Antalya’dan, Akdeniz Uygarlığının Işıkları Yayılır Anadolu’ya;
Kafi Baba ve
Abdal Musa Anma Etkinlikleri
(1999)
AYHAN AYDIN
PÎR ABDAL MUSA
Hakk nasip eyledi, düştüm yoluna
Ziyarete geldim Pîr Abdal Musa
Sıdkile isteyen mümin kuluna
Sen ver muradını Pîr Abdal Musa
Her yıl törenine geldim de gittim
Senin dergâhında kaynadım, piştim
Gerçekler elinden bir dolu içtim
Burda âşık oldum Pîr Abdal Musa
Hani İsa, Musa, Davut, Süleyman?
Gelip gittim, boşa geçti çok zaman
Sene seksen yedi, ol vakit tamam
Açıldı dillerim Pîr Abdal Musa
Veliler, nebiler kuldan gelmişler
Gerçekleri kendisinde bulmuşlar
Kendini bilenler kâmil olmuşlar
Okuyup anladım, Pîr Abdal Musa
ÂŞIK HASGÜL yola hizmet etmeyen
Gönlünden kibirle kini atmayan
Şah Hüseyin’e gözyaşını dökmeyen
Yanamaz yüreği Pîr Abdal Musa
Rıza Hasgül
Kafi Baba Anma Etkinlikleri
Yüzlerce yıldır, Türk Kültürü’nü, Türk Töresi’ni, Türk Dili’ni, kültürel bir mozaik olan Anadolu toprağında yaşatan; Anadolu Türk Kültürü’nü, tasavvufunu yaratan Alevi/Bektaşi Ulularını anmak için yine düştüm yollara; tozlu yollara, yalçın dağların, vadilerin kıyısından uzanan uzun yollara, çayırlı çimenli, ormanlı Anadolu’mun dostu dosta kavuşturan hasretlik kokan yollarına.
Abdal Musa’nın Dergahı’nda yetiştiği söylenen ve Mısır’a giderken yolda kalan Kafi Baba’yı anmak için geldiğimiz Yuvalı Köyü’nde, görülmeye değer bir coşkuyla karşılaşıyoruz.
Finike İlçesi’ne bağlı bir Alevi Köyü olan Yuvalı’da Abdallar ve Yörükler yaşıyor.
Ali Aksüt dostumuzun hazırlayıp sunduğu 4. Kafi Baba’yı Anma Etkinliği’de bizim gibi farklı yörelerden gelen insanlarla tanışıyoruz, sohbet ediyoruz.
Türbe’nin önünde yapılan etkinliğe katılan Köy Muhtarı Ekrem Akyıldız, Milletvekili Mehmet Baysarı, Finike Kaymakamı Abdülkadir Demir, CEM Vakfı adına ben Ayhan Aydın, CEM Vakfı Antalya Şube Başkanı Prof. Dr. Oktay Dinç, Finike Belediye Başkanı Nail Dülgeroğlu birer konuşma yapıyorlar.
On bin yıllık Anadolu Uygarlığı içinde insanlık tarihine apayrı katkıları olan Akdeniz Bölgesi’nin bu tarihi mekanı içindeki bu taihi köye ilgisizlik, bakımsızlık hemen göze batıyor.
Anadolu’nun yarası sarılmalıdır, diyen Şair Şinasi Özdenoğlu geliyor aklıma.
Yeryüzüne örnek olmuş bir medeniyetin merkezinde, binlerce yıllık Türk Kültürü’nün varlığına rağmen, bu bakımsızlık gerçekten acı verici. Tarihin soluduğu bu alanda halbuki binlerce yıl önce insanlar nasıl ileri bir yaşam sürüyorlardı.
Sabahki açılıştan sonra; Elmalı Tekke Köyü Abdal Musa Dergahı’ndan gelen dostlarla beraber geziyoruz Yuvalı’yı. Gürül gürül akan bir akarsuyuyla, yemyeşil bir tabiat örtüsüyle tarihi kalıntılarıyla bizi büyüleyen bu bölgenin en büyük sorunu, kendilerine yardım elinin uzanmaması, türbenin, tarihi eserlerin ve köy alanının restore edilememesi.
