2012 YILI TOPLU ETKİNLİKLERİ

2012 YILI TOPLU ETKİNLİKLERİ

 

EKİN İDİK OLDUK HARMAN

Geleneği Yaşatanlar

–       Etkinlikler-

AYHAN AYDIN

 

  • Topçu Baba Anma Etkinliği...
  • Geleneksel Abdal Musa Anma Etkinlikleri Yapıldı...
  • ALİ NAKİ HORASANİ - BİR TÜRKMEN ÖNCÜSÜNÜ KAYBETTİK...
  • 5. Seyyid Garip Musa Anma Etkinlikleri Yapıldı...
  • Sivas’ta Alevilik ve Ali Baba Sultan Paneli...
  • 19. Yılında Sivas Şehitleri Anıldı...
  • Seyyid Ali Sultan’ın Diyarında Batı Trakya’da Tarihi Seçek Etkinlikleri Yapıldı: BU SEVDA BİTMEZ...

Ahmet Buçuk Dede’yle Söyleşi

 

Sevgili Dostlar; 22 yıldır, Yolumuza hizmet etmeye çalışan birisi olarak, tüm imkansızlıklara rağmen bir şeyler üretmeyi bir görev bilerek koşuşturmaya devam ediyorum. Tümüyle kendi olanaklarımla gerçekleştirdiğim gezilerdeki gözlerimi haber şeklinde sizlerle paylaşıyorum.

Muhabbetle.

Ayhan Aydın

Topçu Baba Anma Etkinliği...

Her yıl geleneksel olarak düzenlenen Topçu Baba’yı Anma Etkinliklerinin 16.’sı bu sene, 9 Haziran 2012 Cumartesi günü Kırklareli Kofçaz İlçesi Topçular Köyü’ndeki Topçu Baba Türbesi alanındaki mesire yerinde yapıldı. Yaklaşık beş bin kişinin katıldığı etkinliğe Kırklareli Valisi Mustafa Yaman, Kırklareli Milletvekili Şenol Gürşan, Belediye Başkanları, Kaymakamlar, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, inanç önderleri olan; dede, baba ve dervişler, ozanlar, yerel sanatçılar da katıldılar.

Yörenin inanç önderi olan Hasan Yıldız Halifebaba’nın okuduğu gülbenkle yapılan açılıştan sonra, konuşmalar yapıldı, deyişler söylendi, semahlar dönüldü.

Halk Müziğinin özgün sesleri Fevzi Kurtuluş ve Hüseyin Yaltırık’ın da sahne aldıkları Etkinlikte TRT, CEM Tv., ve Hayat Tv. de çekimler ve söyleşiler yaptı.

Etkinliğe katılan Araştırmacı Yazar Av. Şakir Keçeli de Alevi-Bektaşi İslam inancının değerleri konusunda bilgilendirici bir konuşma yaptı.

Rumeli’yi fetheden “Kırklar”dan olduğuna inanılan, adına düzenlenen etkinlikle Trakya’daki Alevi – Bektaşi inanç guruplarının tümünü bir araya getiren, adına yüzlerce kurban tığlanan Topçu Baba’nın huzurunda onun aşkıyla bir araya gelen canlar; bir başka etkinlikle buluşmak dileğiyle kucaklaşarak birbirlerinden ayrıldılar.

 

Bu arada bir acı haber de katılımcılarla paylaşıldı.

 

Davut Kandemir Baba Hakk’a Yürüdü...

 

“Şah Bedreddin” Yolu’ndan, günümüzün en önemli Bedreddini (Gülşeni) inanç önderlerinden Davut Kandemir Baba, 3 Haziran 2012 Pazar günü Hakk’a yürümüştür. Bir gün evinde misafir kalan Baba Sultan, 4 Haziran 2012 Pazartesi günü ailesinin, sevenlerinin, Bedreddini dede ve babalarının omuzları üzerinde son istirahatgahı olan Kırklareli merkez Koruköy Mezarlığı’na defnedilmiştir. Menzili mübarek olsun, Hakk rahmet eylesin, hizmetleri kabulu makbul olsun...

 

Geleneksel Abdal Musa Anma Etkinlikleri Yapıldı...

7. Uluslararası, 28. Ulusal Abdal Musa Sultanı Anma Etkinlikleri; 21/24 Haziran tarihleri arasında Antalya’nın Elmalı İlçesi Tekke Köyü’nde,  Pir Abdal Musa Sultan’ın huzurunda binlerce kişinin katılımıyla yapıldı.

22 Haziran Cuma günü yoğun bir şekilde yurdun dört bir tarafından otobüs kafileleriyle Tekke Köyü’ne gelen ziyaretçilerin bir kısmı  sabah saatlerinde Uçar Suyu, diğer bir kısmı ve aynı zamanda büyük bir Alevi-Bektaşi ozan olan ve Abdal Musa’nın inanç ve düşünce sistemini yayan Kaygusuz Abdal’ın da türbesinin içinde bulunduğu Abdal Musa’nın Türbesi, Budala Sultan Türbesi ve Dur Dağı ziyaretlerini yaptılar.

