Halk Ozanı Garip Hıdır Çulha İle Söyleşi
SEVGİLİ OZANIM; GARİP HIDIR ÇULHA
Bir büyük inanç ve kültür yapısı olan Alevi – Bektaşi inanç ve kültür sisteminin içinde aynen dedeler de olduğu gibi, babalar da olduğu gibi HALK OZANLARIMIZ da bu yapının, ana taşıyıcı unsurları olmuşlar, yüzyıllar boyu üstlendikleri kutsal görevi büyük özveriler göstererek yaşatıp bugünlere getirmişlerdir.
Gelecek kuşaklara inancımızı, kültürümüzü, geleneklerimizi aktarmak, yaşatmak, tanıtmak amacıyla siz günümüz inanç ve toplum önderlerimizin görüş ve düşüncelerini yazılı ve sözlü olarak almak büyük bir görev olacaktır.
Bu vesileyle 25 yıldır büyük özveriyle ve sizlerin yanında bu yolda bir “araştırmacı – gazeteci” olarak naçizane emek vermekteyim.
Tüm amacım inancımıza, kültürümüze hizmet etmek, yaşayan kültür unsurları olan ve “geleneği sürdüren” değerli insanlarımızın yaptıklarının kayıt altına alınması, bilinmesi, gençlerimize aktarılmasıdır.
Söz uçar yazı kalır, derler. Yayınlanacak kitap çalışmaları, internet siteleri ve diğer araştırmalarda kullanılmak üzere hazırladığım aşağıdaki soruları ayrıntılarıyla yanıtlarsanız, sizlere minnettar olurum.
Benim yaptığım toplumsal bir görevdir…
İlginize şimdiden çok teşekkür ediyorum…
Bin muhabbetle…
Ayhan Aydın
Gazeteci - Yazar
FİKRET OTYAM’IN ELVADA İSTANBUL SERGİSİ
FİKRET OTYAM’IN ELVADA İSTANBUL SERGİSİ
AYHAN AYDIN
Çocukluğumun hatıra ormanında, anılarımda annemin-babamın yatak odası, küçücük bir oda olarak belirir. Ve duvarda halı gibi duran bir ince örtü... O hep, her zaman oradadır… Çok iyi bir dokuma olmasa da ne gam… İşte iki uzun kuyruklu kuş, bir gölün kenarında birbirlerine bakıyorlar. Niye bu resim, niye bu hatırlama… Benim babam çok uzaklara giden bir seyyah değil, gurbete gider zaman zaman, ama onu pek özlemem. Annemi çok üzüyordu o. Ağlıyor annem hep… Bazen ben de ağlıyorum, ama daha çok kardeşim Seher ağlıyor çığlık atıyor, anam ağlarken… Ama ben babamdan ne çok korktum, ne de çok nefret ettim… Duvardaki o kuşlar, o kuşlar... Sanki burayla pek ilgisi yokken annemin çok sevdiği bir yerin özlemini dile getiren o göl, o kuşlar, evde soba yanınca, çaydanlık ötmeye başlayınca evin az olan huzuruna huzur katan o tablo… Ne çok sevmişim o kuşları…
Zaman zaman Anadolu’da seyahat ettiğim köy evlerinde onlarla karşılaşınca bazen bizim o eski evi hatırlarım…
Bugün 12 Aralık. Bugün gelebildim Fikret Otyam’ın sergisine, hem de Çırağan Sarayı’na da. Hoşçakal İstanbul, diyor büyük usta…
Gönül tahtını Antalya’da kurmuş uzun zamandan beri.
O insanlığın Himayalarından birisi…
O gençliğimin idollerinden, ismini erken ezberlediğim bir can sima. Bir gazeteci olarak hep sevdim ben onu. Bitip tükenmez öyküler anlatan bir söz büyücüsünden çok; insanların ortak dili olarak olarak kullandığı kaleminden, dert, tasa, öfke taşan; Anadolu’yu anlatan bir büyük usta olarak çok sevdim onu ben. Birçok kez karşılaştım, söyleşi yapmak için kalktım gittim Antalya’ya iki üç kez, hatta Alanya’ya çok sevdiği Gazipaşa’sına.