Tekke Köyü Muhtarı Ali Tören, Bektaşi Babaları; Hüseyin Eriş, Mustafa Zeybek, Abdal Musa Dernek Başkanı Ayhan Ertekin, CEM Vakfı Antalya Şube Müdürü Alaattin Cömert’le köyü ve köyün tarihi alanlarını geziyoruz.
Antalya Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Antalya Şubesi’nden Sait Sönmez’in sunduğu ve sabah saatlerine kadar süren akşamki etkinlikte ise Toptaş Köyü Tahtacı Semah Ekibi ve yörenin yetiştirdiği birbirinden güzel ve değerli sanatçılar program sunuyorlar.
Antalya’da
KIZIYORUZ AKDENİZ
Düşündükçe derinleşir yaralar
Üzülerek yazıyoruz Akdeniz
Beton oldu Antalya’da yöreler
Kirleterek geziyoruz Akdeniz.
Güneş vurmuş pırıl pırıl kaynaşır
Güzel gelin gibi güler oynaşır
Kıyıları bozuk paylaşır
Haksızlığa kızıyoruz Akdeniz
Doğa güzelliği kâra dönüştü
Konyaaltı’nda beton yığın oluştu
Ülkelerden gelen bize gülüştü
Gün geçtikçe ölüyoruz Akdeniz
Nerde kaldı seni seven âşıklar
Karanlık çoğaldı yansın ışıklar
Bir gün senin için eğilir başlar
Şimdi bakıp gülüyoruz Akdeniz
Yazıcıoğlu Akdeniz’e hayranım
Seni seyredince olur bayramım
Gelecek adına yok kayıranım
Hep duygusuz kalıyor Akdeniz.
Muharrem Yazıcıoğlu
Sadece Akdeniz Bölgesi’nin değil tüm Anadolu’nun büyük şehirlerinden birisi olan Antalya tüm dünyadan insanların turist olarak gelip konaklamak, gezmek, görmek istedikleri inci güzelliğinde bir şehir.
Tabiatının sonsuz güzelliğiyle, kilometrelerce uzanan doğal parklarıyla sadece, değil büyük bir şehrin getirmiş olduğu tüm avantajları, kendi gizemini de gelen misafirlerine sunuyor, Antalya.
Anadolu’da hangi şehir var ki sadece kendi mahallerinde doğanlarıyla yaşasın.
Göç alıp vermiş tüm şehirler; Türkiye’de birbirinden.
Antalya’ya da hemen her şehrimizden insan gelip yerleşmiş.
Hoşgörülü, güzel, sevecen insanlarıyla apayrı bir zenginlik kaynağı Antalya.
Antalya’da ilk işim Yivli Minare’yi, Atatürk Anıtı’nı ziyaret etmek oluyor.
Daha sonra ise iki kere gezeceğim ve sadece Türkiye’nin değil dünyanın da önemli tarihi müzelerinden olan Antalya Müzesi’ni geziyorum. Bu müzeyi tüm insanların gezmeleri, Anadolu’muzun, Türkiye’mizin dünyanın en büyük kültür ve uygarlık merkezlerinden birisi olduğunu kendi gözleriyle hiçbir yoruma gerek kalmadan görmeleri gerekir.
Bin yıllar öncesinden bana bakıyor, Hermes, Apollon... Emsalsiz güzellikleriyle bu heykellerin bu topraklarda yaratıldığını düşündükçe, onlara dokunmak istedikçe; Anadolu’yu aydınlatan eren ve evliyaların, bilge, şair ve yazarların neden bu uygarlık öbeklerinde daha çok yerleştiklerini, daha iyi anlıyorum.
Günümüz halk ozanlığı geleneğinin en önemli temsilcilerinden Muharrem Yazıcıoğlu, şiirlerinin güzelliğine rağmen maalesef adını duyuramamış Hasan Akın ve Keskinli Aşık Haydari, bilgisi ve kültürüyle; içindeki Ehlibeyt aşkı yanında devrimci/demokrat fikirleriyle de örnek dedelerimizden İsmail Eroğlu’yla söyleşiyorum.
