ALİ ŞAHİN

(Âşık Derdi Derya)

 AYHAN AYDIN

 Ali Şahin (Âşık Derdi Derya) Kayseri Sarız Büyükörtülü Köyü’nden bir ozanımız. Köyün hane sayısı kırkmış. Kendisine yazılı olarak yönettiğimiz soruları şu şekilde yanıtladı ozanımız.

 

Köyünüzü çevreleyen Alevi köyleri var mıdır? Kırkısrak, Tavla, Dallıkavak, Ördekli, Çağşak, Söbeçimen, Bozhöyük, Camiliyurt, Akpınar.

 

Piriniz hangi ocaktan gelir? Ağuiçen.

 

Rehberiniz hangi ocaktan gelir? Ağuiçen.

 

Mürşidiniz hangi ocaktan gelir? Elazığ Sün köyü.

 

Çevre köylerdeki ziyaret yerleri ve yatırların adresleri? Kırkısrak köyünde Şıh Mamo Türbesi.

 

Civar köylerdeki türbe, dergah var mı? Darıdere köyünde Pullu Dede Türbesi.

 

Bağlı olduğu ocak? Kureyş

 

Kaç yaşındasınız?         71 (2000)

 

Mesleğiniz ya da işiniz nedir? Emekli memur.

 

Hangi Alevi Bektaşi anma etkinliğine katılırsınız? Hacı Bektaş Veli, Abdal Musa, Mevlana şenlikleri, Aşure, Nevruz, Cemler, Hıdrellez.

 

Sizce “Halk Ozanlığı” neyi ifade ediyor? Halkın çilesini, acısını, perişanlığını görür ve tekrar halka anlatır.

 

Halk Ozanlığının tarihsel geçmişiyle ilgili bilgileriniz nelerdir? Bir çok zorluklarla karşılaşmışlardır. Genellikle asılmış, yüzülmüş, yıkılmış ve sürgün edilmişlerdir.

 

Halk Ozanlığı sizce ne zaman ve nasıl başlamıştır? Ozanlık insanların var oldukları tarihinden beri sürüp gelmiştir.

 

Çocukluk döneminizdeki ailesel ve çevresel şartlarınız nasıldı? Çevre köylerin genellikle Sünni olmaları nedeni ile, devamlı dağlık bölgeleri seçmiş, hor görülmüş, dövülmüş, yoksulluğa itilmiş devamlı asimile edilmek için baskı altına alınmıştır.

 

Köyde mi, kentte mi doğup-büyüdünüz? Köyde.

 

Öğrenim durumunuz nasıldır? Ortaokul.

 

Bir Alevi ocağına bağlı mısınız? Ağuiçen.

 

Küçüklüğünüzde ve gençliğinizde cemlerde bulundunuz mu? Bulundum.

 

Dedeler, zakirler, mürşitlerle bir arada yaşadınız mı? Sizce dedeler kimlerdir? Birlikte yaşadım, cemde bulundum. Dedeler Alevilerin önderleri ve yaşam biçimlerini yönlendirir.

 

En çok hangi ozanların şiirlerinden etkilendiniz? Fuzuli, Nesimi, Pir Sultan, Kul Himmet, Şah Hatayi, Harabi, Virani, Dertli, Seyrani, Gevheri.

 

En çok okuduğunuz ya da dinlediğiniz kitaplar hangileridir? Kumru, Hz. Ali Cenk kitapları, Siretinevi, Bektaşi İçyüzü, Karacaoğlan.

 

İlk şiir tecrübeleriniz nasıldı? Ne zaman şiir yazmaya başladınız? 12 yaşımdan beri hevesli olup zaman zaman vezinli ve vezinsiz şiir yazarım. Ancak halka mal olacak ve yukarıda arz ettiğim hususları içeren şiirlerimi 1962 yılında yazmaya başladım.

 

Bade içme gibi bir durumunuz oldu mu? Bade içmedim.

