Yol Cümleden Uludur - Kemal Bülbül
Gönülden Gelen Deyişler…
Çok sevgili Kemal Bülbül’ün Aleviliğin değerlerini, insanlığın erdemlerini, yaşadığımız yaralı coğrafyanın feryatlarını birbirinden güzel dizeleriyle daha doğrusu deyişleriyle dile getirdiği, “Bülbül-i Şeyda Divanı”nın birinci cildini okuyup bitirdim.
Her bir şiirinden ayrı haz aldığım, duygulandığım, içlendiğim, zaman zaman isyan ettiğim bu divan, çağımız insanı için yaşadığı günlerin de, yaşadığı coğrafyanın da, köklerindeki inancının da bir güldestesi gibidir.
Yüreği var olsun üstadın, ne ısmarlama şiir yazılabilir, ne de hangi kimlikten olursanız olun, sadece fikir beyan etmek için kelime kurgularıyla oluşan dizelerin bir şiir tadı olabilir.
Onu; Şehitler Serdarı İmam Hüseyin’in tarihler durdukça anılacak ölümsüz mücadelesinde Kerbela’ya, Koca Haydar’ın yurdu Banaz Yıldız Dağı’nda, ozanlar piri Pir Sultan’ın diyarı’na, kültürler beşiği kadim uygarlık merkezi Diyarbakır’a, yüreği yaralı anaların da bağrına, duygu dünyalarına kurulan, gönlü sevgi çağlayanı dizeleriyle selamlıyorum…
İnancını, kökenini, ruhunu inkâr etmeyenlere aşk olsun…
Bu yurtta umutlar tükenmez, sevdalar bitmez, bu devranın kör olası zalim zindanları yıkılıncaya kadar özgürlük türküleri her daim, her dilde söylenip, evrende sonsuza kadar yankılanır.
Bağrında sevgi ateşi yananlara, birlik meydanı kuranlara, yaralı gönüllere merhem olanlara bin selam olsun…
Muhabbet ehline aşk ile…
Ayhan Aydın
14 Mayıs 2010,
Rumelihisarüstü, Sarıyer
Hakkını yedirmez, zalim gaddara
Varsılı az olur, çoğu fukara
İkrarını darda vermiş Mansur’a
Harama dokunmaz helali vardır
Şeriat, tarikat, geride kaldı
Arifler aşk ile çok menzil aldı
Hakikat aşkıyla ummana daldı
Kirlisi bulunmaz zelali (duru) vardır
İnancımız birdir, dilimiz ayrı
72 millet bir olsun gayrı
Zalimin mazluma olur mu hayrı
İsyana çağıran gel geli vardır
Bülbüli Şeyda’yım yol süreğinde
Yağmur damlasında, dağ çiçeğinde
İsyankâr olmuşum, bak yüreğimde
Zülfikar kuşanmış bir Ali vardır…
6 Ekim 2011, Ankara
Şahı Şahidan Hüseyin
Şehitlerin Şahı canım Hüseyin
Ben senin yoluna candan olurum
Şahı Merdan ile Zülfikar kuşan
Mazlum cengâvere meydan olurum
Aşkını zikreder Kerbela’da kum
Ana Fatma ile birlikte duydum
Ne cemalini çevir ne gözünü yum
Zifiri karanlık zindan olurum
Ne olacak söyle, mazlumun hali?
Masum u Paklar’ın bizde vebali
Bir himmet eylese medet Ya Ali!
Zülfikar misali kından olurum
Natık-ı Hakikat seni dinlesem
Telli Kuran gibi aşkla inlesem
Hüseyin’in bir tek “Hü”yü anlasam
Mürşidi kâmile irfan olurum
Alınca ağzıma Hüseyn’in ismin
Ürperir yüreğim, zikreder cismim
Yüzünde Ali’nin Fatma’nın resmin
Ben o Mihr ü Mah’a seyran olurum
Düldül’ün şahlansa, uçsa Zülcenah
Hikmetin sırrına olurum penah
Ne bir eksik vardı, ne de bir günah
Cemalin nuruna hayran olurum
….
Umut galip gelir, acılar diner
Mazlumun direnci, zalimi yener
Salınarak suya bir ceylan iner
Fırat kıyısında reyhan olurum
Emelim kurtuluş, sevgidir işim
Yükün ağır geldi ondan ateşim
Gerçeğe dönüşse özgürlük düşüm
Senin aşkın ile mestan olurum
Ali’yi anlatsam, Mansur’u ansam
Darda sır olup da çölde uyansam
Ben de sizin gibi tutuşup yansam
Kerbela’dan beri destan olurum
Yüreğim aşkınla, mekânı ribat
Eyüp keremiyle eylerim sebat
Dönüşüp topuma olsam bir nebat
Çoğalıp çöllerde orman olurum
Bülbüli Şeyda’yım bitmez bu fasıl
Cevap aradığım şu soru asıl
Söyleyin erenler acaba nasıl,
Hüseyin’in yoluna kurban olurum?
21 Ekim 2014, Ankara
Kemal Bülbül, Yol Cümleden Uludur, Bülbül-i Şeyda Divanı (1.), Su Yayınları, 2019, İstanbul