Türk Kültür Dünyası’nın güzel ismi Fikret Otyam’la uzun uzun sohbet edip, dertleşiyoruz. Kendisiyle yaşamını, görüş ve düşüncelerini bizimle paylaştığı uzun bir söyleşi yapıyorum.
Abdal Musa’yla ilgili yaptığı incelemelerin dışında da birçok araştırması bulunan Antalya İl Kültür Müdürü Araştırmacı/Yazar Musa Seyirci’yi mekanın da ziyaret ediyoruz.
Kendisiyle bir gün sonra Antalya Müzesi’nde bir söyleşi yapıyorum.
CEM Vakfı Antalya Şubesi yönetimiyle ziyaret ettiğimiz Antalya CHP. Büyük Şehir Belediye Başkanı Dr. Bekir Kumbul’la çok verimli bir görüşme yapıyoruz.
CEM Vakfı’nın çalışmalarını anlattığımız Kumbul’dan Antalya’nın merkezi bir yerinde bir kültür ve cem evi için arsa isteğimizi dile getiriyoruz. Bekir Kumbul bu kültüre yakın olduğunu ve elinden gelen yardımı yapma sözü veriyor.
Tahtacılar üzerine yapmış olduğu araştırmaları Cem Dergisi’nden zevkle okuduğumuz, kendisi de bir Tahtacı olan Veli Asan’la ve değerli dedemiz Murtaza Dinçer’le zengin içerikli söyleşilerle bu güzel şehrimizin yaşayan büyük değerlerinin bir kısmının da olsa görüş ve düşüncelerini almış oluyorum.
Çantamı hayli bir malzemeyle doldurduktan sonra bir gün önce Antalya’ya gelen CEM Vakfı Genel Başkanı Prof. Dr. İzzettin Doğan’la ve bize eşlik eden bir heyetle Elmalı Tekke Köyü’ne hareket ediyoruz, 4 Haziran 1999 Cuma günü.
Abdal Musa Anma Etkinlikleri
Hakk yoluna gönül verdim yürüdüm
Rehbere inandım, ikrarımı verdim
Mürşidi kâmilde musahip oldum
Şahı Merdan İmam Ali aşkına
Katı bir varlıktım şimdi eridim
Kibirden benlikten geçtim arındım
İmam Cafer Erkânı’ndan yürüdüm
Şahı Merdan İmam Ali aşkına
Mansur gibi darda boynum kesseler
Pir Sultan’ım Hakk yolunda assalar
Nesimi’yim diriyken yüzseler
Şahı Merdan İmam Ali aşkına
Zekeriya’yım destereyle biçseler
Yunus gibi ummanlara atsalar
Yusuf gibi köle diye satsalar
Şahı Merdan İmam Ali aşkına
Eyüp gibi kurtlar beni yesinler
İmam Ali gibi hançer vursunlar
İmam Hasan gibi zehir versinler
Şahı Merdan İmam Ali aşkına
Hasan Kara erkân gizli sırrına
Doksan bin evliya yüz bin pirine
Kanım aksın Şah Hüseyin’in yerine
Şahı Merdan İmam Ali aşkına
***
Abdal Musa Türbesi’nden gelirim
Budala Sultan’da ibret görürüm
Oturak Baba’dan niyaz alırım
Selam gönderdiler Hacı Bektaş’a
Kafi Baba Finike’de belledim,
Niyaz eder Mestan Şah’a gelirim
Keramet Baba’dan ilham alırım
Selam gönderdiler Hacı Bektaş’a
Uçar Su, Yeşil Göl sırrı belirsiz
Sevindik Baba’yı seven çilesiz
Hem burada hem Mısır’da Kaygusuz
Selam gönderdiler Hacı Bektaş’a
Duman Baba, Himmet Baba pir dedik
Çatal Baba, Haydar Baba er dedik
Sinan Ümmü ile Baltası Gedik
Selam gönderdiler Hacı Bektaş’a
Veli Baba Isparta’da belledim,
Şucaattin Veli’yi kalpte dinledim
Yunus ile Mevlana’ya uğradım
Selam gönderdiler Hacı Bektaş’a
İdris bile Hünkâr dedi tacından
Sarı İsmail ilham aldı yüceden
Kadıncık Ana’dan, Fatma Bacı’dan
Selam gönderdiler Hacı Bektaş’a.