 

Sizce size bu ilham nasıl geldi? Ocağımıza bağlı dedelerden İsmail Dede, tarihini hatırlamadığım bir günde evimize geldi. Ben de bu sıralar avcılık yapıyordum. Bana oğlum bu silahın sizin evde ne işi var, bunun yerine al bu bağlamayı çal dedi, ben de eyvallah, diyerek himmet ettim. Sazı aldım. O günden beri çalar söylerim.

 

Ozanlıkta bağlamanın yeri nedir? Sazsız ozanlık olabilir mi? Ozanlıkta bağlamanın yeri bence önemlidir. Bağlama olmadan karşı kitledeki insanlara şiirlerini ve içinde bulunan nefesleri anlatma bakımından melodik bir sestir. Kulağa daha hoş gelir ve mesaj yerine sağlıklı bir biçimde gider. Bağlama olmadan ozanlık olmaz bizce bu şairdir.

 

Bağlama dışında bir çalgı kullanıyor musunuz? Hayır.

 

Şiir yazarken özendiğiniz, örnek aldığınız ozanlar kimlerdi? Pir Sultan, Şah Hatayi, Kul Himmet, Fuzuli, Karacaoğlan vs.

 

Dünyaya bakışınız, insan, tabiat hakkındaki fikirleriniz nelerdir? Dünya üzerinde yaşayan tüm insanlar kardeştir. 72 milleti bir gözle görürüm. Doğa, insan iç içe olup, bir bütündür.

 

Şimdiye kadar katıldığınız yarışmalar hangileridir? Hacı Bektaş Veli şenliklerine, Mevlana törenlerine, Adana 5 Ocak Şenlikleri, Osmaniye Ozanlar Şenliği, Karacaoğlan Şenliği vs.

 

Aldığınız herhangi bir ödül var mı? Evet. 50’nci yıl Adana şölenlerinde, Karacaoğlan şenliğinde, Mevlana Âşıklar bayramı, Hacı Bektaş Veli törenlerinde.

 

Yayımlanmış kitabınız var mı? 3 adet kitabım var.

 

Kasetiniz var mı? Yok.

 

Türk Tarihi hakkında bilgi sahibi misiniz? 12 İmamlardan İmam Bakır 10 Türkmen evleri ile birlikte Hazar Deniz’i kıyılarında bulunan Nişabur şehrine yerleşti. Burada Türklük doğdu ve gelişti. Bunların içinden Lokman Perende, Ahmet Yesevi, Hacı Bektaşi Veli ve Hz. Mevlana yetişti. Türkiye’ye gelerek Türklüğün önderi oldular.

 

İslam Tarihi hakkında neler biliyorsunuz? İslâm Tarihi 4 halife devri ile yayılır. Bunun içine Abbasiler, Emeviler, Hariciler, Şiiler devam ettirir. Zamanla tüm Arap yarımadasını kaplar.

 

Anadolu Aleviliği hakkındaki fikirleriniz, bilgileriniz nelerdir? Osmanlı Türkleri Rumeli’de ülkeler fethederek kendileri ile birlikte Alevilik ve Bektaşilik felsefesini yaymışlar. Diğer yandan Anadolu’da bulunan Alevi, Bektaşi dedeleri köy, köy gezerek bildikleri hususları cem yaparak halka iletmiş ve bu güne kadar devam ettirmişlerdir. Hatta devletlerine ulaşmış burada Tekke ve ocak açılmıştır.

 

Sizce Hz. Ali nasıl bir insandı, en önemli özellikleri nelerdir? Hz. Ali önce dürüst, zeki, hoşgörülü, hakkına razı bir kişiliğine sahiptir. Hiçbir zaman muhalefet olmamış devamlı yapıcı ve tüm aç kalmış, karşısındakine aş vermiştir. Tüm büyük liderlerin vasıflarını toplamış ve bunu icra etmiştir.

