İLHAN CEM ERSEVEN
İLHAN CEM ERSEVEN
HALKBİLİMCİ-ARAŞTIRMACI-YAZAR
“ALEVİLİKLERDE SANAT VE SEMAHLAR”
Aleviliğin/Bektaşiliğin özellikle kültürel boyutlarını araştıran yazarlardan olan Erseven, Alevi/Bektaşi edebiyatı, Türk edebiyatında Alevilik/Bektaşilik imgesi konularında da çalışmalar yapmaktadır.
Söyleşimizde Alevi/Bektaşi inancının temel yapılarından olan cem içinde ayrılmaz bir parçayken günümüzde “popülerleşen” semahlar konusunda eldeki birkaç kitaptan birisini yazan Erseven’in bu konudaki görüşlerini derlemeye çalıştım.
AYHAN AYDIN
Bir halkbilimci, edebiyatçı ve sanatçı olarak, Alevi-Bektaşi inanç ve kültüründeki en temel edebi ve sanatsal birikimleri nasıl değerlendiriyorsunuz? Cenk öyküleri, buyruk, resim, mimari, giysi. . . gibi unsurların boyutu nedir, Alevilik ve Bektaşilik'te?
Alevi-Bektaşi Kültürü'nü incelediğimizde şunu görmek olası. Anadolu Edebiyatı ve Folkloru'nun temel kaynağını Alevi-Bektaşi Edebiyatı ve Folkloru oluşturmaktadır. Bugün halk edebiyatı ve şiirine baktığımızda en güzel örneklerinin ve temsilcilerinin alt yapısında Alevi-Bektaşi Kültürü'nü görürüz. Halk edebiyatımızın önde gelen ozanlarından bir Pir Sultan Abdal, Ruhsati, Serdari, Kul Himmet, Hatayi, Muhyi, hatta Yunus Emre, bu kültürün pınarından su içmişlerdir.
Bence Alevi-Bektaşi inanç ve kültüründeki en temel yazınsal birikimler bu ozanlarımız ve şiirleridir. Çünkü onların deyiş ve nefes dediğimiz şiirlerinde bu kültürü tümüyle bulmak olası. Örneğin bir duaz-imam denilen şiirlerde tüm Alevi inancını, inancının temel taşlarını bulmak hiç de zor değil. Örneğin 12 İmam Kültü, Alevi-Bektaşi inanç ve düşünce dünyasında önemli bir yer tutmaktadır. İşte bu kültür, duaz-imam denilen şiirlerde görürüz. Çünkü bu şiirde 12 imamların adı sayılmaktadır.
Eğer bir Alevi-Bektaşi Edebiyatı'ndan söz ettiğimizde, buna örnek olarak en başta Hz. Ali'nin cenk öykülerini, Dedelerin her zaman yanlarından taşıdığı ve büyük bir başvuru kitabı olarak nitelenen bir İmam Cafer-i Buyruğu, Kumruname ve Hüsniye adlı kitapları sayabiliriz. Öte yandan Fuzuli'nin başyapıtlarından sayılan ve Kerbela Olayı'nı şiirsel bir dille anlatan Hadikat'üs Süeda (Ermişlerin Bahçesi) adlı özgün kitabı da temel kitaplardandır. Bu saydığım kitaplar, Dedelik görevini yapan ve gittiği köylerde Cem'lerde taliplerine bilgilendirme amacıyla başvurduğu önemli kaynaklardır. Bugün ise bu kitapların sayısı gittikçe artmıştır. Yalnız bu kitaplar, daha çok Alevilik-Bektaşilik olgusunu tarihsel, sosyolojik açıdan inceleyen çalışmalardır. Fakat ibadet/tapınç anlamında başvuru kitapları olarak en başta saydığım, özellikle İmam Cafer Buyruğu'nu saymak gerekir.
Sanatsal anlamda ise, belli başlı bir örnek vermek zor. Ancak şunu söyleyebiliriz. Bildiğiniz gibi İslam, resim ve heykel sanatına hoşgörüyle bakmamıştır. Bunun üzerine Bektaşiler, Hurufilik sanatından yararlanarak harfler aracılığıyla suret çizimleri yapmıştır. Böylece İslam'ın yasakçı anlayışını, harflerin içsel yapılarından kaynaklanan bir hat sanatıyla Hz. Ali ve arslanı, güvercin biçiminde besmele, yapılmıştır, Hz. Ali'nin devesi, 12 İmamlar, Hacı Bektaş Veli'yi bir yanında aslan, bir yanında ceylanla gösteren resmi, ve çeşitli evliya resimleri sanatsal anlamda Alevi-Bektaşi Kültürü ve inancının sayılabilecek örnekleridir.
