Kemal Akgün: İnternet Günümüzün Vazgeçilmezi
Akademisyen Kemal Akgün;
İnterneti Her Boyutuyla Kullanmak Bugün Bizler İçin Bir Zorunluluk Oldu
Çalışmalarına, kişiliğine çok önem verdiğim ve de çok sevdiğim Akademisyen aynı zamanda Bilgisayar ve İletişim Uzmanı Kemal Akgün’le bir sohbet toplantısında bir araya gelme şansına ulaştık.
Pratik düşünen, hayatı pratikliğiyle ve dolayısıyla doğallığıyla yaşayan ve engin bilgilerini, tecrübelerini oldukça anlaşılır ve akıcı, özlü bir şekilde anlatan ve de Alevilik’le de ilgili hayli kafa yoran Kemal Akgün’den izin alarak çok önemsediğim fikirlerini sizlerle paylaşmak istiyorum.
Çünkü onun görüşleri bizim sürüp giden sıradanlaştırdığımız yaşamımız içinde bize bazı konularda kılavuzluk yapabilir. Kendisini bu vesileyle yine saygıyla selamlıyorum.
Saygı, sevgi ve muhabbet duygularımla…
Ayhan Aydın
Akgün’ün Görüşlerinin Özeti
Alevilik’le İlgili Yapılabilecek Bazı Pratik Çalışmalar
- Alevi inancına katkıda bulunanları, inancın temellerini, ritüellerini anlatan çizgi filmler yapılması;
- Cemevi ve Alevi ritüellerinin şehirde yaşama göre yeniden tanımlanıp yaşama biçimine uygun hale getirilmesi için tartışma başlatılması;
- İnternet ortamında herkesin katılımıyla bir editörün kontrolüyle geliştirilecek bir Alevi Ansiklopedisi (Wikipedia yaklaşımıyla) geliştirilmesi;
- Alevilik hakkında merak edilen konularda sorulara yanıt veren bir web uygulamasının işletilmesi;
- Tüm dünyadan Aleviler arasında yardımlaşma, işbirliği, paylaşım yapacak bir ortamın kurulması gibi olanakların kullanılmasını öneriyorum.
- Geleneksel olarak bir araya gelmesi zor olan insanları birlikte bir projede bir araya getirmek kolaylaşır.
- Bir Google aramasında binlerce sonuç çıkar ve buların çoğuna bakmayız bile. Aslında ihtiyaç duyulan; bütün sonuçlardan özetlenecek birkaç cümlelik bir nottur. Bizim de bir sürü araştırma yapmak yerine felsefeyi, düşünme ve yasama biçimini açıklayacak yayınlara yönelmemiz gerekir. Önce Alevilerin bilgilendirilmesi, sonra dış dünyaya tanıtılması ve devletle olan ilişkilerin düzenlenmesine yoğunlaşmak gerekir…
ADO (Alevi Düşünce Ocağı) ve Tahtacılar Derneği Üyesi de olan Sayın Kemal Akgün Sohbette: Ben olaya daha başka açılardan bakan, her zaman sondan geriye gitmeyi tercih eden, günümüz koşulları çerçevesinde, günlük ihtiyaçlara göre dünyayı ve böylece de tüm hayatı değerlendirmeye çalışan bir yapıya sahibim, diyerek görüşlerini de şu şekilde sıraladı.
Günümüzde Gelişmeler Öyle Hızlı Ki…
Şimdi 1800’lü yıllarda elli, altmış yılda gerçekleşen değişimler ve yenilikler bu çağda bir, iki günde oluyor. Biz bunu görmek zorundayız. Hayatın pratiğiyle hareket etmeliyiz. Bugüne kadar hep yapa geldiğimiz gibi, olayı çok detaylara boğmak bize bir fayda sağlamıyor, sağlamayacaktır. Hep pratik olacağız; kısa, acil, kullanılabilir, herkese uyabilin, kopya edilme mantığına açık, sorun çözen bir anlayışa sahip olmak zorundayız. Bugünün dünyası bunu söylüyor. Bizler bunun dışında kalıyoruz.
Alevilikle ilgili tüm çalışmalarda da pratik düşünmek zorundayız, başka şansımız yok. Aslında buna uzak bir dünya görüşüne sahip değiliz, kendi yol öğretimizin içinde bunlar zaten var. Biz bunları görmüyoruz. Bu yolun kurucuları günlük yaşamla ilgili karşılaşılabilecek güçlükler, sorunlar karşısında pratik çözümler getirebilmişler. Getirebilmişler ki, bizler bugün bu öğretiyi yaşayabiliyoruz.
Yalnız son dönemde çok hızlı olan değişime ayak uydurmak kolay olmuyor. Ama bu tümüyle mümkün.
Şimdi elbette biz bocalıyoruz, kendi kendimize veya birbirimize soruyoruz: köyden kente göçtük, kentti nasıl yaşayacağız?
