Şiran Yeniköy'den Fadime Kara (Şahintaş) Söyleşi - Ayhan Aydın

FADİME KARA (ŞAHİNTAŞ),

(ŞİRAN - YENİKÖY)

 

Ayhan Aydın

 

12 yıl öncesine ait bir hatıra…

 

Daha öncede söyleşiler yaptığım gerekse kameraya aldığım çok değerli halam Fadime Kara ile bir söyleşi daha gerçekleştiriyorum. Kendisi çok uzun yıllar dedelerin cemlerinde bulunmuş birisi, kendisi bizi kabul etti sağ olsun, ellerinden öpüyoruz.

 

Hala şimdi elinde bir iş işliyorsun, çorap mı yapıyorsun?

Eldiven yapıyorum.

 

Nasılsın, iyi misin?

Şimdilik iyiyim, herkese sağlık diliyorum.

 

Kaç yaşındasın?

70 yaşımdayım.

 

Senin yaşamın daha değişik çünkü sen cefakâr, emektar bir insansın, yaşamı omuzlamış bir insansın, seninle 2 sene önce söyleşi yaptım ama o zaman kameraya almıştım, tırpanla otları biçiyordun. Orada da söylemiştin; yaşam çilelerle dolu demiştin ama bugünümüze de şükür, demiştin.

70 yıl az değil, biraz babanızdan Kadir Dede’den bahsetmenizi isteyeceğim, acaba siz nasıl canlandıracaksınız babanız Kadir Şahintaş’ı.

 

Yakup dedem Giresun’a gitmiş, iki tane daha çocuğu varmış. Orada çalışmaya başlamış, biri mi ona hakaret etti bilmiyorum, geliyor içeride bir tütsü veriyor Giresun’da, çocuklardan biri Cuma günü kalkıyor, biri de Cumartesi kalkıyor (ölüyorlar). Babam orada tek kalıyor buraya geliyorlar, dedem ölüyor.

Babamın iki tane bacısı var; buraya geliyorlar. Bacısının birini senin deden alıyor (Babaannem Güssün Günel (Aydın)’ın babası Ahmet Günel (Çete Ahmet)), biri de Kayacağa kocaya gidiyor.

 

İsimleri nedir?

 

Biri Hanım (Çete Ahmet’in eşi), diğeri Çiçek.

Babam yetim kalıyor köyden göç oluyor İbişlere gidiyorlar oralarda dolanıyorlar. Aziz Dayı annem Aslı’yı getiriyor babama veriyor, babam çobanlık ediyormuş, Güher’in kocası Ahmet Çavuş’a hizmetkâr durmuş babam. Karaca’da bana kalırsa Seferler’den dolayı bir karışıklık var. Ahmet Çavuş’un anası ayarıymış, Güher’den değilmiş Karaca’danmış. Ahmet Çavuş’a hizmetkâr olmuş sonra anamı almış yoksulluk çokmuş.

 

Anan evlendiği zaman kaç yaşındaymış?

Yaşlarını bilmiyorum.

 

Geç mi evlenmiş, erken mi evlenmiş?

Geç evlenmiş. İbişler’e gitmiş babam, yalnız kalmış kimsesi yok, hizmetkârlık yapmış. Aziz Dayı da anamın emmisi olduğu için getirmiş babama vermişler.

 

Aslı Ana’nın anası, babası kim, kimlerden?

Aslı Ananın anası Gürbüz, babası Molla İsmail.

 

Bunlar hangi kabileden geliyor?

Aydınlı kabilesinden.

 

Anası?

İsmail Dayı ile ilgileri var.

 

Aslı Ana annesine, babasına ne diyordu?

Dedim ki; Anacağızım ha bu ellerin niye buruştu, dedim. Anam da dedi ki; seninki de buruşur, baksana benim ellerim de seninki gibi olmuş.

Şaban Emminin babası ile Yakup dedemin babası kardeşmiş.

 

Molla İsmail hakkında söylenmesi gereken galiba okuduğu için Molla deniliyor ona?

Evet, okuduğu için, Aziz Dayı, Mustafa Dayı o adamların babalarının babası Molla İsmail’in evinden dağılmaymış hep o evden dağılmaymış.

 

Molla İsmail’in kaç tane çocuğu var?

Molla’nın oğulları; Ali dayım ile Halil dayı, Hamdullah, Sümbül, Aslı.

 

Baba tarafından olan Kadir Dede’nin (Yakup’un (Yağabun Kadiri) anasının ismi ne imiş?

Fadime.

 

Fadime kimlerden?

Durbabalar’dan.

 

Durbabalar kim oluyor?

Şahintaşlar.