Sizce Alevilik ve Bektaşilik İnancı'ndaki ve Kültürü'ndeki çok renkliliğin ve çok boyutluluğun en temel kaynakları nelerdir.
Alevilik ve Bektaşilik'teki çok renkliliğin ve çok boyutluluğun temel kaynakları, mozaik bir yapıya sahip olmasındandır. Çünkü Alevilik salt bir inanç boyutuyla karşımıza çıkmıyor. Aleviliği salt Hz. Ali'nin yörüngesinde oluşmuş bir düşünce değildir. Aleviliği besleyen kültürel kaynakların temelinde, İslamlık öncesi inanç ve kültürlerin izlerine de rastlamak olası. Bugün cem denilen toplantılardaki 12 hizmet, saz ve semah bize Orta-Asya çok tanrılı inançlardan günümüze ulaşan kalıntılarıdır. Alevilik'te Şamanizm, Budizm, Manihaizm, Mazdeizm gibi çok tanrılı inançlardan kalıntılar görürüz. Ayrıca Anadolu'ya gelen Türkmen boylarının dağarcıklarında getirdikleri göktanrısal inanç ve İslami motiflerin yanısıra Anadolu kültür ve Uygarlığı'ndan da bir şeyler kattığını görürüz. Yani bir senteze ulaştığını. İşte bu sentezde Orta-Asya kültür ve inançsal yaşamı, İslam'ın daha çok kendi yaşam biçimine uyan, yani heteredoksiye kaçan motifleri ve Anadolu'da Türkler gelmeden önce karşılaştığı ve hazır bulduğu çok çeşitli ve renkli kültür coğrafyası (Hitit, Frigya, Kapadokya, Urartu, Ege, Bizans, vb. . ) bulunmaktadır. Bu çok renklilik ve boyutluluk Hacı Bektaş Veli ile daha bir sisteme oturmuş ve dünyasal bir özellik kazanmıştır, evrenselliğe ulaşmıştır.
Alevilik Bektaşilik İnancı’nın temel kurumlarından olan "Ayin-i Cem"lerin ayrılmaz parçası ve müzikal melodik esinlenmeden vücutsal ritmik yapıya geçişi simgeleyen "Semahlar" konusundaki çalışmalarınızla tanınıyorsunuz. Sevgili Erseven, semah nedir, semahlar nasıl doğmuştur?
Semah, Arap kökenli bir sözcüktür. "İşitmek, uçmak, gökyüzü" gibi sözlük anlamları vardır. Ayrıca terim olarak, müzik ezgilerini dinlemek, vecde gelip devinmek, kendinden geçip oynamak, dönmek demektir. Bu nedenle Aleviler'in yaptıkları ritüel dansa Semah, Mevleviler'in yaptıklarına ise Sema denilmektedir.
Semah adının ne zamandan beri kullanıldığı bilinmemekle birlikte, Orta-Asya Şaman ve diğer Uzak-Doğu inanç kalıntılarını taşır. Bu nedenle gökbilimsel danslardan sayılır. Semahların eski dönemlerdeki izleri oldukça belirsizdir. Eldeki verilere göre, semahların İsa'dan önce de oynandığı ileri sürülmektedir. İlk olarak ateş çevresinde yapılan ritüel Şaman dansları, daha sonraları tasavvuf ve İslamlığın etkisiyle Cem denilen toplantılara girmiştir. Anadolu öncesi biçimi hakkında fazla bilgimiz yoktur. Anadolu'ya göç eden Oğuzlar tarafından getirildiği düşünülmektedir. Benzer dans figürlerine Erken Çin dönemi kaynaklarında da raslanmaktadır. Bunlar kadın-erkek birlikte, yalnızca kadınların ya da erkeklerin oynadıkları dans-oyunlarıdır.
