Gölge Etmeyin Başka İhsan İstemeyiz Sizden...
Gölge Etmeyin Başka İhsan İstemeyiz Sizden...
72 milleti kucaklayan, evrensel insani değerlerin harman olduğu Alevi - Bektaşi Öğretisi; binlerce yıldır bu topraklarda tüm baskılara, zulümlere, sindirmelere rağmen varlığını bugüne kadar sürdürmüş ulu erenlerin kurmuş olduğu kadim bir yoldur.
Bu yolun kurucuları, yaşatıcıları tarihler boyunca; ne bey, ne paşa, ne hükümdar tanımıştır.
Sizler bizi tanımların, kalıplara, kendi bin yıllık baskıcı ideolojilerinize, inanç sistemlerinizin içine hapsedemezsiniz.
Bizlerin dedelerinin, babalarının hizmet yürütmeleri bin yıldır zaten bellidir.
Atamayla, görev vermeyle bu hizmetler yapılamaz, bürokratik düzen bu öğretinin mayasını bozar.
İnsan olarak ve devletin vatandaşları olarak bizler kim olduğumuzu çok iyi biliyoruz.
Sizlerin bizleri tanımanızın, tanımamanızın bizler için bir hükmü yoktur.
Çeşitli haklarımızı bize hizmet olarak sunmanız bir lütuf değildir.
Laiklik, demokrasi, inanç ve fikir özgürlüğü bizlerin de inancımız kadar değer verdiğimiz tüm insanlığın erdemleri ve yurdumuzdaki tüm insanların ve bizlerin de en temel haklarıdır.
Sizler devleti yöneten zihniyetin sahipleri; oy avcılığıyla, AİHM. kararlarını uygulamamanın bedelini ödememek adına yaptığınız bu basit düzenlemenizi gidin Alevi - Bektaşi Yolu'ndan düşmüş, özünü çıkara satmış din bezirganlarıyla konuşun, kararlaştırın.
Ama bunları küçümseyip, ortamdaki rehavetten de yararlanarak, herkesi ucuza satın alacağınız yanılgısındaki gibi, kendinizin, Alevi - Bektaşi kurumlarına danışmadan hazırladığınız bu düzenlemeleri bu topluma dayatamazsınız.
Sizin bu siyasi gayretlerinizin Alevi - Bektaşi toplumunda bir karşılığı yoktur.
Alevi - Bektaşi toplumu onurunu, yolunu, inancını, töresini, köklerini üç beş tuğlaya, üç beş bin kadroya satmayacak kadar yüce bir topluluktur.
Sizler son yirmi yıldır, Alevi kurumlarının da duyarsızlığını fırsat bilerek, satın aldığınız bazı sözde baba, dede, kurum başkanlarıyla ocaklarımızdan / tekkelerimizden başladınız asimilasyona.
Önce konferanslar, paneller adı altında; sonra, tuğla, demir, çimentoyla kardığınız harçlarınızın içine asimilasyon zehrini katıp kadim tarihi mekanlarımız başta olmak üzere inanç mekanlarımızı işgal ettiniz.
Üç beş kitabını bastırmak, etkinliklere, turistlik tura çevirdiğiniz inanç merkezi gezilerine dahil ettiğiniz bazı sözde Alevi aydınlarının da sesini kesip, yolunuza devam ettiniz.
Hızınızı alamadınız Balkanlar'da Yunanistan'da Seyyid Ali Sultan Dergahı'nda birliği parçalayıp, alternatif etkinlikler yaparak yola ihanet edenlerin arkasında durdunuz, onları destekleyip, ödüllendirdiniz. Edirne Valisini ve müftüsünü Yunanistan'daki Alevi etkinliğini gönderip, yüzyıllardır yanan inancımızın evrensel meşalesi olan çerağlarımızı o kuruyasıca ellerinizle söndürdünüz.
Birliğimizi, beraberliğimiz, yol ve töremizi yok etmek istediniz.
Makedonya Tetova'daki Harabati Baba Tekkesi'ni işgal eden zihniyeti korudunuz, TİKA aracılığıyla burada asimilasyon çalışmaları yaptınız.