Öğleden sonra; Anayasa ve Alevilerin Sorunları isimli panelde; Yrd. Doç. Dr. Atilla Erden, Eski Milletvekili Kamil Ateşoğulları, Hüseyin Yıldırım konuşmacı olarak yer aldılar.

Akşam ise anfi tiyatroyu dolduranlar halk ozanlarının ve sanatçıların özellikle deyişleri seslendirmelerini büyük bir ilgiyle dinlendiler.

23 Haziran Cumartesi günü ise yoğun bir gün insanları bekliyordu; Bir yandan kurban kesenler, adaklarını yerine getirmek isteyenler, bir yandan farklı kurumların yürüttükleri cemler (nedense bir türlü hepsi ortak cem yapamıyorlar), Araştırmacı Yazar Cemal Canpolat’ın ilgiyle karşılanan kitap imzalaması, üst üste iki panel, etkinliklerin resmi açılışı...

Tümü yoğun ilgiyle ve başarıyla yapıldı.

Kültür Merkezi’nde; Mehmet Boy’un yönettiği Araştırmacı Yazar Ali Aksüt ve Araştırmacı Yazar Cemal Canpolat’ın katıldıkları Abdal Musa’nın Tarihsel Kimliği ve Abdal Musa Çevresinde Yayılan Alevi İnanç Coğrafyası, paneline ilgi çok büyüktü.

Ali Aksüt Abdal Musa’nın tarihsel kişiliği, adına yürütelen cemler, Anadolu coğrafyasında etkileri üzerinde dururken, Cemal Canpolat daha çok Abdal Musa’nın Dergahıyla birlikte çevresini etkilemesi, onunla birlikte Balkanlar’a uzanan Alevi-Bektaşi İslam anlayışının Osmanlı’nın kuruluşundaki rolü, sonrasında bundan dönülünce yaşananlar, Aleviler üzerinde oynanan oyunlar, bugüne gelişi irdeleyen ve büyük beğeni toplayan önemli bir konuşma yaptı. Yoğun ilgiyle birlikte sorulan soruları yanıtlayan Cemal Canpolat Kaygusuz Abdal’larla, Kızıldeli (Seyyid) Ali Sultanlar’lar, Demir Babalarla, Otman Babalarla, Sersem Ali Dedebabalarla Balkanların kapılarını Osmanlılara, Türklere açan Alevi Bektaşi dede ve babalarının yaktıkları ışığın bugün de yanmaya devam ettiği ama bu ışığı sündürmek isteyenlerin aslında Türkiye’nin geleceğini yok etmek istediklerini, Osmanlı Arşiv Belgeleri’nin dünyanın güvenilir belgeleri içinde yer aldığını, burada Osmanlı’nın nasıl Alevi kıyımına giriştiğini kendi resmi kayıtlarıyla ortaya koyduğunu, dile getirirerek, bugün bu zihniyeti devam ettirmek isteyenlere karşı birlik ve beraberlik içinde olmamız gerekir, şeklinde konuştu.

İkinci Panel’de ise Günümüzdeki Sorunlar’a ilişkin görüşler paylaşıldı.

Yine Mehmet Boy’un yönettiği panelde Eski Milletvekili Eğitimci Ayşe Gürocak, Araştırmacı Yazar Yayıncı (Yurt Gazetesi Yayın Yönetmeni) Merdan Yanardağ, Şahkulu Sultan Dergahı Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Av. Mehmet Tural birer konuşma yaptılar. Yapılan konuşmalarda günümüz iktidarının gerek eğitimde, gerek diğer alanlarda çağdaşlığı hedef alan tutum ve davranışlarıyla her geçen gün insanların hayatlarına müdahale ettiklerini söylediler. Ayşe Gürocak: 4+4+4 sisteminin vereceği zararlardan, Merdan Yanardağ Suriye dahil hükümetin ülkeyi kaosa sürekleyen yanlış politikalarından, Av. Mehmet Turan ülkenin ve Alevilerin yaşadıkları problemlerden bahsettiler.

Bu arada Kültür Merkezi, Cem Salonu’nda Cem Vakfı Dedeleri cem yürüttüler.

Akşam Etkinliklerin resmi açılışı saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla açıldı. Yörenin inanç önderi Hüseyin Eriş Halifebaba’nın hayır duasından sonra konuşmalar yapıldı: Muhtar Mustafa Çalhan, Dernek Başkanı Ali Eriş, Alevi Vakıfları Federasyonu 2. Başkanı İsmail Saçlı, Alevi Dernekler Federasyonu Başkanı Hüsniye Takmaz, Alevi Bektaşi Federasyonu Adına Engin Gündük, Elmalı Belediye Başkanı Hüseyin Altıntaş birer konuşma yaptılar.