 

Kerbela ve Hz. Hüseyin için neler söyleyeceksiniz? Niçin tüm Alevi-Bektaşi ozanları Kerbela için matem şiirleri yazmışlardır? Kerbela Olayı size ne ifade ediyor? Hz. Hüseyin bence ilk önce Ehlibeyti ve yandaşlarını yaşatmak bu kitleyi kemaletle yönetmek ve soydan imamlık mevkisini istemeden mecburi kabul ederek Küfe halkı için kendisini Kerbela’da şehit etmiştir. Hz. Hüseyin’in öleceğini daha doğrusu şehit olacağını bile bile savaşmış ve kendini halkı için feda etmesi bizce en önemli olaydır. Bundan dolayı halk ozanları da onun gibi halkı için gerekirse kendilerini halkı korkmadan ve ölümden çekinmeden feda ederler. Bu vasfı bizlere önder olmuştur.

 

Alevi-Sünni farklılaşması ve Alevilerle Sünniler arasındaki kaynaşma hakkında neler düşünüyorsunuz? Bence Alevi ve Sünni insanlar Hz. Peygamber zamanında yoktur. Bunlar daha sonra örnekleme olursa şu anda bulunan çeşitli parti ve kuruluşlar gibi çıkarlarını korumak için insanları birbirine düşürmek nedeni ile yapılan, kurulan ve bölen yapılaşmalardır. Oysa bizler Hümanist bir düşüncenin önderi olan Hacı Bektaşi Veli ve Mevlana hazretlerinin fikirleri doğrultusunda yaşayan dürüst, sevgi, hoşgörü, demokrasi, eşitlik, insan haklarına saygılı kitleleri kapsayan ozanlarız. Bizim temel felsefemiz budur.

 

Tasavvuf hakkında neler söyleyeceksiniz? Tasavvuf tüm ozanların belleğinde bulunan gizli bir kapıdır. Bunu zaman zaman şiirlerinde ve yapılan toplantılarda kullanmışlardır. Ben de çoğu zaman bu yoldan hareketle kendi fikirlerimi yorumlarım. Bu da eskiden beri bizleri hor görüp, ezen yönetim ve baskı yapan ortamdan doğmuştur.

 

Yunus Emre, Seyyid Nesimi, Hatayi, Pir Sultan Abdal gibi ozanların şiirlerini nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu ozanlar yapıcıdır, yıkıcı değildir. Kendilerini öncelikle düşünmemiş halkını düşünmüştür.

 

Sizce bu isimler neden ölümsüzler arasına katılmışlardır? Bu ozanlar halkı için mücadele etmiş, kendilerini dünya nimetlerinden arındırmış, halkına mal olmuş, bu nedenle maddeyi bir tarafa atmış, manen ve fiilen kendilerini feda etmiştir. Bu nedenle tarih sayfalarına geçmiş ve ölümsüzleşmişlerdir.

 

Atatürk ismi size neyi ifade ediyor? Atatürk’ün Türk insanına getirdikleri nelerdir? Atatürk, Türk milletinin kurtuluşunu sağladığı ve tüm Türk ulusuna liderlik yaptığı için Türk halkı onu atası bilmiş ve ismi de bu şekilde almıştır. Hatta Hz. Ali’nin liderlik hususunda eş anlamlıdır. Atatürk Türk insanına cumhuriyeti, laikliği ve eşitliği hatta bizim gibi düşünen insanlar için 12’nci imam olan Muhammet Mehdi’dir.

 

Türkiye’nin geri kalmışlığını nelere bağlıyorsunuz? Türkiye’nin geri kalmışlığı bence başta eğitimsizlik ve kültür devriminin olmaması, mevcut bulunan hükümetlerin adaletli ve demokrasiyi tam olarak tarafsız uygulayamadıklarından dolayıdır.

 

Sizce bu toplumu neler değiştirebilir? Başta insanların sevgi, saygı, hoşgörü, yapıcı barış içinde yaşamaları ve birbirlerine karşı dil, din, ırk, renk, mezhep ayırmaksızın aynı çatı altında kavga etmeden yaşamaları ile mümkündür.

 

Sizce demokrasi nedir? Gerçek bir demokrasinin yaşabilmesinin şartları nedir? Bence demokrasinin ismi var, kendisi yok. Demokrasi benim anladığım kadarı ile Rıza kapısıdır. Dürüstlüktür.

