2. Mahmut’un Zulmü Bugün Artarak Devam Ediyor…
Gözcü Baba Türbesi Çevresinde Oynanan Oyunlar
Kadim Alevi – Bektaşi inanç merkezlerinden olan ve İstanbul’daki en eski ziyaret makamlarından Kadıköy Göztepe Merdivenköy Hızır Sokak’ta bulunan Gözcübaba Türbesi alanı çevresinde oynanan oyunlar bitmiyor.
Şu anda Kültür Bakanlığı Vakıflar Genel Müdürlüğü bünyesinde görülen Gözcü Baba Haziresi (inançça kutsal olan mezarlık) sürekli devletin göz yummasıyla özünden koparılarak bir Alevi – Bektaşi inanç yapısı olmasına rağmen Sünni İslam inancına mensup yapılara devredilmiştir.
Arazisi üzerinde iki minareli büyük bir “Gözcübaba Camii” yapılmış, hazirenin bahçesine “Kız Kuran Kursu” binası dikilmiş, arazinin yanında ise, üç katlı “Camii hoca ve müezzinine ait “Lojman” “ yapılmıştır.
Haziresinde Alevi – Bektaşi ulularına; Gözcübaba, Sancaktar Baba, Mehmet Ali Hilmidede Baba’nın kabirlerinin de olduğu 9 tarihi mezarın bulunduğu, yerden bir metre yüksekte, demir korunaklarla çevrilmiş bu tüm İstanbul tarihi için önemli hazirenin dışında ise yaklaşık 30 çam ağacı bulunmaktadır.
Zamanında Şahkulu Sultan Dergâhı son postnişini Mehmet Ali Hilmi Dedebaba’nın (1842-1907) bizzat kendisi tarafından dikilen ağaçların da bulunduğu bu geniş arazi Şahkulu Sultan Dergâhı kültür dairesi içinde bulunan kadim bir Alevi – Bektaşi inanç merkezi iken zaman içinde işgal edilmiş, ilgisiz insanların eline geçmiştir.
Vakıflar Genel Müdürlüğü; 1079 ada, 112 parsel sayılı, 3029 m² yüzölçümlü, “üzerinde türbeler bulunan tarla” diye nitelendirilen taşınmazın Kültür Bakanlığı Vakıflar Bölge Müdürlüğü tüm arazinin kullanılmasının Diyanet İşleri Başkanlığı’nca “Gözcübaba Camii Külliyesi ve Kur’an Kursu Olarak Kullanılması” 5737 sayılı Vakıflar Kanunu’nun 16. Maddesi ve 4 no’lu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin 699. Maddesinin (a) bendi gereğince 05.09. 2022 ve 429/407 sayılı Vakıflar Meclis Kararıyla uygun görülmüş.
Bugün ise, Kadıköy Belediyesi’nin kesin tetkik etmemesi, Alevi – Bektaşi Camiası yok sayılarak ve tüm dünya insanlığının temel insanı değerlerini yerle bir edilircesine dozerler bu kadim tarihi alana girmiş, inşaat çalışması başlatılmıştır.
Burada sadece Alevi –Bektaşi kültür dünyasının değil, tüm İstanbul’un, tüm Kadıköy’ün , Türkiye’nin tarihi ve kültürel, doğal mirası yok edilmek istenmektedir.
Bu durum asla kabul edilemez.
1826 yılında Bektaşi Tekkelerini yok edip, arazilerini çeşitli tarikatlara dağıtan Osmanlı kafasının yerini bugünkü işgalci kafa almış, sözde Alevilere bir takım haklar verilir görünürken, aynı tarikatçı kafasıyla Alevi – Bektaşi kadim mabetleri adım adım işgal edilmektedir.
Tüm Türkiye kamuoyuna bu işgal, bu hukuksuzluk, bu ahlaksızlık, bu vicdanlık duyurulmalı, bir an önce Diyanet İşleri Başkanlığı dozerlerini kutsal mekânlarımızdan derhal çekmelidir.
Olayın toplumsal bir gerginliğe dönüşmemesi için; bu kadim tarihi alanın olduğu gibi bırakılması gerekir.
Camii imamının “biz oraya lojman yapacağız, eskiler bize yetmiyor” demesi doğruyla, Diyanet İşleri milyarlarca liralık bütçesinden para ayırarak başka binalarda bu imamların lojman ihtiyaçlarını giderebilir.
Buradaki amaç Alevi – Bektaşi kültür varlığını yok etmek, ziyaretçileri engellemek, asırlarca devam eden asimilasyon çalışmalarını sürdürmektir.
Tüm basın, yayın organlarını, Alevi – Bektaşi kurum ve kuruluşlarını, Alevi – Bektaşi camiasını, tarihine – çevresine duyarlı tüm Türk halkını duyarlı olmaya çağırıyoruz.
Gerekli adımlar atılacak, her türlü tehdit, baskı, sindirme gayreti halkın sağduyusuyla bertaraf edilecektir.
Sevgi, saygı ve muhabbetlerimle…
Ayhan Aydın
19 Ocak 2025