 

Yakup kimin oğlu?

Fadime ananın oğlu.

 

Yakup’un karısı kim?

Yakup dedemin karısı Fadime, onun anasını babasını bilmiyorum. Dedemin adını ve karısının adını biliyorum ama onların anasını, babasını bilmiyorum.

 

Yakup’un 2 kardeşini de öldürmüşler?

İki bacı ile bir kardeş kalmış.

 

Kendi evleri var mıymış?

Eski bir evleri varmış.

 

Sen hatırlıyor musun?

 

Dedemin evi, babam yeniden ev yapmamış. İki bacısı gitmiş yalnız kalmış çobanmış eve gelmiş şaşırmış.

 

Bacıları kimdi?

Hanım ile Çiçek.

 

Çiçek kocaya gitti diyorsun?

 

Çiçek babamı bıraktı kocaya gitti, babam gelince şaşırmış.

 

Halan Hanım’ı Çete Ahmet’e veriyorlar? Aralarında akrabalık var mı?

 

Akrabalık yok, onlar Şıhlı (Günel soy isimli aile) diğerleri Şahintaşlı (Şahintaş soy isimli aile). Babam yalnız kalmış, Ahmet Dayı (Çete Ahmet (Günel)) bibimden önce Fadime Hala’yı almış, Fadime’ye Çal Kızı, derlerdi, Çal’dan gelin gelmiş. Hanım, Fadime Hala’nın üstüne kuma gitmiş, darılmışlar, babam da gitmiş onun yüzünden bacısı ile hiç konuşmamış. Hanım Bibi’nin yüzünden konuşmadıkları için Hüsamet Dayı babamı dövüyor bir cop kapıyor benim kardeşimi kim dövdü, diyor? Nasıl geliyorlar sanki öldürecek gibi üstüne gidiyorlarmış. Anaları ölünce bu sefer çocuklar bibileriyle kalıyorlar.

(Çok uzun zaman rahmetli babaannem bu olayı anlatır anlatır ağlardı, analık elinde kaldım, derdi. Elbette acı çok büyüktü. Ama ben uzun yıllar boyunca bu hikâyeyi tam tersinden anladım. Sanki zavallı Çal Kızı bu olayda haksızdı, gibi geldi bana. Ama bu olayda kadınların suçu yoktu. Babaannem “analık elinde kaldım” derken kendi annesi erken öldüğü için zaten önceden evlenen ve çocuğu olmayan ve çok uzun yıllar başka bir köyde yaşamış olan Fadime Hala (Çallı Kız) elinde kalmıştı, diğer çocuklar gibi.  Çallı Kız büyük bir sevgi ve özveriyle yine de analık etmişti geride kalan yetimlere. Yine babaannemin anlattığına göre yine de hayatının sonuna doğru kendi köyünü özlemiş, üvey evlatları ona çok iyi bakmalarına rağmen kendi köyünü özlemiş, sanırım orada ölmüş. Ayhan Aydın.)

 

Ahmet Günel Dede (Çete Ahmet) Çal Kızı  (Fadime Hala) ile evlendi, çocuğu olmadı. Onun üzerine kuma olarak, senin halan yani Kadir dedenin bacısı Hatun Bibi’yi aldı. Ondan çocukları oldu. Ama o erken ölünce Çallı Kız onlara analık etti. Çocukların isimleri nelerdi? 

 

Gülsüm oldu, Bayram oldu, Hüseyin oldu, Abdullah oldu, Halit oldu, Rukiye oldu. Bunlar benim bibimin çocukları, bunlarla durdu. Benim bibim Hatun öldü sonra Hatun Bibimin kızı Rukiye ölene kadar Fadime Hala ile kaldılar.

 

Fadime Hala’yı tanıyor musun?

Tanıyorum, biz Rukiye ile oturuyorduk biz her gün beraber geziyorduk.

 

Seninle yaşıt mıydı?

Benden biraz küçüktü. Kayacık’tan Bibim (Halam) Çiçek geldi, bize ceviz getirdi. Halam bize öteberi getirmişti Rukiye ile artık seviniyoruz, bibimiz geldi, diyorduk.

 

Nasıl bir sevinçti?

Bibimiz geldi, bize ceviz getirmiş, bize öteberi getirmiş, eskiden fakirlik çoktu. Bibimi, Recep’in çocukları istemedikleri için döve döve öldürmüşler, sahibi yoktu ki araştırsın, bulsun, mahkemeye versin.

