İnanç Önderleri Çalışmaları
Sevgili Dostlar, geniş Alevi/Bektaşi kamuyonca bilindiği gibi ben on yılı aşkındır CEM Vakfı’nda görevli çalışan birisiyim. Ama bu çalışma gerçekten sıradan bir çalışma değildir. Bugüne kadar bir çok şey yapmaya çalıştığım ve değişik birimlerinde bulunduğum Vakıfta uğraş verdiğim özellikle bir alan vardı ki açıkcası benim de tüm yaşamımı etkileyen bir çalışma trafiği içinde oldum. Bu, Vakfa girmeden önce de büyük ilgi duyduğum ve çalışmalarım olan bir alandı; Alevi/Bektaşi İnanç yapısı, inanç merkezleri ve inanç önderleri konusu.
Dede ve baba dediğimiz ve bu inancın temel direkleri, değerleri olan insanlar ve bunlardan ayrı düşünülemeyecek halk ozanları ve bu insanları var eden ana çevre, ocaklar, dergahlar, inanç merkezleri, İnanç önderi kimliğinde olan bu insanların yapısı meselesi en çok uğraştığım işlerden birisiydi.
Gerçekten bu insanlar kimlerdi, nasıl yaşıyorlardı, kimliklerini nasıl kazanıyorlardı, bugüne kadar bu geleneği nasıl getirmeyi başarmışlardı, atalarından aldıkları mirası yaşatabiliyorlar mıydı, şu anda ne haldeydiler, ne düşünüyorlardı? Yüzlerce cevaplanması gereken soru vardı. İşte ben de çoğu zaman da bana verilen görevi çok aşarak bir aşk halinde bu insanlarla ilgili çalışmalarda bulundum. Gerçekten yüzlerce toplantının koordinatörlüğünü yaptım, istisnasız yüzlerce dede ve babayla, ozanla yüz yüze söyleşiler yaptım. Bunları yazılı metinler haline getirip halkın, araştırmacıların, okurların ilgisine sundum. Bunları takdir edersiniz ki CEM Vakfı bünyesinde yapsam da benimkisi bir tutku derecesinde bir uğraş olduğu için standart çalışma sistemlerini aşan bir yapıya büründü.
Bilemiyorum tüm çalışmalarım ilerde toplu olarak halka ulaşabilecek mi? Çünkü yayınlanan, deşifre edilen söyleşilerden çok daha fazlası şu anda bana ait olan arşivimde kayıtlı olarak duruyor. Gerçekten farklı yörelerden, ocaklardan, yapılardan, düzeylerden yüzlerce dede, baba, ozanla yapılan söyleşilerin Alevi/Bektaşi sözlü inanç, kültür ve edebiyat dünyasının açığa çıkmasında çok faydalı olacağına inancım var. Bu daha çok kendi kişisel imkanlarımla yaptığım bir şeydir. Belki bu kişilerle buluşmamda çalıştığım bana kurum önemli bir katkıyı bana sağladı ama bir gerçeğin ifadesi olarak da bu büyük oranda benim özverimle yaptığım bir şeydi.
Bir de CEM Vakfı adına yaptığım büyük bir uğraş vardı, Sayın İzzettin Doğan başkanlığında yaptığımız bu çalışmada ise üçü uluslar arası olmak üzere gerçekten birçok toplantı yaptık. Bu toplantılardan ikisinin kitapları da yayınlandı. Bu çerçevede benim insiyatif kullanarak oluşturduğum ve şu anda CEM Vakfı Arşivi’nde olan kasetlerden ve envanterden ise yeteri kadar yararlanılmadığını söylemeliyim. Umarım bunlar daha kullanılır hale getirilir.
Bu kitap çerçevesinde ve bir ölçüde de Anadolu’da ve Trakya’da yaptığım gezilerin de amacını, sonucunu gösteren toplantı sonuç yazılarını sizlerin ilgisine sunmayı uygun buldum.
Konu takdirlerinize, ilginize…
İnanç Önderleri Çalışmaları
Cumhuriyet’in 75. Yıldönümü’ne Muhteşem Armağan
Bin Yıllık Özlem Sona Erdi
Tarihi Toplantıyla Anadolu İnanç Önderleri Bir Araya Geldiler
AYHAN AYDIN
CEM Vakfı tarafından gerçekleştirilen “Anadolu İnanç Önderleri Birinci Toplantısı” 16-19 Ekim l998 tarihleri arasında çok büyük bir başarı ve çoşkuyla gerçekleştirildi. Alevilerin, Bektaşilerin, Mevlevilerin bin yıllık özlemi giderildi. Bin yıldır yapılmayan yapıldı. Tasavvufu hayatlarının özüne yerleştiren, Tanrı’yı insanda gören, hoşgörüyü, barışı, kardeşliği, paylaşımı, insana değer vermeyi her türlü meziyetin üstünde gören, atalarından aldıkları binlerce yıllık köklü inanç ve geleneklerini her zaman yaşatma bilincinde ve kararlılığında olan yeryüzündeki Aleviler’in, Bektaşiler’in, Mevleviler’in bayram günü, kutlu günü, yaşandı 16 Ekim’de. Bin yıldır bu toplumun inanç ve sosyal yaşamına yön vermiş onlara, tasavvufun ilkelerini, gönül kırmanın en büyük suç ve günah; insan sevmenin ise en büyük erdem olduğunu, almadan vermeyi öğretmiş, Tanrı’ya Türkçe ibadet edilmesi yolunu göstermiş, dedeler, babalar, ozanlar, aşıklar, zakirler toplandılar, ilk defa kendileri konuştu, ilk defa bu kadarı bir araya geldi, tanıştı, kaynaştılar.
