Halk Ozanı Garip Hıdır Çulha İle Söyleşi

SEVGİLİ OZANIM; GARİP HIDIR ÇULHA

 

Bir büyük inanç ve kültür yapısı olan Alevi – Bektaşi inanç ve kültür sisteminin içinde aynen dedeler de olduğu gibi, babalar da olduğu gibi HALK OZANLARIMIZ da bu yapının, ana taşıyıcı unsurları olmuşlar, yüzyıllar boyu üstlendikleri kutsal görevi büyük özveriler göstererek yaşatıp bugünlere getirmişlerdir.

Gelecek kuşaklara inancımızı, kültürümüzü, geleneklerimizi aktarmak, yaşatmak, tanıtmak amacıyla siz günümüz inanç ve toplum önderlerimizin görüş ve düşüncelerini yazılı ve sözlü olarak almak büyük bir görev olacaktır.

Bu vesileyle 25 yıldır büyük özveriyle ve sizlerin yanında bu yolda bir “araştırmacı – gazeteci” olarak naçizane emek vermekteyim.

Tüm amacım inancımıza, kültürümüze hizmet etmek, yaşayan kültür unsurları olan ve “geleneği sürdüren” değerli insanlarımızın yaptıklarının kayıt altına alınması, bilinmesi, gençlerimize aktarılmasıdır.

Söz uçar yazı kalır, derler. Yayınlanacak kitap çalışmaları, internet siteleri ve diğer araştırmalarda kullanılmak üzere hazırladığım aşağıdaki soruları ayrıntılarıyla yanıtlarsanız, sizlere minnettar olurum.

Benim yaptığım toplumsal bir görevdir…

İlginize şimdiden çok teşekkür ediyorum…

Bin muhabbetle…

Ayhan Aydın

Gazeteci - Yazar

 

 

HALK OZANLARINA SORULAR

Ayhan Aydın

 

SAYIN GARİP HIDIR ÇULHA

 

  • Sizce “Halk Ozanlığı” neyi ifade ediyor? Halk Ozanlığı halkın duygularını, düşüncelerini önceden sezebilen, günlük siyasi ve toplumsal olayları şiirleştirip, şaz eşliğinde yine halka anlatabilmektir.

 

  • Halk Ozanlığı sizce ne zaman ve nasıl başlamıştır? Orta Asya’da Türklerin var oluşuyla başlamış topluma yön vermiş ve günümüze kadar ulaşmış bir gelenektir.

 

  • Çocukluk döneminizdeki ailesel ve çevresel şartlarınız nasıldı? Çocukluk dönemim çok güzel geçti. Ben ailenin tek oğluyum; benden büyük üç ablam, benden küçük üç kız kardeşim var. Babam reçberlikle uğraşırdı yeme içme yönünden imkânlarımız genişti ancak düzenli bir para gelirimiz yoktu.

 

  •  Köyde mi, kentte mi doğup-büyüdünüz? Ben köyde doğup büyüdüm.

 

  • Öğrenim durumunuz nasıldır? Şartlar dâhilinde normal bir öğrenime sahibim.

 

  • Bir Alevi ocağına bağlı mısınız? Evet,  Seyit Garip Musa Sultan ocağı.

 

  • Küçüklüğünüzde ve gençliğinizde cemlerde bulundunuz mu? Çocukluğumda 4 ve ya 5 yaşımdayken bir defa cemde bulundum. Bir defa deyince bizim köyümüzde son cem, 1960 yılların ortasında yapıldı bu cem günlerce sürdü. O tarihten sonrada cem yapılmadı. Son birkaç yıldır Seyit Garip Musa Sultan etkinliklerinde yapılıyor.

 

  •  Dedeler, zakirler, mürşitlerle bir arada yaşadınız mı?  Tabiî ki yaşadım. Seyit Garip Musa Sulta Türbesi köyümüzde olduğu için bu ocaktan gelen dedelerimiz de köyümüzde bulundukları için her zaman iç içe yaşadık. Ayrıca dedelerimizle kirvelik bağlarımız var, Güneş köyü talipleri genelde çocuklarını Seyit Garip Musa Sultan ocağından olan Dedelerin kucaklarına koyarlar.

 

  • Sizce dedeler kimlerdir? Zor bir soru. Dedeler genelde Seyit soyundan gelen yani kökleri Ehli Beyt’e dayanır, bunların yanında bir ocaktan ya da dededen feyz almış, el almış olan dikme dedelerimiz de var. Dedeler hem Pir, hem Mürşit, En Önemlisi de Rehberlerdir.

