Kurban ve Bayram
KURBAN VE BAYRAM…
Kurban Bayramının en güzel yanı kurban olarak nefsini kurban edip, fedakârlıkta bulunarak; birilerini sevindirmektir bence… Yüce Allah’ın ne koça, ne de deveye ihtiyacı vardır. İnsan olursa âdem, elindeki bıçakla değil; diliyle kanı, kini, nefreti, iftirayı, dedikoduyu yok edebilir, bir iyilik eylerse kurbanını kesmiş olur. Ne Sünnisi, Ne Alevisi, Ne Şiisi… Nefsinin kölesi olmuş milyonlar görüyorum karşımda… Hırsla, kinle, hatta nefretle dünyaya bakanların mahvettiği bir İslam Dünyası… İslam’ın değerleri denilen her şey ayaklar altında yok edilmiş durumda… Tüm İslam Âleminde kan ve gözyaşı var… İçindeki kavgacı, barbar ruhu yenemeyen eline bıçak alıp ha insan kesmiş, ha mazlum bir hayvanın canına kıymış ne fark eder? Kurbanın anlamını bilmiyorsa… Eğer insan olmaksa mesele, Allah’ın emrine haşa karşı gelemem, elbette kurban kesilir, mesele Hakk’a yaklaşmaksa, en güzeli paylaşmaktır. Rakı sofralarına meze yapılan kurban, gösteriş için kesilen kurban, kumarda kazanılıp kesilen mazlum hayvanlar, kan, kin, gözyaşı içinde irinli ellerde nurunu kaybeden kurban…
Param yok… Kurban kesecek gücüm de yok… Ama param olsaydı, hadi deyin ki Alevisin Bektaşisin be kardeşim… Varlıklı Aleviler de kurban filan kesmiyorlar artık… Onlar da düzene uydu, değerlerini yok ediyorlar, talan ediyorlar… Diyorsun… Barbarlığa, zulme karşı en büyük kurban İmam Hüseyin’in davasına ihanet ediyorlar… Diyorsun… Ben de diyorum ki ben olsam en çok ihtiyacı olanlara verirdim gücüm neye yetiyorsa… Mazlumlar, masumlar, kimsesizler, çaresizler ve gerçek ihtiyaç sahiplerine yani… Bu bayramda da; insan sevindiren, yararlı bir iş yaptım, deyip bayramı birilerine yaşatarak bayram sevincini içinde gerçekten hissedenlerden olun… Şimdiden iyi bayramlar…
Ayhan Aydın
Yeni Dünyada İletişim Sistemleri - Ruhi Su
Sultanahmet’te "Yeni Dünyada İletişim ve İşbirliği" konulu sohbet toplantısı yapıldı.
Birçok sivil toplum kuruluşunda gönüllü olarak görev yapan, şu anda Alevi Düşünce Ocağı Derneği’nin Yönetim Kurulu Üyesi ve aynı zamanda İstanbul Ticaret Üniversitesi Öğretim Üyesi olan Kemal Akgün tarafından, 19 Eylül 2015 Cumartesi günü, Divriği Gazetesi Genel Merkezi’nde, çok yararlı ve zevkli bir söyleşi gerçekleştirildi. Sohbetin ana konusu; "kitap, dergi, gazete, radyo ve televizyon gibi yayıncının istediğini söylediği, alıcının da istediği kaynağı seçtiği kitle iletişiminden karşılıklı (etkileşimli) kitle iletişim araçlarına geçiş; mektup gibi yazarken ve okurken yoğunlaşılan kişisel iletişimden yerden ve zamandan bağımsız olarak erişilebilen yazılı, sesli ve görüntülü iletişim araçlarına geçişin etkileri" oldu.
Diğer Makaleler...
- Şair Gülfer Ceylan'la Söyleşi
- ALİ KAYA İLE SÖYLEŞİ “DEYLEM’DEN DERSİM’E” ALEVİ TARİHİNDEN BİR KESİT
- AYHAN AYDIN, DOĞAN BERMEK, GELENEĞİ YAŞATANLAR
- DEYLEMDEN DERSİME SÖYLEŞİSİ
- AYHAN AYDIN, LÜTFİ AYKURT, GELENEĞİ YAŞATANLAR
- CAVİT MÜRTEZAOĞLU SÖYLEŞİSİ
- METİN TURAN, AYHAN AYDIN GELENEĞİ YAŞATANLAR,
- CAVİT MURTEZAOĞLU’YLA SÖYLEŞİ
- DOÇ DR ÖZGÜR SAVAŞÇI İLE SÖYLEŞİ
- AHMET KARAHÜSEYİN