10 Ekim l998 Cumartesi günü CEM Vakfı Yenibosna Kültür ve Cemevi’nde Genel Başkan Prof. Dr. İzzettin Doğan “Anadolu İnanç Önderleri Birinci Toplantısı”nın içeriği, kapsamı ve hazırlıkları hakkında kamuoyunu bilgilendirmek üzere geniş katılımlı bir basın toplantısı düzenledi.
Dünyanın dört bir yanından gelen dedeler, babalar, ozanlar üç gün öncesinden toplantıya gelmeye başladılar. Edirne’den, Tunceli’den, Isparta’dan, Antalya’dan, Malatya’dan, Balıkesir’den, Adıyaman’dan, Sivas’tan, Tokat’tan, İzmir’den, Çanakkale’den, Antalya’dan, Almanya’dan, Kanada’dan, İsviçre’den, Ankara’dan, Çankırı’dan gelen 700 dede, baba, ozan, aşık ve bu yolun yolcuları Aleviler, Bektaşiler, Mevleviler; 16 Ekim l998 Cuma günü şiddetli yağmura rağmen Taksim Atatürk Kültür Merkezi Salonlarına sığmadılar. Görülmemiş, duyulmamış bir coşku içindeydiler, Anadolu toprağından kopmuş gelmiş, Orta Asya’dan Kanada’lara uzanmış; insan sevgisini ve hoşgörüyü yaymış olan bu atalar. Gözlerinde sevinç, duygu, heyecan, kimisinin ellerine yansımıştı, heyecandan elleri titreyenler vardı. Anadolu Halk İnanç ve Kültürünün, Edebiyatı’nın yaratıcıları bir aradaydılar. Dedeler-dedelerle, dedeler- taliplerle, dedeler- babalarla, babalar- ozanlarla aşıklarla buluştu.
Bin yıllık özlemin giderilmesini sağlayan CEM Vakfı’nın Genel Başkanı Prof. Dr. İzzettin Doğan’ın onların tümünü kucaklayan, Anadolu ve Dünya Türk Halkları için neler ifade ettiklerinin önemini vurgulayan, onların haklı ve gerçekleşmesi gecikmiş taleplerinin tercümanı olarak yaptığı konuşması ise sık sık alkışlarla kesildi; salondaki 700 dedenin, babanın, ozanın duygu ve düşüncelerine tercüman olduğu için büyük sevinçle karşılandı.
Sunuculuğunu Abdullah Özcan’ın yaptığı törende bir konuşma yapan Devlet Bakanı Cavit Kavak da CEM Vakfı tarafından gerçekleştirilen böylesi bir tarihi toplantının Türkiye için de önemini vurgulayarak, İslamiyet’i Türk İnanç ve Kültürü’ne göre yorumlayan geniş halk kesimlerinin bu ülkenin ayrılmaz, vazgeçilmez parçaları olduklarını söyledi.
AKM’de gerçekleştirilen toplantıya ayrıca, CEM Vakfı yönetim kurulu üyeleri, şube başkanları ve siyasi parti temsilcileri ve Avni Akyol, Adnan Polat, Prof. Dr. Nevzat Yalçıntaş, Ali Talip Özdemir, Mahmut Işık, Seyfi Oktay, Cemal Uşak, Vatikan İstanbul Temsilcisi Monseyyör Georges Marouiteh, Latin Katolik Cemaati Ruhani Lideri Mansenyör Lui Pelatre, Süryani Kadim Cemaati Huriepiskopos Samuel Akdemir, Rum Ortodoks Cemaatinden Meletyos Sakulidis, Yugoslavya Konsolosu Rade Bulatovic, İran Konsolos Temsilcisi Musa Agazüde gibi değerli isimler katıldılar.
Otobüslerle CEM Vakfı Yenibosna Kültür ve Cemevine hareket eden Anadolu İnanç Önderleri; dedeler, babalar, ozanlar, zakirler yemeklerini yedikten sonra, kendilerine ayrılan salonlara geçtiler. İnanç önderinden en geniş şekilde yararlanmak, tekrarları önlemek ve farklı konularda bilgi almak maksadıyla 4 ayrı oturum halinde gerçekleştirilen toplantılara geçildi. İnanç Önderleri konuşmak istedikleri oturumlara katılarak fikirlerini, oturum konusundaki görüş ve düşüncelerini anlatma olanağına sahip oldular.
İki gün boyunca 8 Özel ve 2 Genel Oturum halinde toplam 10 ayrı toplantıda bir araya gelen İnanç Önderleri’nden yaklaşık 300’ü söz alarak konuşma olanağına sahip oldu ki bu da yine Türkiye tarihinde bir ilktir. Bu toplantıların tümü kameralar aracığıyla kaydedilmiş olup şu anda çok büyük bir kaynağa sahibiz. Yine 200 İnanç Önderiyle anketler yapılmıştır. Bir çanta içinde kitap ve dergilerle beraber daha önce hazırlanıp pullu zarflara konularak cevaplandırılıp geri göndermeleri isteğiyle, dedelere, babalara, ozanlara ayrı ayrı, sorular verilmiştir. Bunların cevapları ise yine çok büyük bir yazınsal kaynak olacaktır.