 

  • En çok hangi ozanların şiirlerinden etkilendiniz? Pir Sultan Abdal’ın bütün şiirlerini okudum, Şah Hatayi deyişlerini de çalar söylerim. Ayrıca çağımızın Ozanlarından Âşık Rıza Aslandoğan, Mahzuni Şerif, Âşık Veysel, Mahmut Erdal, Âşık Daimi ve Muhlis Akarsu bunların hepsi beni etkilemiştir.

 

  • En çok okuduğunuz ya da dinlediğiniz kitaplar hangileridir? Tasavvuf konulu kitaplar ve şiir ağırlıklı kitaplar okurum.

 

  • İlk şiir tecrübeleriniz nasıldı? İlk şiirim bir güzellemedir. Bir dörtlük şöyle; “Karamı kaşların sürme mi çaldın, Huri melek misin sen nerden geldin, Naz etme sevdiğim bağrımı deldin, Kurban olurum yar yar hayranım sana..”

 

  •  Ne zaman şiir yazmaya başladınız? Kesin tarihini bilmiyorum ama on dört, On beş yaşlarında.

 

  • Bade içme gibi bir durumunuz oldu mu? Hayır, Ben Bade içen Ozanlardan değilim. Bu bir hak vergisi bir de genlerden geliyor, benim babam müziği çok severmiş daha gramofonun nadir bulunduğu zamanlarda bir gramofon almış. Fakat bütün köylülerin her gün dinlemeye gelip ev halkını rahatsız edince Babaannem bunu nereden aldıysan götür geri ver, demiş. Babam da geri vermiş. Yani biraz sevgi ve meraktan biraz da genlerden geliyor. Çamşıhı Başören köyünden değerli Ozan Ali Ertekin annemin teyze oğlu.

 

  •  Sizce size bu ilham nasıl geldi? Allah vergisi.

 

  • Ozanlıkta bağlamanın yeri nedir? Ozanlıkta bağlamanın yeri yüzde elliye ellidir. Saz olmazsa bir kere bizim semahlarımız nasıl dönülür, cem ibadetlerimiz nasıl yapılır, sazsız ozanlık olabilir mi? Hiç bağlamasız zakir görülmüş mü?  Değerli şairlerimiz var, onlar sözlerini yazar Ozanlar Aşıklar da bunları besteler deyiş oluşur. Ama ozan taki Orta Asya’dan bu günlere Kopuzuyla, Sazıyla köy köy, kasaba kasaba dolaşıp halka deyişlerini, Türkülerini söyleyerek hem onları aydınlatmış, hem eğlendirmiştir.

 

  • Bağlama dışında bir çalgı kullanıyor musunuz? Bağlama dışında nefesli çağlılardan flüt, zurna ve mey çalabiliyorum.

 

  • Şiir yazarken özendiğiniz, örnek aldığınız, ozanlar kimlerdi? Yedi Ulu Ozanın deyişlerinden etkilenmemek mümkün değil, hepsinden etkileniyorum. Pir Sultan Abdal, Şah Hatayi, Kul Himmet, Yunus Emre başta geliyor. Çağımız Ozanlarından; Âşık Veysel, Mahsuni Şerif, Davut Sulari, Âşık Daimi, Feyzullah Çınar, Mahmut Erdal gibi Ozanlarımızdan etkilendim.

 

  • Dünyaya bakışınız, insan, tabiat hakkındaki fikirleriniz nelerdir? Dünyaya bakışım; çağın değişmesiyle dünya da değişiyor, mevsimler de değişiyor; kışımız yazımız yağışlarımız günden güne değişiyor. Küresel değişme yani kötüye doğru gidiyor. İnsanlarda Çağın gereklerine göre değişiyor. Sene seneyi aratır oldu. İnsanlar yaşamını menfaat üstüne sürdürüyor. Eskisi gibi dostluk, arkadaşlık hatta akrabalıklarda çok zayıfladı. Gelirine göre dostluk, akrabalık ve arkadaşlıklar fark ediyor. Tabiatı da günden güne öldürüyoruz, ağaçları, yeşili kesiyoruz yakıyoruz, yok ediyoruz. Yanlış ilaçlamalarla tarım alanlarını, doğayı kirletiyoruz, birinci sınıf tarım topraklarını imara açıp binalar yaparak bitiriyoruz, yani doğayı da katlediyoruz. Bir dörtlükle şöyle seslendim: “Gelin toprakları katletmeyelim, Binaları yamaçlara yapalım, Tarlalık yerleri tüketmeyelim, Binaları yamaçlara yapalım.”

 

  • Şimdiye kadar katıldığınız yarışmalar hangileridir? Yok, hiç katılmadım.