 

Sizce Halk Ozanları toplumsal olarak ne gibi işlevleri yerine getirmişlerdir? Halk ozanları yaşadığı ortamdaki halkın sorunlarını, kültürlerini, sazı ve sözü ile dile getirmişlerdir.

 

Çağdaş dünya ve Türk yazarları hakkında neler      biliyorsunuz? Benim anladığım kadarı ile tüm yazarlar, biraz daha gerçekçi olmalı ve doğruları yazmalı, olayları yerinde görüp inceledikten sonra doğru olanı söylemelidir. Yoksa gerisi hayal ürünü olup bir mum gibi sönerler.

 

Günümüz çağdaş Türk yazar ve sanatçılarından birisiyle tanışıklığınız var mı? Yaşar Kemal, Halil Öztoprak, Ali İzzet, Aşık Veysel, Yaşar Nuri Öztürk, Aziz Nesin, Feyzi Halıcı, Abdülbaki Gölpınarlı, Battal Pehlivan, vs.

 

Halk Ozanlığı geleneğinin günümüzde devam ettiğine inanıyor musunuz? Halk ozanlığı geleneğine inanıyorum. Halk ozanları devamlı olacaktır. Bu dededen, babaya geçen bir sancak gibi devam edecektir.

 

Hangi ozan ve ses sanatçılarıyla dostluğunuz var? Aşık Veysel, Ali İzzet, Mahzuni, Kul Ahmet, Kul Hasan, Şah Turna, Aşık Daimi, Aşık Beyhani, Aşık Davut Suları vs.

 

Kitap okuyor musunuz? Her türlü kitap okuyorum. Bana ait çok yönlü ve her kesime hitap eden kütüphanem mevcuttur.

 

Sinemaya, tiyatroya gidiyor musunuz? Dünya bir sinemadır. Rolleri yanlıştır. Gitmeme gerek yoktur.

 

Şimdiye kadar kaç Alevi - Bektaşi anma etkinliğine katıldınız? Çok etkinliklere katıldım. Yukarıda arz ettim.

 

Halk ozanlarının genel sorunları sizce nelerdir? Çözümlenebilmesi için neler yapılmalıdır? Öncelikle devlet tarafından korunmamakta ve tanınmamaktadırlar. Çözümlenebilmesi için, bunların devlet himayesine alınması ve devlet sanatçısı olmasıdır. Hatta çoğunun ekonomik durumları bozuktur. Bu nedenle bir çatı altında toplanıp sahip çıkılması gerekir.

 

Halk ozanlığında ne gibi değişmeler yaşanmıştır? Önceki ozanlar kendi imkanları dahilinde gerek yayan, gerek at ve merkeple kendilerini duyurmak için aç ve susuz gezerlerdi. Şimdi ise çağa ayak uydurarak (belli bir kesim) televizyon, radyo, konser vererek halka kendilerini duyurmaktadırlar. (Belli kurallar içinde).

 

Toplumun ve devletin halk ozanlarına bakışını, yaklaşımını nasıl değerlendiriyorsunuz? Ozan halka mal olmuş kişilerdir. Ozanlar ve halk olmazsa devlet olmaz.

 

Halk ozanlarının geleceği hakkındaki fikirleriniz nelerdir? Ozanlar ölmez, dünya var oldukça ozanlar susmaz ve halkın gönlünde yaşayacaktır.

 

Elinizde bulunan ozanlarla, ozanlıkla ilgili kaynaklar hangileridir? Hangi ozanların, hangi eserlerini biliyorsunuz? Şah Hatayi, Pir Sultan, Harabi, Virani vs.

 

Halk ozanlarının sorunlarını giderilebilmesi için hangi kurumlar, neler yapabilir? Kültür Bakanlığı, Turizm Bakanlığı, Cem Vakfı, Hacı Bektaş Dernekleri, Pir Sultan Dernekleri ve Ozanlar Derneği.

