ÂŞIK DAİMİ (İSMAİL AYDIN)
Cumhuriyet dönemi en önemli Alevi halk ozanlarından birisi olan Âşık Daimi, kendine özgü bir yaşam tarzı geliştirmiş, sazıyla, sözleriyle onlarca ozanı da etkilemiş, ismini yüreklere yazdırmış çok büyük bir değerimizdir.
Aslen Erzincan’lı olan ozanımız Âşık Daimi; 1932’de İstanbul’da doğmuş, 17 Nisan 1983’de de İstanbul’da Hakk’a nail olup sonsuzluk âlemine göç eylemiştir. Kabri Karacaahmet Mezarlığı içindedir.
Alevi inanç dünyasında çok önemli olan dedelik kurumunun köklerinden bir ocakzade de olan Âşık Daimi; çok erkenden ünlenmiş, sesiyle olduğu kadar olgunluğu ve Aleviliğin olmazsa olmazı olan kemalet sahibi arif bir öncü olmasıyla da hafızalarda derin izler bırakmış bir büyük aşığımızdır.
Âşık Daimi tüm eserlerinde insan olmayı, insanlığın temel değerlerini, gönül yapmayı, gerçek öz sevgiyi, insanlara saygıyı dile getirmiştir.
Âşık Daimi; Aleviliğin olmazsa olmazı olan gönül kırmamayı, meclis insanı olmayı, senlikten / benlikten arınmayı, dost ve kardeş olmayı, paylaşmayı, ulu erenlere / pirlere bağlılığı, sevgi, saygı duygularını hemen tüm ürünlerinde işlemiştir.
Âşık Daimi, Aleviliğin geleneksel olarak kuşaktan kuşağa gelen yol ve inançla ilgili bilgileri, öğretileri derinden özümsemiş, benimsemiş ve her haliyle ortaya koymuş, bu özelliğiyle de birçok ozandan ayrılmış, kendine has bir kimlik kazanmıştır.
O elbette sevdaya, doğaya, insanın türlü hallerine dair şiirler de yazmıştır. Ama Âşık Daimi’yi Âşık Daimi yapan temel unsur, temel başat fark onun Alevi Yolu’nun temel değerlerini hiç ara vermeden, sürekli bir şekilde şiirlerinde / eserlerinde işlemesi, sazını Alevi Yolu’nun inançsal değerleri için çalmasıdır.
Bu haliyle o aslında aynı zamanda son dönemde, cemlerin, muhabbetlerin, Aleviliğin sözlü anlatımının en doğal temsilcilerinden birisi olmuştur.
Âşık Daimi çok ama çok duygusal bir insan olmasının ötesinde, eserlerini çok ezgili söylemiş, bu haliyle yaralı gönüllere ilham olmuş, belleklerde birçok ozana nasip olmayacak şekilde yer etmiş bir aşığımızdır.
Âşık Daimi daha çok inançsal, geleneksel konulara yönelmiş olsa da; sosyal konulara elbette duyarlı, bilinçli bir Alevi aydınıdır.
O her zaman, düzene karşı yumruk sıkanların yanında yer almış, ne zaman kalkınır Doğu Elleri, seçim gelir oyumuz yok / biz vatandaş değil miyiz, ezilen ezenden hakkın alacak, her geçene soruyorum nerde bizim demokrasi, herkes Ay’a gidiyor bizim halimiz ne olacak, demiş, her zaman, her yerde halkının sesi, avazı da olmuştur.
Onu sıradan bir cem zakiri gibi görenler de olabilir. Zakirlik; Hakk’ın dile gelen kemaliyse elbette cem zakirleri de, konuşan Kur’an olan bağlamanın Alevi – Bektaşi Yolu’nun benzersiz dellalları, avazlarıdır. Alevi cemlerindeki on iki hizmetten birisi de zakirlik kurumudur.
Alevi Ozanlık / Âşıklık geleneğinde zaten her şey zaten buradan başlamıyor mu? Alevilik’te her şey zakirlik’ten, doğruları, Kaygusuz Abdalları, Şah Hatayileri, Pir Sultanları, Kul Himmetleri yaptıkları gibi Aleviliğin – Bektaşiliğin tüm güzelliklerini zikretmekten geçmiyor mu?
Evet, o da Âşık Veysel gibi çizgisini hiç bozmadan, aynı doğru bildiği yoldan yürümüştür.
Aldığı sahneleri sonuna kadar dolduran, yerelden evrensele ulaşabilmede türlü türküler söyleyen, Alevi – Bektaşi halkının duygu ve düşüncelerini, hislerini benzersiz bir şekilde dile getirmesiyle Âşık Daimi, sazıyla / ölümsüz dizeleriyle halkının bağrında, yurdunun kültür ekininde sonsuza kadar yaşamaya devam edecektir.
Anısına Sonsuz Saygı ve Muhabbetlerimle…
Ayhan Aydın
2021