Şahkulu Sultan Dergahı'nda Ortaya Konan Oyun...

 

Şahkulu Sultan Dergahı'nda Ortaya Konan Oyun...

 Sözde İktidarın Alevi Açılımı...

Şahkulu Sultan Dergahı, diğer dergah / ocak / tekke ve cemevleri gibi; kadim bir kültür ve inanç merkezi, ulu erenlerin kurduğu Alevi - Bektaşî Yol ve Öğretisi'nin harman olduğu, özlerin dara çekilip, 72 millete bir nazarla bakma, ben de bir insan olmaya geldim / özümü meydana sermeye geldim, denen kin, kibir, benlik duygularının sevgi kazanında pişip olgunlaştığı, hamların yetişip has olduğu, gönüllerin birlendiği, kemalet yolunda menzil alınan arınma, aklanma ocağıdır.

Burada çerağlar yüzyıllar boyunca; Hakk Muhammet Ali aşkıyla yanmış, cemler sürülmüş, ozanlar / aşıklar / sadıklarla nice nice muhabbetler edilmiş kutlu merkezlerdir.

Buraları zaman zaman işgal eden kişilik bozukluğu olmasına rağmen kendisine başkan, dede, baba diyen sözde öncüler buraların aydınlığını karartamamışlardır.

Recep Tayyip Erdoğan ve onun yarattığı rejim, bu ülkede demokratik yaşamı felç eden, insanlar arasında nifak tohumları eken, laikliğin, çağdaş eğitimin düşmanı politikaları yürütmüş, bu ülkenin tüm varlığını kendi yarattığı bir kesime peşkeş çekerek ülkeyi yokluğa ve yıkıma sürükleyen despot bir yöneticidir.

Çocuklarımızı yatağa aç sokan, milyonlarca genci işsiz ve umutsuz bırakan, Berkin Elvan'ın annesini yandaşlarına yuhlatan, ırkçı, mezhepçi politikalarla, konuşmalarıyla, Türkiye'yi karanlık bir çağa sokan gerici bir insandır.

Ülkeyi İmam Hatipilere teslim edip; kurnaz, yandaşarıyla din, millet, mezhep edebiyatı yapıp ülkeyi soymaya devam eden Recep Tayyip Erdoğan'ın samimi olduğun inanmak imkansızdır.

Bugünkü AKP tek adam rejiminin tüm hamleleri gibi, sözde Alevilik Açılımı da tümüyle kendi siyasi amaçları doğrultusunda, kurnazlıkla hazırlanmış bir tertiptir.

Süleyman Soylu'nun danışmanı Ali Arif Özzeybek'in, Alevi kurumlarının da vurdumduymazlıkları nedeniyle cemevlerini de gezilerek iki yıllık çalışmaları sonucunda ortaya çıkan çalışmalar, bu topluma bir şey vermek değil, AKP.'ye bağımlı bir zümre yaratma amacı gütmektedir.

Alevi - Bektaşî geleneksel yapısını parçalayıp, çıkar için kişiliğini satabilecek sözde dede, baba, kurum temsilcilerini elde edip, onlar üzerinde Alevi - Bektaşî' kesime hükmetme, yandaş bir AKP.'li bir Alevi - Bektaşî kitlesi yaratıp, halkı birbirine düşürme amacı taşıyan bu tertip; devletin Osmanlı'dan bu yana devam eden Alevi asimilasyon hareketinin son halkasıdır.

Alevi - Bektaşi inanç ve öğretisinin yapısına tümüyle aykırı; memuriyet, para, mevkiyle devlet yönetiminde diğer her şeyi dejenere eden AKP.'nin zihniyetinin toplumu kendi ideolojisi ekseninde yeniden şekillendirme projesinin bir devamı olan bu son gayret, Alevi - Bektaşî toplumu için bir çıkar yol değil, yıkım projesidir.

Dedelerin, babaların nasıl hizmet yürüttükleri, ocaklarda / dergahlarda, tüm Alevi yerleşimlerde Aleviliğin Bektaşiliğin iç işleyiş yapısı; pir / rehber / mürşit ilişkileri bin yıldır bu topraklarda bellidir.

Son 30 yıldır kurulan dernek, vakıf, cemevleri her türlü eksikliklerine rağmen bu toplumun temsil yapılarıdır.

Bunları yok edip, kendi ideolojisine göre bir birim oluşturan AKP.'li tek adam yöneticisi Recep Tayyip Erdoğan rejiminin dayatmasına hiçbir Alevi - Bektaşî onay vermemelidir.

Bu bir dayatma, zorlama, inancı siyasete alet etme, yandaş dedeler, babalar, kurumlar yararma gayretidir.

Bu cemevlerini minaresiz camiiye çevirme gayretidir.

Bu tek tip bir inanç ve kurumsal yapı dayatma hamlesidir.

Aleviliği özüyle kabul etmeyen, onun inanç ve tarihi derinliklerini inkar ederek siyasetin emrine sokmayı amaçlayan bu tertibe Alevi - Bektaşî toplumu tepkisini ortaya koymalıdır.