 

Ozanlara ekonomik destek sağlanması için neler yapılabilir? Ozanların eserlerinin korunması, kasetlerinin, kitaplarının basılabilmesi için neler yapılabilir? Vakıflar kurulmalı.

 

Söyleşi: 2000

 

 

ŞİİRLERİNDEN ÖRNEKLER

 

 

 

Çekilmez bir derttir nasıl yazayım

Yuvası dağılmış anneler ağlar

Kıbrıs soydaşlarım gamlı gezeyim

Yuvası dağılmış anneler ağlar...

Kıbrıs yetimleri perişan olmuş

Anne hasretiyle bağrını delmiş

Yeşil Lefkoşe’nin gülleri solmuş

Yuvası dağılmış anneler ağlar...

Yeşil Kıbrıs’ta da şehitler yatar,

Anneler babalar her gün yas tutar,

Türkün askerleri cepheyi bekler;

Yuvası dağılmış anneler ağlar...

Pis Makaryos papaz zulümün yeter,

Türkün aslanları vur emri bekler,

Yine havalandı geliyor jetler

Yuvası dağılmış anneler ağlar...

Âşık Derdiderya papaza lânet,

Ta ezelden beri boz eşek inat,

Yeter Lefkoşa’da sürdün sefalet

Yuvası dağılmış anneler ağlar...

 

Şu dünyaya geldim çekerim çile

Beni gamlar sardı halim perişan.

Zalim yar, sen beni düşürdün dile,

Beni gamlar sardı halim perişan

Atamı ayırdın zindana koydun,

On beş yıl beni gurbete saldın,

Gül yüzlü yarimi benden ayırdın,

Beni gamlar sardı halim perişan.

Derdim az gibi iki hanım verdin

Dokuz bebeklerle üçünü aldın,

Arayıp dert için beni mi buldun?

Beni gamlar sardı halim perişan.

Benim derdim Derya tefsire gelmez,

Lokman Hekim gelse çare bulamaz,

Yarem göz göz olmuş tedavi olmaz,

Beni gamlar sardı halim perişan.

 

Hoş yar ile vardır benim pazarım,

Muhabbet bağına girmeli gönül.

Sahrada divane olmuş gezerim,

Arı gibi balın dermeli gönül.

Gönül, gel seninle sadık kalalım,

Leyla’nın aşkıyla mecnun olalım,

Sen Şirin ben Ferhat dağı delelim,

Garip gibi murat almalı gönül.

Bilmem ki,ben sadık yare neyledim,

Dertliyim derdimi döktüm söyledim,

Azdı yaralarım şifa bulmadım,

Aşkın çilesini çekmeli gönül.

Âşık Derdi Derya yeter söyleme,

Aşkın deryasına dalıp boylama,

Coşkun sular gibi akıp çağlama,

Çağlayan göz yaşını silmeli gönül.

 

 

Eğer katre isen yetiş deryaya,

Nice alem gezer derya içinde,

Gerçek olan düşmez kuru kavgaya,

On sekiz bin alem derya içinde.

Deryanın dalgası çoktur sayılmaz,

Gerçek kaptan olan perişan olmaz,

Hikmetleri çoktur her can anlamaz,

Gemi vapur gezer derya içinde

Derdiderya çoştu yürekler yakar

Nehirler yol almış deryaya akar

Alem seyrine çıkmış da bakar

Deryalarda gezer derya içinde

 

 

Allah’ın sadık kulusun,

Yolum Hazreti Muhammet.

Sadıkların düz yolusun,

Dilim Hazreti Muhammet.

Hakk’a yakın bir delilsin,

Âşıkların cam gülüsün,

Gerçeklerin bülbülüsün,

Gülüm Hazreti Muhammet.

Kusur bende af sendedir,

Sevgi aşkın bu candadır,

Serim senin yolundadır,

Balım Hazreti Muhammet.

Yücesin şefahat kani,

Vicdanımla sevdim seni,

Erittün kül ettin beni,

Selim Hazreti Muhammet.

Derdi Derya, Şahı merdan,

Gece gündüz yandım nârdan,

Medet mürüvet yaradan,

Malüm Hazreti Muhammet.