Lokman Perende’yle Genç Abdal candan
Taptuk Emre, Sarı Saltuk erkândan
Hasan Dede’yle Haydar Sultan’dan
Selam gönderdiler Hacı Bektaş’a
Hacı Bayram Veli kışı yaz eden
Pir Sultan, Kul Himmet Şah’dan söz eden
Balım Sultan ile Battal Gazi’den
Selam gönderdiler Hacı Bektaş’a
Ahmet Yesevi’den bize öğütler
Teslim Abdal, Derviş Ali yiğitler
Susuz Kerbela’da yanan şehitler
Selam gönderdiler Hacı Bektaş’a
Edebali, Ali Kumral, Abdal Devran’dan
Elvan Çelebi’yle Ahi Evran’dan
Akşemsettin Pir’den Eyüp Sultan’dan
Selam gönderdiler Hacı Bektaş’a
Karaca Ahmet, Kızıldeli Veli’den
Doksan bin evliya Anadolu’dan
Ehlibeyt katar tutmuş Ali’den
Selam gönderdiler Hacı Bektaş’a
Şahkulu ile Geyikli Baba gezenler
Hakk Muhammed Ali müşkül çözenler
Sivas’taki yanan aydın, ozanlar
Selam gönderdiler Hacı Bektaş’a
Kul Hüseyin, Hüseyin Gazi savaşta
Kırklar yola çıkmış softa telaşta
Elli şehit Çorum’da yüz on Maraş’ta
Selam gönderdiler Hacı Bektaş’a
Kement ile destur Salih Niyazi
Darda ikrar alan Cemal Çelebi
Atatürk ile Hünkâr’a yaptılar niyazi
Türbesinde selam Hacı Bektaş’a.
Hasan Kara gelse Mehdi Ali’ler
Sahte dinciler zulmu yeneler
Bilip bilmediğim erler, veliler
Selam gönderdiler Hacı Bektaş’a
Hasan Kara/ Akçaeniş Köyü/ Elmalı
Milyonların haklı sevgisini kazanmış, din/dil/ırk ayırmadan 72 millete bir nazarla bakmış; Anadolu Türk Kültürü’nü ve İnancı’nı var etmiş, İslam Tasavvufunu, Anadolu’da insan sevgisi merkezli bir aşk ve sevgi denizine dönüştürerek; Türkiye Müslümanlığı’nı, Tanrı’yı insanda görmeyi, Kur’an’ı, Tanrı’nın güzel istek ve dileklerinin metni olarak, Türkçe deyişlerle beraber saz eşliğinde okumayı yeğlemiş, hoşgörüyü, yardımlaşmayı öğütlemiş, Hakk/Muhammet/Ali aşkıyla yanmış-tutuşmuş, türlü çileler çekmiş ama inancından kültüründen ödün vermemiş; Anadolu ve Rumeli Alevi/Bektaşi Ulularından Abdal Musa’yı anmak için bu sene de yine Türkiye’nin dört bir yanından binlerce insan Tekke Köyü’ne geldi.
Törenler
İlk günkü açılışta Tekke Köyü Muhtarı Ali Tören, Dernek Başkanı Ayhan Ertekin, Antalya Valisi Hüsnü Tuğlu, Elmalı Kaymakamı Muammer Sönmez, Yıldırım Aktuna, etkili konuşmalarıyla büyük alkış aldılar.
Prof. Dr. Yaşar Nuri Öztürk ise bugüne kadar savunduğu fikirlerin aksine gerçekli bir yaklaşımla Anadolu’da İslamiyet’i bu toprakların kültürel yapısına göre yorumlayan erenlerin, ataların, dedelerin önemine değindiği konuşmasında; “mermer sütunlar gibi çamurlar içinden yükselen Abdal Musa’ların, Yunus Emre’lerin” önemine değindi.
Bağnazlık yapanlara çok ağır eleştiriler yönelten Öztürk’ün konuşmasını halk dakikalarca alkışladı.