Oturumlar, Konuşmalar, Sonuçlar...
İslam Dünyasındaki gelişmelerin, Türkler’in Müslüman olmalarının, Osmanlı’nın kuruluşunun, Safevi Devleti’nin kuruluşunun anlatıldığı ve Prof. Dr. Niyazi Öktem başkanlığında, CEM Vakfı Başkan Yardımcısı ve aynı zamanda Dede olan Cemal Canpolat’ın danışmanlığında “Tarihsel Geçmiş” oturumuna katılan dedeler bu konulardaki fikirlerini açıkladılar. Sırasıyla söz alan İnanç Önderleri, Kerbela Olayı’nın trajik yanlarını, Hilafet meselesinde Aleviler’in tarihi olarak savundukları görüşleri tekrarladılar. Bu oturuma katılan Namık Kemal Zeybek’in Ahmet Yesevi’nin Türk Kültür ve İnanç Dünyası’ndaki yerine değinen konuşması ve bu inanç ve kültürü yaşamlarının içine yerleştirmiş olan Alevi ve Bektaşiler’in Mevleviler’in Türkiye için önemini belirten konuşması ilgiyle dinlendi.
Yine aynı saatte yani 15. 00’te başlayan “İnançsal Geçmiş” başlığı altındaki Oturumda da Eşref Doğan ve Yrd. Doç. Dr. Hüseyin Bal’ın başkanlığında “Tasavvuf ve Alevilik–Bektaşilik-Mevlevilik İçindeki İnançsal Kurumlar” konusundaki İnanç Önderlerinin düşüncelerine başvuruldu. Bu oturumda 24 dede söz aldı. Özellikle tasavvuf ve tasavvufun Alevilik’le bağlantısı konuşuldu. Oturumdan çıkan birkaç önemli nokta ise şöyleydi:
Oturum Özetleri
(Eşref Doğan, Yrd. Doç. Dr. Hüseyin Bal’ın):
Oturumda söz alanların görüşlerinin özeti.
Alevi-Bektaşi-Mevlevi düşüncesinin kaynağı tasavvuftur. Bunların hepsi insan merkezlidir. Tanrı’yı insanda bulma-arama düşüncesi temeldir. “Ara bul” diyen Hacı Bektaşi Veli, kendini bilen insanın Tanrı’yı da bileceğini ifade eder.
Evrende herşey Tanrısal mükemmelliğe sahiptir. Evrensel enerji yani Tanrı evrende ve dolayısıyla insanda görünüş alanına çıkmıştır. Bu tasavvufun Vahdet’i Vücut anlayışını ifade eder. Vahdeti Vücut, vücutların birliğidir. İnsan bu birliğin en güzel örneğidir. İnsan bir bütündür, dıştan içe doğru, bir hücreye kadar bu bütünlük vardır. İnsan evrenin özetidir.
Tasavvufa göre insan Tanrı’nın kulu değil, kendisidir. İnsan Tanrı’dan gelmiştir. İnsan-Tanrı birdir. İnsanı sevmek Tanrı’yı sevmektir. Bunun özü birdir. Gerçek Alevi- Bektaşi kendi zatını bilen kişidir. (Kendini bilen, Tanrı’yı bilir.) Alevi, Hakk-Muhammed-Ali yolunda olandır. Muhammed de Alevi’dir. Hz. Ali en büyük insandır. Alevi-Bektaşiler’in kimliğini kendini bulabilmesi için ikilikten uzaklaşması gerekir. Alevi-Bektaşi, insan-ı kamil olma yolunda olan kişidir. Kadın–erkek eşitliğini yaşayan kişidir. Kadının bu konumunu anlamayanlar, Aleviliğin ahlak düsturunu bilmeyenler, ona “sapık” suçlaması getirmektedirler. Onlar bir kişiye iftira atmayı dinin yasakladığı, kafirlikle eş değer tututuğunu bilmiyorlar. Bu kişileri kusurlarıyla başbaşa bırakıyoruz, kınıyoruz.
Gönül Allah’ın evidir. Ne gönül kalsın, ne yol kalsın. Eğer kalır ise, gönül kalsın, yol kalmasın. Biz Alevi-Bektaşiler; Ehl-i Beyt’e talip olmadan gurur duyuyoruz. Allah buyurduğu için biz Alevi’yiz. Hz. Muhammed, Hz. Ali benden, ben Ali’denim dediği için biz Aleviyiz.
Alevi-Bektaşi felsefesi, Kültürü sadece Anadolu ve Balkanlar’la sınırlı değildir. Bugün Alevi-Bektaşilik Avrupa’ya, dünyaya ulaşmıştır. Dünyanın evrensel kültürüne katkıda bulunmaya devam ediyoruz. Alevilik/Bektaşilik bir imtiyazdır.
Alevilik-Bektaşilik-Mevlevilik İçindeki İnanç Esasları başlığı adı altındaki 3. Oturum’un başkanlığını Baki Öz, danışmanlığını Adil Ali Atalay yaptı. Oturumda İnanç Önderleri’nin Alevilik Kur’an, Sünnet, Şeriat, Ahlak Esasları, Dört Kapı Kırk Makam, Hz. Ali Sevgisi, Ayini Cem, Halka Namazı, Semah, Hızır ve Muharrem oruçları hakkındaki fikirleri alındı. (Oturumda 34 dede söz istemiş olup, bunların 23’üne söz hakkı verilebilmiştir.)