Devletle olan münasebetleri nasıl çözeceğiz, yani devletle ilişkileri nasıl düzenleyeceğiz?
Bu koşullarda ibadetlerimizi nasıl sürdürebileceğiz?
Dış dünyayla bağlantılarımızı nasıl devam ettireceğiz?
Tüm bunlar çok doğal. Çünkü ani olan gelişmeler olabilir, dünyanın her yerinde insanlar ve farklı inanç ve kültürden insan toplulukları bizim gibi bu sorunlarla baş etmeye çalışıyorlar ama gerçekten de bunun çözümü yine de bizim öğretimizde var. Bunu uygulayamamak ise bizlerin eksikliği veya sorumluluğu.
Biz Aleviler Neden Dünyaya Ayak Uydurmayalım?
Dünyanın her yerinde insanlar çok pratik çözümlerle sorunlarını halledebiliyorlar, kendilerini ifade etmenin yollarını arayıp bulabiliyorlar.
Biz Aleviler bunu niçin gerçekleştirmeyelim?
Düşünün bir kere tüm dünyadaki Alevi toplumu birbiriyle koordinasyon halinde olsa, bazı sorunlar çok basit bir şekilde çözülebilir. Yahudiler bunu nasıl başarabiliyorlar? Çok sıkı ilişkiler kuruyorlar. Bir kere düşünün okumak için Almanya’ya, İngiltere’ye, İtalya’ya gitmiş bir Alevi gencinin barınma sorunu var, bir problemi var, bu nasıl çözülecek? Çok kolay çözülecek, birbiriyle bağlantılı bir topluluk olsa bu topluluk sosyal ağla, hemen o kişiye en yakın insana ulaşılıp onun sorunu çözülebilir. Artık tüm dünya buna doğru evriliyor. Biz bu konuda yol alamıyoruz.
Kitaplar; yazılan kitapların hemen tümü sorunlu. Bu da çok doğal. Çünkü dünyada mükemmel diye bir şey yok. Biz bunu kabul edemiyoruz. Her bilgi yenilenebilir bilgidir. Hiçbir şeyi putlaştırmamamız gerekir. Sürekli değişim, sürekli yenilik oluyor. Hiçbir şeyi abartmamak lazım.
Şimdi Alevilik konusunda sorular soruluyor, herkes birbirinin yüzüne bakıyor, bu soruyu kim yanıtlayacak, diye. Buna gerek yok. Herkesin bir bilgisi varsa onu paylaşmalı bir başkasıyla. Sorulan sorulara yanıt vermeliyiz. Daha iyi bilen birisini beklememeliyiz. Herkesin bir bilgi birikimi varsa onu aktarmalı. Bu konuda çok korkuyoruz. Yanlış bir şey söylersem, hata olursa, diye. Bunlar olacak. Hata olacak, bu düzelecek. O yüzden bu konuda cesaretli olmalıyız. Özellikle çocukların, gençlerin sorularına yanıt vermeliyiz. Onu sorusunu havada bırakmamalıyız, çok bilgili insanlar aramamalıyız. Boşluktan bir şey çıkmaz.
Aslında bakıyoruz her şeyde olduğu gibi bizim öğretimiz bu konuda da çok uygun. İşler yürümeli, yarım bırakılmamalı. Zaten doğa boşluk kabul etmez. Alevi Öğretisine baktığım zaman gerçekten dünyada birçok inanç ve kültür yapısının çözemediği alanlarda, yaşamla ilgili, doğayla ilgili, insanla ilgili… Bu yolun nasıl pratik çözümlerinin olduğunu rahatlıkla görebiliriz.
Pratik zekâ her zaman insana ve topluma çok şey kazandırır. Bir kere taklit edeceğiz. Bu ayıp değil, eksik bir şey de değil. Hayatta yeni bir şeyi denemede başarılı olmanın en pratik yol taklit etmektir. Bu konuda diğer insan veya diğer insanlar nasıl yapmışlar? Buna bakıp çözümler üretmek çok yararlı olur. Hatta bu bir zorunluluktur. Başka topluluklar bir problemi nasıl yenmişler? Onlara bakarak aynı şekilde kendi problemlerimizi yenebiliriz ve de bunu yapmak zorundayız. İlerlemenin en iyi yollarından birisi taklit etmektir. Bizim dünyaya bakışımız buna engel değil. Cemevleriyle ilgili şehirlerde karşılaştığımız sorunları nasıl çözebiliriz.
Binalar nasıl yapılıyor, hangi birimleri var, hangileri olabilir – olmayabilir? Bunların yanıtını çevreyi gözlemleyip diğer inanç gurupları neler yapıyor, onlara bakarak bulabiliriz.
Şehir Ortamında Nasıl Örgütlenebiliriz, Nasıl Örgütlenmeliyiz?
