BAKİ ÖZ’ü Kaybettik...
Günümüz Alevilik Araştırmacılığının Öncülerindendi
BAKİ ÖZ’ü Kaybettik...
AYHAN AYDIN
Onlarca eserinde Aleviliğin, Bektaşiliğin tarihini, güncel boyutunu, kültürünü büyük bir titizlikle ve duyarlılıkla işlemiş, bu konuda çalışma yapanların öncülerinden olmuş bir araştırmacı-yazarımızı kaybettik. Birbirinden değerli 20 kitap hazırlayan Baki Öz; Atatürk devrimleri ışığında çağdaş bir Türkiye’de, bilimsel verilerle geliştirilmiş akılcı bir zihniyetin yerleşmesi için katkı sunan, Türkiye’nin toplumsal sorunlarına ilişkin, İslam, tasavvuf, Atatürkçülük gibi birçok farklı alanda onlarca bilimsel makalesi olan, çok verimli bir çağında 53 yaşında, son yıllarda yakalandığı astım hastalığının bir krizi anında 8 Mayıs 2002’de aramızdan ayrıldı.
Konunun uzman isimlerinden, öncü isimlerinden birisini daha kaybetmenin derin üzüntüsü içinde, başta ailesi olmak üzere tüm sevenlerinin ve tüm halkımızın başı sağ olsun diyoruz.
Baki Öz, uzun yıllar öğretmen olarak hizmet verip emekli olduktan sonra CEM Vakfı’nda Kültür Danışmanı olarak uzun yıllar görev yaptı. Dergimiz yazarlarından Baki Öz, Cem Radyo’da Alevilik’le ilgili söyleşi programları hazırlayıp sundu.
İnsan yetiştirmek kolay mı? Kan uykulardan kalkıp ninniler söyler analarımız, çocukluğumuzda, kazalara, hastalıklara, engellere, kötülere karşın bizi korur, büyütürler, kol kanat gererler... Çocuk büyür, sonra yaşamla tanışır. Türlü zahmetlerle okur, çileler burar kalbini, oylum oylum büker kederler, dertler... Kavga, yaşam kavgası, hayat zorluklarla kuşatılmış duvarlar içinde yeşertilmeye çalışılan bir narin çiçek... Meydan mertler namertler meydanı; arslanlar yanında sırtlanlar da gezer bu meydanda. Öyle ya hain gülüşler de olacak, dost gülüşler, bakışlar da olacak bu dünyada. Ekmek, iş, aile, yuva, geçim, çocukların yetiştirilmesi, büyütülmesi, evlendirilmesi, işe yerleştirilmesi... Bunları da hal yoluna koymak gerek. Sonra durmadan, dinlenmeden, bıkmadan çalışmak, üretmek, yaratmak... Cemde çerağların yanması gibi meşalelerin yanması, gönüllerin temizlenmesi, sazın ezgilerinde direncim, inancını yaşatmanın bilincini çağlatmak. Gürül gürül akmak dost illerine, dost bağlarına gelip yaraları sarmak, muhabbet etmek Alevice... mert dayanır, namert kaçar bu meydandan.
Baki Öz, Sevgili Hocamız, sevgili yazarımız!...
Hakk Muhammed Ali yolunda bir Alevi gibi, bir bilim adamı gibi, bir can insan, dost insan gibi çarpan kalbin, halkının gönlünde sonsuza kadar çarpmak üzere dünya değiştirdi. Seni nasıl anlatalım ki, hangi kelimelerle can dost, sevgili abi, hangi kelimelerle?
Bir aşk halinde olan insan nasıl anlatılır ki? Sen sevdalısıydın halkının, yürekten benimsemiştin çalıştığın konuyu, bıkmadan, usanmadan çalışıp birçok eser vermiştin. İsmail Onarlı ne de güzel bir şey yapıp yaşamın ve araştırmaların üstüne Nisan 2002 sayısında yayınlanmak üzere bir yazı göndermiş de biz de yayınlamıştık.
