AYHAN KORKMAZ (DELİ)
AYHAN KORKMAZ
(DELİ)
Yine geçmiş zaman ozanlarının dilinden, yüreğinden, özünden bir genç ozan var karşımızda. Ozanların ozan dünyalarında gezen, onların şiirleriyle, cemlerle, gerçek dede ve pirlerle hem hal olmuş, erenler yolunda türlü hale girip, gariplere yoldaş olmuş, gönlü yüce dağlarda, insanlığın doruklarında gezen bir kadın ozanımız var: Ayhan ismi. Adaşım. Çok güzel şiirlerini nice sanatçılar bu arada genç yaşta sonsuzluğa verdiğimiz Kıvırcık Alimiz de seslendirmiş bir güzel yürek… Kısa ama zevkli bir yolculukla onun dünyasına bir gidelim, bakalım neler söylüyor kendisi bize…
Ayhan Aydın
Ozan deyince neler söylersin?
İnsanlığın var olmasından beri ozanlar ve ozanlık vardır.
Ozanlık; Dünyaya ve tüm insanlığa bir gözle bakabilmek demektir. Yaşadığı dönemi şiir halinde bütün dünyaya ve geleceğe taşımaktır. Ozan taşıyan demektir. Ozanlar yaşadıkları dönemde geçmişi ve geleceği aynı anda yaşayıp hiç bozulmayacak bir gerçekle yaşamaları demektir. Ve bunun örneğinde bizden önce yaşamış ozanların sözlerine ve yaşam tarzlarına baktığımızda bizim yaşadıklarımızla beraber mukayese ettiğimizde gerçekliğini öyle anlayabiliyoruz. Örnek: Pir Sultan Abdal “bin cefalar etsen almam üstüme…”, “.. Dostum dostum” parçalarında görebiliriz. Bütün zamanlarda, gerçekliği bozulmayacak ve dosta söylenecek ölümsüz sözlerdir. Bunu dünyanın neresinde, hangi ülkesinde söylerseniz söyleyin bunun anlamı vardır. Yani hangi dost birbirine söylese onun anlamı vardır.
Ozanı ozan yapan yönleri nelerdir?
Söylediği sözle yaşadığı hali aynı olanın ismi ozandır. Kendi tarifini yapandır. Benim için ozan sadece halk ozanı değildir, şairler de ozandır. Ben onları birbinden ayırmam. Ozan halin tarifini yapan kişidir. Çok sevdiği bir insana haksızlık yapsa da, hiç sevmediği bir insana da haksızlık yapılsa ozan olan kişi aynı tepkiyi verebilendir.
Halk Ozanlığı nedir?
Halk ozanıyla Hakk ozanı vardır. Bugünlerde bir de üçüncüsü türedi; “halt ozanlar”. “Yediği haltları yazan ozanlar türedi.
Ben yaratanın en büyük usta şair, yarattıklarının da en güzel şiirler olarak düşündüm hep. Böylede yaşadım. Çünkü her cemalde bir şeyler yazılıdır. Her insan sevdiği bir insanda bir şeyler okur. Kimi mektup okur, kimi roman okur. Ben nacizane bakıyorumda şiir okuyorum. Yaratıcının yarattıklarından okuyabildiklerimin şiir olduğunu anladım.
Aşk nedir?
Benim için aşk Hakk’tır. Aynı zamanda hakikattır. Çünkü âşık haksızlığı kabul etmez.
Sevgi baki olduğunda şiir olur. Bizler şu fani dünya içinden gelip geçen yolcularız. Eğer seversek; iz bırakırız. Yoksa hayat bizi siler. Anlamsız sözler gibi silinip gideriz.
Dünya 24 saat ama onun dakikasını anlamlı kılan insanlardır. Her anını anlamlı kılan o ana ismini veren insanlarla anılır o zaman.
2 Temmuz’da Madımak oldu. 17 Temmuz’da Şah Hatai doğmuş. 10 Kasım’da Atatürk var. Benim için en önemli zaman 1881’dir.
İnsan genelde mutlu değil. Mutluluk kazanılır. Mutluluk öğrenilen bir şey midir? Yoksa bazen gelip gider mi mutluluk? Kesinlikle öğrenilen bir şeydir mutluluk. Neden? Bir kadın anne olduğunda o bebeğin varlığıyla o kadar mutlu olur ki; o çocuğun kendini mutlu edip edemeyeceğini zamanla öğrenir.
Dünyayı nasıl görüyorsunuz?
Kalabalık ama bomboş olarak görüyorum.
Sık hayal kurar mısınız?
Çok.
