İZMİR’DE BÜYÜK BULUŞMA
17 Nisan 2011’de İzmir’de bir büyük buluşma yaşandı. İzmir Fuar alanı, Kültürpark Celal Atik Spor Salonu’nu gelen binlerce insan cem oldu.
Alevi Vakıflar Federasyonu Onursal Başkanı, CEM Vakfı Genel Başkanı Prof. Dr. İzzettin DOĞAN’ın tarihi konuşmasıyla taçlanan etkinlik için İzmir’in dört bir yanından Alevisiyle, Bektaşiyle, Sünnisiyle, Tahtacısıyla, Çepnisiyle Ege’nin aydınlık yüzlü insanları toplandılar.
İzmir CEM Vakfı Başkanı Av. Ali İhsan ŞAHİN’in açış konuşmasını yaptığı etkinliğe ayrıca İzmir Büyükşehir Beldiye Başkanı Aziz KOCAOĞLU, Caferi Önderlerden Selahattin Özgündüz katıldılar.
Alevi İslam Din Hizmetleri Başkanı Ali Yüce Dede ile birlikte birçok dedenin posta oturarak hizmet yürüttüklere cem insanlarımızı buluşturdu.
Bu etkinlikte bir konuşma yapan Prof. Dr. İzzettin DOĞAN, uzun yıllardan beri büyük bir sabırla Alevi İslam inancına sahip milyonlarca insanın haklarını almak için verdikleri mücadeleden bahsederek, kırmadan, dökmeden bu yolu bugünlere getirdik, davamıza sahip çıktık, tüm siyasi partilerle görüştük, bu uğurda büyük fedakarlıklarda bulunduk, ama ne yazık ki, sorunları çözmek için gerekli çalışmayı siyasi partilerde, hükümet yetkililerinde göremedik, şeklinde konuştu. Alevilerin haklarının alınmasının takipçisi olmaya devam edeceklerini söyleyen Prof. Dr. İzzettin DOĞAN, artık siyasi partiler Alevi haklarını ne kadar gözetiyorlarsa, çözüm için ne kadar samimiyseler, kendilerinin de o oranda samimi olacaklarını, kimsenin Alevileri hafife alamayacağını belirtti.
Büyük bir özveri ve mesaj yoğunluğuyla bilge bir insanın konuşmasını vakur içinde dinleyen demokrat İzmirliler, bir büyük önderden değerlendirlemeleri hafızalarına kazıdılar.
Cem Öncesi CEM Vakfı Basın Halkla İlişkiler Birimi’nden çalışma arkadaşım Dilek KARAGÖZ, İdari İşlerden Sorumlu CEM Vakfı Genel Müdür Yardımcısı Hüseyin KARAKUŞ’la birlikte bazı ziyaretlerimiz de oldu. Bayındır İlçesi Hatay Mahallesi’nde Tahtacı Türkmenlerle buluşmamız bir bayram havasında geçti. Yeşile batan ve çiçek cenneti olan Bayındır’daki bu canlar sahipsizlikten, ilgisizlikten yakındılar. Çevremizi saran bu canlardan sonra yerel giysileri içinde yaşam içindeki Tahtacı Kadını’nı ziyaret edip sohbet ettik, ceme davet ettik, onlar da bizi kırmayıp uzak yollardan ceme katıldılar.
Bir ziyaretimiz de Bademler Köyü’neydi. Bu ülkemizin örnek köyü’nde Tahtacı Derneği’nde sohbet ettiğimiz canlar ise, sizler nerelerdesiniz, nerelerde kaldınız, bizi bularda unuttunuz, nerede dedeleriniz, yazarlarınız, aydınlarınız, bizi sahipsiz koydunuz diye sitem ettiler. Karşıyaka da ise Mürşit Evi’ni gezerken hem sevindim, hem üzüldüm. Üzüldüm, bir dedeevi, dedeocağı aslında cemlerin yürüdüğü, dedelerin, aşıkların barındığı bir mekan olmalıydı ama bu artık tarihe karışmıştı. Sevindim; 2002 yılında Hakkı Saygı Baba’yla ziyaret ettiğimizde harabe halde olan bu kıymeti biçilmez büyük konak onarılmış, Türk Kültürürüne kazandırılmıştı. Yöredeki Tahtacı Türkmen Alevilerin günlük yaşamlarının, ibadetlerinin örneklerini gördüğümüz bu müze bize heyecan verdi. Ben ise Dilek Abla’ya büyük merakla şimdi sadece ve sadece bir dar sokağı kalmış, koca koca apartmanların donattığı bu kültür beşiği yerde kalan “Pir Çıkmazı” Sokağı’nı gezdirdim.
