TOPLUM SAĞLIĞI - TOPLUMSAL SORUMLULUK

TOPLUM SAĞLIĞI – TOPLUMSAL SORUMLULUK

Acaba bizim toplum her geçen gün; nesnel gerçeklikten kopup günü birlik yaşayan, bilimsel gerçekler yerine bilim ve akıl dışı başka değerlerin peşinden giderek kaderci insanlar yığını mı olacak; yoksa insan olmanın bilincinde ve erdeminde bilimin gösterdiği yolda her konunun uzmanlarıyla mı insanlık serüvenine devam edecek?

Ülkemizde hayatın her alanında, her kesimden, her meslekten insan kısa yoldan popüler olup, erkenden evrilip, serpilip tez zamanda menzil almak istiyor. Üstelik artık herkes her şeyi biliyor, kendi alanında kısa zamanda sivrilip popüler olup, bize sunulan sahte olduğu bilindiği halde çağımızın gerçekliği olmaya başlayan popüler yaşam tarzı içinde yeni tip sanal bir dünya yaratıyor. Bunu yaratmakla kalmıyor türlü yol ve yöntemleri kullanarak bizleri etkiliyor, kendi yarattığı ve bizleri ustalıkla kendi çıkarı için yarattığı hayal âleminde de yürümeye zorluyor.

Her alanda, her meslekte, her konuda ustalıkla kurgulanmış ve kendi hedefine bizi çeken yaşamımızı daha da basitleştiren ve anlamsızlaştıran bir kuşatmayla karşı karşıyayız.

Eğitimini tam almadan, bir işin tam ehli olmadan, tam emek vermeden kendisini işin ve o alanın en büyük uzmanı gibi görenler mi dersiniz, kendi alanını bırakıp başka alanda kendisini var etmek isteyenler mi dersiniz, konuşmaları, tavırları, bir kısım destekçileriyle bir anda “meşhur” olmak isteyenler mi dersiniz? Devir böyle bir devir işte; ne kadar geniş kitleleri etkilersen etkile, ne kadar insana kendince kendi doğrularını anlatabilirsen anlat, uzmanı olmadığın bir dalda o işin uzmanıymış gibi kendini gösterirsen göster ve nihayet tanın, sevil, bir çevre edin ve kendi kurduğun, kurguladığın o yolda yürü yürüyebildiğin kadar. Bugünün dünyası adeta bunu dayatıyor.

Bugün de bu şekilde binlerce insan hayatımıza giriyor; birden bire yeni yeni sanatçılarla, yazarlarla, politikacılarla, türlü türlü mesleklerden türlü türlü “uzmanlarla” müşerref oluyoruz.

Can dostlar;

Yaklaşık altı ay önce bir çözümsüzlük merkezleri haline gelen hastanelerden belimin ağrısıyla ilgili bir sonuç alamayınca, şimdi rahmetlik olan Av. Hasan Gülşan’ın tavsiyesiyle, kendisi fizyoterapist olan Sayın İbrahim Mayda’nın yazıhanesine gittim.

Sayın Mayda, beni büyük bir içtenlikle ve sevgiyle karşıladı, benimle yakından ilgilendi. İnsani olarak oldukça çok ortak noktalarımız ve ortak dostlarımız olduğu anlaşıldı.

Benim temel şikâyetim; iki üç doktorun tam teşhis edemediği bel ağrılarıma bel fıtığının neden olup olmadığı ve ciddi ağrıların nasıl geçeceğiydi.

Sayın İbrahim Mayda, belde çok ciddi bir şey olmadığını bazı fizik tedavi yöntemleriyle bunun azalacağını söyleyip bana yardımcı oldu.

Bu yazıyı yazmamın ana nedeni ise; Sayın İbrahim Mayda’nın benim hayatımı belki bundan sonra çok ciddi şekilde etkileyecek bir şekilde çeneme yersiz, bilgisiz, yetkisiz bir şekilde müdahalesi olayıdır.

Konuşmalarında, tavırlarında, tv. programlarında bir tıp doktoru gibi davranan ve konuşan, “bütüncül tıp” dediği insanın; psikolojiyle, bedensel sağlıyla her şeyiyle bir bütün olduğunu söyleyen Sayın Mayda, hastalıklara çok farklı baktığını söylüyordu.

Bir kişiyle ilgili özel bilgileri dâhil birçok şeyi bilinmesinin ve de insan beden yapısına farklı yol ve yöntemlerle müdahale edilmesi halinde sağlıkla ilgili daha iyi sonuçlar alınacağını söyleyen Sayın Mayda, tüm hastalarında olduğu gibi benimle ilgili / ilgisiz birçok şeyi konuştu, bana bir nevi nöroloji – psikoloji kliniğinde olduğum hissini verdi.

Bunun çok da normal bir şey olmadığını hissetsem de, herkesin derdi gibi, benim de derdim ağrılarımdan kurtulmaktı.

Beldeki Ağrıya Çeneden Müdahale!

Sayın İbrahim Mayda; bana ön bilgi vermeden, olayın sonuçları hakkında beni bilgilendirmeden bana “çene müdahalesinde” bulundu. Buna göre beldeki ağrılara çeneye müdahale iyi geliyormuş!

Sevgili okurlar; ne gülün, ne de ağlayın sadece düşünün…  

Başı ağrıyan derman arıyor, yol ve yönteme tam bakmıyor.