Ne üzerine?
Genellikle kurduğum hayaller kişiseldir. Tüm dünyayı kapsayacak kuracak kadar büyük değilim. Bunu bir sözle perçinlemek istiyorum. Hiç mutlu olmadığını söyleyen bir arkadaşıma bir mesaj olarak şunu söylemiştim: “Büyük ol, her zerre sana sığsın. Küçük ol her zerreye sığasın. Her gönülde bir yerin, herkese yetecek kadar bir gönlün olsun.”
İstemeden veren sultandır.
Kimseyi hak ettiğinden mahrum etmeyip dilendirmeyecek. Dilendiren Hakk değildir.
İnsan denen muamma ve mucizedir aslında karşımızda olan.
Siz ozanlar, dedeler, pirler, yazarlar âleminde güzeli arıyorsunuz. Bunu ararken hayatı tanıyorsunuz?
Ruhları kendilerine ait değil
Bedenlerinde kiracı olanlar
Evlerini harap ederler
Gerçek ev sahibi tamam eder
Eğer ibadet Hakk emriyle; bir usta çırak ilişkisi vardır ozanlıkta. Benim aslında üstadım yok. Olmasını isterdim ama bir dedem var. Bana mahlasımı veren bir dedem var. Bana “Deli” mahlasını veren bir dedem var. Batın âleminde adı konuldu bir zaman.
Bir ulu dergâh, bir ulu ocak olduğunu düşünsek, bu günümüzde işlese, siz orada ne yapmak isterdiniz?
Bana ne görev verilirse onu yapmak isterdim, yapardım da. Verilen görevi layıkıyla yapmak gerekir. Bir tercih yapmak sizin elinizde olmasa gerektir.
Örneğin bir derviş olmak ister miydiniz?
Kendi içinde gezen bir dervişim zaten ben.
Her ozan gerçek bir ozan olamıyor. Neden her ozan beline sahip olamıyor veya ozanlıkla karıştırılan ses sanatçıları?
O zaman Hünkâr Hacı Bektaş Veli’nin sözünü söylemek gerekir; “Bir insan, ilmiyle, ibadetiyle, hizmetiyle, itikatiyle Hakk’a erebilir. Siz insan-ı kâmil olmayanın arkasından gitmeyin” diyor.
“Tanırlı Yener nefsini tanır
Seksen yıl yaşamış çiğliği kalır
Deli’yi bilmezse ahını alır
Şiir yazmak adam etmez insanı”
“Bükülmüş boyun tutmuyor dizin
Nefsinin elinden bozulmuş özün
Yaradana varsa bakacak yüzün
Ne çırayım ne de yakan közüm var” (Mahmut Erdal’a)
Şiir size nasıl geliyor?
Ne davetiye, ne yeri vardır. Canı ne zaman isterse o zaman aydınlanıyor. Gelmek istediğinde geliyor. Sen fikren şiire hazırsan ve içine hile katmıyorsan sen ozansın ve ozan şiir sana gelir. Yoksa şiiri aslında herkes her şekilde yazabilir.
Alevilik: şüphesiz teslimiyet.
Hz. Hüseyin: Kesinlikle mazlumiyet.
Atatürk: En cesur önder.
Ölüm: Yaşama gayesi.
Cennet – Cehennem: Olmazsa olmaz.
Çocuklar: Gelecek.
Çağdaş yazarlardan tanıdığınız var mı?
Onları eserlerinden tanıyorum.
En çok hangi ozanları seviyorsunuz?
7 Ulu ozanı.
Kültür Bakanlığı?
Kültür Bakanlığı’na “halk şairi” olarak kayıtlıyım. MESAM Asil Üyesiyim.
Ne kadar eseriniz var?
60 kadar müzikli eserim var.
Kitap ne zaman?
Umarım en kısa sürede.
Eserlerinizi kimler okudular?
Emre Saltık, Kıvırcık Ali, Gülten Benli, Veli Turan, Mehmet Ekici, Seyhan Güler, Zer, Veyis Bayrak.
Basılı eserlerde de yayınlanan şiirleriniz var?
Serçeşme Dergisi’nde, Ezeli Doğanay’ın kitabında şiirlerim yayınlandı.