Can insandın, dürüst insandın, birilerinin bulaştığı dedikodu çirkefine hiç bulaşmadın, doğruyu çekinmeden doğru olduğu için söyledin, yazdın. Sadece bilimsel araştırmalarınla değil, Aleviliği/Bektaşiliği en güzel şekliyle, onun ilkelerini hayatına geçirerek, tam örnek bir Alevi/Bektaşi olarak yaşadın. Darda olanlara yardım ettin, kimseyi küçümsemedin, herkese dost, arkadaş oldun.
Sevgili hocam seninle onlarca kez söyleştik, sohbet ettik. En son 23 Nisan’da gelmiştin, Ulusal Egemenlik ve Atatürk konusunda söyleşmiştik Cem Radyo’da. Yine seninle Anadolu İnanç Önderleri Üçüncü Toplantısı için ortak çalışmalar yapacaktık... Bizi çok erken bırakıp gittin... Aziz hatıran önünde tüm yazarlarımız ve okurlarımız adına saygıyla eğiliyoruz... Yaktığın meşaleyi bizler taşımaya devam edeceğiz....
Yalnız sevgili hocam dostluk, barış, kardeşlik, özgürlük, aşk ateşiyle alevlenen bu meşale birilerinin eline hiç yakışmıyor; dedikoduya, çıkar pazarına mahkum olmaya, birilerini kırıp incitmeye devam ettiği halde araştırmacı-yazar benzerleri hala aramızda.
Ama olmuyor ki; ya adam olacaksın, sevgiyle çarpacak kalbin, Muhammed-Ali yolunda ilerleyeceksin, ya Alevi olacaksın, ilkelerine uyacaksın; ya da bu ilkeleri taşımıyorsan milleti kandırarak ya da Aleviliği ağzına alarak bu büyük değeri kirletmeyeceksin.
Baki Öz’ü okur, anlamaya çalışırsak meseleyi de özünden kavramış oluruz. O yapıtlarıyla, örnek kişiliğiyle hep aramızda, doğru yolda olanlara kılavuz olarak yaşayacaktır.
Hü Dost!...
Cenaze Merasimi...
Cenazesinde sevenleri onu yalnız bırakmadı. 9 Mayıs Perşembe günü Kartal Cemevin’nden kaldırılan naaşı için yüzlerce dostu bir araya geldi. Araştırmacı/yazarların, kurum ve kuruluş temsilcilerinin, okurlarının, sevenlerinin, CEM Vakfı Yönetim Kurulu üyelerinin alkışları arasında son yolculuğuna uğurlanan Baki Öz için, Prof. Dr. İzzettin Doğan ve Adil Ali Atalay birer konuşma yaptılar.
Prof. Dr. İzzettin Doğan yaptığı konuşmada Baki Öz’ün toplumumuz için ifade ettiği anlam ve önem üzerinde durdu. Büyük bir değeri kaybetmenin üzüntüsünün yanında, geride kalıcı eserler bırakmış büyük bir yazarı da bağrımıza basmanın kıvancını yaşadığımızı söyleyen Doğan, onun ilkelerine, çalışmalarına sahip çıkılması gerektiğini söyledi. Adıl Ali Atalay da Baki Öz’ün çalışmaları, eserleri konusunda bilgi verdi.
KARIŞMADIKÇA
Ufacık bir harkın dalgası olmaz
Varıp ummanlara karışmadıkça.
Bu dertli gönlüme çare bulunmaz
Gerçek bir dost ile buluşmadıkça.
Virane bağların gülleri bitmez
Bahar gelmeyince bülbüller ötmez
Bu aşkın sevdası serimden gitmez
O yar benim ile konuşmadıkça.
Kurumuş ağacın gölgesi olmaz
Dökülür yaprağı dalından kalmaz
Tembel olan insan hiç menzil almaz
Arı gibi konup çalışmadıkça.
Garip Bektaş gönül derdim bitmiyor
Zalim ayrılığa gücüm yetmiyor
Cahile nasihat versem tutmuyor
Varıp bir kamile danışmadıkça.
Erzurumlu Aşık Garip Bektaş
EKİN İDİK OLDUK HARMAN, AYHAN AYDIN, (ALEVİLİK BEKTAŞİLİKLE İLGİLİ HABERLER, ETKİNLİKLER, SÖYLEŞİLER, YORUMLAR, FOTOĞRAFLAR – 1992 - 2004), 2005, İstanbul, KAHRAMAN OFSET, (SAYFA: 292 - 293)