yok. Dolayısıyla Alevilerin Bektaşilerin durumuna gerçek anlamıyla üzülmemek mümkün mü?
Bir yanda mangalda kül bırakmayan, türlü hesaplarla Alevi kurumlarının tepesinden inmeyen kaşarlanmış, kokuşmuş zihniyetleri temsil eden önder taslakları, bir yanda doğru dürüst araştırma yapamayın kurumlar ve kendini “uzman yazar, aydın” gibi soytarıca ifadelerle kamuoyuna sunan cahiller cahili yazarlar, bir yanda üniversite kendi gölgesinden korkan, kişiliksiz, pusmuş, Alevi kimliğini özenle saklayan bu konuda kılını kıpırdatmayan yüzsüz Alevi akademisyenler, bir yanda bundan bir yararım mı, zararım mı olur deyip yıllar yılı bu zengin alana el atmayan çıkarcı, sözde bilim insanları, bir yanda da, geleceğin büyük filozofu olacak; ev ödevini internet kafelerde yapan ilkokul çocuğu gibi basit yöntemlerle çalışan sözde lisans, yüksek lisans, doktora öğrencileri!
Yarabbi, yarabbi, yarabbi, ve yarrabbi!
Sen beni kendimden koru!
Sen beni kendi fütursuzluğumdan, boşboğazlığımdan, kendi felimden koru!
Ben mi abartıyorum, çok mu abartıyorum, ben ne hallerdeyim?
Ortada ne kurum var, ne kuruluş, ne doğru dürüst ve yeterli sayıda bilim insanı, akademisyen, gazeteci, yazar, araştırmacı!
Devamını oku: AVRUPA'da ALEVİLER BEKTAŞİLER ARASINDA YÜZ GÜN 3. YAZI
BÜYÜK AVRUPA GEZİSİ YAZILARI 2.
AVRUPA’DA ALEVİLER BEKTAŞİLER ARASINDA 100 GÜN (2013/2014) (2. Yazı)
Ayhan Aydın
AVUSTURYA (4-5 Mayıs 2013)
Aynı isimle bir Alevi derneğinin de bulunduğu Vorarlberg buradaki eyaletin ismi. Bregenz ise ilin ismi. Felckih (Felkir) Veli Sedef’in kaldığı kazanın, Frastanz ise kaldığı köyün ismi. Vorarlberg Forarlberg, diye okunuyor.
4 Mayıs
Veli Sedef (1963)
(Tokat, Zile Merkez. (Asıl köy Yavıhasan Köyü))
Bizim köyün aslı Hubyarlılardır ama bizler Anşabacılılara (babacılar)’a dönüşmüşüz. Özümüz itibariyle Hubyar Sultan talibiyiz. Bizlere Sıraç, diyorlar. Dr. Orhan Yılmaz’ın Sıraçlar kitabında geçiyor. (Dr. Orhan Yılmaz’ın kitabı: Sıraçlar (Anşabacılılar ve Hubyarlılar) Beydili Alevi Türkmenleri, Veni Vidi Vici Yayınları, 2009)
1989’da buraya geldim. Öncesinde İstanbul’da, Bağcılar’da kaldım. Çocukluğum Zile’de geçti, öğrencilik dönemim. Askerden sonra İstanbul’a geldim. 1989’da ilk önce Viyana’ya geldim. Şu an çalışmıyorum. Rahatsızlığımdan dolayı çalışmıyorum. İlk geldiğimde Bregenz’de dernek vardı. 1992’de ilk kez burada Alevi Bektaşi Kültür Birliği kuruldu. Burada ilk başta çok sıkıntılar çektik. Bilhassa sol kesim burada Alevi ismiyle dernek kurulmasına şiddetle karşı çıkıyordu. O zaman dernekte 49 kişiydik. Ben şahsen on yıl boyunca bu dernekler içinde yer aldım. Dornbirn’de ilk adımı attık, sonra şimdi yerimize geldik. Bizler ilk önce Federasyon içindeydik. Sonra onlardan koptuk. 1999’da şu anda içinde bulunduğumuz binada hizmet vermeye başladık. Bodense Alevi Kültür Birliği’ndeki fikir öncülüğünü Cem Vakfı’ndan aldık. Vorarlberg Alevi Cem Kültür Merkezi olarak yine Cem Vakfı’nı örnek aldık. Ama bizler sürekli “Cemci” olarak bilindik, öyle nitelendirildik. Evet bizler tüm Avusturya’da “Cemci” olarak bilindik, anıldık, söylendik. Bu aslında bir hakaret sözüydü. Bizler Cem Vakfı’nın çalışmalarını benimseyen, önemseyen, o yolda giden insanlardık.
Diğer Makaleler...
- AVRUPA'da ALEVİLER BEKTAŞİLER ARASINDA YÜZ GÜN (2013-2014) 1. Yazı
- AYHAN AYDIN HASKIS KARA İLE SÖYLEŞİ
- Cem TV Televizyon Programlarımı yayınlıyoruz...
- İRAN GEZİSİ (AVF. - 5-10 MAYIS 2015)
- KEMAL ÖZCAN - DERVİŞ KEMAL -
- GENÇLERLE HASBIHAL YAZMASAM OLMUYOR… (2.)
- GELENEĞİ YAŞATANLAR 24 NİSAN 2008 MERİÇ NASUHBEY KÖYÜ
- ALİ EKBER ÇİÇEK
- BÜYÜK HALK OZANI DERVİŞ KEMAL HAKK'A YÜRÜDÜ...
- ALİ KOÇ DEDE ANILDI