Onun ne büyük bir fotoğraf ustası olduğunu ve büyük bir arşiv derlediğini unutmadan ressam yanını da ruhumda hep taşıdım, nice kitap kapaklarında, takvimlerde imrenerek bakıp, sergilerini de gezdim üstelik…
FİKRET OTYAM
FİKRET OTYAM
GAZETECİ-YAZAR-SANATÇI
"SEVDA BİLMEYENE HAYAL DÜŞ GELİR"
-Bedir Geliyor türküsünden-
Ülkemizin en ünlü gazetecileriden birisi olarak yazdığı sayısız eserde Anadolu sevdalısı olarak, Anadolu insanını anlattı. Hem de hiç bıkıp usanmadan, ustalığından, sanatçı kimliğinden, duyarlılığından hiçbir şey kaybetmeden. O artık ülkemizin en temel aydın isimlerinden birisi, ölmez simalarından birisi olup Anadolu erenleri arasına girmişken, gerçekten de bu büyük inanç ve kültürün değerleriyle yaşayan, bu değerleri savunup yaşatan önder isimlerden birisi de oldu.
AYHAN AYDIN
Bir gazeteci olarak Anadolu'yu karış karış dolaştınız. İnsanların çilelerini, umut-umutsuzluklarını, sevdalarını, özlemlerini, türkü lirikliğindeki duygularını gördünüz, yaşadınız. Onlarla içiçe oldunuz. Bitmez tükenmez hasretlerin sırlarını çözmeye çalıştınız. Peki Sevgili Otyam nasıl başladı bu on bin yıllık uygarlıklar beşiği topraklardaki serüveniniz. Anadolu ve Anadolu insanına bu yakınlığınızın nedenleri nelerdi? Babamın eski fotografları. . . Gepegenç bir "zabit", yakasında yılan amblemi, defne gibi bir bitki, yani sağlıkla ilgili sınıf. Eczacı. . . O zamanlar bizim ya, Yemen ellerine gitmiş, bu vatan (!) topraklarını savunmaya, tastamam oniki yıl, iki yılı İngiliz'lere esir olarak!. . . Sonra asıl vatana dönüş ve ardından Kurtuluş Savaşı. . . Yani O, tastamam bir yorgun savaşçı. Konya 2. Ordu'da ve emekliliğini isteyip memleketi İstanbul'a dönüş özlemini duyumsayan. İlk eşi, O, Yemen San'a da iken vereme yakalanır ve haber gelir ki çok hastadır. Yemenİstanbul o koşullarda iki aydır ve gelir ki bir gün önce toprağa vermişler!. . . Kerime Nadir romanlarından bir yaprak gibi!
KÜÇÜK PRENSE MEKTUPLAR - DENEMELER (2.)
“ YÜREĞİMDE İNCE DALLAR KIRILIR”…
KÜÇÜK PRENSE MEKTUPLAR (DENEMELER) – (2014)
KENDİSİYLE BAŞBAŞA KALMAYA KORKAN YAZAR
Ayhan Aydın
Yazar kendi kendisine, aslında ben kendimle baş başa kalmaktan mı korkuyorum? Diye sordu. Uzun süre düşündü. Kendi kendini dinledi. Hemen aklına; zaman zaman gözünün önüne gelen, büyük ağaçlarla çevrili olsa da önünde tüm uzay boşluğunu görecek yıldızların arkasındaki bir kocaman boşluğa oturduğu kurumuş ağaç gövdesinden bakan bir genç çocuk geldi. Onu zaman zaman düşlerine çağırıyor, o çocuğun gözünden dünyayı ve uzayı izlemeye çalışıyordu. Ama en çok da uzaya, yıldızlara bakan bu çocuk nedense ayı pek sevmiyordu. Hâlbuki zaman zaman da düşünmemiş değildi, ben niye ayı sevmiyorum, diye. Dolunay olduğu zaman ki aydınlığın yerini başka hiçbir aydınlık tutamaz, diyen kendisi değil miydi? Peki, niye ayı değil de gökteki yıldızları hele hele de en uzakdakilerini devamlı izliyor, gözlüyor, onları özlüyordu?
Dünyaya ve uzaya; o omuzları biraz sarkmış, düş kırıklıkları yaşasa da gözlerindeki sevgi pırıltısıyla bakan bu yazarın yaşamı nasıl bir yaşamdı?
Diğer Makaleler...
- KÜÇÜK PRENSE MEKTUPLAR - DENEMELER (1.)
- NİYAZİ ÖKTEM AYHAN AYDIN
- GELENEĞİ YAŞATANLAR AYHAN AYDIN 25 ŞUBAT 2008
- BÜYÜK AVRUPA GEZİSİ 10. YAZI
- BÜYÜK AVRUPA GEZİSİ 9. YAZI
- BÜYÜK AVRUPA GEZİSİ 8. YAZI
- BÜYÜK AVRUPA GEZİSİ 7. YAZI
- PROF.DR.ENGİN BEKSAÇ, AYHAN AYDIN TRAKLAR ÜZERİNE SÖYLEŞİ
- AŞIK MEFTUNİ HAKKA YÜRÜDÜ
- BÜYÜK AVRUPA 6. YAZI