 

  • Aldığınız herhangi bir ödül var mı? Çeşitli etkinliklerden aldığım plaketlerim var.

 

  • Kasetiniz var mı? 2002’de Reca Müzik’te yaptığım “Ne deyim Gücüm Yetmedi” isimli, içinde 11 tanesinin bana ait, toplam 12 adet türkü ve uzun havaların olduğu bir kasetim var.

 

  • Yayımlanmış kitabınız var mı? 2004 Çamşıhı Hüseyin Abdal Yayınları Av. İsmail Metin’in teşvikiyle yaptığım Bağ Çiçekleri adlı kitabım yayınlandı. Nisan 2011 yılında kendi çabalarımla Barıştan Yana adlı ikinci kitabım yayınlandı.

 

  • Türk Tarihi hakkında bilgi sahibi misiniz? Geçmişini bilmeyen geleceğini de bilemez. Yakın tarihimizle ve eski Türk tarihiyle ilgili çeşitli kaynaklarla ilgileniyorum.

 

  • İslam Tarihi hakkında neler biliyorsunuz? İslamiyet altı yüzlü yıllarda dördüncü kitap olan Kuran’ın indirilmesiyle ve de Hz Muhammed vasıtasıyla yayılmış, bizim de bağlı bulunduğumuz aslında bir sevgi dinidir.

 

  • Anadolu Aleviliği hakkındaki fikirleriniz, bilgileriniz nelerdir? Sevgi, saygı ve bilimin öncelikli olduğu yaşamda bunları kendine pusula etmiş bir inançtır Anadolu Aleviliği.

 

  • Sizce Hz. Ali nasıl bir insandı, en önemli özellikleri nelerdir? En önemli özelliği Hz Muhammed’in amcasının oğlu ve de Hz Muhammed’in damadı olmasıdır. Yani Ehli beyit olmasıdır, Hz Muhammed’in soyundan kanından olmasıdır, Allahın aslanı, İlmin kapısı Adaletin temsilcisi derim.

 

  • Kerbelâ ve Hz. Hüseyin için neler söyleyeceksiniz? Niçin tüm Alevi - Bektaşi ozanları Kerbelâ için matem şiirleri yazmışlardır? Yeryüzünde zalimin mazluma karşı yaptığı böyle bir katliam görülmemiştir. Bu zulmü okuyup ya da dedelerden, mürşitlerden, âlimlerden dinleyip te etkilenmemek yüreği burkulmamak, göz yaşı dökmemek mümkün mü? Tabii ki insan olana mümkün değil. O yüzden ozanlar her zaman İmam Hüseyin’e büyük bir sevgi ve hayranlıkla inanırlar. “Biat eylemedi kanlı zalime, Bir savaşa girdi İmam Hüseyin, Hak yolunda nazlı canı ölüme, İrkilmeden verdi İmam Hüseyin, Müminlerin derdi İmam Hüseyin, Dilimizin virdi İmam Hüseyin”.

 

  • Kerbelâ Olayı size ne ifade ediyor? Kerbela katliamı evrende eşine rastlanmamış bir katliamdır. Kerbela insanlık âlemine ebedi örnek olacak ve bundan feyiz ders alınacak bir olaydır. Kerbela Olayı İnsanlığın ve İslamiyet’in kurtuluşunu temsil eder.

 

  • Alevi - Sünni farklılaşması ve Alevilerle Sünniler arasındaki kaynaşma hakkında neler düşünüyorsunuz? Alevi ve Sünnilerin arasında bir geçimsizlik, husumet, kin aslında yok. Ama siyasilerin oy ve koltuk yani menfaati için insanları senden benden deyip kutuplaştırması yüzünden insanlar birbirlerine hor bakar oldular.

 

  • Tasavvuf hakkında neler söyleyeceksiniz? Aleviliğin özünün tasavvuf olduğunu düşünüyorum. Bunu deyişlerimizde aşikâr görmekteyiz.

 

  • Yunus Emre, Seyyid Nesimi, Hatayi, Pir Sultan Abdal gibi ozanların şiirlerini nasıl değerlendiriyorsunuz? Yaşamın esasları olarak değerlendiriyorum. Çünkü bizim yedi ulu Ozanımız ve bütün Ozanlar her zaman gerçekleri dile getirmişlerdir.

 

  • Sizce bu isimler neden ölümsüzler arasına katılmışlardır? Söyledikleri sözlerle, bıraktıkları eserlerle bizlere tuttukları ışıkları nedeniyle ölümsüzleşmişlerdir.

