BOGOMİLİZM- Ahmet HEZARFEN
BOGOMİLİZM- Ahmet HEZARFEN
Bogomilizm, Bulgaristan’da 10.Y.Y.’ın ilk yarısında (927 – 969, Çar 1. Petır dönemi) feodalizmin baskı ve zulmünden canı yanan köylülerin başkaldırısı sonucu meydana çıkan sosyal – dinsel bir kuram ve eylemdir.
Bogomilizm, feodilizmin ideolojik destekçisi olan resmi kiliselerin doğmalarından ayrılan tarikat (eres) olup feodal düzene karşı yönlenen bir eylemdir.
Bogomilizm’in görüş tarzı Bizans İmparatorluğu’nda çok yaygın olan Pavlikenlik’e ve Mesalianlik’e çok yakındır.
Bu tarikatın esası 3. Y.Y.’da İran’da zuhur etmiş Maneheizm (Manicheisme)’dir.
Yalnız Doğu’da değil, türlü adlar altında Kuzey Afrika’ya, Batı Avrupa’ya ve Balkanlar’a kadar birçok sahalarda yerleşmiştir. Hıristiyanlık’ın “Düalizm delâletine kapılmış bir fırkası” gibi sayıldığından eski Hıristiyan yazarları tarafından şiddetli eleştirilere uğramıştır.
Bu din hakkındaki bilgi, yakın zamanlara kadar, bunlara ve İslâm müelliflerinin özellikle An-Nedim’in maniheen kozmogonisi hakkındaki açıklaması dayanıyordu. (1)
Bogomilizm’in kurucu ve fikir yayıcısı 10.Y.Y.’da yaşamış, yaşamına ilişkin çok az şey bilinen BOGOMİL adında bir papazdır. Bunun için onun yandaşlarına Bogomil denmektedir.
Bizans İmparatorluğu’nda ve Ermenistan’daki Pauicien hareketi ile onun bir devamı gibi telâkki olunan 10 Y.Y.’da Bulgaristan’daki Bogomile hareketini ve Batı’da bu cereyanların sonradan 15. Y.Y.’a kadar doğurduğu Cathare, Albigeois hareketlerini de Maniheizm’im bir neticesi gibi saymak mümkün olabileceğini büsbütün inkâr etmiyorlar, hatta, tanınmış tarihçi Georges Ostrogorsky, Histoire de l’etat byzantin (Paris, 1956) adlı mühim eserinde Bogomil hareketinin Byzans tarafından Trakya’ya yerleştirilen Paulisien’lerle uzun zaman yanyana yaşayan Mekadonya ve Bulgaristan Slavları arasında zuhur ettiğini ve bütün bu düalist ve Hıristiyanlık’a aykırı hareketlerin, köklerini Maniheizm’den aldığını söylektedir.
Son zamanlarda, bu gibi sonraki düalist cereyanlarla Yeni Maniheizm adı verilmektedir. (A. Schmaus, Der Heumanichlaismis auf dem Balkan, saeculum, 2 (1951), s. 271, v.d. (2)
Bogomiller düalist olup, onlarca kainatta ruh ve madde olarak iki kaynak vardır. Bunlar: hayır ve şerdir. Onlara göre insanın ruhu iyilik kaynağı, görünen evren ve insan vücudu şer kaynağıdır. Bu nedenle Bogomiller’in devlet yöneticileri ve kilise adamlarına karşı olumsuz tutumları olup onları şeytanın hizmetçileri saymaktadır.
Vaftiz olma, şaraplı ekmek yeme ayinine gitme, nikahı kabul etmez, haçça ve tasvir (ikona) lere saygı göstermezler, dini bayramları saymazlardı. Ruhani iktidar temsilcilerine çok ağır sözler söyler, onlara hakaret ederlerdi.
10. Y.Y. Bulgar kilise yazarı Papaz Kozma Bogomillerin sosyal davranışlarını şöyle anlatmaktadır: “Heretikler zenginliklere hakaret ediyor, yandaşlarına efendilerini dinlememeleri, çarı sevmemeleri yaşlılara saygı göstermemeleri (köy meclislerindekilere)ni öğretmekte, onların fikrince Çar’ın hizmetinde olanları Allah ta sevmiyor, onlardan nefret ediyor. Kölelere efendileri için çalışmamalarını sağlık veriyorlardı.
Bogomiller kan dökmeye ve insan öldürmeye karşıydılar. Boyar (bolyarin) ve Çar’ın savaşsever siyaseti, düşmanca istila ve yakıp yıkma eylemlerine karşıydılar.