Oturum Özeti (Baki Öz): Alevilik’te “El ele el Hakk”a anlayışı vardır. Bu birlik ve beraberlik olarak yürütüldü.
Anadolu’yu Anadolu dedeleri ve babaları aydınlatmıştır. Alevilik, Hz. Ali ile başlamıştır. Dedeler, babalar Aleviliği bugünlere getirmişlerdir. Dedelik, dergahlarda veya eğitim kurumlarında alınan bir eğitimden sonra yapılabilir. Aleviliğin Kur’an’da yeri vardır, Kuran’a dayanır. Alevilik, İslam’ın özü bir yorumdur. Semahlar bir ibadettir ve cemlerde yapılır. Uluorta yapılması uygun değildir. Semah oynanmaz dönülür. Alevilik hiçbir dinde ve inançta olmadığı kadar kul hakkını öne çıkarır ve sahiplenir. Ölümden önce razılık almak Alevilik’te vardır. Gençlik üzerinde durulmalı ve eğitilmelidir. Cemler Kur’an ve ayetlerle yürütülür. İbadet Türkçe yürütülmüştür ve yürütülmelidir. Alevilik, 4 kapı 40 makam üzerine oturtulmuştur. Alevilik, Hz. Ali çevresinde toplanan inancın adıdır. Devletten eğitim için haklar ve vergilerimizin karşılıklarını istemeliyiz. Türkiye’deki Kur’an çevirileri eksik ve yetersizdir. İçkili ibadet yapılmaz.
“Alevilik-Bektaşilik-Mevlevilik’te Temel Kurumlar ve İşlevleri” başlığı altındaki 4. Oturumda, Alevi Ocakları, Alevi-Bektaşi Tekke ve Dergahları ve Bektaşi Meydanı, Mevlevilik ve Mevlevihane, Dedelik Kurumu, Babalık Kurumu, Düşkünlük ve Musahiplik Kurumu konularında 1 ozan, 1 Bektaşi babası, bir Mevlevi Dedesi (Hasan Çıkar), 22 Alevi dedesi görüş ve düşüncelerini açıkladılar. Oturumun başkanlığını Dr. İsmail Engin, Gülağ Öz yaptı. Danışman dede sıfatıyla Aşık Ali Metin Dede’nin de görüşlerine başvuruldu.
Oturumun Özeti (Dr. İsmail Engin):
Mevlana, Hacı Bektaşi Veli ve bütün veliler birdir. Erkanda değişikler olabilir; ama esasta özde değişiklikler yoktur. Alevilik, Bektaşilik, Mevlevilik insan sevmenin, hoşgörünün yoludur.
Alevilik, Bektaşilik, Mevlevilik’te “dede” yolcusuna kimlik vermekle yükümlüdür. Bektaşilik de ve Mevlevilik de Aleviliğin içindedir. Aleviler, Bektaşiler, Mevleviler demokratik Türkiye Cumhuriyeti’nin temel olan laikliğin teminatıdırlar. Alevilik’te insan hak ve hukukunun çiğnenmemesi, adalet esastır. Ocaklar, Osmanlı döneminde genel itibariyle oluşmuşlardır. Bu oluşumda Osmanlı baskısının etkisi büyüktür. Ocakları yerel farklılar olarak nitelemek gerekir. Yerel farklılıklar da özü esas almakta, ona hizmet etmektedir. Dedenin de yol erkana gerip (yılda bir kez) arınması, görülmesi gerekmektedir. Dede çağın ilerisinde olmalıdır, kendisini yenilemelidir. Hakkullah cemevlerine verilmelidir. Alevilik yardımlaşmadır. Musahiplik bunun temel göstergesidir. Artan bir şekilde eğitime önem verilmelidir. Mutlaka cemevleri olmalı ve desteklenmelidir. Görgü cemleri, yöresel olarak sürdürülmeli; cemevinde yapılmamalıdır. Çünkü cemevinde olduğu takdirde görsel olmaktadır. -kent için-. Dedeler üst kurulu oluşturulmalıdır. Bu seçimle olmalıdır. Seçime sadece dede olanlar katılmalıdır. İbadetle töre birbirinden ayrılmalıdır.
17 Ekim l998 Cumartesi sabah saat 10. 00-13. 00 Arasında ise Cuma günü tüm Anadolu İnanç Önderleri’nin katıldıkları genel toplantıyla, bir gün evvel yapılan ve sonuçlarını yukarıda özetlediğimiz oturum sonuç bildirilerinin oturum başkanları tarafından açıklaması yapıldı. Dört oturumun sonuçları tartışıldı. Bu oturumlar hakkında görüş bildirmek isteyen, farklı görüşte olanların konuşmalarına olanak tanındığı bu genel oturumda söz alan onlarca inanç önderinin de fikirlerinin alınmasıyla demokratik bir anlayışla oturum bitirildi. CEM Vakfı Genel Başkanı Prof. Dr. İzzettin Doğan Anadolu İnanç Önderleri’ne hitaben bir konuşma yaptılar.
Öğlen yemeğinden sonra ise yüzlerce inanç önderi CEM Vakfı Yenibosna Kültür ve Cemevi’nin önünde bir araya geldi ve bugünün ölümsüz anısına fotoğraf çektirdiler. (Çektiğim bu fotoğraf benim için de tarihi bir anı olacaktır.) Daha sonra diğer oturumlara geçildi.