 

  • Atatürk ismi size neyi ifade ediyor? Büyük insan büyük Ata kurtarıcı.

 

  • Atatürk’ün Türk insanına getirdikleri nelerdir? Öncelikle Vatan. Atatürk dört taraftan kuşatılmış olan Anadolu’yu yeniden bu vatanın evlatlarına bağışladı, bunun yanında da ibadet özgürlüğü, çağdaşlık, laiklik gibi nice yenilikler.

 

  • Türkiye’nin geri kalmışlığını nelere bağlıyorsunuz? Dinin siyasete alet edilmesine.

 

  • Sizce bu toplumu neler değiştirebilir? Tabii ki eğitim bilim ve de Laikliği benimsemek.

 

  • Sizce demokrasi nedir? Demokrasi bir ülkede insanların Özgürlüğüdür. Düşünce özgürlüğü. Yaşam biçimi özgürlüğü, ibadet özgürlüğü, kısacası laikliğin olması işlemesi kanunen uygulanması gibi. Gerçek bir demokrasinin yaşabilmesinin şartları nedir? Bu seçilen liderlere ve hükümetlere bağlıdır. İnsanlar seçeceği kişileri iyi değerlendirip oylarını o yönde kullanırlarsa demokrasi daha iyi yaşanır. Ben böyle tanımlıyorum.

 

  • Sizce Halk Ozanları toplumsal olarak ne gibi işlevleri yerine getirmişlerdir? Halk ozanı demek halkın duygu ve düşüncelerini sezebilmek ve bazı şeyleri halktan daha çok önceden görebilmektir, bunları müzikle beraber birleştirip gerçekleri halka anlatmaktır,

 

  • Halk Ozanlığı geleneğinin günümüzde devam ettiğine inanıyor musunuz? İnanıyorum. Günümüzde de değerli Halk Ozanları var fakat günümüzde tanınabilmek maddiyata dayandığı için kendisini tanıtamayan ozanlarımız var. Bunlar bu ozanlıktan herhangi bir maddi kazanım elde edemedikleri için geçim derdine düşüp, kendilerini tanıtamıyorlar, şartlar engelliyor.

 

  • Hangi ozan ve ses sanatçılarıyla dostluğunuz var? Çok bunları tek tek sayamam.

 

  • Kitap okuyor musunuz? Evet.

 

  • Sinemaya, tiyatroya gidiyor musunuz? Fırsat buldukça.

 

  • Şimdiye kadar kaç Alevi - Bektaşi anma etkinliğine katıldınız? Üç Hacı Bektaşi anma etkinliğine katıldım. Hüseyin Abdal ve Seyit Garip Musa etkinliklerine defalarca katıldım.

 

  • Halk ozanlarının genel sorunları sizce nelerdir? Çözümlenebilmesi için neler yapılmalıdır? Genel sorunlar; başta maddi sıkıntı. Maddi sıkıntıdan dolayı gidebilecekleri yarışmalara etkinliklere gidemiyorlar, kitap çıkaramıyorlar, kaset, albüm, klip yapamıyorlar, türkü yazıyor besteliyor, bunları notaya alamıyorlar. Notaya alamayınca birileri bunları notaya alıp kendi üzerine alıyor. Ozan türkü sahibi hiçbir hak iddia edemiyor. Bunun önüne geçmek için Kültür Bakanlığı kayıtlı ozanlarının, âşıklarının türkülerini, deyişlerini okutup notaya aldırıp muhafaza etmesi gerekir. Bu olmadığından da ozanlık, âşıklık geleneği biraz zayıflamış durumdadır.

 

  • Halk ozanlığında ne gibi değişmeler yaşanmıştır? Halk ozanları önceden cem törenlerinde zakirlik yaparmış, dedelerden, pirlerden büyük ölçüde feyz alır, bilgi dağarcığını doldururlarmış. Ayrıca köy odaları toplantılarında, düğünlerde, kahvelerde çalar söyler halk ile bir araya gelirlermiş. Günümüzde bunlar yok denecek kadar azaldı. Şimdi teknolojinin artmasıyla televizyon internet gibi görsel basının artmasıyla Ozanlık Âşıklık Komşuluk ilişkilerinin bile günden güne zayıfladığını görüyoruz maalesef.