 

Dedim kardeş zaman nasıl?

Dediler bozuktur bozuk.

Dedim alış veriş nasıl?

Dedi hep kazıktır kazık.

Dedim durmayın çalışın,

Dedi var mı senin işin?

Dedim İngiltere’ye koşun,

Dedi yazık sana yazık.

Bitmiyor artıyor bu gam,

Çevremizde dolu yamyam,

Bizi perişan etti zam,

Bağrımız eziktir ezik.

Dedim Derdi Derya’yı tanı,

Ben görmedim hani hani?

Dedim şu dünya medeni,

Dedi çok uzaktır uzak.

 

 

Horasan’da bir er geldi

İlim dolu Hacı Bektaş,

Kırkşehir’de bayram oldu.

Gerçek yollu Hacı Bektaş.

Karahüyük tekke oldu,

Çevresine erler doldu,

Melek bacı bir gül verdi,

Cem bülbülü Hacı Bektaş.

Attı postu mekan kurdu.

Gerçek olan divan durdu,

Kazan kaynar aç doyurdu,

Rahmet gölü Hacı Bektaş.

Yeniçeri ordu kurdu,

Bektaştan duvayı aldı,

Düşmanın bağrını deldi,

Bahar seli Hacı Bektaş.

Derya dökerim göz yaşı,

O dur sultanların başı,

Atatürk’ün fikir yoldaşı,

Türk’ün dili Hacı Bektaş.

 

 

Mecnunlar misali düştüm çöllere,

Çölde döne döne pervane oldum.

Gözümün yaşını döktüm yollara,

Çölde döne döne pervane oldum.

Bir yarin derdiyle çöllere düştüm,

Başıma tükenmez dertler açtım,

Pirimin elinde bir bade içtim,

Çölde döne döne pervane oldum.

Derdi Derya yolun düştü çöllere,

Garip ördek gibi daldın göllere,

Bir yar için düştüm dilden dillere,

Çölde döne döne pervane oldum.

 

 

Pamuk tarlasına uğradı yolum,

Tarlada ağanın çölde ağanın.

Kazma vura vura yoruldu kolum,

Fabrika ağanın malda ağanın.

Fakir bölük bölük olmuş geliyor,

Tarlaya dizilmiş kazma vuruyor,

Köşkünde ağalar sefa sürüyor,

Koltuklar yumşaktır balda ağanın.

Alırlar elliye satarlar yüze,

Fakir hasret kaldı bir metre beze,

Durmadan zam gelir şekere gaza,

Altını akçası pulda ağanın.

Âşık Derdi Derya çölde yanıyor,

Ağalar pamuğa fiat kuruyor.

Perişan fakir yerde yatıyor,

Taksitlere binmiş yolda ağanın.

 

 

Hakikat babını nedene açsam,

Bunun bağrı demir hem de taş derler.

Resul evladının metnini etsem,

Bu Bektaşi hem de Kızılbaş derler.

Eğer tasavvuftan biraz bahsetsem,

Hakikat yolunu ben tarif etsem,

İlimden irfandan bir haber versem,

Âşıkta eser yok kafa yok boş derler.

Âşık Derdiderya sırrın faş etme,

Huda kalbindedir yabana gitme,

Helal emeğine haramı katma,

Nefsine tapanlar ince iş derler.

 

 

Mecnun gibi düştüm çöle

Görmeye geldim sevdiğim

Göz yaşımı döktüm yola

Sormaya geldim sevdiğim

Gönül bağlarım bozulmuş

Gözümün yaşı sel olmuş

Bahçemde taze gül olmuş

Dermeye geldim sevdiğim

Bir sevdadır geldi başa

Emeklerim gitmez boşa

Dağda belde koşa koşa

Sarmaya geldim sevdiğim

Derdi Derya yürü durma

Merhamet eyle zarıma

Mansur gibi ol darına

Durmaya geldim sevdiğim

 

 