Alevi örgüt temsilcileri, Alevilerin yaşadıkları sorunları sıralarken, artık susmayacaklarını, 2 Temmuz’da Sivas’ta olacaklarını, birlikte hareket edeceklerini, dile getirdiler.

Semah guruplarının da yer aldığı akşamki programda Cemal Kayhan Dede, Aynur Haşhaş, Yavuz Top gibi sanatçılar sahne aldılar.

24 Haziran Pazar günü ise türbeye niyaz yapıldıktan sonra köy dışından gelenler vedalaşarak, bir başka etkinlikte buluşmak dileğiyle, köyden ayrıldılar.

 

ALİ NAKİ HORASANİ

BİR TÜRKMEN ÖNCÜSÜNÜ KAYBETTİK...

Tüm ömrü boyunca; Horasan erenlerinin günümüzdeki bir temsilcisi olarak Alevi-Bektaşi inanç ve kültür dünyasının renkli bir siması olarak Balkanlar’ın zengin dünyasını başta Türkiye olmak üzere Avrupa’ya tanıtmayı, Türk kültürünün zenginliklerini, Türk dilinin yaşamasını ve Alevi-Bektaşi İslam inancının değerlerinin yaşamasının mücadelesini veren büyük dedelerimizden birisi olan Ali Naki Horasani, 25 Haziran Pazartesi günü saat: 22.30’da Kosova Jakovo’da Hakk’a yürümüştür. Ruhu şad olsun.

Kosova Prizren’de 1928 yılında doğan Ali Naki Horasani liseye kadar eğitimini tamamladıktan sonra çok çeşitli işlerde çalışmıştır. Bu arada bir dönem hayat mücadelesini Türkiye’de de sürdüren Ali Naki Horasani çok küçük yaşlardan beri Alevi inanç dünyasının içinde olmuştur. En son Jakovo Bektaşi Dergahı’na bağlanan ve burada hizmet yürütmeyi sürdüren Alevi Dedesi Ali Naki Horasani, Balkanlar’daki Alevi Bektaşi varlığının gün yüzüne çıkması, haklarının savunulması için büyük mücadele vermiş, bu konudaki Türkiye’de, Balkanlar’da, Avrupa ülkelerinde sayısız toplantıya katılıp konuşmalar yapmıştır.

Özellikle Cem Vakfı tarafından düzenlenen tüm İnanç Önderleri toplantılarına katılan Ali Naki Horasani, başta Kosova olmak üzere Balkanlar’daki inanç önderi olan dede, baba, dervişleri bir araya getirip sorunlarının çözümü, birlik ve bareberlik için yoğun çabalarından dolayı tüm Alevi Bektaşi kurum ve kuruluşlarının takdirini kazanmıştır.

Eşi Seylan Ana’yla birlikte Ester, Canan, Hasan Ali isimli üç çocuğu olan Ali Naki Horasani’nin naşı Jakova Alevi-Bektaşi Dergahı’nda bugün (Salı) saat: 13.00’deki merasimden sonra kendi evinin önündeki türbesinde defnedilecektir. Tüm sevenlerinin, ailesinin, Alevi-Bektaşi, Türk dünyasının başı sağolsun...

 

5. Seyyid Garip Musa Anma Etkinlikleri Yapıldı...

Anadolu’nun ulu pirlerinden ve Hacı Bektaş Veli’nin amcasının oğlu olduğu söylenen kendi adıyla bilinen büyük bir Alevi ocağının isim önderi olan Seyyid Garip Musa, Sivas’ın Divriği İlçesi Güneş köyü Alan Mezrası’daki türbesinin de bulunduğu alanda, 30 Haziran Cumartesi günü yolundan gidenlerce büyük bir sevgi, saygı, hürmetle anıldı.

Dört yıl önce Hakk’a yürüyen ve günümüzün en önemli dedelerinden birisi olarak kabul edilen Musa Karakaş başta olmak üzere bu yola gönül verenlerin büyük emekleri sonucunda “kuş uçmaz kervan geçmez” bir tepelik alanda bulunan türbesi onarılan, “İboş Dede Cemevi”, tuvatleri, çevre düzenlemesi ve ana karayolunun da bulunduğu Höbek Köyü’nden itibaren 14 km. Yolu yapılan, tören alanını dolduran yüzlerce kişi içinde yakın köylerden gelenler olduğu kadar farklı illerden etkinliğe katılanlar da vardı.

Ankara Tuzluçayır’da merkezi bulunan Seyyid Garip Musa Kültür Derneği’nin organize ettiği Etkinlikte; zakirliğini aynı zamanda Yellice’li Şeyh Şazeli Ocağı’ndan Muhsin Aygün’ün yaptığı Koca Leşker Evlatları’ndan Bektaş Yücer Dede’nin yürüttüğü kısa bir cem yapıldı. Cemde kurbanlık koyunlara duaları verildi. Halk Seyyid Garip Musa ve oğlu Mehmet Güneş’in mezarlarının bulunduğu türbeyi ziyaret etti.