 

  • Toplumun ve devletin halk ozanlarına bakışını, yaklaşımını nasıl değerlendiriyorsunuz? Toplumun çoğu kesimi halk ozanını, âşıklarını tanımıyor bile. Bir deyişi, türküyü hangi sanatçı okuyorsa onu biliyorlar. Bunu hangi Ozan yazmış, bestelemiş, bu konuları çok az bilen kişi var. Ayrıca sanatçılar bile ekranlarda halk ozanlarını, âşıklarını metler, överler, ekran dışında gerekli saygıyı göstermezler. Devlette zaten hiç bakmaz ozanlara. Kültür, örf, adet, derler. Ama bu milletin temel kültürünü oluşturan Ozan ve Aşıklarına gerekli maddi ve manevi desteği sağlamazlar.

 

  • Halk ozanlarının geleceği hakkındaki fikirleriniz nelerdir? Hiçbir fikrim yok.

 

  • Bilip tanıdığınız diğer halk ozanlarının isimlerini, varsa telefon ve adreslerini verebilir misiniz? Tanıdığım Halk Ozanı çok. Üç tanesini sayayım; Hasan Erdoğan, Ali Baştuğ, Ozan Sinemi.

 

  • Elinizde bulunan ozanlarla, ozanlıkla ilgili kaynaklar hangileridir? Bir Ozanın Kaleminden Mahmut Erdal, Çamşık Ozanları Doğan Kaya, Av. İsmail Metin, Ankara Ozanlar Birliği Şiir Antolojisi, Çamşıhı Ozanları 2, Ali Haydar Yalçın. Ankara Ozanlar Vakfı Şiir Antolojisi gibi kitaplar var. Bende bu konuda dergiler çok.

 

  • Hangi ozanların, hangi eserlerini biliyorsunuz? Pir Sultan Abdal’ın Hızır Paşa Bizi Berdar Etmeden eseri başta olmak üzere bir çok eseri biliyor, çalıp söylüyorum.

 

  • Halk ozanlarının sorunlarını giderilebilmesi için hangi kurumlar, neler yapabilir? Yukarıda saydığım gibi, öncelikle Kültür Bakanlığı ve Kültür Derneklerinin katkı sunması lazım.

 

  • Ozanlara ekonomik destek sağlanması için neler yapılabilir? Ozanların eserlerinin korunması, kasetlerinin, kitaplarının basılabilmesi için neler yapılabilir? Kültür bakanlığı şiirleri kayıt altına almalı ve korumalı, türkülerin de notasını çıkarıp onların telif haklarını alıp kendilerine ulaştırmalıdır. Şu anda kültür bakanlığında binlerce kayıtlı Ozanım, deyip bir tane doğru dürüst dinlenebilecek bir eseri olmayan ozan geçinen ozanlar var, bunların ayıklanması gerekir.

 

  • Dedeler, babalarla ozanlar arasındaki ilişkilerin daha yoğun olabilmesi için neler yapılabilir? Cem ve Kültür evlerinin etkinleşmesi gerekir ve Dedeler Babalar Ozanlar gerekli saygıyı görmeleri gerekir.

 

Kişisel Bilgiler

 

ÖZGEÇMİŞ

 

1960 yılında Sivas’ın Divriği ilçesine bağlı Güneş Köyü’nde doğdum. Fatma Hanım’la Yusuf Bey’in yedi çocuğundan biriyim. Benden büyük üç ablam benden küçük üç kız kardeşim var. Ailenin ilk ve tek erkek çocuğuyum.

Okula başlamadan bir süre önce kuzu yaymaya başladım, ardından okul çağına gelince Güneş istasyonunda ilkokulu okudum. Maddi durumumuzdaki sıkıntı ve ailenin tek erkek çocuğu olmamdan dolayı ilkokuldan sonra okula devam edemedim.  Sonradan liseyi dışarıdan bitirdim. Babamı 1987 yılında tren kazası sonucu kaybettim. Annemi ise 2013 yılında kaybettim. On dört yaşımda geçirdiğim tren kazası sonrası bacağımdan birini kaybettim. Şiir yazmaya da bu olaydan sonra başladım. Devlet memurluğundan malulen emekliyim. Üç çocuğum var.

 

Çamşıh yöresi ozanları; Feyzullah Çınar, Âşık Ali Metin, Mahmut Erdal, Mehmet Ali Karababa, Rıza Aslandoğan, Ali Kızıltuğ gibi ozanlardan etkilendi. Çağdaş, Sinemi ve Rehberi ile birlikte oldu. Aruz ölçüsünde; doğa konulu, sosyal içerikli şiirler yazıyor. Şiirin kapısını ne zaman çalacağı ise belli olmuyor. ‘Bağ Çiçekleri’ ve ‘Barıştan Yana’ adlı, iki kitabı var.