Bulgaristan'da, Bosna - Hersek'te, Kosova'da, Arnavutluk'ta bu asimilasyon gayretlerinize hep devam ettiniz.
Yüzyıllar boyunca ulu erenlerle birlikte Balkanlar'da barışın, kardeşliğin, esenliğin ana kaynağa olan Alevi -Bektaşi varlığını yok etmek isteyerek başladınız çalışmalarınıza.
Hey Sayın Recep Tayyip Erdoğan, siyasal İslam'ın sözde dünyadaki şahlanan ama attan düşen kahramanı!
Ülkenizde çocuklar yatağa aç girerken Arnavutluk Tiran'da on milyon lira verip camii yapıyorsun....
Bir Vatikan'a benzettiğin Diyanet İşleri Başkanlığı'yla İran gibi şimdi sen dünyaya kendi din anlayışını ihraç etme yarışına girdin.
Ama bunların hiçbirisini Alevi - Bektaşi toplumu yutmaz.
Sizlerin ne planda olduğunuzu bu toplum çok iyi biliyor.
Sizler bizlere gölge etmeyin, sizlerden başka ihsan istemiyiz.
Siz sadece ve sadece Türkiye'deki Alevi - Bektaşi toplumunu Türkiye Cumhuriyet Devleti'nin tüm vatandaşları gibi tam ve eşit haklara sahip bir vatandaşı olarak kabul edin yeter!
Sizler devletin bozuk sicilindeki Alevi - Bektaşi nefret söylemini, inkarcı dilini silin yeter!
Sizler; Alevileri - Bektaşileri tanımlamayı, onlara Kur'an hediye etmeyi terk edin yeter!
Sizler Berkin Elvan'ın Ana'sından onu yuhlattığınız için gidin kapısına özür dileyin yeter!
Sizler gidin Sivas Can Kıyımı'nda canlarını kaybetmiş insanların yasına ortak olun yeter!
Sizler laikliği, demokrasiyi, özgürlükleri kısıtlayan yasakları kaldırın yeter!
Sizler düşüncenin suç olmadığı bir ülke yaratın yeter!
Alevi - Bektaşi Toplumunun haklarıymış neymiş? Bunu öyle iyi biliyorsunuz ki, sizler Aleviliği - Bektaşiliği bu toprakların bir vazgeçilmez, yok edilmez bir gerçeği olarak kabul edin önce.
Sonra da Kültür Bakanlığınızın zaten uzun yıllar önce "semah somut olmayan kültürel mirastır" çırpınışında, Kültür Bakanlığına bağlı bir "semah topluluğu" yapısında olduğu gibi, sıradan bir kültür değil de, Aleviliğin - Bektaşiliğin bir inanç olduğunu kabul edin...
O milyarlara boğduğunuz Diyanet İşleri Başkanlığı gibi bu yurdun en büyük kamburunu ortadan kaldırın, tüm inançları, dinleri, düşünceleri serbest bırakın bu Alevilere - Bektaşilere yeter...
Bir de son olarak, "bizim siyasetle hiçbir zaman işimiz olamaz, zaten bizim mekan sorunumuz yok, Atatürk'ün devrimi bizim devrimimizdir", "tekkeler kapandı"ysa biz evlerde inancımızı yapıyoruz, bir babanın parayla işi olmaz, zinhar olamaz" diyen Bektaşileri de iyi dinleyin hele, iyi dinleyin hele ki onların işine hiç karışmayın bu daha ala olur...
Ciddi bir iş yapacaksanız iyi kötü bu toplumun kurumları var, onlarla bir iş yapın...
Onları dışlayarak, birilerini düşman görerek zaten bir menzil alamazsınız.
Sonra da her şeyde olduğu gibi her şeyi elinize yüzünüze gözünüze bulaştırırsınız...
Vel hasılı kelam, Sayın Recep Tayyip Erdoğan ve AKP iktidarı; sizler Alevi Bektaşi Toplumu üzerinde fazla gölge etmeyin başka ihsan istemeyiz sizlerden...
Dostlara sevgi ve muhabbetlerimle...
Ayhan Aydın
Yazar
25 Ekim 2022
İstanbul