Belleklerdeki deyişleri seslendiren Mehmet Kunda, Karani, Ahmet Kaya gibi sanatçı ve ozanların sahne alışından ve yenilen lokmalardan sonra halk saat 17.00’de büyük bir aşk halinde dağıldı.

 

YİNE GELİRİM

 

Garip Musa garip koymam yurdumu

Akan sele karışır da gelirim

Ecel gelip benden can talep etse

Azrail'den izin alır gelirim

 

Hikmetinden sual olmaz ganiyim

Sorarlarsa Yaradan'ın kuluyum

Ulu Ardıcın düşen kuru dalıyım

Ben bağbanı bırakır da gelirim

 

Kurtlar düşse sinemdeki yarama

Yemin ettim garip koymam ahdıma

Aklar düşse başımdaki saçlara

Çarık giyer aşar dağlar gelirim

 

Bana derler sil gözünün yaşını

Sık dikseler bedenime dikişi

Derman olmaz çıkamazsam yokuşu

Dikenlerden tuta tuta gelirim

 

Garip Musa yurdu garip derlerse

Bir dost gelir seni benden sorarsa

Muzaffer'i sinesine sararsa

Bulutlara karışır da gelirim

 

Muzaffer ERSOY

 

Sivas’ta Alevilik ve Ali Baba Sultan Paneli...

 

1 Temmuz 2012 Pazar günü CEM Vakfı Sivas Şubesi Ali Baba Cemevi’nde “Sivas’ta Alevilik ve Ali Baba Sultan Paneli” yapıldı.

Araştırmacı Yazar Ali Kenanoğlu, Babanzade Tahir Aslandaş Dede, Ulaş Eski Belediye Başkanı Hüseyin Gürkanat’ın konuşmacı olarak katıldıkları paneli Gazeteci Ayhan Aydın yönetti.

Aynı zamanda Hubyar Sultan Ocağı dedelerinden olan Ali Kenanoğlu Sivas’taki Alevi yerleşimi üzerine Alevi inancının değerleri konusunda bilgi verirken, Hüseyin Gürkanat Osmanlı’nın Alevilere bakışı, Sivas’ta Alevilerin yaşadıkları baskılara değindi. Aynı zamanda Ali Baba Sultan Kültür Derneği Başkanı olan Tahir Aslandaş ise elindeki belgelere dayanarak Ali Baba Sultan Ocağı (Dergahı-Zaviyesi) hakkında detaylı bilgiler sundu.

Tarihte Pir Sultan Abdal’ın müsahibi olarak bilinen, 16. yüzyılda yaşadığı Osmanlı Arşiv belgelerinden anlaşılan, zamanında çok önemli bir vakfiyenin kurulmasına öncülük etmiş olan Ali Baba Sultan’dan sonra Ali Baba Sultan Dergahı (Zaviyesi)’yle ilgili gelişmeleri, dergahın başına gelenleri, bu dergahtan sürgün olarak giden (kendi dedeleri dahil) “Tekkeşinzadeler”in durumunu ayrıntılarıyla anlatan Tahir Aslandaş, ismi değiştirilen, mezarları tahrip edilen, tuzlaları yağmalanan, büyük bir mahalleye ismi verilmesine rağmen bu ismin bile değiştirilmek istendiği Ali Baba Sultan’ın mirasına sahip çıkılması konusunda herkesten yardım beklediklerini özellikle vurguladı.

Sorulan sorular üzerine Gazeteci Ayhan Aydın, her ocağın, her dergahın maddi – manevi varlığının yaşatılması konusunda aynı duyarlılığa sahip olduğunu, tüm yöre cemlerinin, semahlarının, nefeslerinin korunması ve yaşatılmasının Aleviliğin-Bektaşiliğin olmazsa olmazlarından olduğunu, bu konuda tüm kurumlara görev düştüğünü söyledi.

Panelden sonra; Ayhan Aydın, Tahir Aslandaş Dede’yle birlikte Ali Baba Sultan Dergahı’ndan geri kalan mirası görmek için gezi yaptı.

Şimdi ismi Susamışlar Konağı olarak değiştirilen Ali Baba Sultan Konağı, Ali Baba ismiyle anılan 1909’da yapıldığı söylenen camii ve içindeki Ali Baba Sultan Türbesi ve Hafik’deki Ali Baba Sultan’ın çıkardığı söylenen “Sultan Suyu” ziyaretleri yapıldı.

(Tahir Aslandaş Dede’yle, Ali Baba Sultan Dergah (Ocak), yaşananlar, cemler vb. hakkında çok detaylı bir söyleşi yapılmış olup, CEM Vakfı internet sitesinde yayınlanacaktır.)