Alevi-semahları, Mevlevi semasıyla oyun ve figür açısından çeşitli benzerlikler gösterir. Öte yandan, semahın Mevlevi tören ve ayinlerine Şems-i Tebrizi tarafından girdiği ileri sürülmektedir.
Semahların doğuşu konusunda ise Alevi-Bektaşi inancında Kırklar Cemi olayı vardır. Aleviler, ilk semahın Kırklar Meclisi'nde oynandığını kabul ederler, Bilindiği gibi, Hz. Muhammed, Mirac'a giderken Kırklar Meclisine uğrar. Kırklar, Hz. Ali'nin başkanlığında toplanmıştır. Burada bilinen söylenceyi ayrıntılarıyla anlatmak istemiyorum. Son bölümünde Kırklardan biri bir tabak içinde üzüm tanesi getirir ve Hz. Muhammed'e uzatır. Hz. Muhammed, bu üzüm tanesini ezer ve suyunda Kırklar'ın hepsi tadar ve esrik olurlar. Bunun üzerine semaha kalkarlar. Hz. Peygamber de semaha kalkar. Hatta kuşağı çözülür ve tüm Kırklar bu kuşağa sarılır ve tek vücut semah ederler. Kırklar Semahı da, bu olaya adanmıştır. Ağır semahtır. tarikat semahlarından sayılır.
Eski Türk İnançlarının ve Anadolu Uygarlığı'ndaki çeşitli inanç ve yaşam motiflerinin Anadolu Aleviliği inanç ritüelleri içindeki semahlara yansıma boyutları nelerdir?
Semahlar, her ne kadar çıkış kaynağı olarak Kırklar Meclisi olayında indirgense de aslında İslamlık önce, Orta-Asya çoktanrılı inançlardan, gökbilimsel danslardan kalıntılar taşır. Semahta gezegenlerin, güneş çevresinde dönüşleri simgelenir ki, bu da çoktanrılı inanç sisteminden geldiğini gösterir. Alevi(öte yandan Tahtacılar) semahlarında Hz. Ali, Hacı Bektaş Veli, bir ulu kişi ya da Cem töreninde mürşit postunda oturan Dede, güneşi temsil etmektedir. Diğer oyuncular ve ana-bacılar, yıldızları ve gezegenleri oluştururlar. Semah oyununda ellerin yukarı kalkması Gök-tanrıya, yere doğru uzanması Yer-tanrıya olan inancı ve tapınmayı anlatır. Ayakların yere vuruşuyla kötü ruhları kovmaktadır. Ellerin göğüste çapraz olarak birleşmesi, tüm insanlığı kucaklamak ve sevgi dağıtmaktır. Alevi-Bektaşi düşünce ve geleneğinde, dolayısıyla semahlarda İslami motifler fazla yer almaz. Yalnızca Hz. Ali, Hz. Hüseyin, Hacı Bektaş Veli sevgisi, Ehlibeyt ve 12 imam kültü, ulu sayılan kişilere saygı ve bağlılık aşırı biçimdedir. Dairesel dönüşlerde bir gülün biçimleriyle bir atın yürüyüşünü yada Turna kuşunun uçuşunu, kanat süzüşünü görürüz. Alevi-Bektaşi inancında Turna kutsaldır ve Hz. Ali'nin sesi kabul edilir. At ise, at Orta-Asya'dan beri kutsal sayılan bir hayvan kültüdür.
Anadolu Aleviliği'nde semahın anlamı ve yeri nedir?
Semahlar Anadolu Aleviliği'nde kutsal ve önemli bir yere sahiptir. Ritüel (ayinsel) bir danstır. Semahla gerçeğe ulaşılır. Bilindiği gibi semah üç bölümdür. Son bölüm olan Hızlanma'da en doruk noktaya ulaşılır ki burada Tanrı vardır. . Tanrı'nın tecellisi insanın kendisi vardır.
Semahlar, belli kurallara göre Cem düzeni içinde dönülür. Çünkü semah, Cem'de yapılan 12 Hizmetten biri ve sonuncusudur. Semah başlamadan önce kadın erkek birbirlerine niyaz ederler. Ardından Mürşit postunda oturan Dede, semah oyuncularını kutsar, gülbank denilen Türkçe dua okur. Bu sırada oyuncuların başları eğik, eller göğüste çapraz biçimde ve ayaklar da mühürlüdür.