“Anayasa-Diyanet İşleri Başkanlığı” başlığı altındaki 5. Oturumda Prof. Dr. İzzettin Doğan’ın başkanlığı’da İnanç Önderleri; Anayasa, Diyanet İşleri ve Aleviler’in Diyanet İşleri Başkanlığı karşısındaki konumları hakkında görüş ve düşüncelerini anlattılar.
“Alevi Bektaşi Mevlevi Edebiyatı ve Folkloru“ ana başlığı altında; Alevi/Bektaşi Halk Edebiyatı Ve Ozanlığı, Ozanların Şiirlerindeki Temalar, Alevilik/Bektaşilik’le İlgili Tüm Edebi Metinlerin İncelenmesi Ve Bunlardan Yararlanılabilme Olanaklarının Araştırılması, Alevi Müziği, Güzel Sanatlar, Semahlar v. b. konuların tartışıldığı 6. Oturumun başkanlığını ise Metin Turan, Melih Duygulu ve danışman olarak Adil Ali Atalay yaptılar. Bu oturuma katılan; Kul Hasan, Mahmut Erdal, Aşık Hüdai, Ali Ekber Gülbaş (Ekberi), Aşık Yoksul Derviş (İsviçre’den geldi), Ozan Esrari, Aşık Müslüm Seyrani gibi ünlü ozanlarımız görüş ve düşücelerini hem sözle hem şiirle, hem de sazla dile getirdiler.
Oturum Özeti (Metin Turan, Melih Duygulu, Adil Ali Atalay):
Ozanlarımız dün olduğu gibi, bugün de 72 milleti aynı gözle görmeye özenle devam edeceklerini, Aleviliğin ve Bektaşiliğin demokrasi ve insan haklarının savunucusu olduklarını belirtmişlerdir. Tüm bu fikirleri halk konserleri aracılığıyla duyurmak istemektedirler.
Alevi Edebiyatı içinde yer alan metinlerin günümüz Türkçesi ile yayımlanarak eğitimde kullanılmasını istemektedirler. Değişik ocaklar ve dergahlara bağlı halk ozanları bu oturumda söz olarak duygularını dile getirdiler. Sözün ve şiirin Alevi Bektaşi kültüründeki önemini dile getirerek halkın tüm duygu ve düşüncelerini kendi şiirlerinde el aldıklarını vurguladılar. Kültür’ün en önemli temsilcileri olan ozanların yer aldığı toplantıda aşıklar, yarışma sölen vb. etkinliklerin CEM Vakfı tarafından yapılmasını önermektedirler. Bir enstitü çatısı altında toplanma konusunda birleşmektedirler. Bu enstitü aracılığıyla kendilerini daha da geliştireceklerini dile getirmektedirler.
“Günümüzde Alevilik-Bektaşilik-Mevlevilik” başlığı altında gerçekleştirilen 7. Oturum’da ise Köylerdeki, Şehirlerdeki Aleviler’in Sorunları; Alevi Bektaşi Örgütlerinin Durumu, Türk Eğitim Sistemi İçinde Alevilerin Yerleri konularında İnanç Önderleri görüş ve düşüncelerini anlattılar.
Toplantıyı Rıza Zelyut ve Dr. İsmail Engin yönettiler.
Oturum Özetleri (Rıza Zelyut): Aleviler’in ve derneklerin birliği sağlanmalıdır. Alevilik de din eğitimine alınsın. Diyanet ya kaldırılsın ya özerk hale getirilsin. Dede okulu açılmalıdır. Dede kültürlü olmalıdır. İbadette (cemde) ortak bir şekil oluşturulmalıdır. Alevi örgütlenmesinde inanç baz alınmalıdır. Alevi aileler çocuklarına evde de Aleviliğin öğretebilmesi gerekir. Devlet, Aleviler’i 2. sınıf görmemeli, Aleviler de devletin içinde yer almalı. Alevi çocukları da Kur’an öğrenmeli, okumalı...
(Dr. İsmail Engin): Temel sorunlar sosyal, ekonomik ve siyasal yapı(lar)dan kaynaklanmaktadır. “Kültür yozlaşması” büyük bir tehlikedir. Zorunlu din dersleri kaldırılmalı, seçmeli hale getirilmelidir. Eğer kaldırılmıyorsa, müfredat programları Alevliği de içine alan tarzda veya Sünniliği ve Aleviliği içermeyecek şekilde değiştirilmelidir, geliştirilmelidir. Dedelerin eğitim düzeyleri arttırılmalıdır. Bunun için “dede okulları” oluşturulabilir.
Diyanet İşleri Başkanlığı;
a-kaldırılabilir, b-cemaatler eşit oranda temsil edilebilir, c-Aleviler, onun bütçesinden pay almalıdır. Kuşaklar arası farklılıklara ve bunların dede-talip ilişkilerine yansıması önlenmelidir. Bunun içinde dedelerin yetiştirilmesi gerekir. Dede-talip arasındaki eğitime farkı-varsa- giderilmelidir.
Devlete sahip çıkılmalı, kurumlarında görev alınmalı, devleti reddetmemelidir. Dedelerinin birbiriyle iletişimi arttırılmalıdır. Cemevleri desteklenmeli, geliştirilmelidir. Yol bir, sürek bir olmalıdır.