 

 

19. Yılında Sivas Şehitleri Anıldı...

 

19 yıl önce 2 Temmuz 1993’de gericiler tarafından ateşe verilen Madımak Oteli’nde hayatlarını kaybeden 33 aydın ve 2 otel görevlisi 35 can, 2 Temmuz’da başta Sivas olmak üzere yurdun dört bir tarafında yapılan etkinliklerle anıldı.

Başta Ankara ve İstanbul’daki anma etkinliklerine binlerce insan katılırken, Sivas’taki anmaya yaklaşık kırk bin kişi katıldı. İlk önce Sivas Valiliğinin izin vermemesine rağmen CHP milletvekillerinin araya girmesi sonucu izin alınarak Madımak önüne kadar, konulan barikatların kaldırılmasıyla bir sel gibi yurdun dört bir tarafından gelen katılımcılar ellerinde karanfiller ve Sivas Şehitleri’nin fotoğraflarıyla, 19 yıl sonra tekrar yüreklerde yanmaya devam eden yangını söndürmek için alana geldiler.

Sivas’da yakılarak katledilen canlarımızın adları sıralanırken; hep bir ağızdan “BURDA” diye onbinler haykırdı.

Alevi Bektaşi kurum ve kuruluş temsilcilerinin; Sivas’ın ışığının sönmeyeceği, insanlık kıyımında zaman aşımı kavramının tanımadıklarını, bu ülkenin asli unsurları olarak hiç bir yere gitmeyeceklerini, Aleviler olarak laik, demokratik, bağımsız bir Türkiye istediklerini, bugünkü iktidarın baskı ve diktatörlük yönetimine ülkeyi sürüklediğini söyledikleri konuşmalarından sonra, solun tüm renklerinin yer aldığı, istisnasız tüm Alevi Bektaşi kurum ve kuruluşlarından gelenlerin bulunduğu kalabalık çok büyük bir olgunlukla; gericiliğe, baskıya ve zulme karşı sloganlar atarak sessizce dağıldılar.

Sivas Şehitleri’ni anma etkinliklerine CHP milletvekilleri, tüm Alevi Bektaşi kurum ve kuruluş temsilcileri, bu arada Alevi Vakıfları Federasyonu’na bağlı CEM Vakfı’ndan Genel Başkan Yardımcısı Cemal Canpolat, AVF Başkan Yardımcısı, Kartal Cemevi Başkanı İsmail Saçlı, Alevi Dernekleri Federasyonu Başkanı Hüsniye Takmaz, federasyonlara bağlı birçok kurum başkanı – temsilcisi ve CEM Vakfı Şube başkanları, inanç önderleri, sanatçılar, aydınlar, çeşitli siyasi parti temsilcileri katıldılar.

Bu olayın bir insanlık olayı olduğunu yıllardır vurgulayan, olaya insan hakları meselesi ekseninde bakan ve Alevi-Sünni sorunu olgusunun ötesinde meseleyi değerlendiren Alevi Vakıfları Federasyonu Onursal Başkanı Prof. Dr. İzzettin Doğan’ın her yıl olduğu gibi televizyonlarda yaptığı konuşmalar büyük beğeni topladı.

Anma Etkinliği boyunca Cem Tv., Yol Tv., Barış Tv., Tv. 10. Canlı Yayınlar yaptılar.

 

Seyyid Ali Sultan’ın Diyarında Batı Trakya’da

Tarihi Seçek Etkinlikleri Yapıldı

BU SEVDA BİTMEZ...

 

Erenlerin nefesleriyle yıkanmış ata yadigarı Yunanistan Batı Trakya topraklarımızda binlerce insanı bir araya getiren “Tarihi Seçek Yağlı Güreşleri ve Kültürel Etkinlikleri”, 13-15 Temmuz 2012 tarihleri arasında Hebil Köy ve Seçek Yaylası’nda büyük bir coşku içinde yapıldı. “Seçek” Azınlık Eğitim ve Kültür Derneği (1997) tarafından düzenlenen etkinliğe binlerce insan katıldı.

 

13 Temmuz Cuma şenliklerin ilk gününde Gümülcine’ye bağlı Hebilköy’de yani bu seneki Yayla Ağası Hüseyin Deli’nin köyünde etkinlikler başladı. Ağa uzak köylerden, şehirlerden gelen konuklarını ağa kıyafetiyle ve davul zurnayla evinin önünde karşıladı. Misafirlerinin tümüne köy meydanında yemekler verdi, yerel sanatçıların seslendirdikleri türküler okundu.