En genel olarak bir semah nasıl başlar ve nasıl sona erer?
Semahlar, önce Miraçlama denilen açış deyişi ve müziğiyle başlar. Daha sonra semaha geçilir. Semah orta-ağır-hızlı olmak üzere üç bölümlüdür. Önce ağır semah nefes'iyle (Şiir) başlar, gittikçe müziğin ritmine göre hızlanır. Semahta oyuncuların ayakları çıplaktır. Çünkü ten, toprakla buluşmalıdır (toprak kültü). El ele tutuşmak yoktur. Semah, nefesin son beyti olan Şah Belit'te ozanın adı geçince bir an için durur ve ozanın adı anıldıktan sonra yeniden semah dönmeye başlanır. Bu, nefes'te adı geçen ozana bir saygıdır. Semah oynanırken, Mürşit-Dede'nin oturduğu makama, taht-ı çerağ denilen yere sırt dönülmez. Geri geri üç adım (buna Teslis: Üçleme denir ki anlamı Allah-Muhammed-Ali'dir) gidildikten sonra dönülür. Dönülürse tarikata ve makama saygısızlık olarak kabul edilir.
Genel olarak ne gibi semahlardan sözedebiliriz. Anadolu'da bu denli semah çeşitliliğinin oluşmasının nedenleri nelerdir?
Semahlar, bölgelere, ulu kişilere ve bazı hayvan kültlerine göre isim alırlar.
Bölgelere göre semahlar, Fethiye (Antalya), Kırtıl (Mersin), Sivas, Erzincan ve Tokat semahları, Urfa (Kısas Köyü) semahını örnek olarak verebiliriz. Ulu kişilere adanan semahlar ise Kırklar Semahı, Hacı Bektaş, Pir Sultan, Abdal Musa, Fatma Ana, 12 İmam Semahları'dır. Hayvanlı isimli semahların başında ise Turnalar ve Kırat Semahı gelir. Bunların dışında Gönüller, Erkan, İllahlar, Sikke(Afyon) Semahları da vardır.
Semahları oynanış biçimine göre Tarikat Semahları, Yatır Semahları diye ikiye ayırırız. Tarikat Semahları Cemlerde oynanan, Yatır Semahları ise kutsal sayılan ziyaret yerlerinde yapılan, daha çok gösteri özelliği taşıyan semahlardır. Tarikat Semahları ise yalnızca Cemlere oynanır, dışarda oynanmaz.
Alevi-Bektaşilerce en kutsal sayılan semah Kırklar Semahı'dır. Bu denli semah çeşitliliğinin oluşmasında, başlarda da söylediğim gibi semahın dönüldüğü kültür alanı olan Aleviliğin zengin bir mozaiksel yapıya sahip olmasından kaynaklanmaktadır. Ayrıca Aleviler, bir kültür ve yaşam biçimi olan Aleviliğe katkısı olmuş, bu yola gönül vermiş, önder olmuş ulu kişilere büyük saygınlık duymuş ve onları, bugünkü anlamda anıtsallaştıramamışlar ama adlarına bir semah vererek yüceltmişler,
kutsallaştırmışlardır. Aynı şey ta öteden beri getirdikleri bir takım kültleri (su, ağaç, toprak, hayvan gibi) de yüzyıllardır aynı değerde korumuşlar ve bunları da semahlarına yansıtmışlardır. Örneğin at kültü ta Orta-Asya'dan beri gelmektedir. At Türklerde kutsal sayılmıştır. Bu nedenle semahın biri Kırat olmuştur. Turnanın sesini Ali'nin sesine benzetmiş ve bir semahın adını da böyle nitelendirmiştir.
Kısaca söyleyecek olursak, Alevi-Bektaşi Kültürü ve Folkloru'nun zenginliği kendi edebiyatına, şiirlerine ve semahlarına aynı biçimde yansımış ve günümüze dek otantikliğini koruyarak canlı bir biçimde kimliğini sürdürmüştür.
Dileğimiz, bu güzel kültürün sevgi, hoşgörü ve kardeşlik içeren mesajının evrenselleşmesi ve gelecek kuşaklarca anlaşılıp korunmasıdır.
Söyleşi: 1995, Ankara