Bu arada Buca’da yüreği engin, bilgisi derin dost bir insan, candan bir hocamız Buca Eğitim Fakültesi Türkçe Bölüm Başkanı Yrd. Doç. Dr. Mehmet YARDIMCI’yı makamında ziyaret edip, sohbet ediyoruz. Aslında bizler daha başka isimlere de ulaşmak bizzat cem onları davet etmek istedik. Ama olmadı; Ali Haydar Ercan Dedebaba Anasultan’ın hasta olduğunu söyledi, Prof. Dr. Ahmet Yürür ise yurtdışındaymış, Hasan Asuman Halifababa ise oldukça hastaydı.
Sonuçta bir cem etkinliği için dört günlüğüne İzmir’e gelmiştik. Ama ben hüzünle ayrılıyorum bu sefer. Çünkü 9 yılda olumlu hemen hiçbir değişiklik olmamış buralarda. Cemevlerinin, dedelerin birbirinden kopuklukları, ilgisizlikleri, gençlerin dağınıklığı bizleri üzdü. Her yerde olduğu gibi burada da bir erime söz konusu. Yaşayanmayan bir Alevilik var, artık. Aleviler var, Alevilik var ama Yaşayanmayan bir Alevilik var. Cem, kurban, müsahiplik, yol, sorgu, görgü, dar, didar, komşu hakkı, benlikten sıyrılmak, maddiyata önem vermemek, gençlere örnek olmak, insan yetiştirmek nerelerde kaldı?
Bu dört günde dernek, vakıf, dede, yazarların, ozanların görevlerini fazlaca yerine getiremediklerini görmekten dolayı üzüldüm. Ama içinde yine de bir sevinç, İzmir çok güzel, çok büyük, çok hoş bir şehir. Bu şehirde, bu aydılık şehirde neler yapılmazki! Yeterki çalısılsın, insanların ayaklarına gidilsin, anlatılsın, sohbet edilsin, cemler kurulsun, gençlere el uzatılsın, halkımız çok yakınımızda bir adım ötemizde ama neden bizler uzak dururuz onlardan, karanlık bir tünelde ilerleriz, aydınlığı görmeyiz.
Aynı duyguları bu etkinlik için görevli olarak İzmir’e giden Süleyman Metin, Ali Kaplan ve Ali Aslan Dedelerimizle de paylaştık.
Cem Vakfı Çerkesköy Erenler Kültür ve Cemevi Açıldı
CEM Vakfı inanç mekanlarımıza bir yenisini daha ekleyerek tarihsel görevini yerine getirmeyi sürdürdüğünü bir kez daha göstermiş oldu.
8 Mayıs Pazar günü Çerkesköy Erenler Kültür ve Cemevi’nin açılış için düzenlenen törene Alevi Vakıfları Federasyonu Onursal Başkanı CEM Vakfı Genel Başkanı Prof. Dr. İzzettin Doğan, Alevi Vakıfları Federasyonu Başkanı Doğan Bermek’in de aralarında bulunduğu çok sayıda davetli katıldı. Törende Prof. Dr. İzzettin Doğan büyük ilgi toplayan bir konuşma yaptı.
Açılış törenine CEM Vakfı Yönetim Kurulu Üyeleri, CEM Vakfı Genel Merkez Yöneticileri, Şube Başkanları, İnanç Önderleri, Siyasiler ve kalabalık bir halk kitlesi katıldı.