'Semah, Kırkpınar ile aynı kefeye konamaz'
'Semah, Kırkpınar ile aynı kefeye konamaz'
Kültür Bakanlığı "Somut Olmayan Kültürel Mirasın Korunması Sözleşmesi kapsamında "Semah, nazar boncuğu, Kırkpınar yağlı güreşi ve keşkek yemeğiyle birlikte UNESCO'ya sunmak isteyince Alevileri kızdırdı.
Ali Kemal ERDEM AHT
KÜLTÜR ve Turizm Bakanlığı'na bağlı Araştırma ve Eğitim Genel Merkezi 4 Ağustos 2009 tarihinde Ankara'da Kültür Bakardığı’nda yapılacak olan "Semah Çalıştayı”na temsilci göndermeleri talebiyle Alevi•Bektaşi derneklerine davet gönderdi. Davette UNESCO’ya sunulmak üzere "Somut Olmayan Kültürel Mirasın Korunması Sözleşmesi" çerçevesinde bir çalışma programı yapıldığı belirtilerek "kültürel miras listesine sunulmak üzere bu yıl "semah" konusunda ulusal dosya hazırlanacağı kaydedildi. Ancak daha bu aşamada Bakanlığa tepkiler geldi.
Cem Vakfı yetkililerinden Ayhan Aydın şunları söyledi: SEMAH GELENEK DEĞİL... "Genel Müdürümüz Hıdır Akbayır imzasıyla Kültür Bakanlığı'na göderdiğimiz mesajda, kaleme aldıkları nıetindeki ifadelerin yanlış olduğunu kaydettik. Semahın Alevi inancının temellerinden olduğunu, Alevi cemlerindeki 12 hizmetten birisi olduğuna dikkat çektik. Ayrıca semahın somut olmayan bir kültür değeri ya da bir gelenek olarak kabul edilemeyeceğini bu nedenle UNESCO'ya sunulamayacağını söyleyerek ifadelerin düzeltmesini istedik”.
Ayhan Aydın başka Alevi dernek ve kuruluşların da katıldığı çalıştayın "kendilerinin semahın bir gelenek olarak kabul edilmesine olan itirazlarından dolayı- hayli tartışmalı geçtiğini kaydetti.
Ayhan Aydın Kültür Bakanlığı Araştırma ve Eğitim Genel Merkezi Müdürü Mahmut Evkuran’ı toplantıda "dayatmacı davranmak" ve "hoşgörüsüz" olarak niteledi. Aydın; "Israrla semahın Alevi inanışının bir temeli olduğunu söylememize rağmen bir gelenek olarak niteledi. Her iki kelimesinde 'bu geleneğimiz' dedi. Kültür Bakanlığı, semahı Türk folklorunun bir parçası haline getirmek istiyor. Burada Aleviliğe yönelik ciddi bir olumsuzlukla karşı karşıya kaldığımızı düşünüyoruz" dedi.
'Semah bir gelenektir'
Mahmut Evkuran ise Türkiye'nın UNESCO Sözleşmesi’ne taraf bir ülke olması nedeniyle sözlü ve somut olmayan mirasların yaşatılması, korunması kapsamında envanterler oluşturup bunları UNESCO’ya sunduklarını belirterek şunları söyledi: "Semah dini bir ritüel midir? Saf kendi halinde kültürel bir uygulama mıdır? Biz bunları tartışmak için çalışma hazırlamadık. Bu tartışmaların sonucu bağlayacak otorite ben değilim. Bizim amacımız, belgelemek, fotoğraf çekmek, ilgililerin geleneği yaşatmada karşılaştıkları sorunları tespit edip bunu bir eylem planına dönüştürmek. Teolojik kavram karmaşası dışında geleneğin yaşatılması konusunda ilgililerin önerilerini aldım ve bunu bir eylem planına döktük."
Eylem planı üzerine mutabakata vardıklarını iddia eden Evkuran, bu kapsamda üç yıllık eylem planı içerisinde Semah müzesinin kurulacağını da kaydetti.
'Alevilerle alay mı ediyorsunuz?'
Bakanlığın eylem planları kapsamında kurguladığı metni kendilerine dikte etmeye çalıştığını iddia eden Ayhan Aydın, şunları söyledi:
“Semah geleneksel kültürel, eğlencesel bir unsur olarak görülerek Alevilikle alay ediliyor. Nüze ne demek?.. Müze tarihsel misyonunu bitiren bize kalan mirasların sergilendiği yerdir. Alevi semahları halen “cem”lerin içinde devam ediyor. Semah bir tiyatro oyunuymuş gibi, semah öğreticilerinin yetiştirilmesi öneriliyor. Bütün bunlar semahı mecrasından alıp kendi ellerinde yeniden şekillendirme isteklerinin belirtisidir. Alevliğin temel değerlerini yozlaştırmayı, asimile etmeyi planlıyorlar. Bunlar ince hesaplardır, tarikat planlarıdır. Kaç yıl sonrasını planlıyorlar.”
SEMAH NEDİR?
Semah, Alevi ibadeti “cem”in belli bir aşamasında dedenin işareti ile bağlama eşliğinde, kadın ve erkeklerin çalınan nefesler eşliğinde birlikte yaptıkları dinsel törene verilen ad. Semah dönmek, Aleviler’in ibadeti olan cem içinde yapılan 12 hizmetten birisi. Semah Alevi inanışında Miraç’ı temsil ediyor.
HABER TÜRK, 6. Sayfa , 17 Ağustos 2009, PAZARTESİ
DOSTLAR BAĞINDA GÖNÜL SEYYAHI (Alevilik - Bektaşilik / Denemeler, Yurtdışı Gezi Notları), ÜRÜN YAYINLARI, 2013, ANKARA (ÖNSÖZ), SAYFA: 79-80