 

Senin bacılığın Rukiye’nin yanmasını diyecektim, sen bizim Bibiyi anlat. (Babaannemin kadersiz bacısını, Babaannem her zaman anlatır anlatır ağlardı. Babaannem anlatıyordu; kocası olacak bırakıyor. Çok çileler çekti, çocuğu vardı… Çok acı işler oldu. Sonra işte öldü genç yaşta.)

 

Rukiye yanmadı. Senin dediğin Güssün Bibimizin kızı, o yandı.

Rukiye eriğin başına çıkıyor oradan düşüyor, diz kapağını kırıyor, diz kapağından bir kemik çıkıyor doktora götürüyorlar o kemiği alıyorlar, Rukiye sakat kalıyor. Rukiye çok güzeldi.

 

Kaç yaşındaydı?

Zinnet’in oğlu Durmuş ile evlendi. Ona bakmadı, üşüttü, doğum üstüne öldü.

 

(Doğru doğru. Bu da bir büyük acı olay. Babaannem devamlı bunu anlatır ağlardı. Yani bir yanda bacı acısı, bir yanda ise evlat acısı yaşamıştı babaannem. Bir de tüm kardeşlerini kaybetti.  Onu ayrıca yazmam gerekecek…)

 

Mahoş yanarak öldü. Mahoş ateşin yanında oturuyordu bacağını taşın üstüne atıyor geriye döndüğüm de Mahoş yanıyor benim peşime düştü. Gülüzar hala küpün içinden turşu suyu aldı, Mahoş’un belinde şal kuşağı varmış bunun belindekileri çıkartana kadar Gülüzar halanın elleri yanmış, su da yok turşu suyunu bunun üstüne dökmüş. Mahoş demiş ki; Fadime’yi çağırın da bir göreyim, ben de iyi olmaya yakın gittim, beni görünce ağladı, bacılığı dedi ki, ikinizi bir kocaya vereceğim, dedi. Gülüzar’ın elleri yandı benim için neler çekti, yaraları iyi oldu kocaya gitti Şinik’e.

 

Şinik’liler nasıl? Halamı da döve döve öldürdüler, dedin?

 

 Ne bülüm, onlara içim ısınmıyor. Çiçek Halamı, döve döve öldürdüler, daha başkalarına zulüm edenler oldu.

 

Yakup Dede ile iki bacısının da maceraları da böyle.

Aslı Şahintaş’ın babası Molla İsmail’i, Kadir Şahintaş’ın dedesini hatırlayamıyorsun. Molla İsmail Aydınlılardan (O da Badıllıdır),  öbürleri de Şahintaş’lılar. İki göbek ötesine kadar gidebiliyorsunuz ondan öncesini de 70 yaşında olduğunuza göre fazla gidemiyorsunuz.

 

Senin Şükrü Deden’den (Dedemin babası) tut da Cefail’in kocasını kadar pek kimseyi tanımıyorum, onun oğlunu tanıyorum, ondan berisini tanıyorum.

 

Yeniköy’de dört tane yerli  ‘kabile’ (soy) var, bir de Selviler var; onlar sonradan gelme deniliyor. Karalar var, Şahintaşlar var, Aydınlar var, Günel’ler var köyün yerlisi olarak,  dört tane büyük kabile var. Senin bildiğin kadarıyla insanlar birbirini kabile kabile, sen şundansın, sen onlardansın diye mi, ayırıyorlardı?

 

Babamız şu şunun kabilesi, bu bunun kabilesi derdi, bizim de kafamıza öyle yerleşti.

 

Yakup’un Kadiri dedik ama onun dışında baban kimleri tanıttı, yakın akrabaları kimdi Şeyh Ali’lerden.

 

Şeyh Ali’lerle Şaban Dayı ile dedemler bir imiş. Yakınları Karabey Dayı, Hurşit Dayı, İlyas Dayı, Şaban Emmi, babamlar bunların hepsi bir imiş, bunların hepsi yakın amcalar.

 

Karalar var, Kara Mollalar var, bunların o zamanlar en başları kimdi?

 

Ahmet Çavuş, Hamit Onbaşı bunlar Kara Mollalı. Kaynatamın kardeşleri; Mustafa, Kadir Cingiş’in babası, Mehmet dayı, Hüsamet’ler iki göbek dışarıda. Hamit Onbaşı’nın karısının adı Gürcü imiş, Hüseyin dayının karısı Kiraz’mış. Bunlar ya Kiraz’ı ya da Gürcü’yü kaçırmışlar. Eskiden hovardalık daha çokmuş şimdi ki gibi değil. Hamit Onbaşı’nın anası Şemsi hala Kırıntı’dan gelme.

 Söyleşi: AYHAN AYDIN,

 25 OCAK 2002, CUMARTESİ, RUMELİHİSARÜSTÜ