DUTLUK DERESİ DERİN ÖYKÜLER
DUTLUK DERESİ DERİN ÖYKÜLER
Hani el ele tutuşurduk, kardeş olurduk
Oyunlar oynar, güler söylerdik
Bir çağlayan sesiydi sokağın sesi
Ezanlar, seyyar satıcılar, kahkahalar
Karışırdı ya birbirine yanık bir türkü gibi
Zaman, mekân, kan / ter
Bir aşağı mahalle, bir yukarı mahalle
Dutluk Deresi, hem de Hakimin Bağı
Her şey birbirine kavuşurdu
Gün nasıl da erken biterdi o zamanlar
Bir türlü anlamazdık
Oynamak, oynamak, oynamak
Bıkıp usanmadan oyun oynamak
Gam, tasa çok uzaklarda bir bilinmezdi
Çocukluk doldurmuştu tüm bahçeleri, bağları
Otlar diz boyu gelirdi o zaman bizlere
Çankırılı çocukluk arkadaşım Recai
Ne saf, ne tertemiz bir can insandır
Konu, komşu ve sohbet hiç bitmese
Çaydanlıkta çaylar hiç tükenmese
Sobalarda ateşler hiç sönmese
Dallas'ın Ceyar'ı amacına hiç ermese
Ne çok mutluluk hayalleri kurardık
Böyle yalın, böyle namuslu, böyle içten
Şinikli Kadir Amca ne mantıklı konuşur
Gülhanım Hala nice güzellikler açar
Necla Abla hep dertleşirdi annemle
Nazime Hala Kuran söyler diliyle
Kırıkkale'den gelip Zemci Amca'm der
Girerdi kapıdan apansız
Haskıs Bibi tüm babayiğitliyle
Hele Makbule Teyze gelende
Hacı Bektaş'ın, Kadıncık Ana'nın
Nefesini verirdi dualı ağzıyla
Ara ara giderdik Samsun Köprüsü ve de
Natoyolu'ndaki hısım akrabalara da
Büyük bir özlem giderir gibi
Sarılırdık birbirimize doya doya
Sanki başka bir şehre gitmenin heyecanıyla
Pazardan bir kitap aldı
Günün birinde annem bana
Okuduğum ilk kitaptı Arı Maya
Hep sevgi ve mutluluk dağıtan
Eğitip nice dersler veren çevresine ve de
Yorgunluktan hep bitap düşen
Bir gönüldü onunkisi
Kırk yıl olmuş
Aradan geçen
Günler ne de çabuk geçmiş böyle
Ne sokaklarda bir neşe
Ne mutluluk kalmış
Apartmanların gölgelerinde
Mamak Misket Mahallesi
Dutluk Deresi'nden
En son duydum ki
Ah Gülsüm Teyzeee, diye
Babaanneme yürekten seslenen ve
Her daim tertemiz giyinen
Yozgatlı Elif Abla da
Göçmüş bu diyardan
En erken emekli olan
Şakir Amca da yalnız kalmış artık
Bu fani alemde Hakk'ı zikrederken
Ayhan Aydın
27 Ekim 2021