 

Sivas’ta yirmi yıl devlet memurluğu yaptı, bu süre boyunca müziği bıraktı. Şiire, emekli olup Ankara’ya yerleşince yeniden başladı. Çalışmaları Garip Musa Derneği, Zonguldak Valiliği ve Kültür Bakanlığı’nca tebrik ve takdire değer bulundu. Güzelleme şiir yazıyor. Bu türü sesine daha uygun buluyor.

 

Günümüz ozanlarından Feyzullah Çınar ve Mahsuni’nin ulaştığı mertebeye kolaylıkla ulaşılamayacağına inanıyor. Ozan dediğin gerçekçi olmalıdır, şiire ve müziğe yüreğini koymalıdır diye düşünüyor.

 

Henüz on dört yaşındayken tren kazası geçirdi. Kendini dertli hissetmeye başladı. Dolayısıyla “Dertli Hıdır” mahlasını kullandı. Ancak giderek gördü ki; kendinden daha dertliler var, bu kez de “Garip Hıdır” mahlasını kullandı.

Hiçbir yarışmaya katılmadı.

 

“Ne Deyim” adlı türküsü Hüseyin Karakoç, “Bu Nasıl Yaşamak” adlı türküsü ise “Gökhan adlı genç bir sanatçı” tarafından okundu.

 

Henüz bir kaseti var. İkincisinin üzerinde çalışıyor.

Doğaçlama söylemiyor.

 

 

  • Görüşme tarihi                                               : 16 Ağustos 2015
  • Nüfusa kayıtlı olduğu il                                 : Sivas
  • İlçe                                                                   : Divriği
  • Köy                                                                  : Güneş
  • Köyün hane sayısı                                         : 20
  • Köyün nüfusu                                                : 50
  • Köyde yaşayanların sayısı                            : 80
  • Şehre göç edenlerin sayısı                           : Yaklaşık 1000 Kişi
  • Köyde konaklama yeri var mı? Varsa kaç kişiliktir? Köy Odası mevcut /10 Kişilik
  • Köyünüzü çevreleyen Alevi / Bektaşi köyleri var mıdır?Var. Hepsi Alevi köyü
    • Alevi                      (x )
    • Bektaşi                  ( )
    • Alevi - Bektaşi       ( )
    • Sünni                     ( )
    • Çepni                     ( )
    • Tahtacı                  ( )
    • Türkmen                ( )
  • Varsa Piriniz hangi ocaktan gelir? Yağbasan dedeleri.
  • Rehberiniz hangi ocaktan gelir? Seyit Garip Musa Sultan dedeleri.
  • Mürşidiniz hangi ocaktan gelir? Hacı Bektaş-ı Veli.
  • Varsa köyünüzdeki dergâhın ve türbenin adı? Seyit Garip Musa Sultan.
  • Köyünüzdeki ziyaret yerleri ve yatırların adresler? Seyit Garip Musa Sultan Tekke mezrası, Naar Baba ve Yaan Baba Güneş Köyü.
  • Çevre köylerdeki ziyaret yerleri ve yatırların adresleri? Çamşıhı Balova köyü Hüseyin Abdal Türbesi. Gödüklü Mevkii.
  • Civar köylerdeki türbe, dergâh var mı? (Ziniski) Akmeşe Köyü Seyit Baba Türbesi Köy içi mevkii. Ali Baba Türbesi Yağbasan Köyü.
  • Bağlı olduğu ocak? Garip Musa Ocağı.
  • Yörenizde bir kültür veya dini inançsal anma etkinliği yapılıyor mu? Yapılıyorsa, tarihi nedir? 30 Haziran Seyit Garip Musa Sultan Anma Etkinlikleri. 20 Temmuz Çamşıhı Hüseyin Abdal ve Halk ozanlarını anma etkinliği.
  • Çevre köylerin dini inanışı (Adet olarak) 

 

  • Etkinliğe kimler, hangi bölgelerden gelmektedirler? Tüm Türkiye’den Alevi inancındaki vatandaşlar katılmaktadır.            

 

  • Sizin talip köyleriniz, yöreleriniz hangileridir? Seyit Garip Musa Sultanın yoğunlukla Erzurum Kars’tan Eskişehir olmak üzere Anadolu’nun çeşitli bölgelerinde talipleri bulunmaktadır.

 

  • Köyünüzde, bölgenizde sizin dışınızda talibi olan ocaklar hangileridir? Seyit Garip Musa Sultan ve Hüseyin Abdal.

 

·         Eğitim durumunuz? Lise.

 

  • Kaç yaşındasınız? Elli beş.

 

  • Mesleğiniz ya da işiniz nedir? Emekli devlet memuruyum.

