SICAK BİR SONBAHAR GÜNÜ ÖLSEM

Sıcak Bir Sonbahar Günü Ölsem

 

Sıcak bir sonbahar günü ölsem

Hafif bir rüzgar sallasa dalları

Üstüme düşse sararan yapraklar

 

Neresinde olursam olayım dünyanın

Getirseler cesedimi İstanbul’a hırpalamadan

 

Vakitlerden bir vakit

Şahkulu Dergahı’na kurulsan son kez

Sazlar sözlere, nefesler düvazlara karışsa derken

 

Son kez el sallasa dostlar, sevenler, komşular

 

Bir yağmur yağsa

Sonra

Hani bir sonbahar yağmuru

Usuldan

Camlara vursa damlalar

Fesleğenlere, kasımpatlarına, sardunyalara düşse

Sonra üstümü örten toprağa

 

Bir sessizlik, bir sessizlik olsa

Çıt çıkmayan

 

Tek başıma kalakalsam sonra

Her zamankine benzer yani

Sokaklarda yalnız yürüyen bir adam gibi

Ana rahmindeki gibi

Hiç doğmamış gibi

Sonsuz bir rüyada gibi

 

28 Eylül 2002