Harfların Fısıltısı Aydan Ay

Harflerin Fısıltısı

Türkiye Yazarlar Sendikası’ndan tanıdığım Aydan Ay, öylesine candan, sevgi dolu, yalın haliyle bizleri karşılar ki, bu güzel insana saygı duymamak mümkün değil.

Aydan Ay; insana değer veren, insanı insan olarak gören bir sevgi ve duygu insanı.

Geçtiğimiz günlerde Şahkulu Sultan Dergâhı’nda düzenlediğimiz Kitap Günlerine yine o güzel enerjisiyle, sevgisiyle geldi buraya da kendisiyle birlikte bir ışık getirdi.

Harflerin Fısıltısı kitabını imzalayıp vermesiyle elimin altında olan birçok kitap içinde okumak için buna öncelik vermeyi düşündüm.

Dün Sultanahmet’in sonsuz büyüsü içinde, Kaan Polatlar dostumuzla buluşmadan önce oturup kahvemi içerken başlayayım, dedim kitabı okumaya. Esirler dünyasında, bu mümkün mü? Telefon üstüne telefon…

Yirmi beş yıldır nerede bizde uyku? Bu sabaha yakın yine kalktım. Dedim ki bakalım bu değerli, can yazarımız neler kaleme almış…

Teker teker tüm yazıları okudum. Her bir yazısı bir öz, bir büyük dünyanın en güzel dizelerle aktarılması hali.

Harflerin Fısıltısı aynen isminde de olduğu gibi harflerin, kelimelerin büyüsüyle yazılan yazın dünyamıza ilişkin denemelerden oluşuyor.

Tüm yazılar edebiyata, düşünceye, sevgiye, dostluğa, kitaba ilişkin.

Harflerin Fısıltısı kitabında sevgili Aydan Ay’ın kaleme aldığı şu başlıklı yazılar var:

Edebiyat ve Öykü, Edebiyat ve Sonbahar, Edebiyat ve Kış, Edebiyat ve İlkbahar, Edebiyat ve Yaz, Edebiyat ve Salgın, Edebiyat Ruhu İsyan ve Direniştir, Edebiyat ve Haydarpaşa Garı, Edebiyat ve Köpek Sevgisi, Şapkası Çiçekle Dolu Şair Cemal Süreya, Mizahın Ulu Çınarı: Aziz Nesin, Yaşamımda Hep Eksik, Ama Eksilmeyen Anılar, Meksikalı Bir Eskimo / Behzat Ay, Cemal Süreyya Kaleminden Behzat Ay, Behzat Ay’ın Sonsuzluğa Gidişi, Edip Cansever, İlhami Bekir Tez, Tezer Özlü, Evet Bakıyorlar, Hayır Deyorlar Özdemir Asaf, Yarım Kalmış Türkü: Sevgi Soysal, Benim Hikâyem Ülkemizde Neler Oluyor Neler.

Tüm yazılar edebiyat yazıları, edebiyatla ilgili yazılar.

Olaylar, olgular, kişiler, anılar, acılar, gizler, öyküler…

Evet, bizlere dağların kışını, baharın sesini, yalnızlığın türküsünü, haykıran yürekleri fısıldıyor harfler.  Hem de ne güzel, ne yalın, ne bilgi yüklü bir şekilde.

Ben bu kitabı gerçekten çok sevdim. Bilmediğim şeyleri öğrenirken, şiirsel bir anlatımla nice nice anıları da okumuş oldum.

Edebiyatın gücü, Aydan Ay’ın kaleminin sürükleyiciliği, diyorum bu kitap için.

Emeği, bilinci, duyguları, sevgileri var olsun çok sevgili yazarımızın.

Saygı ve muhabbetlerimi sunuyorum.

Ayhan Aydın

22 Ekim 2025

 

Harflerin Fısıltısı, Aydan Ay, Denemeler, artshop, Eylül 2025, İstanbul

Kitaptan Birkaç Alıntı

“Esrarlı bir hareketsizlik vardı; buz kaplı ormanda tek bir soluk bile yoktu; dış âlemin soğuğu ve sessizliği doğanın kalbini dondurmuş, titreyen dudaklarını kıpırtısız bırakmıştı.” (Jack London’un “Beyaz Sessizlik” kitabından) (Sayfa: 22)

Yapıtlarıyla özellikle de Başkaldıran İnsan’la 68 gençliğine ışık tutmuş yazarların başında gelir Camus… “Kimdir başkaldıran insan?” diye sorar Camus, “Hayır diyen biri,” diye devam eder. (Sayfa: 50)

“Kar şiddetli yağıyor. Sürekli bakıyorum. Torosları düşünüyorum. Torosların karlı görümünü son olarak kırk yıl önce görmüş, yaşamıştım. On beş yaşındaydım. Parasız yatılı okuduğumuz Adana’nın bahçe ilçesine bağlı (o zaman) Düziçi Köy Enstitüsü’nden, bir haftalık yarıyıl dinlencesinde trenle yola çıkmış, Mersin’e gelmiştik. Sonra, Mersin’den, yirmi kadar arkadaş Toroslara vurmuştuk yaya… Akıl almaz şey! Elli kilometre uzaktaki köyümüze gidiyoruz. Yirmi kilometre sonra kar başladı. Bir süre sonra yağan kar diz boyunu geçti. Birerli kolda yürüyoruz. Gece bastırdı. Kurt, çakal sesleri yakından geliyor… O yabanıl hayvanlar saldırırlarsa, biz de onlara saldıracağız, hep birlikte. Böyle bir yolculuk… Çok yoruluyoruz karı yararak yürümekten. Hele içimizden birinin ağlamasını, bir büyük sınıftaki ağabeyinin ona, “Behzat gibi olamıyorsun (yaşım ve boyum küçük olduğundan), mızmız herif! Demesini hatırlıyorum. (Meksikalı Bir Eskimo / Behzat Ay yazısı. Sayfa: 82-83)

 

Öksüz, yetim, kimsesiz bir çocuk olarak büyüyen, içinde sürekli bir ev ve yuva özlemi taşıyan; yalnızlığını edebiyata, sanata, şiire dönüştüren bir yazardır İlhami Bekir Tez. Evliliği, baba olması bile ne yazık ki yalnızlığını değiştiremez; hepsi ayrılık ve hüsranla sona erer.

O derin yetimlik ve yalnızlığını, öğretmenlik mesleğinde telafi etmeye çalışan İlhami Bekir, içindeki çocuk sevgisini dizelere dökerek çocuk şiirleri yazar ve onları kitaplaştırır. (1928) Nazım Hikmet’le birlikte yazdıkları Mavi Kitap da çocuk şiirleri ve çocuk öykülerini içeren özgün bir çalışmadır. (1930) (Sayfa: 94-95)