“Cem Kültür Evleri ve Tasavvufi İslam Enstitüsü” başlığı altında, Cem Kültür Evlerinin Günümüzdeki Durumu Nedir, Nasıl Olmalıdır?; Cem Kültür Evlerini Kim Nasıl Yapmalıdır?; Cem Kültür Evlerini Neye Göre Kim Yönetmelidir?; Cem Evi Yerine CEM Kültür Evi Adı kullanılmalı mıdır?; Dedeler ve Zakirler Nasıl Yetiştirilmelidir; Dedeler Okulu Açılmalı mıdır? vb. soruların yanıtlarını İnanç Önderleri’nden; oturum başkanları Baki Öz, Attilla Fırat, Yrd. Doç. Dr. Serdal Uğurlu almaya çalıştılar. Onlara danışman olan dedemiz ise Musa Küçük’tü. (Bu oturumda 24 dede söz alıp, konuştu).
Oturum Özeti (Baki Öz, Atilla Fırat, Serdal Uğurlu):
Kentsel yaşamda mutlaka Kültür ve Cemevlerine ihtiyaç vardır. Belirli (Kültürümüzü yansıtan) bir mimari olmalıdır. Cami, kilise gibi. Cem kültür evlerinin dini yöneticisi mutlaka Ehlibeyt soyundan gelen dedeler yönetmelidir. Fakat hiçbir dede çocuğunu yetiştirmek için gayret görtermemektedir. Düşünce çoğunluğa aittir. Cem kültür evi adı kullanılmalıdır. Yasal dayanağa kavuşturulmalıdır. Mutlaka enstitü kurulmalıdır. Dedeler talibinden daha bilgili olmalıdır. Bunun için de dedelik okulu açılmalıdır. Kadınların mutlaka yönetimde yeri olması gerekir. Cemevlerine kesinlikle siyaset girmemelidir.
Akşam yemeğinden sonra ise oturumların yapıldığı binada bulunan büyük cemevinde büyük bir katılımla cem yapıldı. Mehmet Özdurmaz’ın post dedeliğini yaptığı onlarca dede, ozan, yazar biraraya geldiler. Hepsi aynı cemde cemolmanın çoşkusundaydılar. Cem salonuna sığmayan binlerce insan “Hakk-Muhammed-Ali” nidaları içinde yüzlerce yıllık ibadetlerini yürüttüler. Daha sonra otobüslerle misafirler konuk oldukları evlere ve otellere götürüldüler. Yol boyunca ve otellerde bir araya gelen İnanç Önderleri saatlerce sohbet ettiler, tanıştılar, kaynaştılar.
18 Ekim l998 Pazar günü yine saat: 10. 00-13. 00 arasında bir gün önce yani 17 Ekim l998 Cumartesi günü yapılan oturumların sonuçları oturum başkanları tarafından İnanç Önderleri’ne okundu. Gerekli tartışmalar yapıldı. Konular hakkında veya genel konularda söz alan onlarca İnanç Önderine söz hakkı verildi. Yine geniş bir görüşme, konuşma, tartışma ortamı oluşturuldu.
Yemeklerini yiyen, dört yıl içerisinde Anadolu’nun değişik yörelerinde derlediğim Anadolu’nun rengini taşıyan Anadolu İnanç Önderleri Fotoğraf Sergisi’ni gezen, herhangi bir olumsuzluk durumu olasılığına karşın AGF tarafından sigortalanan, birbiriyle vedalaşan, yol paralarını alan yurdun dört bir yanından gelen Anadolu İnanç Önderi sonsuz bir huzur ve mutlulukla ayrıldılar Kültür ve Cemevinden. İlk geldikleri günkü heyecan ve sevecenlik okunuyordu gözlerinden. Büyük bir mutlulukla, gururla sarıldılar birbirlerine ve kısa sürede tekrar bir araya gelmek üzere hayatlarının belki de en güzel anlarını, anılarını yanlarına alarak gittiler.
SONUÇ...
CEM Vafkı tarafından yaklaşık bir yıldır sürdürülen bir çalışma sonucunda gerçekleştirilen Anadolu İnanç Önderleri Birinci Toplantısı, Türk Tarihi, Alevi-Bektaşi Tarihi, İslam Tarihi, Anadolu Halk İnanç ve Kültürleri Tarihi açısından son derece önemli bir toplantı olup, çok önemli sonuçlar doğurmuştur/ doğuracaktır.
Bu toplantı her şeyden önce böylesi geniş katılımlı ilk ve tek toplantıdır. Bin yıldır, kırık sazıyla bu inancı her türlü zahmete katlanarak, hiçbir karşılık beklemeksizin bugünlere getiren yaklaşık 700 Anadolu İnanç Önderi; dedeler, babalar, ozanlar ilk kez toplanmıştır.
Üç gün gerçekleştirilen oturumlarla yine ilk kez yaklaşık 300 İnanç Önderinin görüşü alınmış, bunların kayıtları tutulmuştur.
Tümüyle demokratik bir ortamda olanakların elverdiği oranda hiçbir kısıtlama ve yönlendirme olmadan tüm katılımcıların (tüm farklı görüş sahipleri de dahil) fikirlerine başvurulmuştur.
Toplantıya katılan İnanç Önderleri’nin adres, telefon, ocak listeleri tutularak bundan sonraki çalışmalar için temel bir rehber elde edilmiştir.