Türkiye'de örgütlü Alevi kurumları, tabanlarına hakim olacak şekilde, bu konuda çok kararlı, ilkeli, genel geçer kararlar alıp, tavırlarını çok özlü ve net bir şekilde ortaya koymalı, inkarcıları, çıkardıkları, haramzadeleri, düşkünleri de meydana sermelidirler.

Gerçek dedeler, babalar, yazarlar, aydınlar da yollarına sahip çıkacak bu konudaki tavırlarını ortaya koymalıdırlar.

 

Muhabbet ehline aşk ile...

 

Ayhan Aydın

8 Ekim 2022

Ankara

 

Tayyib'in Sevdiği Sözde Alevi - Bektaşî Önderleri...

 

Sözde sapına kadar Atatürkçü ve de İmam Ali'nin, Hacı Bektaş'ın Yoluna sözde can verecek dedeler, babalar, başkanlar...

Bir kısmı bizi hayrete düşürenler...

Demokrasi, laiklik düşmanlığı yapan, cemevine cümbüş evi, diyen bu zihniyetten medet umanlar...

Hz. Ali'nin, Hacı Bektaş'ın resmini indiren zihniyetin dizinin dibinde diz çökenler...

Güç, ego, benlik zehirlenmesi yaşayanlar...

Bir kısmı düşkün ilan edilmiş sahtekarlar...

İşi gücü olmadan veya işini kaybetmiş şaşkınların kimlik kazanma uğraşları...

Yağma Hasanın böreğinden bir parça koparmak isteyenler...

Ve de kimliğini satmışsa ancak AKP.'ye kabul edilen sözde bir Alevi kimlikli siyasi...

Vay halimize vay halimize...

Balkanlar / Trakya Unutulamaz...

Bu arada daha önce defalarca yazdım ama Alevi Bektaşi camiası okuma özürlü bir toplum olmaya başladığı için veya sözde şimdi ucuz kahraman kesilenler olaya sadece kendileri yazmış gibi gösterme gayretleriyle yıllardır feryatlarımızı duymadılar...

Balkanlar'da Alevi Bektaşi Yolu'nu yozlaştırmak, mevcut kurumları yok etmek için AKP iktidarının desteklediği projeleri yürüten sözde Alevi - Bektaşi kökenli insanlar ön saflarda yer aldılar...

Cem Vakfı Edirne Şubesi'ni kullanıp yıllar yılı çok inançlı insanlar olarak görünüp, Seyyid Ali Sultan Dergahı'ndaki birliği parçalamak için bölücülere yataklık yapan, Yunanistan'da Alevi toplumunun benimsediği ve desteklediği etkinlikleri sabota etmek için Edirne Valisi ve Müftüsü, ile birlikte işbirliği yapıp AKP.'nin maddi desteğiyle alternatif etkinlik yapan ve şimdi Cem Vakfı'ndan ayrılıp Edirne Valisi'nin maddi desteğiyle kendi köylerine cemevi yapıp, bölücülüğe hizmet eden bir dernek kurma gayretindeki Mustafa Çetin ve Akın Çetin de diğerleri gibi Trakya'da ve Balkanlar'da Aleviliği - Bektaşiliği asimile ekip AKP zihniyetine dayalı yeni yapılar oluşturmaktadırlar...

Yıllar yılı halkın ilgisini çekmiş, sözde bu yola hizmet etmiş tüm bu insanların çıkar için yolumuzu; yolsuza, uğursuza, namerde uğratmaları içimizi kan ağlatmaktadır...

30 yıldır tanıdığımız bu insanların böylesine değişmesi, böylesine çıkar ağlarına takılıp, hainlik yapmaları aynı zamanda bizleri derinden üzmektedir... Birçok insanın ise bunlara sesleri çıkmamaktadır...

Bunlar çok derin yaralarımızdır...

Yara büyümüştür...

Bunda Alevi kurumlarının, bazı gerçek dede, baba, aydınların ise vurdumduymazlıkları etkili olmuştur... Şimdi her birisi kaplan kesilenler tüm bunlar olup biterken sizler nerelerdeydiniz? Hala "Ali'li Alevilik, Alisiz Alevilik", "İslam içi, İslam dışı" tartışması yapanlar... Tüm bunlarda sizlerin de vebali var... Şöyle ki, Aleviliği tartışmayı bırakıp, bu yola hizmet edip, bu yolda yaşanan asıl büyük tehlikelere yönelmiş olsaydınız, bu sorunlar belki de bu boyuta gelmeyecekti...

Eğer davanız Alevilik ise buyurun "ayıklayın pirincin taşlarını"...

Edirne'den, Dersim'e çıkarcı, işbirlikçi, nankör, satılmış haramzadeler sarmışlar tüm yapıyı... Haydi buyurun bay / bayan çok değerli akademisyenler, yazarlar, babalar, dedeler, kurum başkanları aynı şeyleri tekrar edip, koltuklarınızda, masalarınızda, postlarınızda rahat oturmayı bırakın da, ciddi ciddi bunları konuşun, yazın, bunlarla ilgili çalışın / çalışalım, olmaz mı?

 

Ayhan Aydın

12 Ekim 2022

İstanbul

 

 

 

Yorum ekle


Güvenlik kodu
Yenile