14 Temmuz Cumartesi günü ise Ağa, Alevi töresine göre; yörenin inanç önderi olan Mehmet Koç Dede tarafından hayır duası verildikten sonra evinden alınıp yine davul ve zurnalar eşliğinde tüm köyü dolaştı, halka şeker dağıttı. Sonra konvoy halinde Seçek Yaylası’na hareket edildi. Yayla girişinde yine halk tarafından karşılanan Yayla Ağa’sı ata bindirildi. Tören alanında halkı selamlayarak kendisi için ayrılan yere geçip, dört bir taraftan gelen misafirlerini zeybek kıyafetindeki iki yoldaşıyla birlikte ayakta karşıladı.

İlk gün çocuklar, tozkoparanlar müsabakaları yapıldı, kuzular çevrildi, yapılan futbol maçını Seyyid Ali Sultan Dergahı’nın kalbindeki köy olan  Ruşenler Köyü’nün gençleri kazanıp, kupayı Ağa’nın elinden aldılar, eğlenceler gece boyunca sürdü.

15 Temmuz Pazar günü ise,  katılımcı konukların konuşmaları, Türkiye’den ve Yunanistan’ın farklı yörelerinden gelen sanatçıların, folklorcuların sunumlarından sonra, yoğun bir katılımla büyükler yağlı güreş müsabakalarına geçildi. Türkiye’den, Bulgaristan’dan ve Yunanistan’dan yarışmalara katılan sporcular Ağa’yı oturduğu yere kadar gelip selamladıktan sonra sportmence yarıştılar. Bulgar, Türk, Yunan sporcuların yarışını konuklar büyük bir heyecanla izlediler. Bunlar içinde yeni Gümilcine başkonsolosunun ilgisi herkesinkinden fazlaydı. Ağa iki gün boyunca yoğun sıcağa rağmen iki yoldaşıyla birlikte kendisine ayrılan yerden ayrılmadı.

Etkinliğe; T.C. Gümülcine Başkonsolosu İlhan Osman Şener, SİRİZA Partisi (Diriliş-Sol İttifak) Milletvekili Ayhan Karayusuf, EVROS Milletvekili Georgios Dolios, Kozlukebir Belediye Başkanı İbrahim Şerif, Seyyid Ali Sultan Dergâhı Vakfı Başkanı Ahmet Karahüseyin, Seyyid Ali Sultan Dergahı’na bağlı yöredeki dedeler (babalar), D.E.B.  Partisi Başkanı Mustafa Aliçavuş, Gümülcine Türk Gençler Birliği Başkanı Koray Hasan, Gümülcine Belediyesinde “Eşitliğe İlk Adım” Listesi Başkanı Sibel Mustafaoğlu, Seçek Derneği Başkanı Ali Pencal,  Batı Trakya Türkleri Dayanışma Derneği Başkan Yardımcısı Adnan Apti, Kozlukebir Belediyesi  “Toplumsal Hareket” Başkanı Saadettin Şakir Hüseyin’in yanısıra binlerce soydaş katıldı. Etkinliği Rodos Rüzgarı’nın yanı sıra, birçok yayın kuruluşu gibi TRT.’de de izleyip çekipler yaptı ve etkinliği yayınladı. Etkinliğe Türkiye’den katılan Alevi Vakıfları Federasyonu üyesi CEM Vakfı Basın Halkla İlişkiler Birimi’nde çalışan Gazeteci Ayhan Aydın, Ağa’nın has misafiri olarak onun yanına oturtuldu.

650 yıldır yapıldığı söylenen Seçek Yayla Etkinlikleri ve Yağlı Güreş Yarışmaları’ndaki en önemli simge olan Ağa’nın bir Alevi, dahası “nasipli”, yola girmiş bir can olması gerekiyor. Bu şenliklerden hemen sonra, ilk perşembe günü “Yayla Bayramı” yani dergahta cem yapılması zorunlu bir gelenek. Kurbanların kesilip lokmaların hazırlandığı bu ceme yalnız ikrarlı canlar girebiliyor. Ağa’nın halk tarafından sevilen, sayılan birisi olması aranan özelliklerin başında geliyor. Ağa başta kendi köyündekiler olmak üzere, etkinliklerin masraflarını karşılıyor. Ama şimdilerde bu konuda dernek te Ağa’ya yardımcı oluyor.

 

Ahmet Buçuk Dede

(Seyyid Ali Sultan (Ocağı) Dergahı – Hebil Köy – Gümilcine- Yunanistan (1946))

 

Sevgili Dedem bize kendinizi tanıtmanızı isteyeceğim...