 

Şiirlerinden Örnekler

 

GÜZEL

 

Niyazım Hünkâra Bektaş Veli’ye

Cemalin nur imiş çelimin güzel

Horasan’dan kalkıp Anadolu’ya

   Halkı irşat için gelimin güzel

   Güzel Hünkâr Hacı Bektaş Velimiz

 

Güvercin donunda gelip oturan

Sevgi, saygı, dostluk, barış getiren

Nefisi nefreti kini bitiren

   Kalplerden karayı silimin güzel

   Güzel Hünkâr Hacı Bektaş Velimiz

 

Hakkın kelamını yazmış okumuş

Gerçekleri tatlı dille şakımış

Her ırktan her renkten iğmiş dokumuş

Örneği emsalsiz kilimin güzel

   Güzel Hünkâr Hacı Bektaş Velimiz

 

Darı çeç üstünde namazın kılan

Aslanla ceylanı kucağa alan

Münkirin aklını gümana salan

   Keramet gösteren ilimin güzel

   Güzel Hünkâr Hacı Bektaş Velimiz

 

Çıplağı giydiren açı doyuran

Ne ikilik güden ne de kayıran

Huzuruna cümle canı buyuran

   Bahri ummanlara dalımın güzel

   Güzel Hünkâr Hacı Bektaş Velimiz

 

Hak yolunda candan serden geçmişsin

Irmağından Abu Kevser içmişsin

Dünyadan bedenen konup göçmüşsün

   Kalplere taht kurup kalımın güzel

   Güzel Hünkâr Hacı Bektaş Velimiz

 

Ceddinin özünde adalet dolu

Her yana dağılmış şöhreti kolu

Senden devir alan erkânı yolu

  Süregelen Sultan Balımın güzel

  Güzel Hünkâr Hacı Bektaş Velimiz

 

Taliplerin doğru yolu seçiyor

Hakka giden kapıları açıyor

Şu ulu cihana ışık saçıyor

   Dergâhtan feyiz almış âlimin güzel

   Güzel Hünkâr Hacı Bektaş Velimiz

 

Garip Hıdır hayran pire Hünkâr’a

Ele bele dile sürme der kara

Her ne arar isen kendinde ara

   Görüşün felsefen bilimin güzel

   Güzel Hünkâr Hacı Bektaş Velimiz

 

MEVCUTTUR

 

Aranıp gezinme cemi cihanda

Aradığın her şey sende mevcuttur

Allah’ın ruhu var ten denen handa

Aradığın her şey sende mevcuttur

 

Arşın sonu yoktur dünyanın dibi

Sana yol göstermiş her gelen nebi

Ol ulu Hünkâr’ın dediği gibi

Aradığın her şey sende mevcuttur

 

Her türlü millete bir gözle bakın

Nefsini ıslah et haramdan sakın

El açtığın makam sana çok yakın

Aradığın her şey sende mevcuttur

 

Kem bakma kimsenin canı malına

Meylini ver hakkın gerçek yoluna

İyi bak kalbinin sağ ve soluna

Aradığın her şey sende mevcuttur

 

Her türlü isteği aklından aran

Sevgi muhabbetle kullara yaran

Hak denen cemaldir karşında duran

Aradığın her şey sende mevcuttur

 

Yardım eyle güçsüzlere düşküne

Doğru yolu göster köre şaşkına

Sevgiden ayrılma Allah aşkına

Aradığın her şey sende mevcuttur

 

Bir çıkmaza girip kendini yorma

Olura olmaza kün hakkı sorma

Garip Hıdır der ki uzakta görme

Aradığın her şey sende mevcuttur

 

 

BARIŞTAN YANA

 

Toparla kendini aç gözlerini
Dön de bir katkı koy barıştan yana
Tüm dünyaya haykır de sözlerini
Günde bir katkı koy barıştan yana

 

Özgürce özünü bağla barışa
Laik ol sen de gel laik görüşe
Barış için katıl her tür yarışa
Önde bir katkı koy barıştan yana

 

İnsanlık erdemi sen yapar seni
Yarına kucak aç gözetme dünü
Yüreğinde kokan nefreti kini
Yende bir katkı koy barıştan yana

 

Hiç kimse ırkına üstün sanmasın
Vurulmasın suçsuz insan yanmasın
Aydınlık yolundan geri dönmesin
Yönde bir katkı koy barıştan yana

 

Garip Hıdır sevgi dokuyan Çulha
Savaşa hayır der sarılır sulha
Geri durma gardaş yürekli ol ha
Sende bir katkı koy barıştan yana.