Yaklaşık 200 İnanç Önderiyle kişisel ve inançsal içerikli anket yapılmıştır.
Tarihte ilk kez bu kadar sayıda bir araya gelebilen dedeler, babalar, ozanlar birbiriyle tanışma, konuşma olanağına sahip olmuşlardır ki bu dedelerin birbirleriyle iletişimleri için son derece önemli sonuçlar doğurmuştur-doğuracaktır.
Kendilerine sahip çıkıldığının gururunu yaşayan İnanç Önderleri bu olaydan duygulandıkları kadar yüzyıllardır ihmal edilmelerinin ezikliğini bir tarafa bırakarak yeniden aynı heyecanla görev yürütme aşkına kavuşmuşlardır.
Notlar... İzlenimler... Notlar... İzlenimler...
Toplantı boyunca söyleştiğim kırktan fazla dede, yazar ve ozandan “Anadolu İnanç Önderleri Birinci Toplantısı” hakkında görüşler:
Halk Ozanı Hüdai (Ankara’dan geldi): Bence bu bizim için tarihi bir olay. Arkadaşlar konuşma olanağına sahip oldular. Şiirler okudular. Gelecek hakkında fikirlerini açıkladılar.
Raşit Tanrıkulu (Ankara’dan geldi): Allah sizden razı olsun, böyle güzel bir toplantı görmedim. Çok hasta olduğum halde senin rican üzerine geldim. Konuştum. Diğer dedelerle tanıştık. Çok mutluyum, huzurluyum. Allah daima böyle günler göstersin.
Hüseyin Orhan Dede: Bin yıldır bu yolu süren dedeleri bir araya getirenlere ne mutlu.
Ahmet Rıza Dedegarkın (Malatya’dan Gelen dede): Çok güzel. En azından Türkiye’deki dedeler birbirini görmüş oldu, tanımış oldu.
Celal Akyol: (Adana’dan geldi). Bu fevkalede önemli bir toplantıdır. Etkisi çok büyük olacaktır. Şimdiye kadar hiç aksaklık olmadı. Konuşma, tanışma olanağına sahip olduk.
Metin Turan (Folklor Edebiyat Dergisi Yayın Yönetmeni, Araştırmacı Yazar -Oturum Başkanı– Ankara’dan Geldi): İnanınki çok etkilendim. Böylesi tarihi bir toplantıda görev almak benim için gurur ve onur verici bir olay. Çok geniş bir katılım oldu. Halk ozanları kendileri için de CEM Vakfı tarafından ayrı bağımsız bir toplantı düzenlenmesini istiyorlar. Bir araya gelen ozanlar görüş ve düşüncelerini açıkladılar.
Dr. İsmail Engin (Deutsches Orient Enstitü, Hamburg, Almanya, Oturum Başkanı): Benim için hayatımın ilginç deneyimlerimden birisiydi. Çok etkilendim. Organizasyon çok başarılıydı. Tarihi bir olay. Cuma günü yağmurlu bir günde binlerce insan AKM’ye sığmıyor.
Hayri Dede: Çok mutluyum bu kadar kalabalığı bir arada görmekten.
Muzaffer Göndoğan (Şiran Çal Köyü Dernek Başkanı): Çok sevindim böyle bir toplantıya katıldığım için.
Av. Kemal Şeker: Kimi konuşmalarda derinliğe inilemedi. Ama çok önemli bir toplantıydı. İşin temeli yasal konulardır. Bunlara inilmeliydi.
Kul Hasan (Halk Ozanı, Ankara’dan geldi): Düşüncelerimizi açıkladık, şiirler okuduk. Diğer oturumlara katıldık, ozan dostlarla hasret giderdik. Çok güzel bir toplantıydı.
Kalender Topalcengiz (Malatya’dan gelen ozan dede): Bu bence Alevi tarihinin en güzel günlerinden birisi. Bu kadar insanı, bu kadar dedeyi, ozanı bir arada görmek beni çok duygulandırdı. Birçok insanla tanıştım. Bu toplantıyı yapanlardan Allah razı olsun diyorum.
Gülağ Öz (Araştırmacı/Yazar): Bence de tarihi bir toplantı. Çok güzel konuşmalar yapıldı. Sonuçları çok etkili olacak bir toplantı.
Adil Ali Atalay (Halk Ozanı, Araştırmacı-Yazar, Oturum Danışmanı): Bizi eşkiyalar bile bir araya getiremezdi. Şu saatte, şu yağmurda kimse bizi bir araya getiremezdi. Biz gönül birliği için geldik. Bu yüzyılların özleminin bitmesi demektir. Burada bugün o kadar sevinçliyim ki, bu günleri de gördük. İlk kez dedeler toplandılar. Bu bir kurultaydır. 600 dede bir eve gelip de o evi yıkmamışsa bilinki bu iş düzelecektir. Artık birbirlerini tanımak, sevmek zorundadırlar.
Hüseyin Yalçın Dede (Adana Hacı Bektaşi Veli Kültür Derneği Başkanı): Toplantının ismi Dedeler toplantısı olmalıydı. Ama çok büyük bir toplantı. Bölünme ve parçlanmadan kurtulmak için tarihi bir fırsat.
Doğan Bermek (CEM Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi, Kültür Komisyonu Başkanı): Anadolu Kültürü 600 yıl baskı altına alınmış. Hiçbir toplumsal çatışmaya ve çelişmeye mahal vermeden. Bu baskı altındaki kültürün tekrar ayağa kalkması, tekrar bir araya gelmesinin bir başarı olduğuna inanıyorum.