1946, Hebilköy doğumluyum. Hep Hebilköy’de kaldık. Dedem Ahmet Buçuk de dedelik yapmış. Dedem 1927’de vefat etti. Babam Ali Buçuk 1928-1969 arası dedelik yapmış, kendisi 1970’de vefat etti. Ben de 2004’ten beri dedelik yapıyorum. Mehmet Koç Baba (Dede) başımızdır. Biz ona bağlıyız. Bizde müsahiplik çok önemlidir. Müsasipsiz görgü olmaz. Biz dedemizden, babamızdan duyduk ki, ikrar Gadir Hum’dan kalmıştır. Gadir Hum’da müsahiplik ikrarı arandı biz bugüne kadar bunları hep aradık, uyguladık. 1. ikrar; Biatı Ridvandır: El ele – el Hakk’a geldikleri ikrardır. 2. Gadir Hum. Hz. Peyganber binlerce kişi önünde Dehmeke dehme, Rahmeke rahme, deyip Ali ile müsahip olmuştur. Babamızdan Cuma akşakları Cuma cemleri gördük. Bu cemleri yaptık ve yapmaya da uğraşıyoruz. Muharrem cemleri, nevruz cemleri, güz cemleri, ara cemleri, hizmet kurbanları oluyor. Oluyor da oluyor. “ Senede bir kurban talibin borcudur” Hatayi’nin deyişinde geçiyor. Biz bunu yapmaya çalışıyoruz. Her sene olmasa da üç dört sene de bir kurban kesiyoruz.

12 Hizmet sahiplerinden her birisi hizmetini alacağı zaman kurban keser, cemini yaptırır.

Dedelerimizden, babalarımızdan böyle gördük, uygulamaya çalışacağız. Ama şimdi kimseyi zorlayamıyoruz.

 

Şimdi ne aralıkta cem yapıyorsunuz? Yılda kaç cem yapılıyor?

“Rıza Geceleri”; cuma geceleri biz cemlerimizi yaparız. Katılmak isteyen herkes katılabilir. Kurban zorunlu değil, lokma vardır.

 

Cemi nerede yapıyorsunuz?

Siz de gördünüz. Kendi evimin altında cem odasında (evinde) yapıyoruz.

 

Hebilköy çok tarihi bir köy?

Hebilköy aslında Hebilören veya Halilören’miş. 1.5-2. km. Daha aşağıdaymış. 1700’lerde buraya 8-10 hane çok koyu Sünniler getirilip köyün başındaki “Gazi Babalar Tekkesi” yerleştirilmiş. Yolun üzerinde yerleşmişler. Canları bir nevi gözetlesinler, gibisinden İstanbul hükümeti tarafından getirilip yerleştirilmişler. Ve hocası onlar tarafından zorla, Osmanlı’nın zoruyla cenaze ve diğer hizmetleri yapmakla görevlendirilmiş, köyün içine salınmışlar. Kim ne uğraşırsa uğraşsın köyü bozamamışlar. Bir hastalık nedeniyle (suları bozuk diye) köyü terk edip, onlar buraya yerleşiyorlar. Yavaş yavaş halk Sünnileşiyor. 1800’lü yıllarda köyden birileri çıkıyor ve yeniden Aleviliği canlandırıyor. Ve nihayet bugüne kadar Sünni denilecek tek hane kalıyor. Ama gelin görün ki bugün Aleviliği ara ki bulasın!

Yapılan camiiye de gitmiyorlar, ceme de gelen az. Ezanı da okuyan parayla okuyor.

 

Ruşenlere Göçenler Çok

Seyyid Ali Sultan Dergahı’na en yakın ve onu koruyan köy olan Ruşenler’in %60-70’i buradan gitmedir. Babalar Köyü’nün belki de %80’i buradan gitmedir. Ama iki köy şimdi bambaşkadır.

 

Niçin gitmişler?

1942’lerden sonra özellikle oralar boşalınca gitmişler. Oralar daha iyi araziye sahip olduğu için oraya göçmüşler. Ama oralara başka köylerden gidenler de var. Vakıf başkanı Ahmet Karahüseyin (Seyyid Ali Sultan Koruma Heyeti Başkanı) Musacık Köyü’nden Ruşenler’e gitmiştir.

 

Seçek Yaylası-Güreşler

1353 yılında Seyyid Ali Sultan Gelibolu’dan geçerek Rumeli’ye geçince Kırklarpınarı’ndan geçiyor. Hebilköyü’nün başındaki Gaziler Tepesi’nde bir yaz kalıyor, sonra dergahın olduğu yere çekiliyor. Orayı mesken ediyor.

Seçek’in başında A(H)raçcı Yaylası ilk önce güreşler başlıyor. Rodop Etekleri 6 yıl elde edeliyor. Burada hükümet kurulmuş. Dimetoka’da başkent kuruluyor. Seyyid Ali Sultan buralarla alakalı,  O yardıma koşarmış. Seçek Yaylası bugün de Dergaha bağlıdır.

Çok uzun yıllar boyu devamlı Seyyid Ali Sultan Dergahı’na bağlı olan insanlar güreşleri, üstleniyor, sürdürüyorlar.

