Çocuktunuz Çoktunuz
Çocuktunuz Çoktunuz
Yaşamın içinden, ateş çemberlerinden, zorlu yollardan, her türlü çilelerden geçerek gelen geçmişin anılarını yüreğinde bir sır gibi, insan sevgisini bir kor gibi saklayan Mehmet Kılınç canımızın Çocuktunuz Çoktunuz isimli şiir kitabını bugün okudum.
Dün Divriği Pilav ve Kültür Günü’nde bir araya gelip sohbet ettiğimiz Mehmet Kılınç şu anda oturduğum Rumelihisarüstü’nde uzun yıllar yaşamış, bir gönül insanı.
Geçmişin tüm güzelliklerini sevgiyle yâd edip, geleceğin dünyasında barışın, dostluğun, kardeşliğin hâkim olmasını isteyen Yazar – Şair Mehmet Kılınç canımızın Çocuktunuz Çoktunuz isimli kitabı beni etkiledi.
Çocukluk hepimizin geçmiş hafızası, bazen acısı, sızısı, unutamadığı özlem dolu geçmişi.
Ama çocuklar tüm dünyada ve ülkemizde yüzyıllar geçtikçe daha mutlu bir yaşamı hak ederlerken her geçen gün yoksulluğun pençesinde acı çeken bir büyük parçamız oluyorlar.
Yüz binlerce çocuk savaş meydanlarında ölüm – kalım ikileminde yaşıyor. Milyonlarcası açlık çekiyor. Milyonlarcası zorla çalıştırılıyor, köle muamelesi görüyor bu dünyada.
Türkiye’de ise; kendi karanlık rejimini devam ettirmek isteyen otokrat yönetim çocuklarımızın kanını emmeye, rejimin sürdürmek, yandaşlarını daha rahat yaşatmak için her geçen gün kıstıkları devlet imkânları yavrularımızdan esirgeyerek onların ve bizlerin yarınlarını yok ediyor.
Yüz binlerce çocuk işçi her türlü kötü muamele içinde çalıştırılırken, yüz binlercesi okullarından koparılıyor, çocuk yaşta evlendiriliyor, dayak, kötü muamele, şiddetin öznesi oluyor…
Yüreğim bazen kanayarak okuduğum derin ve anlamlı şiirleriyle Mehmet Kılınç çocuk gerçeğini en yalın, acıtıcı, duygusal bir şekilde dizelerinde işlemiş.
Yüreği günlü var olsun…
Muhabbetle sevgili dostlar…
Ayhan Aydın
15 Eylül 2025
Mehmet Kılınç, Çocuktunuz Çoktunuz, Lagün Yayınları, Temmuz 2017, İstanbul
ÇOCUKTUNUZ ÇOKTUNUZ
Yarımız sınız,
geceleri uyku kaçıran
ağrı nöbetleri tutturan,
buram buram sevgi kokan
Ne kadar çoksunuz, çocuksunuz
hastane acilleri,
otobüsler, minübüsler,
parklar çocuk dolu.
Salıncaklar yetersiz.
Ne kadar çoksunuz
Savaşlar da, afetler de,
çadırlar önlerinde,
sek sek çizgilerinde
çok uzaklar da sapanlar nöbetinde
Asya’da, Afrika’da
açlık seferindesiniz
Ne kadar çoksunuz, çocuksunuz.
Umutsunuz, ufuksunuz.
Masum, yaramaz, haylaz.
El bebek, gül bebek.
Bazen elinde değnek
Süreye celep,
Mevsimlik yarı yevmiyeli
İşçisiniz.
Çocuksunuz, çoksunuz
Boya sandıklı okul çantası
başında hayal hayal simitleri.
Atölyede lokma takımı parçası
ana baba kaygusu, ebe dede korkusu
Çoksunuz, çocuksunuz.
Cami avlusu terkinde,
Köşe başı tacirlerinin elinde,
Tinerler deminde,
Bazen kelime seferberliğinde
Değnek nizası dizilişinde,
İtaate biyat zeminindesiniz
Çocuksunuz, çoksunuz.
Bir yumartada iki parça
Okuldan kaçaksınız.
Villada, yalıda, sitede izole obez.
Temassız toprak, baz antenisiniz.
Lösemili, engellisiniz.
Çoksunuz, çocuksunuz.
Bir ayrılıkta çok parça.
İki ana, iki babasınız
Hepsinden fazlasınız.
Sokaklasınız, kaldırımsınız.
Çok, çok, çoksunuz
Çocuksunuz. (Sayfa: 10-11)