CEM Vakfı Genel Başkanı Prof. Dr. İzzettin Doğan’ın konuşması ise herkesi çok etkiledi.
Hüseyin Orhan ve Hasan Sağbilge dedelerin yürüttükleri cemin çoşkusuna katılan yüzlerce insansa aynı aşk ateşinde birleşiyor eriyorlardı.
Bu arada cezbeye kapılan bir can gözlerimizle gördüğümüz gibi oturduğu yerden uçarcasına havalanıp, Hakk/Muhammed/ Ali aşkıyla pervaneler misali dönüyordu.
Anma Etkinlikleri’ne CEM Vakfı Yönetim Kurulu Üyeleri Bayram Kaya, H. Hüseyin Erkan, CEM Vakfı Antalya Şube Başkanı Prof. Dr. Oktay Dinç, CEM Vakfı Aydın Şube Başkanı Hüseyin Ölmez, Milletvekili Mehmet Baysarı; Kutluay Erdoğan, Av. Şakir Keçeli, Ali Aksüt, Veli Asan... gibi birçok araştırmacı/yazar Haydar Ercan, Nurettin Ölmez Halife Babalar; Hüseyin Eriş Baba, Veli Akkol, Hüseyin Yalçın (Adana Hacı Bektaşi Veli Kültür Derneği Başkanı) Şıh Ali Metin, Murteza Dinçer, Haydar Demirayak... gibi onlarca dede; Hasan Tanal, halk ozanları; Hasan Şimşek, Keskinli Aşık Haydari, Rıza Hasgül, Ali Çetin (Naçari), Ozan Esrari... Kurtçebe Noyan, Prof. Ahmet Yürür, Ertuğrul Aslan, Eskişehir Hacı Bektaşi Veli Anadolu Kültür Vakfı Başkanı İrfan Çetinkaya, Rıza Sönmez gibi daha adını sayamayacağımız çok fazla değerli isim katıldı.
Cumartesi günü de Kara Yağmur Ocağı’ndan Yuvalı Köyü Dedesi Haydar Demirayak ve Yazar Abdullah Ceylan’la söyleşiyorum.
Aynı günkü etkinliklerde Hasan Şimşek, Naçari, Şıh Ali Metin, Aşık Mahzuni, Ozan Kul Derviş, Ozan Doğancan, Aşık Kederi ozan/dede/sanatçılarla; Alanya Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Semah Ekibi ve diğer gruplar ve Ferhat Tunç izleyenleri çoşturdular.
Akşam Kutluay Erdoğan’la beraber Tahtacı Ozanı Hasan Şimşek’in konuğu olarak Akçaeniş Köyü’ne gidiyoruz. Burada Hasan Demir’in evinde misafir kalıyoruz.
Aynı günkü panelden sonra bu köye gelen Ardıç Yayınları Sahibi Araştırmacı Yazar-Av. Sevgili Şakir Keçeli, Kültür Bakanlığı’nda Şube Müdürü Araştırmacı-Yazar Gülağ Öz, Araştırmacı-Yazar Baki Öz ve Yazar Ali Yaman’la karşılaşıyoruz, dünya tatlısı Hamza Tanal’ın evinde.
Sabah Tahtacı Ozanlık geleneğini sürdüren Hasan Şimşek ve Hasan Kara’yla yine çok bilgili bir Ehlibeyt Muhibbi Tahtacı Hasan Demir ve değerli ozanımız Rıza Hasgül’le söyleşi yapıyoruz.
6 Haziran Pazar günü Şahkulu Vakfı’ndan canlarla yine düşüyoruz yollara...
Ver elini İstanbul...
CEM DERGİSİ, TEMMUZ 1999
EKİN İDİK OLDUK HARMAN, AYHAN AYDIN, (ALEVİLİK BEKTAŞİLİKLE İLGİLİ HABERLER, ETKİNLİKLER, SÖYLEŞİLER, YORUMLAR, FOTOĞRAFLAR – 1992 - 2004), 2005, İstanbul, KAHRAMAN OFSET, (SAYFA: 53-59)