 

 

VARAMAZ OLDUM

 

Uğraştım didindim çırpındım durdum

Koyduğum hedefe varamaz oldum

Sağlam bedenime çok darbe vurdum

Azdı yaralarım saramaz oldum

 

Hazan değdi yeşil ile alıma

Günden güne acır oldum halıma

Dertler sinsi sinsi bindi dalıma

Gayrı her mekânda duramaz oldum

 

Razıyım sağlığa her tür azıma

Hep derman aradım yürek sızıma

Kara duman çöktü bahar yazıma

Iradı dostlarım göremez oldum

 

Garip Hıdır yurdu oldum çilenin

Yüzüne hasretim halden bilenin

Yorgun hamalıyım yüze gülenin

Artık hiçbir işe yaramaz oldum

 

SULTAN AŞKINA

 

Özümüz birleyip bir dem alalım

Seyit Garip Musa Sultan aşkına

Sevgi saygı dostluk barış dolalım

Seyit Garip Musa Sultan aşkına

 

Pirlerden Feyzalın irfanla dolun

Vazgeçmen töreden mümin kul olun

Çılgasından çıkman bu aydın yolun

Seyit Garip Musa Sultan aşkına

 

Araştır gerçeği gönlüne peyle

Ne söylersen Hakkın katına söyle

Elin aç semaya dön semah eyle

Seyit Garip Musa Sultan aşkına

 

Sevenlerin her dem adını ansın

İçsin nur dolusun mest olsun kansın

Garip Hıdır gibi tutuşsun yansın

Seyit Garip Musa Sultan aşkına

 

    

  EFENDİM

 

İnsan olan sevgi ile yaşıyor

Kötülüğe lanet olsun efendim

İnsanlık yolunda herkes koşuyor

Sevgi veren sevgi bulsun efendim

 

Büyüklük Allah’a hakka yakışır

Büyüklük insanda çürür kokuşur

Sular hep engine doğru akışır

Benim gönlüm engin kalsın efendim

 

Kişiyi yücelten güzel ahlaktır

Yanlışı savunan kafa çatlaktır

Doğruyu aramak haktır mutlaktır

Kullar doğru yola gelsin efendim

 

Garip Hıdır özde sevgi peylerim

İnsan isem kötü sözü neylerim

Nasihat döşürür dosta söylerime

 Herkes gerçekleri bilsin efendim

 

 

İMAM HÜSEYİN

 

Biat eylemedi kanlı zalime

Bir savaşa girdi İmam Hüseyin

Nazlı canı hak yolunda ölüme

İrkilmeden verdi İmam Hüseyin

 

Unutulmaz Kerbela’nın mazisi

Yetmiş iki şehit birçok gazisi

Ev halkı yareni emlik kuzusu

Çok işkence gördü İmam Hüseyin

 

İmamların süre geldi çilesi

Bitmedi yezidin kastı hilesi

Şah Merdan’ın kılıcına gelesi

Size pusu kurdu İmam Hüseyin

 

Hep savundu sevgi dostluk barışı

Kendisine örnek aldırdı arşı

Mazlumu korudu zalime karşı

Vicdanında hürdü İmam Hüseyin

 

Şahım Garip Hıdır sana duacı

Ebedi eksilmez bizde bu acı

Gönüller sultanı dertler ilacı

Işık saçan nurdu İmam Hüseyin

 

Müminlerin derdi İmam Hüseyin

Dilimizin virdi İmam Hüseyin

 

HÜ DEYİ  DEYİ

 

Vardım dost bağına açılmış güller

Kerbela’ya doğru uzanmış yollar

Şehitler serdarın zikreder diller

Ya İmam Hüseyin Hü deyi deyi

 

Toplanmış arifler cemin yerine

Gözlerine Şah Hüseyin görüne

El açar çağırır canlar pirine

Ya İmam Hüseyin Hü deyi deyi

 

Nefisi nefreti kini yeneriz

Hak aşkına envar olur yanarız

Ana bacı kardeş semah döneriz

Ya İmam Hüseyin Hü deyi deyi

 

Müminin yüreği olsa bile taş

Akar şehitlere iki damla yaş

Hüseyin aşkına sedalanır arş

Ya İmam Hüseyin Hü deyi deyi

 

Ezelden süreriz erkânı yolu

Yolumuzu açık eyle ya ali

Kırkların aşkına içeriz dolu

Ya İmam Hüseyin Hü deyi deyi

 

Garip Hıdır der ki tende can vardır

Her kula biçilmiş urba don vardır

Esma’ül Hünsaya doğru yön vardır

Ya İmam Hüseyin Hü deyi deyi

 

Yorum ekle


Güvenlik kodu
Yenile