SİNAN BOZTEPE'YLE DURUŞMA GÜNÜ
Duruşma Günü
Sinan Boztepe'yle Çerkezköy'deki duruşmamız bugün 2. Asliye Ceza Duruşma Salonu'nda yapıldı.
Hakaretten dolayı sanık olarak hakim karşısına çıkarken her zamanki gibi gerçekleri dile getirdim.
Mahkeme heyetine Sinan Boztepe'yle kişisel bir derdimin olmadığını, Aleviliğin değerleriyle yaşayan ve yaklaşık 30 yıldır Alevilik - Bektaşilik konusunda araştırmalar yapan bir yazar olarak davamın Alevilik davası olduğunu belirttim.
Aleviliğin inanç sisteminin yüzyıllardır belli olduğunu; cem, dede, saz ve diğer uygulamalarının bizim asıl yapımızı belirlediğini söyleyerek Aleviliğin büyük bir kuşatma altında, asimilasyonlarla çevrelendiğini söyledim.
Caferiliğin / Şiiliğin bir başka inanç yapısı olduğunu Aleviliğin ise tümüyle bu yapıdan farklı bir öğreti olduğunu dile getirdim.
Şiilik'teki namaz, ramazan orucunun Alevilik'te bulunmadığını ama Şii misyonerlerin Aleviler üzerinde ciddi çalışmalarının olduğunu dile getirdim.
Sinan Boztepe'nin Cem Vakfı'nda kendisini "dede", saz çalan birisi olarak tanıttığını zamanla bunu bırakarak Şii inancını benimsediğini belirttim.
Kişilerin kendi inançlarını bırakıp başka bir inancı benimseyebileceklerini, Sinan Boztepe'nin de böyle bir Hakkı olduğunu, Şiiliği benimsemiş birisi olabileceğini ama meselenin farklı olduğunu mahkeme heyeti karşısında dile getirdim.
Sinan Boztepe'nin konuşmalarıyla, yazılarıyla Şiiliği Alevilik olarak anlattığını, Aleviler üzerinde Şii asimilasyonu yaptığını, Çerkezköy'de kendi kurduğu merkezin bir Şii merkeziyken ismini "dergah" olarak kullandığını, halen kendisini Alevi dedesi olarak tanıtıp, asimilasyonuna devam ettiği için sosyal medya üzerinden kendisini eleştirdiğimi açıkladım.
Sinan Boztepe ise, benim kendisini "taraftarlarıma" "hedef gösterttiğimi", kendine hakaretlerde bulunduğumu söyledi.
Ben ise, bir taraftar kitlemin olmadığını, kimseyi hedef göstermediğimi söyledim.
Karşılıklı konuşmalar sonunda, delilerin ve mütalaların tamamlanması için duruşma tarihi 16 Şubat 2022 tarihine ertelendi.
Davanın başından beri beni yalnız bırakmayan, bilgisi, duyarlılığı ve çabaları nedeniyle Av. Muhterem Aktaş'a; arayarak, sorarak, mesajlarıyla beni yalnız bırakmayan can dostlara ve kurumlara ve bizzat duruşmaya gelen çok sevgili Yazar dostlarım; Mehmet Kabadayı'ya, Kamber Özcivan'a, Muharrem Kalkan'a da ayrıca teşekkür ediyorum.
Muhabbet ehline saygılarımla.
Ayhan Aydın
29 Eylül 2021