Ben ilk önce gerçekten de çeneme bir masaj gibi bir şey yapacak sandım. İbrahim Mayda iki elinin işaret parmaklarını ikiye katlayarak tüm gücüyle ağzımın içinden çeneme çok ciddi bir basınç yapınca ben kendisini belli bir süre sonra ittim, çenemin çok acıdığını söyledim. O ise; “benim ellerim inan senin çenenden çok acıyor, bunun yararını göreceksin” dedi. Ben kendisini gayri ihtiyari itmeme rağmen buna devam etti. Sonunda ise yakmaşık 20 dakikalık bu müdahaleden sonra çenemden kan geldi. (Şükür ki çenem kırılmadı, dayanıklılığını mı test ettin be adam!)

Yaklaşık iki ay boyunca çenemde şişkinlik hissi ve ağrı oluştu. Kendisi ise bunun başka nedenlerden kaynaklanmış olduğunu, bunun ciddi bir şey olmadığını söyledi. Çenemle ilgili gittiğim özel bir hastanedeki bir Profesör Doktor ise bu çene müdahalesiyle “Temporomadbulur Eklem”’lerda zarar oluştuğunu söyledi. Bu ağrılarla ilgili ilaç kullandım.

Çeneme bu müdahaleden sonrası daha vahim…

Bu çene müdahalesinden bugüne tam altı aydır çok ciddi kulak çınlaması çekiyorum. Gerçekten de işkence gibi bir şey, sabaha kadar yatırmıyor. Tüm bunları kendisine yazdım. Zaman zaman bunları inkâr etse de, “Çeneye müdahale kulak çınlaması yapmaz” dedikten sonra, “hayatımı kararttın Allah’ın belası” diye yazı yazınca da, “Gel senin tedavini yaptıracağım” diye yazı yazan da kendisi.

Konuyla ilgili bugüne kadar tam on doktora gittim. Bunların kimler olduğu, hangi tarihte hangi hastaneye gittiğim ve bunların neler söyledikleri kayıtlı. Gerek devlet hastanelerindekiler ve gerekse özel olarak göründüklerim ağır ithamlarla bu kişinin yaptığının, her türlü tıp ilkelerine aykırı olduğunu, kabul edilemez, kendisi tıp doktoru olmadığı halde çeneye müdahale etmesi bir suç teşkil ettiğini söylediler. Tıp doktoru akademisyen ve pratisyen hekimler gerekli kurumlara kendisini şikâyet etmemin bir vatandaşlık görevi olduğunu bildirdiler.

Ben ise gerçekten hem kendisinde insani olarak bazı güzellikler olması ve “camiadan” birisi olması nedeniyle bugüne kadar sustum. Ama en son artık altı aydır beni çok aşırı yoran çınlamaların devam etmesi, üç dört gün önce Fulya’daki yazıhanesine gittiğim kulak / burun / boğazcı doktorun da mahkemeye vermezsen de, “toplumsal bir görev olarak bunu bir yazar olarak yazmanız yerinde ve çok yararlı olur.” Demesiyle bunu yayınlamak istedim.

Bir de üstelik Sayın İbrahim Mayda, ortak dostlarımızı arayarak ve yazarak bu sefer beni suçlamaya başlamış. “Allah’ın belası” dedim ya… 

Sen bir hekim değil, bir dert çözücü değil de, hayatım karartan birisi olursan ben sana başka ne diyebilirim ey İbrahim Mayda!?

Tabii ben mahkemeyle uğraşmak istemeyince, işi buraya getiriyor…

 

 

Sayın İbrahim Mayda;

Çok değerli, iyi, güzel bir insan olabilirsin.

Neden bir tıp doktoru olmadığın halde, tıp doktoruymuş gibi davranıp, zaman zaman onları biraz da küçümseyen tavrınla “bütüncül tıp”dan bahsediyorsun? Fizyoterapiyle ilgili onlarca sertifika alman dışında insanların hayatına bu kadar müdahale etme özgürlüğünde olmanı sağlayacak hangi eğitimlerden geçtin, hangi tıp eğitimini aldın?

Senin kapına gelen insanlara denek gözüyle mi bakıyorsun?

Bana (veya durumumda olan insanlara) gerekli bilgiyi vermeden yetkin dışında çene’ye müdahale gibi ciddi sonuçlar doğuracak adımları atarken vicdanının sesini dinliyor musun?

Zaten ekonomik durumum kötü olduğu için benden para almadığın halde, beni neden bir eczaneye yönlendiriyorsun, 2500 TL. takviye ilacını bana niçin öneriyorsun?

İnsan sağlığı en kutsal değer derken, insanların sağlığıyla oynayabileceğin bir an bile aklına gelmiyor mu?

Bu mezhep, meşrep, köken aidiyetlerini kullanıp güzel çevre edineceğine gerçek anlamıyla insanlara yararlı olmak istiyorsan ilk önce mesleğini layıkıyla yerine getirsen olmaz mı?

Sayın İbrahim Mayda, bu yazıyı uzun süre önce yazdım. Ama beklettim. Ama toplumsal vicdanım rahat durmadı, hiç kimseyi dinlemeden vicdanımın sesiyle yazdım.

Tek derdim bir başkası daha zarar görmesin.

Umarım bir daha kapına bel ağrısı için gelen hiç kimseye, korkunç ve insan hayatını etkileyecek kulak çınlamasıyla sonuçlanabileceğini bildiğin halde, bunu ona söylemeden, çenesine hiçbir müdahalede bulunmazsın.

 

Bu sana ders olur.

 

Sağlıklı günlerin olsun.

 

Ayhan Aydın

10 Ağustos 2021

 

Yorum ekle


Güvenlik kodu
Yenile