Söyleşi: Garipdede Türbesi’nde, 24 Temmuz 2014, Perşembe
Eserlerinden Örnekler
Yarim dut ağacı ben kırık dalım
Sırlarını gördü böyle oldu halım
Vücut kovanından süzüldü balım
Sen uçup gidince kalan ben oldum
Sen yar oldun senin yarın ben oldum
Sen can oldun senin canın ben oldum
Seni düşünmeden geçmedi bir an
Gerçeğim sen oldun yalan ben oldum
İkrar verdim seni sevdim ezelden
Geçmiş idim yüzü huyu güzelden
Deli deme al canımı tez elden
Sultanım sen oldun kulun ben oldum
////-
Hü deyin erenler bu iş hallolsun
Yoldan çıkanların yolu doğrulsun
İmam Onikidir On üç mü olsun
Dinsin bu zulümler kâfir kahrolsun
İster hacı ol istersen molla
İstersen Ayetullaha selam yolla
Abbas yetişir o kesik kolla
Onüçüncü imam diyen kahrolsun
Mümin olan İmamına sadıktır
Anar Kerbela’yı bağrı yanıktır
Onsekizbin âlem buna tanıktır
Onüçüncü imam seven kahrolsun
Kim derse ki onüçüncü imam var
Sorarım ki sende nasıl iman var
Malik Eşter hele bir de Selman var
İmamlığa hile katan kahrolsun
Kabenin putlarını deviren imam
Bu cihanı eli ile çeviren imam
Hakikat sırrını sır eden imam
Allah’ın seçmediği imam kahrolsun
////-
Hak kelamı çalar söyler sazımız
Dil bilmeze gayet kolay söz gelir
Muhabbatte dosta geçer nazımız
Pişer canı fikri kâmil öz gelir
Damla damla düşer çeşmi yaşımız
Kerbela’da şehit mazlum şahımız
Tene değil insanlığa lafımız
Zalim tığlar gözümüzden yaş gelir
Can bedende gezip gördük elleri
Baldan tatlı bize dostun dilleri
Yağar üstümüze dostun gülleri
Atar başımıza elden taş gelir
Cam değil ki, gönül canda kırılmaz
Hak deyince dost dostundan ayrılmaz
Bir olmadan Hak yoluna varılmaz
Deli derler her sözümüz boş gelir
////-
Bu dünyada herkes fani
Diri gelir ölü gider
Fırsat varken kendin tanı
Ol’dan gelir Ol’a gider
Aşk aldırır bir tek nefes
Ölür nefis dolar kafes
Nasip alır inan herkes
Hay’dan gelir Hu’ya gider
Gündüz güneş gece ay var
Bazen kazanç bazen zay var
Adaletli adil pay var
Hakk’tan gelir Hakk’a gider
////-
Eğer ibadet Hakk’ın emriyse
Gel Hakk’a eyil kula kul olma
Doğru sözü konuş eğer yeriyse
Düşersin gözlerden sonra pul olma
Ellere ayna ol da kendini okut
Bir kilim misali ipini dokut
Ne çıkar olmazsan on kırat yakut
Yeter ki sen sen ol olma muamma
Deli demek her âdeme iş değil
Cevher isen ustan önünde eğil
Seni bilmeyene verirsen meyil
Doğruyu (gerçeği) yalanda bulurum sanma
////-
Sevgiyle yaklaş her bir varlığa
Kimsenin yanına kin ile gitme
Cümle kâinatın yaradanı bir
Dört olsa kitabı din ile gitme
Sana yaramaz elin imanı
İki deyip etme bırak gümanı
Bekle gelecektir sahip zamanı
Cümlesi birdir bin ile gitme
Deli ile gezer olur divane
Hakk’ı ispat için geldik cihane
Eyvallah demişiz her bir haline
Kamalini var et ben ile gitme
////-
Bir virane yola yolcu yüreğim
Ne sultanım ne sarayda gözüm var
Gönlüm Cennet her dostuna meleğim
Ne mihmanım ne mihmana yerim var
Baharımda bitti sonu yazımın
Kahrını çekmedi kimse nazımın
Çaresi bulunmaz yürek sızımın
Ne dertliyim ne dermana sözüm var
Ne Leylayım ne de Mecnun hallerim
Alışmış herkese söyler dillerim
Bana uzanmasın aman ellerin
Ne serabın ne de ıssız çölüm var
Bükülmüş boynun tutmuyor dizin
Nefsinin elinden bozulmuş sözün
Yaradana varsa bakacak yüzün
Ne çırayım ne de yakan közüm var
////-
Sitem
Hiç taşlama yazmam derdim
Vallahi de yazdırdınız
Ayhan Aydın gibi dostu
Neden işten çıkardınız
Edep ile erkân onda
Konukları bin bir donda
Hiçbir dostu koymaz zorda
Neden gözden çıkardınız
On yedi yıl emek verdi
Birlik olmak bir tek derdi
Türap olup yüzler sürdü
Bir söz için çıkardınız