Bogomillerin ilk örgütlenip kuramlarını nasıl yaydıklarına ilişkin çok az şey bilinmektedir.
10 – 11. Y.Y.’larda Bogomillerin başında mücahit (Apostol) denen öğrencileriyle bir genel yönetmen bulunuyordu.
Daha sonra ayrı ayarı topluluklar (obşitina) oluşturup başlarında “DEDE-Dedets” bulunuyordu.
Bogomillerin yaşamı ve toplulukları mal ve mülk eşitliğine dayanan eski Hristiyan toplumlarına benziyordu.
Onların dini yaşamı 4 temel törenden ibaretti:
1 – Birlikte yemek yemeye bağlı va’z ve genel dular (Şeriat),
2 – Üyelerle Kardaşlıkların karşılıklı günah çıkarıp tevbe etmesi (Tarikat),
3 – “İtikat edenler”in çevresine “dinleyiciler”in kabul edilmesi (Ma’rifet),
4 – “İtikat edenlerin”in “Kamil olanlar”a adanması (Hakikat).
Çok eskiden beri uygulanan kurama göre Bogomiller üç kategoriye ayrılmaktadır:
1 – En alt tabakada henüz tarikat ideolojisine vakıf topluma üye olmayan “dinleyiciler” bulunmakta (avam),
2 – Onlardan sonra toplulukça kabul edilen “İtikat edenler” (havas),
3 – En üst derecede yönetim ve vaizlik yapabilen kuram (nazariyen)’ın tüm yönlerini bilen “Kâmiller” bulunmaktadır.
Bunlar bogomilciliğin temel kurallarına uymaya, yaşamlarını mütevazi maddi zevklerden uzak durmaya zorunludurlar. “Dinleyiciler” ve “İtikat edenler” bu istenilenlere uymak zorunda değildir. “Kamiller” arasında erkeklerden maada kadınlar da vardı.
Bulgaristan’daki Bogomilcilik 10. Y.Y.’dan itibaren yayılma ortamı bularak kitlesel eyleme dönüştü, bu eylemin sosyal temeli köylüler ve onların yandaşları şehirlere sokulmaya başladı. Bunun için kilise ve laik iktidar bu tarikata amansız kovuşturma başlattı, Bogomiller zindana atıldı, uzak yerlere sürgün edildiler, fakat bu kuram (nazariye) bir türlü yok edilemedi.
Bogomilcilik iki yüzyıl Bizans Egemenliği (1018 – 1185) döneminde özellikle 11. Y.Y.’ın 2. yarısında 12. Y.Y. başında yalnız feodalizmle savaşmadı, yabancı esarete karşı da savaşıyordu. Bu sıra Bogomillerin Başvaizi Vasiliy mücahitleriyle özellikle Trakya’da, yandaşları başkent Kostantinopol’de eylem yapıyordu.
Bulgaristan Bizans esaretinden kurtulunca Bogomiller yine feodal düzene karşı eylemlerini kahramanca sürdü.
Boril (1207 – 1218) döneminde Bogomilcilik yönetici sınıfa tehlikeli olmaya başlayınca bunların önderleri aforoz edilmesine rağmen bu tarikat yayılmayı sürdürdü.
14. Y.Y.’da Bogomil vaizler Tırnova’da eylem yapıyorlardı. 1350’de yine yapılan kilise meclisinde bu kuram (nazariye)ın iki önderi Yalınayak Kiril (Kalender) ve Lazar mahkum edildi.
Bundan sonra Bogomillik savaşçı antifeodal gücünü yitirmeye başladı, halk arasında da nüfuzu gün geçtikçe tükendi. Bütün bunlara neden Bulgaristan’da Türk egemenliğinin kurulması, Müslümanlığın resmi din olup Hıristiyanlık, Hıristiyan kilisesinin feodal düzenin destekçiliğini yitirmesi, Bogomillere de feodal düzenle savaşacak koşulların ortadan kalkmasıyla Güney ve Kuzey Bulgaristan’daki belli başlı köylerdeki halk 16. Y.Y.’a kadar Bogomilciliği sürdürdü sonra Pevlikenliğe katıldılar. (3)
Kaynaklar:
1 Prof.Dr. M. Fuat Köprülü – İslam Medeniyeti Tarihi, T.T.K., Ankara, 1963, s. 86
2 Bkz. a.g.e., s. 90
3 Kratka Bılgarska Entsiklopediya (Küçük Bulgar Ansiklopedisi), 1966, Sofya, 5256 – 257
KARACAAHMET SULTAN DERGİSİ, EYLÜL 1998, SAYI: 56