Mehmet Tosun Dede (Esenyalı): Bu ilk dedeler toplantısındaki organizasyon beni o kadar memnun etti ki anlatamam. Bu kadar önemli bir toplantıyı yapanlara Allah Eyvallah.
Aydın Sevim Dede (İstanbul): Bu ve buna benzer toplantıları düzenleyenlere müteşekkirim. Gönül ister ki bu toplantılar sık sık yapılsın. Bu toplantı bana kimliğimizi açıklama cesaretimizin nereye geldiğini gösterdi.
Hasan Hüseyin Aslan Dede (İzmir’den) : Ben isterimki bu toplantı tüm Türkiye’ye yayılsın. Her ilimizde bu toplantılar yapılsın.
Hakkı Saygı Baba (İstanbul): Bazı genel tekrarlar, bilinenlerin söylenmesi olsa da tarihi bir toplantıydı. Benim saptayabildiğim kadarıyla kırktan fazla Bektaşi Babası da geldi.
Kazım Kızılgöz Dede (Esenyurt’tan): Çok uyuşumlu konuşmalar oldu. Çok iyiyiydi. Sarılıp yurduna sahip çıkan, Ali Aba’ya sahip çıkma kararlılığını gördüm. Şad oldum.
Adnan Polat (İşadamı): Düzenleyenleri kutluyorum. Çok önemli bir olay.
Cafer Koç (CEM Vakfı İsviçre Basel Şube Başkanı): Tarihi bir toplantı.
Zeynel Erdoğan Dede (Hollanda): Alevi tarihine geçen bir olaydır.
Hasan Aydoğdu (Sarıgazi): Çok güzel bir toplantı.
Abo İlhan Dede (Ozan): İleriki çalışmalar için bir temel toplantıdır bu.
Avni Akyol (Milli Eğitim Eski Bakanı): CEM Vakfı’nın her yaptığı etkinlik çok güzel oluyor. Bunun amacı da çok anlamlı. İzzettin’in Doğan’ın başkanlığında çok olumlu şeyler oluyor.
Hıdır Yıldırım (Araştırmacı -Yazar): Çok iyi oldu. Emeği geçen herkese teşekkür ederim.
Mustafa Temel (Hubyar Şeyhi): Alevilik bir inançtır. Bu toplantı bu inanç için önemli bir fırsattır.
Şahin Bal (Mannheim Alevi Kültür Merkezi Yönetim Kurulu Üyesi): Bir tarihi olay. Etkileri uzun vadeli olacaktır.
Eraslan Doğanay Dede (Tokat): Televizyonun eksikliniğini çok hissettik. Böyle büyük bir toplantıyı tüm dünya duymalıydı.
Kutluay Erdoğan (Eğitimci -Yazar): Cumhuriyetle birlikte Aleviliği bu yapı içinde değerlendireceğiz. Kültür yapısı içinde değerlendireceğiz. Anayasa’ya dayalı olarak kimliğimizi bulalım.
Eşref Doğan (Malatya- Dede, Oturum Başkanı): Herhalde 1400 yıllık tarihimizde bir kilometre taşı. Bir dönüm noktası. Bugünlere kadar çeşitli eziyetlerle buraya kadar gelen bir inancın mensuplarının Cumhuriyet’in 75. Yılındaki bu ayrıca bir anlam ifade ediyor bundan sonraki güzelliklere bir vesile olacak bir başlangıç olarak görüyorum.
Şıh Ali Metin Dede (Ankara): Gelin canlar bir olalım. Allah adını kullanalım. Dirliğimizi birliğimiz için Hü!
Seyyid Dursun Doğanay (Yunus Emre Dernek Başkanı, İzmir): Mutlu olur hür yaşardık –çıkarcılar olmasaydı/ Engelleri hep aşardık. Çıkarcılar olmasaydı. / Hak olurdu kazancımız bir olurdu inancımız. Ne gavur olur ne hacımız/ Çıkarcılar olmasaydı.
Hüseyin Erdoğdu (Almanya’dan): Bugün hayatımın en mutlu günü.
Ali Garkın (Eskişehir): Olanağanüstü bir gün. Çok mutluyum.
Abdullah Ceylan (Yozgat): Ne ararsın Tanrı ile aramda – Sen kimsin ki orucumu sorarsın. Hakikaten gözün yoksa haramda başı açığa niçin türban sorarsın?
Halk Ozanı Yoksul Derviş (Belçika’dan): Yoksul Derviş selam gönül bağından / Afyon Karahisar Emir Dağı’ndan / İnsanlık dergahı dost ocağından – Hakikate giden yollar bizdedir. Bu toplantıyı duyduk Belçika’dan can attım geldim.
Mehmet Özcan (CEM Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi): Toplantı fevkaledeydi.
CEM DERGİSİ, KASIM 1998, YIL 30, SAYI 84
EKİN İDİK OLDUK HARMAN, AYHAN AYDIN, (ALEVİLİK BEKTAŞİLİKLE İLGİLİ HABERLER, ETKİNLİKLER, SÖYLEŞİLER, YORUMLAR, FOTOĞRAFLAR – 1992 - 2004), 2005, İstanbul, KAHRAMAN OFSET, (SAYFA: 388-397)