Gerçek muhabbeti beni pişirdi

Sevginin narında yandım kül oldum

Yaktı ciğerimi gözüm yaşardı

Kendimi şaşırdım ben deli oldum

Sadık cananımda bir ışık gördüm

Cemala mat oldum divanda durdum

Tefekküre daldım kendimde sordum

Turap ol dediler bende yol oldum

Gerçek kaptan oldum deryama daldım

Deryayı dolaştım kendimi buldum

Sadık dostlar dedim pervane oldum

Figana başladım akan sel oldum

Âşık Derdi Derya dostun kölesi

Tedavisi zordur cahil yarası

Zehirden acıdır bunun meyvesi

Sabır kapısında durdum lal oldum

 

Ne kadar nasihat etsen kötüye

O kişi de namus ar olmayınca

Çürümüş meyveler gelmez satıya

Yaz kıymetli olmaz kar olmayınca

Yorulma boşuna sözden anlamaz

Aslı cahildir kamili bilinmez

Ehli kamil meclisine gelemez

Nefsine hakimiyet dur olmayınca

Çorağa tohum ekme gider boşa

Rüzgarda kendini çarpıyor taşa

Ellerini yakma varken maşa

Yanar için ayva nar olmayınca

Ey dost bununla menzile varılmaz

Bozuk silahlarla hedef vurulmaz

Halden bilmeyene kıymet verilmez

Çünkü aslı temiz yar olmayınca

Âşık Derdi Derya fikrini söyler

Garip bülbül gibi ahu zar eyler

Fakirin halinden anlamaz beyler

Açık göz geçinmez kör olmayınca

 

 

Hırsa yoldaş olan zararla döner

Uymayın öfkeye aman ha aman

Hasretlik okuyla yürekler yanar

Uymayın öfkeye aman ha aman

Sözümü unutma öfkedir düşman

Sakin ol peşini bırak gel koşman

Çok geçmeden olursun pişman

Uymayın öfkeye aman ha aman

Zindana düşürür ömrün bitirir

Zahmet yaptığın yuvan yıkılır

Seni sevmeyenler düşman sevinir

Uymayın öfkeye aman ha aman

Âşık Derdi Derya öfkeyle lanet

Sabrın sonu olur sana selamet

Uyarsan öfkeye çekersin zahmet

Uymayın öfkeye aman ha aman

 

 

Söylenecek birkaç sözlerim vardır

Gelin hep beraber kardeş olalım

Hakikatı gören gözlerim vardır

Gelin hep beraber kardeş olalım

Gelin senlik benlik sözü atalım

Gerçek sözünü de candan tutalım

Tarlamıza güzel bider ekelim

Gelin hep beraber kardeş olalım

Doğru yola giden fazla yorulmaz

Zülal insanlarda leke bulunmaz

Yola gitmeyince menzil alınmaz

Gelin hep beraber kardeş olalım

Yalanı bırakın doğru söyleyin

Derdi Deryayı da yoldaş eyleyin

Haktan hayırlısı özden dileyin

Gelin hep beraber kardeş olalım

 

 

Gerçeklerin yuvasıdır

Halk evleri, halk evleri

Atatürk’ün meyvasıdır

Halk evleri halk evleri

Otuz iki de kuruldu

Kardeş bacı hep dirildi

Halk evi ismi verildi

Halk evleri halk evleri

Halk evleri kültür dolu

Kökü birdir çoktur kolu

Müzük okçu dokur halı

Halk evleri halk evleri

Bir kolu da köy odası

Çalınır davul zurnası

Halay çeker genç yavrusu

Halk evleri halk evleri

Derdi Derya sevdi özde

Cevher vardır telde sazda

Halk sevgisi çıkmaz bizde

Halk evleri halk evleri

 

Şiirler İçin Kaynak: Adana Âşıklık Geleneğinde Kayserili Bir Âşık: Âşık Derdiderya, Prof. Dr. Erman Artun, Çukurova Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyesi. ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ TÜRKOLOJİ ARAŞTIRMALARI MERKEZİ

Yorum ekle


Güvenlik kodu
Yenile