Şehir ortamında nasıl örgütlenebiliriz, nasıl örgütlenmeliyiz? Bunların yanıtını kesin ve net bir şekilde bizler bulup uygulayacağız. Bu bizim felsefemizde var. Ama bu konuda çok pratik olmalıyız.
Benim somut fikirlerim, önerilerim genel konularda olacaktır.
Bizlerin öğretisi yani Alevi öğretisi çağın koşullarına göre davranmamızı zaten öngörüyor, bunu gösteriyor. Bizler buna uymalı, bunun önünü açmalıyız.
Bizim kendimizi, sorunlarımızı, isteklerimizi, değerlerimizi her şeyimizi aktarırken kesinlikle her türlü iletişim organını kullanmak gibi bir zorunluluğumuz var.
Bence vakfın yönetimine, tüm Alevi kurumlarına yaptığım gibi ki hiçbiriyle bir problemim yok ve üstelik bu konuda hiçbirine ön yargım da yok, önerilerim olabilir.
Çizgi Film Yapmak Çok Kolay ve Ama Çok Önemli
Her şeyden önce kendi öğretimimizi aktarabilmek için kesinlikle bir çizgi film projesini uygulamamız gerekir.
Maliyeti çok düşük olan, çok zor olmayan bu gayretin hayata geçirilmesi bence çok önemlidir.
Bunun dışında her türlü iletişim organını kullanmak bizim için bir zorunluluktur. Sosyal medyada facebook, twitter, instegram, web siteleri, youtube ve hepsini mümkün olduğunca kullanmamız gerekir. Bir yazı, bir haber, bir fotoğraf bir anda elli bin kişiye, yüz bin kişiye ulaşabiliyor. Bugün bunlar çok önemli. Kurumlarımız bunları uygulamak zorundadır. Bunlar ne maliyetli, ne de zor olan şeylerdir. Az çok teknolojiden anlayan genç bir arkadaşımız bile bunları rahatlıkla sürdürebilir.
Birden çok insana bu işleri yüklemenin hiçbir anlamı yok. Zaten bu pratik de değildir.
Elbette toplantılar, paneller önemli olabilir. Ama bunları gereğinden fazla abartmamak lazım. Hep pratikten hareket etmemiz lazım.
Wikipedia dediğimiz ve tüm dünyada yaygın olarak kullanılan, çok önemli olan sanal ansiklopedinin Aleviler tarafından da yaratılması ve kullanılması bence bu konuda atılacak çok ciddi bir adımdır. Sanıldığının aksine çok büyük maliyetleri olmayan, çok büyük bir insan gücünü gerektirmeyen bu gayret bence Alevilik’le ilgili bir dönüm noktası olacaktır.
İnsanlar hata yapma korkusundan bir iş yapmıyorlar. İnsan hata yapar. Ama şimdi çok daha kolay ve çözüm alınan bir yol var: İnternet. Eskiden bir kitap ciltlenirdi, elli yıl o kitap okunurdu. Bir kutsal metin gibi ona bakılırdı. Böyle bir şey yok artık günümüz dünyasında. Artık her şey değişiyor, yanlışlar varsa, hatalar varsa bunlar aynı anda, düzeltilebiliyor.
Alevi toplumu bunu yakalamak zorundadır. Bunun için profesyonel bir kadroya da gerek yoktur. Gönüllü olarak da bu iş yapılabilir. İş birliği ve iş bölümü ile bunlar yapılabilir. İnsanlar bilgileri buraya girebilirler. Daha sonra hata varsa anında da düzeltilebilir bunlar. Korkarak, pasif olarak bir şey yapılamaz.
Ben hareketle Wikipedia Ansiklopedisi’nin Alevi versiyonunun hazırlanmasının çok yararlı ve öncelikli bir iş olarak ele alınmasını istiyorum.
Dediğim gibi, hiçbir şeyi büyütmeden yol almalıyız. Örneğin Hacı Bektaş Veli kimdir? Onun yaşamını hem bir çizgi film olarak yapıp tüm dünyaya sunabiliriz. Aynı zamanda onunla ilgili bilgileri internet ortamında halka sunabiliriz.
Google’a bakınca bir konu hakkında milyonlarca bilgiye ulaşabiliyoruz. Ama bunların hangisi doğrusu? Bence çok kısa ve özlü, geneli yansıtan, hatası en az olan bilgi hepimizin ihtiyacı olan temel bilgidir.
Bizlerin dış dünyaya kendimizi anlatmamız gerekir.
Çocuklarımız Alevilik konusunda bizlere her şeyi sorabilmeli, bizler de korkmadan ona yanıt verebilmeliyiz.
Bu çağ öyle bir çağ ki, amiyane söylemle, hayat şöyle dayatıyor: “ya müşteri olacaksın, ya seçmen olacaksın”.
Demin söylediğim gibi bir “sosyal ağ”ın kurulması birçok konuda bize oldukça yararlı olacaktır.