Babam 1901 doğumluydu; Sarpdere (Şimdi orada köy yok, Türkiye’ye taşındılar), Babalar, Dergahtakiler 1917’de Yaylayı (Panayır) Seçek Yaylası Etkinliği’ni dedeme devrediyorlar. Kendilerinin yapamayacağını söylüyorlar. Dedemin yapmasını istiyorlar. Aslında tarihine bakarsanız, 1912’de Babalar Köyü’nde oluyor, Şeker Ağa adında bir Ağa’da oluyor.

1912-1917 arasında Seçek Şenliği yapılmıyor.

1917’de Dedem Buçuk Ahmet’e devrediyorlar. Kendisine “Buçuk Dede” diyorlarmış.

1927 yılına kadar yine yapılmamış.

1927’de yine dedeme demişler. O da ben yapamam, demiş. Bu köyden on kişi topluyor. Birini Ağa koyarak, on kişiyle yapmışlar. Bir sonraki sene için yine dedem üstlenmiş. Ama 1928 yılında ömrü yetmemiş. Ama oğlu olan babam Buçuk Ali yapmış, Ağalığı. Ondan sonra 1940’a kadar devam etmiş.

II. Dünya Savaşı nedeniyle ara vermişler. 1945-1946 oluyor. Bulgar gidip, Yunan gelince 1945 Çökekli Köyü’nde (Mahalle - Tekke yakınları) Kamber Mustafa (Şimdiki Dergahın tekkenişini Müslüm Çolak’ın anası Elif Ana’nın babası) 1946 Babalar’dan Bakkal Hüseyin yapıyor.  Sonra İç Savaş oluyor yapılmıyor. 1953’e kadar Kamber Mustafa yine yapıyor. 1954 Buçuk Ali Hebilköy yapıyor. 1974 Kıbrıs Savaşı haricinde hep devam etmiştir. İşte 1997 yılında da Seçek Derneği’ni kurduk.

 

Ağa Kimdir?

Eskiden bir zengin kişi, şöhreti olan kişi çıkardı. Bir de Derhgah’a (Seyyid Ali Sultan Dergahı) gönül bağı olan kişi, her şeyi üstlenen kişi o senenin Ağası olurdu. A’dan Z’ye herşeyi üstlenirdi. Bazen dergahlar da yardım ederdi. Şimdiler de Seçek Derneği de yardım ediyor. Ama köydeki masrafları Ağalar karşılıyor. Teşkilatlanmayı, örgütlenmeyi dernek yapıyor.

 

Güreşlere kimler katılabilir?

Güreşlere herkes katılabilir. Dergah kararıyla bu oluyor. Belli bir süre içinde başvurular oluyor, herkes katılabilir. Bulgaristan’dan, Yunanistan’dan, Makedonya’dan, Türkiye’den herkes katılabilir. Ayrım yok. Eşit hak. Herkes katılabilir. Yunanlılar da, Bulgarlar da katılabilir. Kurallar var, hukuk var, kim kabiliyitliyse o kazanır.

 

Sonunda cem yapılıyormuş?

Yayla Bayramı, denir. Güreşlerden sonra bir gün, ikrarlılar arasında bir cem yapılır.

 

İkrar nedir?

İkrar amelden gelir. Özünde birşey olmadıktan sonra, söz versen neye yarar?

 

Seyyid Ali Sultan kimdir?

Seyyidlik, Hz. Peygamber’in, Hz. Ali’nin, Hz. Fatıma’nın soyundan gelir. “Pir dediler, İmam Ali’ye, Hünkar Hacı Bektaş Veli’ye... Hacı Bektaş Veli tacını verdi Kızıldeli’ye...” Seyyid Ali Sultan Hacı Bektaş Dergahı’nda yetişti, buraya geldi, Burayı irşad etti, buraları bize bıraktı.

 

Cemevi?

Ben cemevi’ne cennetevi, diyorum. Orada Ehlibeyt’in ismi anılıyor. Orası doğruluk, dürüstlük evidir, okuludur. Sazımız, sözümüz, özümüz buradadır. Cennette ne varsa, cemevinde de o vardır. Tüm varlık bu cemevlerindedir, dergahlardadır.

 

Gazi Babalar Tekkesi var?

Orada türbeler varmış tarihte, şu anda görülmüyor. Seyyid Ali Sultan’la beraber buraya gelenler varmış. Oraya Kırklar Ziyareti de denir. Tekke şimdi Bulgaristan sınırları içindedir, bir iki metre içerde kalmıştır. Kırklar Kurbanı o tekkede yapılıyormuş, Osmanlı Dönemi’nde. Yunanlılarla, Bulgarlar arasında hudut kurulunca aşağıya alınmış. Şimdi köye yakın bir yerde her sene kurban yapılır. Haziranın 10-15’i arasında bir Pazar  günü yapılır, müsait olan bir günde. Hebil Köyü’ne aittir ama çevreden de katılım olur, katılır, bütün etraf, isteyen yardım eder.

Söyleşi: Ayhan Aydın, 14 Temmuz 2012, Cuma, Hebil Köy, Gümilcine, Yunanistan